Biden'ın kripto kararnamesi hakkında bilinmesi gereken her şey

Kararname metni üzerinde aylardır çalışıldığı belirtiliyor

(Reuters)
(Reuters)
TT

Biden'ın kripto kararnamesi hakkında bilinmesi gereken her şey

(Reuters)
(Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden gelecek günlerde ABD'de kripto para üzerinde çok daha geniş bir gözetim dönemi başlatacak ve dolar için de önemli değişiklikler ifade edebilecek bir başkanlık kararnamesi imzalayacak.
İlk başta Beyaz Saray müzakerelerine aşina olan bazı kişilere atıfta bulunarak üzerinde çalışıldığını belirten Bloomberg'e göre, kararname bu hafta açıklanacak ve imzalanacak. Medya kuruluşu, kararname metni üzerinde aylardır çalışıldığını da belirtti.
Beyaz Saray şimdilik kararname ve kripto para sektörüne olası etkisi hakkında ağzını sıkı tutuyor. Fakat teknolojinin hem ABD'de hem de dünya genelinde hızla artan popülerliğine verilecek yönetim çapındaki yanıtın resmini çizen haber kuruluşları bir dizi ayrıntı elde etti.
İşte Biden'ın başkanlık kararnamesinin yapacakları:

Kripto parayı ve etkilerini çalışmak için yönetim çapında çaba gösterilecek
Kararnamenin temel unsurunun, bir dizi federal kurumun kripto para fenomenine yanıt geliştirmesi için yönlendirilmesi olduğu anlaşılıyor. Bu da kripto para ve değiştirilemez tokenlerin (NFT) kullanımını yönetmek için yaptıkları her şey hakkında Beyaz Saray'a rapor sunmaları anlamına geliyor.
Biden'ın kararnamesine dair ilk haberlere göre, bu her kurum için biraz farklılık arz ediyor. Dışişleri Bakanlığı açısından kripto parayı ve uluslararası sınırları aşan ticaretini düzenlemek için ABD yönetiminin yabancı güçlerle nasıl çalışacağı hakkında, ABD politikasının müttefikleriyle uyumlu kalmasının teminini de sağlayan bir politika geliştirilmesi anlamına geliyor. Hazine Bakanlığı gibi diğer kurumlarsa kripto paranın mali suçlarda kullanımını ve çevreye etkilerini analiz edecek.

Joe Biden ve Eğitim Bakanı Miguel Cardona (orta sağ) 13 Aralık'ta öğrenci kredi geri ödemeleri dahil devlet hizmetlerini düzene koyan başkanlık kararnamesini kutluyor (Reuters)

Dijital dolar mı?
Kararnemenin en önemli kısımlarından biri, kurumların Merkez Bankası'nın 'dijital dolar' tarzı bir sanal para biriminin çıkarılması ihtimaline yönelik çalışmalarındaki çabalara katkıda bulunmaya yönlendirilmesi. Sanal para birimlerini diğer devletler de araştırıyor.
Merkez Bankası ocakta yayımladığı bir raporda, 'ödemeler sistemi evrimleşmeyi sürdürürken hane halkı ve işletmeler için güvenli ve dijital bir ödeme opsiyonu' sağlayabilecek 'potansiyel ABD Merkez Bankası dijital para birimi' diye adlandırdığı şeyin avantaj ve dezavantajlarını ele almıştı.
Raporda o dönemde, Merkez Bankası'nın bu tür bir dijital para birimini benimsemesinin potansiyel açıdan 'ABD mali sisteminin yapısını bambaşka bir hale getirebileceği, özel sektör ve Merkez Bankası'nın rol ve sorumluluklarını değiştirebileceği' uyarısında bulunulmuştu.

Kararname ne anlama gelmiyor?
The Independent'ta yer alan habere göre, kararname bir bütün olarak kripto para hususunda tarafsız görünüyor ve ABD'nin söz konusu teknolojinin kullanımını Çin dahil birkaç ülkenin yaptığı gibi tamamen yasaklama yoluna gitmeyeceğinin işaretini veriyor.
Henüz ABD'de kripto para kullanımına belirli bir yeni yasal düzenleme geleceği anlamına da gelmiyor ama bu tür düzenlemelerin yolda olduğunun habercisi de olabilir.
Sonuç olarak kararname, ABD yönetiminin bugüne kadar gelişiminde neredeyse tamamen özel girişimcilerden güç bulan bu teknolojiyi ele alış biçiminde büyük değişikliklerin yolda olduğu anlamına geliyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe