Dünya Rusya’nın petrol ve doğalgazına ne kadar bağımlı?

Rusya’nın İrkutsk bölgesindeki bir petrol sahasında yer alan tesis (Reuters)
Rusya’nın İrkutsk bölgesindeki bir petrol sahasında yer alan tesis (Reuters)
TT

Dünya Rusya’nın petrol ve doğalgazına ne kadar bağımlı?

Rusya’nın İrkutsk bölgesindeki bir petrol sahasında yer alan tesis (Reuters)
Rusya’nın İrkutsk bölgesindeki bir petrol sahasında yer alan tesis (Reuters)

ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği (AB), Rusya’dan petrol ithalatını kısıtlayacaklarını açıkladı.
BBC’nin haberine göre bu adım, Rusya’nın petrol ihracatının yasaklanması halinde Avrupa ülkelerine doğalgaz arzını kesebileceği konusunda uyarmasının ardından geldi.

Rus petrol ve doğalgazına uygulanan yaptırımlar neler?
Ukrayna’nın yaptırımları genişletme çağrısının ardından ABD, Rusya’dan petrol, doğalgaz ve kömür ithalatını tamamen yasakladığını duyurdu.
İngiltere, Rus petrolünü yıl sonuna kadar aşamalı olarak kaldıracağını açıklarken, bunun alternatif tedarik bulmak için yeterli zaman sağlayacağını belirtti.
AB, ithalatını üçte iki oranında azaltıyor. AB’nin planı tüm Rus fosil yakıtlarına olan bağımlılığın 2030’dan çok önce sona erdirilmesini öngörüyor.

Rusya dünyaya ne kadar petrol ihraç ediyor?
Rusya, ABD ve Suudi Arabistan’dan sonra dünyanın üçüncü büyük petrol üreticisi.
Günlük ihraç ettiği 5 milyon varil ham petrolün yarısından fazlası Avrupa’ya gidiyor.
Rus ithalatı, İngiltere’nin toplam petrol talebinin yüzde 8’ini oluşturuyor.
ABD, diğer ülkelere kıyasla Rusya’ya daha az bağımlı. Ülkenin 2020’de ithal ettiği petrolün sadece yüzde 3’ü Rusya’dan geldi.

Rus petrol ve doğalgazına yönelik yaptırımlar dünyayı nasıl etkileyecek?
Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak, Rus petrolünü reddetmenin küresel pazar için feci sonuçlara yol açacağını söyledi.
Petrol ve doğalgaz fiyatları şimdiden keskin bir şekilde yükseldi ve Rusya ihracatı durdurursa daha da yükselebilir.
Dünya Bankası (WB) Adil Büyüme, Finans ve Kurumlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Indermit Gill, “Bu artışın devam etmesi, Çin, Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye gibi ham petrol ithal eden gelişmekte olan büyük ekonomilerin büyümesini azaltabilir” dedi.

Rus gazının Batı Avrupa’ya akışı durursa ne olur?
Rus gazının Batı Avrupa’ya akışı durursa, zaten yüksek olan ısınma fiyatları da önemli ölçüde artacaktır.
AB’nin doğalgaz ithalatının yaklaşık yüzde 40’ını Rus gazı oluşturuyor. Bunun kesilmesi başta İtalya ve Almanya olmak üzere birçok ülkeye zarar verecektir.
Rusya, İngiltere’nin gaz arzının yalnızca yüzde 5’ini sağlıyor ve ABD, herhangi bir Rus gazı ithal etmiyor.
Bu iki ülkedeki fiyatlar, arz kıtlığının zararlı etkisi nedeniyle hala önemli ölçüde yüksek.

Rus gazına alternatif bulmak mümkün mü?
Bu çok kolay değil. Avrupa, Katar veya Cezayir ve Nijerya gibi mevcut doğalgaz ihracatçılarına yönelebilir, ancak üretimi hızla genişletmenin önünde pratik engeller var.
Düşünce kuruluşu Bruegel, Rusya’nın Avrupa’ya gaz arzını durdurması durumunda, Avrupa’nın muhtemelen ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal edebileceğini tahmin ediyor.
Ancak uzmanlar bunu yapmanın hızlı veya kolay olmayacağını vurguluyor.
Araştırma analisti Simone Tagliapietra konuya ilişkin değerlendirme yaparak, “Yenilenebilir kaynakların kullanıma sunulması zaman alıyor, bu nedenle kısa vadede bu bir çözüm değil” dedi.
Bu durum tüketicilerin ısınma ve yakıt faturalarını nasıl etkileyecek?
Bu savaşın sonucunda dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler artan enerji ve yakıt faturalarıyla karşı karşıya kalacak.
İngiltere’de evlerdeki enerji faturaları, bir enerji fiyat üst sınırı ile kontrol altında tutuldu.
Ancak üst sınır artırıldığında faturalar Nisan ayında 700 sterlin artarak yaklaşık 2 bin sterline yükselecek. Bu sonbaharda üst sınır tekrar artırıldığında ise yaklaşık 3 bin sterline ulaşması bekleniyor.
İngiltere’de benzin ve motorin fiyatları da yükseldi ve savaş devam ederken benzinin litre başına 1.75 sterline ulaşması bekleniyor.
ABD’de ise, bir galon benzinin ortalama fiyatı 2008’den bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.