Husiler Marib’de kayıp vermeye devam ediyor

Hacca’da Husi milislere yönelik 14 baskın düzenlendi.

Fotoğraf Reuters
Fotoğraf Reuters
TT

Husiler Marib’de kayıp vermeye devam ediyor

Fotoğraf Reuters
Fotoğraf Reuters

Husi milisler, gruba yeni savaşçı alarak başta Hacca ve Marib olmak üzere savaş cephelerine göndermeye yönelik kampanyalarına devam ediyor. Yemen ordusuna bağlı askeri medya organının bildirdiğine göre Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu, 7 Mart’ta Marib’in güneyindeki milislerin askeri araçlarını hedef aldı.
Koalisyon, 24 saat içerisinde Hacca vilayetinde Husi milislere 14 operasyon düzenledi. Suudi Arabistan resmi haber ajansu SPA tarafından Twitter üzerinden yapılan açıklamada, 9 askeri aracın imha edildiği ve milisler arasında ölümler meydana geldiği kaydedildi.
Yemen ordusuna ait ‘September.Net’in haberine göre kuvvetler, Marib’in güney cephesinde Husi milisleri büyük can ve mal kayıplarına uğrattı.
Üçüncü Askeri Bölge Kurmay Subayı Tuğgeneral Abdurrakib Dibvan, ordu ve halk direniş güçlerinin el-Faliha cephesinde milislere saldırı girişimlerinin ardından şiddetli askeri çatışmalara girdiğini belirtti. Dibvan, “Ordunun, direnişin ve meşru hükümeti destekleyen Koalisyon savaşçılarının açtığı ateşte onlarca milis öldü, onlarcası da yaralandı. Birok milis de esir alındı” dedi.
Ordunun internet sitesine göre Arap Koalisyonu’na ait bir uçak, Marib’in güney cephelerindeki çatışma hattı boyunca İran destekli milislere hava saldırıları düzenledi. Milisleri ve askeri aralarını hedef aldı. Saldırılarda milis saflarında can ve mal kaybı meydana geldi.
Yemen ordu medyasına göre milisler, Abs’ın kuzeyinde ve Harad’ın doğusunda yaşadıkları kayıplara rağmen Hacca sınır cephelerine daha fazla unsur göndermeye devam ediyor.
Yemenli araştırmacı ve gazeteci Mahmud et-Taher, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada milislerin ‘ilan edilmemiş bir olağanüstü hâl kanunu oluşturduğunu’ doğruladı. Taher konuya dair şunları söyledi:
“Bununla, vatandaşların mallarının yarısına el konularak 14 yaşına ulaşmış herkesin zorunlu seferber edilmesi hedefleniyor. Milisler, bunu sahada uygulamaya başladı. Bu karar, savaşlardaki büyük kayıplara ek olarak halkın milis saflarına katılmaya karşı durması sonucu alındı.”
Taher, Husi milislerin, halkı kendi saflarında savaşmaya zorlaması ile eş zamanlı olarak meşru hükümetin elindeki mahkûmlar için de pazarlık yapmaya çalıştığını vurguladı. “Siyasi istişarelere girmeyi kabul etmelerinin amacı, cephelerdeki baskıyı, özellikle de uluslararası baskıyı hafifletmekti” dedi.
Mahmud et-Taher sözlerini şöyle sürdürdü:
“Savaşı uzatan ve Yemen halkının acılarını şiddetlendiren Husi eylemleri, kontrolü altındaki bölgelerde büyük bir baskı oluşturdu. Bu gruba karşı öfkeli bir halk hareketi var. Her an patlayabilecek hareketler mevcut. Bu yüzden Husiler zorunlu askerlik istiyor.”
Hacca vilayetinde artan gerilime ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Taher, Husi liderlerin ‘büyük kazanımlar elde etmeye, savaşçılarının ve liderlerinin terörist grup olarak sınıflandırılmaları ve Marib ve Şebve’de maruz kaldıkları ezici yenilgi nedeniyle moralini yükseltmeye’ çalıştığını dile getirdi.
Taher, Hacca’da, el-Beyda’da, Marib’de ve Taiz’de çatışmaların devam etmesi halinde Husilerin barış çağrısında bulunacağını ve askeri gerginliği durduracağını söyledi. Aynı şekilde mevcut koşulların, milislerin her seferinde saflarını toplamasına yardımcı olan uluslararası istişarelerden uzak şekilde, Yemen’deki savaşı sona erdirmek amacıyla geniş çaplı bir askeri operasyon başlatmak için uygun olduğunu vurguladı.
Mahmud et-Taher, meşru hükümete ait uçakların geçen pazar günü Hacca vilayetinin batısında Husi milisleri büyük can ve mal kayıplarına uğrattığına dikkat çekti. Uçakların, Abs ve Harad bölgelerindeki milis mevziilerini ve araçlarını hedef aldığını belirten Taher, ordu medyasına göre saha komutanları da dahil olmak üzere onlarca milisin öldürüldüğünü, onlarcasının da yaralandığını bildirdi.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.