Yaşlanma belirtilerini geciktirebilecek besin takviyesi

Fotoğraf (Getty Images)
Fotoğraf (Getty Images)
TT

Yaşlanma belirtilerini geciktirebilecek besin takviyesi

Fotoğraf (Getty Images)
Fotoğraf (Getty Images)

Doğal yaşlanma süreci, vücudun kademeli olarak bozulmasına ve ömrün azalmasına neden olur. ABD Baylo Tıp Fakültesi’nde endokrinoloji, diyabet ve metabolizma bölümünde görevli Doçent Rajagopal Sekhar, yirmi yılı aşkın bir süredir yaşlı insanlarda ve farelerde normal yaşlanmayı araştırıyor ve süreci durdurmaya çalışıyor. Sekhar’ın çalışmaları, glutatyon eksikliğinden ve artan oksidatif stresten kaynaklanan yaşlanma belirtilerinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulundu. Aynı zamanda hücrenin enerji fabrikalarının ‘mitokondriyal’ arızaları ve bunların ‘glisin’ ve ‘asetilsistein’ asit karışımından oluşan ‘GlyNAc’ takviyeleri kullanılarak nasıl tersine çevrilebileceğinin ortaya konulmasına da katkı sağladı.
Sekhar, Journal of Nutrition dergisinde önceki gün yayımlanan çalışmada deney farelerini düzenli çevresel koşullar altında tuttu. Çalışma 65 haftaya ulaştığında fareler glutatyon seviyelerindeki azalmadan, mitokondriyal disfonksiyon gelişmesinden ve oksidatif stresten kaynaklı yaşlanma belirtileri göstermeye başladı.
Sekhar ve araştırma ekibi bu aşamada, farelerin yarısının diyetini GlyNAc takviyeleri alacak şekilde değiştirdi. Diğer yarısı diyetlerine takviye olmadan devam etti.
GlyNAc takviyeleri dışında her iki grubun diyetleri de protein, yağ ve karbonhidrat içeriği açısından aynıydı. Ardından araştırmacılar farelerin yaşlanmaya devam etmesine izin verdi ve ne kadar yaşadıklarını gözlemledi.
Sekhar, çalışmanın yayınlanmasıyla eş zamanlı olarak Baylor College of Medicine internet sitesinde yayınlanan bir raporda şu açıklamada bulundu:
“GlyNAc takviyesi alan farelerin, almayanlara göre yüzde 24 daha uzun yaşadığını ortaya çıkarmaktan heyecan duyduk. Bu takviyeyi almayanlar glutatyon eksikliği, oksidatif stres, mitokondriyal disfonksiyon, anormal mitofaji (hasarlı mitokondrilerden kurtulma zorluğu), bozulmuş besin algılama ve genetik hasar yaşadılar.”
Sekhar, Şark’ul Avsat’a yaptığı özel açıklamada söz konusu besin takviyesinin faydalarından ne ölçüde yararlandığı hakkında şunları söyledi:
“İnsanlar üzerinde umut verici sonuçlar veren deneysel bir klinik deney yürütüyoruz. Takviyeyi 24 hafta boyunca kullanan yaşlıların, glutatyon eksikliği, oksidatif stres, mitokondriyal disfonksiyon, iltihaplanma, insülin direnci ve vücut yağı dahil olmak üzere yaşlanmanın çeşitli özellikleri iyileşti.”



Flamingoların suda girdaplar yaratarak avlandığı keşfedildi

Flamingolar ayaklarını ve gagalarını kullanarak avlarını girdaplara hapsediyor (Pexels)
Flamingolar ayaklarını ve gagalarını kullanarak avlarını girdaplara hapsediyor (Pexels)
TT

Flamingoların suda girdaplar yaratarak avlandığı keşfedildi

Flamingolar ayaklarını ve gagalarını kullanarak avlarını girdaplara hapsediyor (Pexels)
Flamingolar ayaklarını ve gagalarını kullanarak avlarını girdaplara hapsediyor (Pexels)

Flamingoların su altında küçük hortumlar yaratarak avlarını yakaladığı bulundu. 

Suda tek ayak üzerinde durmalarıyla bilinen flamingolar, başlarını aşağı doğru eğerek sığ sulardaki avlarını yakalıyor. Bu hayvanlar küçük kabuklular, böcekler, mikroskobik algler ve tuzlu su karidesleri gibi canlılarla besleniyor.

Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden biyolog Dr. Victor Ortega-Jiménez, birkaç yıl önce hayvanat bahçesinde flamingoların beslenmesini izlerken suyun altında neler olduğunu merak etmiş. 

Flamingoların sudaki küçük canlıları süzerek yiyen "süzerek beslenenler" sınıfında yer aldığı bilinse de nasıl bir mekanizmanın işlediği gizemini koruyordu. 

Dr. Ortega-Jiménez ve ekip arkadaşları bu soruyu yanıtlamak adına ABD'deki Nashville Hayvanat Bahçesi'ndeki flamingolarla bir deney yürttü.

Hayvanlara sığ bir akvaryumda beslenmeyi öğreten araştırmacılar, yüksek hızlı kameralarla davranışlarını takip etti. Kuşlar beslenirken suyun akışını ölçmek ve bunu görselleştirmek için oksijen kabarcıkları oluşturup suya yiyecek parçacıkları eklediler. 

Ekip daha sonra flamingo kafasının ve ayaklarının üç boyutlu modellerini oluşturarak kuşun sudaki hareketlerinin mekaniğini anlamaya çalıştı.

Bulguları hakemli dergi PNAS'te 12 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmada flamingoların ayaklarını ve gagalarını kullanarak su altında küçük hortumlar veya girdaplar yarattığı saptandı. Bu hızlı girdaplar sayesinde sudaki canlılar flamingolardan kaçamıyor. 

Flamingolar ilk başta sudaki perdeli ayaklarını kaldırarak besin içeren tortuları sıkıştırıyor. Ayaklarını açıp ileri doğru ittiklerinde küçük girdaplar yaratıyorlar.

Kuşlar daha sonra başlarını hızla yukarı doğru sallayarak bu girdapları su yüzeyine doğru çekiyor ve yiyecek parçacıklarını yoğunlaştıran küçük hortumlar yaratıyor.

Araştırmacılar bu küçük girdapların, tuzlu su karidesi ve mikroskobik kabuklular gibi hayvanları yakalayacak kadar güçlü olduğunu saptadı. 

Flamingolar son olarak L şeklindeki gagalarının üst kısmını hareketsiz tutup alt tarafı çok hızlı bir şekilde açıp kapatarak daha küçük girdaplar yaratıyor ve böylece topladıkları yiyecekleri mideye indiriyor. 

Bulgular flamingoların tüm vücutlarını kullanarak beslenmede epey uzmanlaşmış hayvanlar olduğunu gösteriyor.

Dr. Ortega-Jiménez "Flamingoların sadece pasif bir şekilde süzerek beslenenen canlılar olduğu fikrine meydan okuyoruz" diyerek ekliyor: 

Örümcekler nasıl ağ yaratıyorsa, flamingolar da girdap yaratıyor.

Biyolog daha sonra flamingoların beslenirken gagasının içinde neler olduğunu araştırmayı planlıyor. Bilim insanları bu çalışmaların denizlerdeki zararlı algler ve mikroplastikleri toplamaya yönelik yeni teknolojilere ilham verebileceğini düşünüyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Cosmos Magazine, New York Times, PNAS