İran basını: İsrail'in dünkü Suriye saldırısında Devrim Muhafızlarından 2 komutan öldü

Suriyeliler, İsrail'in Şam yakınlarındaki bombalamasından kaynaklanan hasarları inceliyor (AP)
Suriyeliler, İsrail'in Şam yakınlarındaki bombalamasından kaynaklanan hasarları inceliyor (AP)
TT

İran basını: İsrail'in dünkü Suriye saldırısında Devrim Muhafızlarından 2 komutan öldü

Suriyeliler, İsrail'in Şam yakınlarındaki bombalamasından kaynaklanan hasarları inceliyor (AP)
Suriyeliler, İsrail'in Şam yakınlarındaki bombalamasından kaynaklanan hasarları inceliyor (AP)

İsrail'in dün Suriye'nin başkenti Şam'daki bazı noktalara düzenlediği hava saldırısında İran Devrim Muhafızlarından 2 komutanın öldüğü bildirildi.
İran medyasına göre, İsrail'in dünkü Şam saldırısında İran Devrim Muhafızları komutanlarından Albay Murtaza Saidnejad ve Albay İhsan Kerbelayipur hayatını kaybetti.
Esed rejiminin haber ajansı SANA, dün, Lübnan'ın başkenti Beyrut’un güney yönünden Şam çevresindeki rejim güçlerine ait bazı noktalara İsrail tarafından hava saldırısı düzenlendiğini ve 2 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.
Başkent Şam ve çevresinde, rejim ordusunun yanı sıra İran destekli yabancı terörist gruplar ve Hizbullah'a ait askeri noktaların bulunduğu biliniyor.
Esed rejimi, İsrail'in 23 Şubat'ta Suriye'nin güneyindeki Kuneytra iline, 17 Şubat'ta da Şam'a saldırı gerçekleştirdiğini iddia etmişti.
İsrail, iç savaşın başladığı 2011'den bu yana Suriye'de zaman zaman İran destekli gruplara ve rejime ait askeri noktalara saldırılar düzenliyor.
İsrailli yetkililer, genel olarak Suriye topraklarına düzenlenen saldırılar konusunda yorum yapmaktan kaçınıyor.



“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Bağımsız bir soruşturma komisyonu tarafından hazırlanan ağır bir raporda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ciddi şekilde suçlandı. Komisyon, Netanyahu'nun İsrail'in ulusal güvenlik karar alma sürecini baltalamaktan birinci derecede sorumlu olduğu ve bunun da 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından başlatılan saldırıya yanıt verilememesine yol açtığı sonucuna vardı.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre, salı günü yayınlanan raporda, Netanyahu yönetimindeki İsrail'in siyasi liderliğinin, siyasi ve askeri aygıtlar arasında derin bir bölünmeye neden olduğu ve ülkeyi ani ve yıkıcı bir saldırıya karşı hazırlıksız bıraktığı kaydedildi.

Netanyahu'nun resmi bir soruşturma komitesi kurmayı reddetmesinin ardından bu yaz kurulan komite, Netanyahu hükümetinin İsrail Ordusu ve Şin Bet gibi güvenlik servisleriyle birlikte İsrail vatandaşlarını korumak olan temel görevinde başarısız olduğunu doğruladı.

Aralarında eski güvenlik yetkilileri ve siyasetçilerin de bulunduğu 120 kadar tanıkla yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere kapsamlı araştırmalar yürüten komite üyeleri, başbakanın güvenlikle ilgili karar alma mekanizmasının hükümet içinde merkezileştirilmesine katkıda bulunduğunu, bunun da güvenlik tehditleri hakkında ciddi müzakereler yapılmasını engellediğini teyit etti.

Raporda, Netanyahu hükümetinin Hamas'ı desteklemeye devam etmesine yardımcı olan faktörler arasında “kibir ve doğuştan gelen körlük” olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca Netanyahu'nun kabinesindeki bakanlar da eleştirilerek, 7 Ekim'deki büyük güvenlik başarısızlığına yol açan hükümet sisteminin çöküşünden sorumlu olarak nitelendirildiler.

Raporun temel eleştirilerinden biri de İsrail ordusunun Gazze sınırındaki varlığının azaltılarak askerlerin yeterli destek ve koordinasyondan yoksun bırakılmasıydı. Komite, saldırı planları önceden bilinmesine rağmen ordunun Hamas'ın geniş çaplı işgaline karşı tamamen hazırlıksız olduğunu kaydetti.

Raporda ayrıca, ordunun yaklaşan tehditlere karşı hazırlıklarının azaltılmasında ve doğrudan tehditlerle başa çıkmada başarısız olduğu kanıtlanan “küçük ve akıllı ordu” stratejisinin benimsenmesinde rol oynayan önceki güvenlik hizmetleri başkanları da sert bir şekilde eleştirildi.