Ukrayna krizinden sonra Rusya’nın geleceği tehlikede: Yeni emperyalizm mi, yoksa devletin olası çöküşü mü?

Moskova’daki Rus askerleri (EPA)
Moskova’daki Rus askerleri (EPA)
TT

Ukrayna krizinden sonra Rusya’nın geleceği tehlikede: Yeni emperyalizm mi, yoksa devletin olası çöküşü mü?

Moskova’daki Rus askerleri (EPA)
Moskova’daki Rus askerleri (EPA)

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme kararından yaklaşık iki hafta sonra, askeri harekatın geleceği ve bunun Rusya, çevresi ve bir bütün olarak dünya üzerindeki yansımaları hâlâ büyük merak konusu.
Washington merkezli Jamestown Vakfı’nın üyesi Janusz Bugajski, The National Interest dergisi için kaleme aldığı yazısında, neo-emperyal hırslarıyla hareket eden Rusya’nın parçalanma olasılığına değindi.
Bugajski yazısını şöyle sürdürdü;
“Moskova'nın yayılmacılığı hakkında çok şey yazılmış olsa da, Rusya Federasyonu’nun titreyen temellerine daha az ilgi gösterildi.  Kremlin, iç çatlaklarını gizlemek için uluslararası alanda daha agresif hale gelebilir. Artan iç sorunlar, Moskova’yı daha cesur ve daha riskli bir dış politika stratejisinin, vatandaşları ‘güçlü Rusya’ etrafında toplayarak ve muhalefeti susturarak iç faydalar sağlayabileceğine ikna etti.”
Ukrayna’daki savaşın uzun sürmesi ve ağır yaptırımlarla bedel ödetilmesi halinde bu durumun Rusya rejimine ters tepeceğine dikkat çeken Bugajski şu değerlendirmede bulundu:
“Yeniden emperyalizm veya parçalanma, her ikisi de Rusya’nın saldırılarını caydırmak ve kendini savunmak için Batı ittifakını kritik siyasi kararlarla karşı karşıya getirecek.”

“Rusya emperyalizmi geri kazanma politikası izliyor”
Kremlin’in sınırları boyunca ülkeleri bölerek, ABD’nin Avrupa’daki etkisini azaltmaya çalıştığını ve NATO ittifakını baltalayarak emperyalizmi geri kazanma politikası izlediğini vurgulayan yazar şu ifadeleri kullandı;
“Rusya Başkanı Vladimir Putin, Sovyetler Birliği’nin sona ermesinin yalnızca bir felaket değil, aynı zamanda ‘tarihi Rusya’nın ölümüne de neden olduğu konusundan yakındı. Kremlin yetkilileri küresel imparatorluklara inanmaya devam ediyor ve dünyanın, güçlü merkezlerin etrafında dönen küçük ülkelerle ‘çok kutuplu’ bir temelde örgütlenmesi gerektiğini iddia ediyor. Kremlin, ‘güç kutbunu’, Avrasya veya Avrasya’nın kuzeyinden ve mümkün olduğunca Avrupa’dan, özellikle de Sovyet ve hatta Çarlık dönemlerinde Rus alanının parçası olan bölgelerden ibaret olarak görüyor.”

“Rusya’nın ‘kendisinden kurtulması gerek”
Bogajski, denizaşırı imparatorluklarından kurtulmuş diğer emperyalist ülkelerin aksine, Rusya’nın ‘kendisinden kurtulması’ gerektiğini vurguluyor.

“Rusya ulus inşasını ihmal etti”
Rusya’nın, Ruslar bir ulus olmadan ve Rusya bir ulus-devlete dönüşmeden önce bir imparatorluk haline geldiğine dikkat çeken yazar yazısını şöyle sürdürdü;
“Bir imparatorluk olarak Rusya, bölgesel büyüklüğüne odaklandı ve ulus inşasını büyük ölçüde ihmal etti. Ulusal kimlikleri tam olarak asimile edilemeyen birçok etnik grubu içine alarak ve Ruslaştırarak mütemadiyen genişledi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bile  Moskova’nın kaybettiği topraklar, sömürgeciliğin sona ermesinin ardından Batı imparatorluklarının teslim ettiğinden daha küçüktü.”
Yazar, iddialı söylem ve eylemlerine rağmen Putin’in, Rusya’yı komşu devletler için büyük bir ‘güç kutbuna’ veya gerçek bir siyasi, ekonomik ve kültürel cazibe kaynağına dönüştürmeyi başaramadığını vurgulayarak yazısına şu ifadelerle devam etti;
“Komşuların işgali ve Batılı ülkelere yönelik tehditler güç belirtisi değil, onları boyun eğdirme konusundaki hayal kırıklığıdır. Putin rejimi, imparatorluk inşasında başarılı olmak yerine, komşu ülkelerin bir kısmını ilhak etti, ancak kazanımları için uluslararası meşruiyet kazanamadı. Ayrıca, gönüllü birliklerin aksine devletlerin fethi, ulusal seferberlik için sadece kısa vadeli iç faydalarla merkezdeki ekonomik ve güvenlik yüklerini arttırır.”

“Rusya Federasyonu başarısız bir devlet”
Rusya Federasyonu’nun başarısız bir devlet olduğunu öne süren yazar, “Dağılmış Sovyetler Birliği’nin halefi olarak inşa edildi, ancak hayatta kalmak için ciddi zorluklarla karşı karşıya. Son 30 yılda, Rusya’yı bir ulus-devlete, bir sivil-devlete veya istikrarlı bir emperyal devlete dönüştürme girişimleri beyhude oldu. Federasyon, kırılgan tarihsel ve ideolojik temellere dayanmaktadır ve birleşik bir ulusal kimlik oluşturmayı başaramamıştır” ifadesini kullandı. 

“Ülkede potansiyel bölünme nedenleri çok”
Bogajski, Rusya’da milliyetçiler, emperyalistler, merkeziyetçiler, liberaller ve federalistler arasında Rusya’nın geleceği konusunda sürekli bir mücadele olduğuna vurgu yapıyor.
Yazara göre, ülkede potansiyel bölünme nedenleri arasında Putin’in iktidarı halefine devretme girişimi, ekonomik krize karşı bir protesto, etnik bir çatışmanın daha geniş bir çatışmaya dönüşmesi, Ukrayna’daki başarısız savaşın sonucu olarak orduda bir isyan veya ordu içinde etnik sadakate dayalı çatışmalar sayılabilir.
Devletin bölünmesinin komşu ülkeleri de etkileyeceğini belirten Bogajski, bazı ülkelerin kaybedilen toprakları geri alarak Rusya’nın bölünmesinden yararlanacağını öne sürdü.
Federal çöküşün aynı zamanda büyük güçlerin pozisyonlarını ve stratejilerini de etkileyeceğini yazan Bogajski, “Bu durum, Çin’in konumunu artıran büyük stratejik yeniden yapılanmalara yol açabilir” değerlendirmesinde bulundu.

“Rusya varoluşsal bir krize doğru kayacak”
Bogajski, “Demokratikleşme, ademi merkeziyetçilik ve gerçek federalizm ile birlikte ekonomik modernizasyon ve çeşitlendirme olmaksızın Rusya varoluşsal bir krize doğru kayacaktır” ifadelerini kullandı.

“ABD Rusya’nın çöküşünü yönetmek için strateji geliştirmeli”
Rusya Federasyonu’nun doğrudan ‘demografik çöküş’ ile karşı karşıya olmasa da olumsuz nüfus eğilimlerinin ülkenin istikrarını baltalayacağını belirten yazar, “ABD, bölgecilik ve federalizmi destekleyerek, egemenlik ve ayrılık isteklerini kabul ederek, diğer büyük güçlerin pozisyonunu ayarlayarak, yeni ortaya çıkan devlet kurumlarıyla bağlantılar geliştirerek, Rusya’ya komşu ülkelerin güvenliğini güçlendirermeli ve Rusya’nın çöküşünü yönetmek için ileriye dönük bir strateji geliştirmeli” diye yazdı.
Bogajski yazısını şu değerlendirme ise sonlandırdı;
“Rus devletinin başarısızlığını ihmal etmek, Batı'nın çıkarları için, onun uluslararası yansımalarını yönetmeye hazırlanmaktan daha zararlı olabilir. Sovyetler Birliği’nin 30 yıldan fazla bir süre önce ani çöküşü, Kremlin’in inkarlarına veya Batı’nın geçici bir sürece bağlılığına bakılmaksızın jeopolitik devrimlerin gerçekleştiğine dair bir ders olarak hizmet etmelidir.”
 



ABD, Çin'e karşı deniz drone'u filosu kuruyor: Testler beklendiği gibi değil

ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
TT

ABD, Çin'e karşı deniz drone'u filosu kuruyor: Testler beklendiği gibi değil

ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)

ABD donanması, Çin'e karşı insansız deniz aracı filosu kurmak istiyor ancak testlerde birçok sorun yaşandığı aktarılıyor.

Reuters'ın haberinde, Pentagon'un Ukrayna savaşında deniz drone'larının etkisini gördükten sonra Çin'in Tayvan Boğazı'ndaki muhtemel ilerleyişini engellemek için kendi filosunu kurmaya çalıştığı yazılıyor.

Pentagon, "Replicator" adını verdiği insansız deniz aracı filosu programını 2023'te başlatmıştı. 1 milyar dolar kaynak ayrılan proje kapsamında binlerce deniz ve hava drone'u üretilmesi hedefleniyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın "Büyük, Güzel Yasa Tasarısı" kapsamında insansız deniz aracı üretimi için ek 5 milyar dolar kaynak sağlanmıştı.

Ancak Çin'e karşı caydırıcı güç olarak kullanılması planlanan filodaki drone'ların üretiminde yazılım sorunları ve kazalar yaşandığı aktarılıyor.

Kaliforniya açıklarında geçen ay yapılan testte, bir drone'un yazılım arızası nedeniyle aniden durduğu, başka bir insansız deniz aracının da buna çarpıp hasar gördüğü belirtiliyor. Olayın, rakip firmalar Saronic ve BlackSea Technologies tarafından üretilen cihazlarla yaşandığı ifade ediliyor.

Başka bir testte de drone'ların takibi için suya inen destek gemisinin kaptanı, gemiyi çeken insansız deniz aracının arızalanması üzerine suya düştü. Her iki olayın da yazılım ve kullanıcı hatasından kaynaklandığı bildiriliyor.

Reuters, ABD donanması, Saronic veya BlackSea Technologies'in yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.

Ukrayna ordusunun deniz operasyonlarında kullandığı drone'ların tanesinin maliyeti yaklaşık 250 dolar. Hızlı hareket eden bu cihazlar gerektiğinde patlayıcılarla donatılıp saldırı için veya gözetleme amaçlı kullanılabiliyor.

ABD donanmasıysa bunu genişleterek insan komutlarına ihtiyaç duymadan görevleri tamamlayabilecek otonom bir filo kurmayı hedefliyor. Bunun çok daha maliyetli ve teknolojik açıdan zorlu olacağı belirtiliyor. Bir insansız deniz aracının maliyeti birkaç milyon dolara kadar çıkabiliyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nden T.X. Hammes, donanmanın geleneksel karar ve uygulama mekanizmasının da süreci güçleştirdiğine dikkat çekiyor:

Büyük şeyler üretmeye, karar almak için yıllar harcamaya alışmış bir sistem sözkonusu. Ancak bir anda onlardan hızlı hareket etmelerini istiyorsunuz.

Independent Türkçe, Reuters, Marine Insight


Rusya'nın en yakın müttefikinden nükleer hamle

Lukaşenko, 1994'ten beri iktidarda (Reuters)
Lukaşenko, 1994'ten beri iktidarda (Reuters)
TT

Rusya'nın en yakın müttefikinden nükleer hamle

Lukaşenko, 1994'ten beri iktidarda (Reuters)
Lukaşenko, 1994'ten beri iktidarda (Reuters)

Belarus yönetimi, elindeki roketatarlarda nükleer başlık kullanmayı planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Belarus, Polonez roketatar sistemlerini nükleer başlıklarla donatmak için araştırma başlattı.

Rusya'nın müttefiki Belarus'un kendi nükleer silahları yok ancak Moskova'nın kontrolündeki taktiksel nükleer füze başlıklarına ev sahipliği yapıyor.

Belarus Devlet Güvenlik Konseyi Başkanı Aleksander Volfoviç, Polonez füzelerinin nükleer başlıklarla donatılmasıyla "son teknoloji bir silah" tasarlanacağını söyledi.

Volfoviç, 2016'dan beri kullanılan Polonez füze sisteminin Çin'le ortaklaşa geliştirildiğini belirterek, silahın son modelinin menzilinin 200 kilometreden 300 kilometreye yükseltildiğini ifade etti.

Yetkili, Rus yapımı orta menzilli hipersonik füze Oreşnik'teki bazı teknolojilerin Polonez'e entegre edilmesi için araştırma yapıldığını da sözlerine ekledi.

Belarus Savunma Bakanı Viktar Hrenin, gelecek ay Rusya'yla yapılacak ortak askeri tatbikatta Oreşnik füzelerinin kullanılacağını bildirmişti. Kremlin güçleri, mevzubahis füzeleri Ukrayna'ya yönelik saldırılarda kullanıyor.

Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko, dünkü açıklamasında son dönemde Ukrayna savaşı nedeniyle artan askeri tehditlere dikkat çekti:

Askeri tehditlerin dinamikleri ve Batılı komşularımızın askeri harcamalarındaki önemli artış, bizi Belarus, Rusya ve birliğimizin savunma kabiliyetlerine odaklanmak durumunda bırakıyor.

Diğer yandan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, bu hafta Minsk'i ziyaret ederek Lukaşenko'yla görüşmüştü. Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin yaptırımları altında zorlanan Tahran ve Minsk yönetimleri, ikili ilişkileri güçlendiren anlaşmalar imzalamıştı.

Pezeşkiyan'ın ziyareti, ABD ve İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik hazirandaki saldırılarından ötürü ertelenmişti. Toplantıda Lukaşenko, İran'ın nükleer altyapısına saldırıları "bölgesel ve uluslararası istikrarla güvenliğe ciddi bir tehdit" diye nitelemiş, Tahran'ın "barışçıl nükleer enerji geliştirme hakkını" savunduklarını söylemişti.

Independent Türkçe, Reuters, United24


IKBY'deki silahlı çatışmaların ardından muhalif siyasetçi Lahur Şeyh Cengi gözaltına alındı

TT

IKBY'deki silahlı çatışmaların ardından muhalif siyasetçi Lahur Şeyh Cengi gözaltına alındı

IKBY'deki silahlı çatışmaların ardından muhalif siyasetçi Lahur Şeyh Cengi gözaltına alındı

Bir güvenlik yetkilisinin AFP’ye verdiği bilgiye göre, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) güvenlik güçleri, özerk bölgedeki etkili Talabani ailesinin kuzeni olan muhalif siyasetçi Lahur Şeyh Cengi'yi, saatler süren silahlı çatışmaların ardından bu sabah erken saatlerde gözaltına aldı.

Cengi, bölgenin iki tarihi Kürt partisinden biri olan ve Süleymaniye şehrini domine eden Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) eski üst düzey yetkilisiydi. Ancak daha sonra kuzenleri Bafel ve Kubad Talabani ile aralarında anlaşmazlıklar çıktı.

dsfrgthy
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) doğusundaki Süleymaniye şehrinde, güvenlik güçlerinin 22 Ağustos 2025'te birkaç saat süren silahlı çatışmaların ardından muhalefet lideri Lahur Şeyh Cengi'yi gözaltına almasının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen güvenlik yetkilisi, Cengi'nin ‘teslim olduğunu’ söyledi. Bu arada, IKBY'nin en büyük ikinci şehri Süleymaniye'de iki haftadan kısa bir süre içinde ikinci muhalefet lideri gözaltına alınırken, ‘kardeşleri Polad ve Aso’nun da gözaltına alındığı’ bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP muhabirinden aktardığına göre kardeşler, Süleymaniye'nin lüks bir mahallesinde sahip oldukları otelde saklanıyordu. Çatışmaların ardından bölgeden siyah duman bulutları yükseldiği görüldü.

Çatışmalarda üç kişi hayatını kaybetti

IKBY'nin Süleymaniye kentinde şafak sökmeden önce, saldırıyı başlatan güvenlik güçleri ile Cengi’yi koruyan onlarca silahlı savaşçı arasında çatışmalar çıktı ve bölgede silah sesleri duyuldu.

AFP'ye konuşan iki güvenlik yetkilisine göre, bu sabah meydana gelen silahlı çatışmalarda güvenlik güçlerinden üç kişi hayatını kaybetti, 19 kişi yaralandı ve muhalif politikacı Lahur Şeyh Cengi gözaltına alındı.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen Kürt güvenlik güçlerinden üst düzey bir yetkili AFP’ye yaptığı açıklamada, “Güvenlik güçlerinden üç kişi öldürüldü, 19 kişi de yaralandı” dedi. İkinci bir güvenlik yetkilisi de bu sayıyı doğruladı.

Süleymaniye Terörle Mücadele Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, üyelerinden birinin ‘aranan bir grup kişinin gözaltına alınması için verilen adli kararın uygulanması operasyonunda’ öldürüldüğü doğrulandı.

Süleymaniye Mahkemesi Sözcüsü Yargıç Salah Hasan AFP’ye verdiği demeçte, yargının dün Cengi ve bir dizi başka kişi hakkında ‘güvenliği ve istikrarı bozmak amacıyla bir örgüt kurmak suçlamasıyla’ gözaltı emri çıkardığını söyledi. Hasan, ‘suçlamalar kanıtlanırsa Cengi’nin en az yedi yıl hapis cezasına çarptırılabileceğini’ belirtti.

Cengi, kuzenleriyle yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle 2021'den bu yana kademeli olarak iktidar ve güvenlik görevlerinden uzaklaştırıldı. O yıl KYB Genel Başkanı Bafel Talabani, zehirlenme girişiminin hedefi olduğunu belirterek, Cengi’nin güvenlik sektöründeki yakın arkadaşlarını suçladı.

thy

1975 doğumlu Cengi, Süleymaniye'de Terörle Mücadele Birimi'ni kurdu ve 10 yıldan fazla bir süre bu birimi yönettikten sonra, kendi internet sitesine göre, KYB'nin istihbarat teşkilatının başına geçti.

Kısa bir süre için KYB'nin liderliğini kuzeni Bafel ile paylaştı.

2024 yılında Halk Cephesi adında kendi partisini kurdu ve bu parti bugün IKBY Parlamentosu'ndaki 100 sandalyenin 2'sine sahip.

Bölge, kırk yıllık çatışmanın ardından nihayet göreceli bir istikrar yaşayan ülkede bir istikrar vahası olarak kendini gösterirken, aktivistler ve muhalif isimler yaygın yolsuzluğu, keyfi tutuklamaları, toplanma özgürlüğü ihlallerini ve basın özgürlüğüne yönelik saldırıları kınıyor.

Yeni Nesil Hareketi’nin lideri muhalif siyasetçi Şasuvar Abdulvahid, 12 Ağustos'ta Süleymaniye'deki evinde gözaltına alındı.