Filistinli aileleri ayıran yasaya 50 bin itiraz

Filistinli ailelerin birleşmesini engelleyen İsrail vatandaşlık yasasına karşı Haziran 2021’de Knesset genel merkezinin önünde düzenlenen bir gösteri (AFP)
Filistinli ailelerin birleşmesini engelleyen İsrail vatandaşlık yasasına karşı Haziran 2021’de Knesset genel merkezinin önünde düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Filistinli aileleri ayıran yasaya 50 bin itiraz

Filistinli ailelerin birleşmesini engelleyen İsrail vatandaşlık yasasına karşı Haziran 2021’de Knesset genel merkezinin önünde düzenlenen bir gösteri (AFP)
Filistinli ailelerin birleşmesini engelleyen İsrail vatandaşlık yasasına karşı Haziran 2021’de Knesset genel merkezinin önünde düzenlenen bir gösteri (AFP)

Hükümet koalisyonu ortaklarından sol görüşlü Meretz Partisi, muhalefet yöntemine başvurarak binlerce Filistinli ailenin birleşmesini engelleyen yasaya 50 bin itiraz sundu. İslami hareketin önderlik ettiği Birleşik Arap Listesi de yasayı ‘tahammül edilemez bir ırkçı yasa’ olarak nitelendirdi.
8 Mart’ta Knesset’teki Dışişleri ve Güvenlik Komitesi, yasa hükümlerinin ayrıntılarının görüşülmesi sırasında gergin bir oturuma tanık oldu. Meretz milletvekilleri, yasa için “Her dürüst insanı İsrail hukuk kitaplarındaki varlığından utandıran utanç verici bir ırkçı yasa” nitelendirmesinde bulundu.
Knesset’teki İslami Hareket Milletvekili Velid Taha, yasanın, onunla yaşanması mümkün olmayan ‘korkunç bir yasa’ olduğunu söylerken, konunun bir güvenlik sorunu olarak gündeme getirilmesini ise kabul etmedi. Taha, “Filistinli oldukları için çocukları da etkileyen bir yasayla karşı karşıyayız. Bugün İsrail, insan hakları bahanesiyle Ukrayna halkıyla ilgileniyor. Ama diğer yandan Filistinli çocuklara Filistinli oldukları için her türlü baskıyı uyguluyor” ifadelerini kullandı. Velid Taha, “Yasa, insanları dikkate almıyor. Kapsamındaki temel fikirler, insanların kimi sevip kiminle evleneceğine karar veren müdahaleci ve insanlık dışı bir ilkeye dayanıyor” diyerek, dünyanın hiçbir ülkesinde de bu yasaya benzer bir yasanın mevcut olmadığını vurguladı.
Bu tavır, Arap Muhalefet Partileri Birleşik Listesi’nin parlamento bloğu başkanı Milletvekili Ahmed et-Tibi tarafından övgüyle karşılandı. Meretz ve Birleşik Liste milletvekillerinin bu yasaya dair ‘tehlikeli’ nitelendirmesine katıldığını belirten Tibi, “Aramızdaki fark, biz diyoruz ve yapıyoruz. Bu barbar yasayı devirmek istiyoruz. Durum karşısında ciddiyseniz, bizim yanımızda bu yasaya karşı oy verin” dedi. Bir Likud temsilcisi ise Meretz ve Birleşik Liste’ye saldırırken, onları Yahudi vatandaşlarının hayatlarını hiçe saymakla suçladı. Temsilci, “Bu yasa, masum Yahudilerin öldürülmesini önlemek için geldi. İsrail’e yönelik eylemlerin çoğunun, yeniden birleşmeden nasibini almış ailelerden gelen Filistinlilerce gerçekleştirildiği kanıtlanmıştır” şeklinde konuştu.
Knesset’in geçen ay aile birleşimini yasaklayan ve aile birleşimi izinlerini engellemek için ciddi kısıtlamalar getiren bir yasayı onayladığı biliniyor. Hem hükümetten hem de hem de muhalefetten sağcı temsilciler tarafından kabul edilen yeni taslakta, İsrail’deki Arap vatandaşlarından (48 Filistinlileri) ya da diğer Filistinliler veya Araplardan (Ürdün’den, Mısır’dan, Fas’tan ve diğer ülkelerden olan) oluşan karma bir yapıya sahip binlerce Filistinli aile mağdur ediliyor. Öyle ki bugün İsrail siyaseti yüzünden aileler parçalanıyor ve bir baba yıllarca çocukları ve karısıyla görüşemiyor. Geçici izinler alan binlerce Filistinli, yerinden hareket edemiyor, çalışamıyor, sağlık ve diğer hizmetlerden yararlanamıyor.
İsrail İçişleri Bakanı Ayelet Şaked, Yamina (Yeni Sağ) Partisi'nin lideri Naftali Bennett ve Adalet Bakanı Gideon Saar başkanlığındaki Yeni Umut Partisi ile ‘yasayı ikinci ve üçüncü okumalarda yürürlüğe geçirmekte’ ısrar ediyor. Bu durumsa, yasayı ırkçı bir yasa olarak gören liberal ve sol partilerin ve İslami Hareket’in milletvekillerini rahatsız ediyor.
8 Mart Salı günü Knesset üyesi Velid Taha, partisinin (Birleşik Liste’nin dört üyesi) yasayı ‘ırkçı ve demokratik olmayan bir yasa’ olarak nitelendirdiğini ve yasanın yürürlüğe geçilmesine karşı oy kullanacaklarını açıkladı. Meretz Partisi’nin yasaya yönelik itirazlarına destek verdiğini söyleyen Taha, parti temsilcilerinin de yasaya karşı yapılan 50 bin itiraz hususunda yarım dakika konuşması çağrısı yaptı. Bu, 17 gün boyunca Knesset kürsüsünde kalacakları anlamına geliyor. Meretz ise blok temsilcilerinin her itiraz için toplam 104 gün olmak üzere 3 dakika konuşmasını talep etmişti. İki parti, hükümet koalisyonundaki sağ partilerin kendileriyle ortaklığa saygı duymamaları dolayısıyla, ‘muhalefet yöntemlerini’ takip etmek zorunda kaldıklarını vurguladı.
Söz konusu yasa, vatandaşlık yasası olarak isimlendiriyor. 2000 yılındaki ikinci intifada sırasında, İsrail ikameti taşıyan Batı Şeria ve Gazze Şeridi Filistinlilerinin cezalandırılması için güvenlik servislerinin tavsiyesi üzerine ele alındı. İsrail’deki Arap Azınlık Hakları Hukuk Merkezi bu yasayı ırkçı, demokratik olmayan ve insanlık dışı bir yasa olarak değerlendiriyor zira Filistin vatandaşı biri ile evlenen ve 1967’de İsrail tarafından işgal edilen bölgelerden (Batı Şeria ve Gazze Şeridi) olan bir kişiye vatandaşlık verilmesini yasaklıyor.
Ariel Şaron kendi yönetimi zamanında, İsrail vatandaşı Araplarla (48 Filistinlileri) evlenen Filistinlilere ve diğer Araplara (Mısır, Ürdün, Fas ve diğerleri) ikamet izni verilmesine son vermek amacıyla, söz konusu kişilerin vatandaşlık almasını, Filistinli mültecilerin bölgeye geri dönüşü için gizli bir çalışma olarak değerlendirdi. Bu sebeple vatandaşlık verilmesi sınırladı ve aile birleşimi taleplerinin reddetti. Yargıtay tarafından karşı çıkıldığı için kanunda geçici bazı değişiklik yapıldı. Yasa ilk kez ilk 2003’te kabul edildi ve sonrasında geçerliliği her yıl uzatıldı.
Arap ve sol muhalefetine rağmen İsrail hükümeti, on binlerce Filistinli ailenin birleşmesini engelleyen Vatandaşlık Kanunu’nu onayladı. Hükümet ortağı partiler kendi milletvekillerine ve bakanlarına yasa hakkında oy kullanma özgürlüğü verdi. Projenin kaderi, koalisyonu dağıtmak ve Naftali Bennett hükümetini devirmek için yasadan yararlanmayı planlayan muhalefetteki sağ partilerin elinde.
İsrail İçişleri Bakanı Ayelet Shaked, Bennett’in desteğiyle özellikle de sol çizgideki Meretz Partisi, İşçi Partisi’nin ve 1948 İslami Hareketi’ne bağlı Birleşik Arap Listesi’nin bazı milletvekilleri ve bakanları olmak üzere yasaya karşı çıkan müttefiklerini atlatmak üzere bir hileye başvurdu. Yasanın, Knesset’te (İsrail parlamentosu) tartışılmasından bu yana Shaked, bu yasanın en kötü versiyonu olarak kabul edilen, radikal sağcı Dinci Siyonizm Bloku’ndan Simcha Rotem tarafından bu konuda sunulan bir yasa tasarısını desteklemeye yöneldi.
Tasarı, yakın zamanda oylanmak üzere Knesset’e sunulacak. Shaked, koalisyondaki müttefiklerinin muhalefetini görmezden gelerek, sosyal medya organlarında “100’den fazla Knesset üyesi, devletin güvenliğini ve Yahudi kimliğini korumada önemli olan bu yasayı destekliyor” ifadelerine yer verdi.
Meretz lideri Nitzan Horowitz ise, “Ayelet Shaked ve koalisyon hükümetindeki bazı kaynaklar, ‘hükümetin kurulmasına neden olan temel kavramların kırılması ve muhalefetin sesiyle bu aptal kanunun çıkarılması’ olan yapılamayacak bir şeyi yapmak istiyorlar” dedi.
Horowitz, bu konuyu “son derece tehlikeli bir yol’ olarak nitelendirirken, hükümetteki ortaklarına da şu mesajı gönderdi: “Bu, çok kaygan bir eğimdir ve tepkimizin şiddetli ve acı verici olması normaldir”. Aynı şekilde yetkili, “Ben bu koalisyonu ve bu önemli hükümeti istiyorum. Ama anlaşmalara karşı çıkanlar bilsin ki bunun bir bedeli olacak” şeklinde konuştu.
Öte yandan 1948 İslami Hareketi Milletvekili Velid Taha, “Irkçı vatandaşlık yasasına iki nüsha halinde oy verme özgürlüğü, önerilen her yasaya tam olarak oy verme özgürlüğü anlamına gelir” diyerek, bu durumu koalisyonu dağıtma tehdidi olarak nitelendirdi.
2003 tarihli Vatandaşlık ve İsrail’e Giriş Yasası’nın, İsraillilerle evli Filistinlilerin daimî ikamet izni almasını esasen engellemesi dikkat çekici bir mesele. Yasa kapsamında daha sonra iki tür oturma izni hususunda istisnalar yapıldı. Yasa, ilk sunulduğu günden bu yana oldukça tartışmalı ve hak grupları, Gazze ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilerle ve İsrail vatandaşı Filistinlilere karşı ayrımcılık yapıldığını söylüyor.
Yüksek Mahkeme, uzun süren bir hukuk mücadelesinin ardından 2012 yılında 5’e karşılık 6 çoğunlukla aldığı bir kararla yasayı onadı. Rotem’in önerisi, yasayı kötüden beter haline getirdi. Zira öneri, aile birleşimi yasağının, her yıl geçerliliğini uzatmaya gerek kalmaksızın kalıcı olarak tesis edilmesini şart koşuyor. Yasa karşıtları, hükümetin adımının iktidar sağ ile muhalefet sağı arasında Araplara ve sola karşı gizli bir anlaşma oluşturduğundan korkuyor.
Hükümet oturumu ve oylama süreci, 6 Şubat’ta İçişleri Bakanı’nın koalisyon taahhütlerine uymadığını söyleyen birçok bakanın sözlü tartışmalarına ve eleştirilerine sahne oldu. Söz konusu bakanlar, hükümet koalisyonuna katılan bazı araçların talepleriyle çelişecek şekilde aile birleşmesini önleyen bir yasanın çıkarılmasında ısrar ediyor.
Bakan Shaked’e hitap eden Sağlık Bakanı Nitzan Horowitz, “Bu ırkçı bir yasadır, uluslararası anlaşmaları ve sözleşmeleri ihlal etmektedir. Bunu kabul etmeyeceğiz. Bu yasanın sonuçları olacak. Hükümet koalisyonunu tehlikeye atıyorsunuz” dedi.
Ayelet Shaked, bu yasanın mevcut durumu yansıttığını ve 18 yıldır yürürlükte olan koşulların dışına çıkmadığını savunurken, yasanın son aylarda yürürlükte olmaması nedeniyle İçişleri Bakanlığı’ndaki tüm aile birleşimi taleplerinin dondurulduğunu söyledi.
Shaked, “Başsavcılıkla koordineli şekilde 50 yaş üstü bin 600 kişi olduğunu belirterek Yüksek Mahkeme’ye yanıt verdim. Aile birliği amacıyla Şin Bet güvenlik servisinin onayı ile onları ve dosyalarını kontrol etmeye başladık” dedi.
İsrail hükümeti, Filistin Yönetimi ile yaptığı anlaşma kapsamında (10 bini Batı Şeria’da ve 3 bin 500’ü Gazze Şeridi’nde) 13 bin 500 aile birleşimi izni verdi. Bu yasaya rağmen, 40 bine yakın insan, sorununa çözüm beklerken, hala çocukları ve aileleriyle görüşemiyor.

Kadınlarda yaş sınırı 25
İsrail Vatandaşlık Kanunu’nda aile birliğini yasaklayan madde 2003 yılında çıkarıldı. Yasanın geçerlilik süresi her yıl Knesset genel kurulu tarafından uzatıldı. Mevcut hükümet, beş ay önce yapılan oylamada uzatma lehine çoğunluk sağlamayı başaramadı. Buna rağmen Adalet Bakanı Ayelet Shaked, binlerce aile birleştirme talebine sanki kanun hâlâ yürürlükteymiş gibi yanıt vermeye devam etti. Bu da Shaked'in bu konudaki kararlarının hukuka aykırı olduğu anlamına geliyor. Shaked, yasayı pazar günü Knesset Bakanlar Yasama Komitesi'ne sundu. Ancak hükümet koalisyonu içinden Meretz partisi ve Birleşik Arap Listesi itirazının yanı sıra sağ muhalefet partileri ve Ortak Arap Listesi Bloku’nun muhalefetine rağmen yasa onaylanmış oldu.
Aile birleşimini önlemeye yönelik değişiklik, Batı Şeria veya Gazze Şeridi'nden İsrail vatandaşı Filistinlilerle evli olan Batı Şerialı Filistinlilere vatandaşlık veya oturma izni verilmesini önlemeyi amaçlıyor. Sözkonusu yasa ayrıca 35 yaşın altındaki Filistinli erkekler ve 25 yaşın altındaki Filistinli kadınların aile birleşimi için başvuruda bulunmasını engelliyor.

2 milyon İsrailli Arap var
Ülke nüfusunun 9 milyona ulaştığı İsrail’de nüfusun yaklaşık 2 milyonunun "İsrailli Araplar" olarak tanımlanan İsrail vatandaşı Filistinlilerden oluştuğu belirtiliyor.
İsrail vatandaşı Filistinliler ülke nüfusunun yüzde 20'sine tekabül ediyor. Tel Aviv rejiminin "İsrailli Araplar" olarak tanımladığı vatandaşlar, 1948'deki savaş ve sonrasında yaşanan işgale rağmen yurtlarında kalarak İsrail vatandaşı olan Filistinlilerden oluşuyor. Bu nüfusun dışında kalan ve İsrail vatandaşı olmayan Filistinliler ise Gazze ve Batı Şeria’da yaşıyor.



Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
TT

Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas üzerindeki askeri baskıyı iki katına çıkarma tehdidinin ve hükümetindeki bakanların Hamas’ın Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını ve savaşın sona erdirilmesini öngören kapsamlı bir anlaşmaya varma talebini reddederek Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme çağrılarının ardından İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını arttırarak dün daha fazla can kaybına neden oldu.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine düzenlenen çok sayıdaki hava saldırısı, topçu bombardımanı ve insansız hava aracı (İHA) ile açılan ateş sonucunda 30'dan fazla Filistinli hayatını kaybetti.

Aynı istatistiklere göre kurbanların çoğu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerindendi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne düzenlenen bombardımanlarda ölenlerin sayısının 51 bin 201'e, yaralananların sayısının ise 116 bine yükseldiği bildirildi.

Yeni bir teknik

Şarku’l Avsat muhabiri, dün gece, Gazze şehrinin doğusunda yer alan Zeytun, Şecaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin her noktasını vuran İsrail’in saldırılarının yoğunluğu açısından zor geçtiğini, özellikle et-Tuffah Mahallesi ve Yafa Caddesi çevresi ile Gazze şehrinin orta kesimlerine yakın bölgelerden çok sayıda insanı kaçmaya zorladığını bildirdi.

İsrail, 18 Mart'ta çatışmaların yeniden başlamasından bu yana İsrail askerleri arasında yaşanan ilk ölümcül olay olan, Hamas üyeleri ile İsrail askerleri arasında et-Tuffah Mahallesi’nin doğusunda yaşanan çatışmalarda bir İsrail askerinin ölmesi ve dört askerin yaralanmasından bir gün bu bölgelere saldırdı.

İsrail askerleri coğrafi olarak, ateşle korudukları, ancak asker bulundurmadıkları kuzeybatı bölgeleri dışında Refah şehrinin tamamını karadan kontrol ediyorlar. Refah şehrini Han Yunus'tan ayıran ve ‘Morag Koridoru’ olarak bilinen bölgede konuşlanmış durumdalar.

sdfgthy
Dün Gazze’nin kuzey yakınlarında İsrail’e ait askeri bir aracı taşıyan bir tır (Reuters)

İsrail kara kuvvetleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyini orta kesimlerden ve güneyden ayıran Netzarim Koridorunda konuşlu olsa da bölgede tam kontrol sağlanmış değil, Reşid sahil yolu halen açık durumda. İsrail kara kuvvetleri aynı zamanda Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin dış bölgelerinde de konuşlu ve buradaki operasyonlar, kuzeydeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiye semtlerinin dış mahallelerindeki diğer askeri birlikler gibi yavaş ve temkinli bir şekilde yayılıyor.

Operasyonlarında yeni bir taktiksel yaklaşım benimseyen İsrail güçleri, bir yandan Hamas'ı yavaş ilerleyen kara operasyonlarıyla baskı altına almayı hedeflerken, diğer yandan da bomba ya da patlayıcıları tespit etmek amacıyla geriye kalan binaları ve evleri havaya uçurmak için patlayıcı robotlar kullanıyor.

Öte yandan İsrail güçleri, Gazzelilerin evlerine dönmelerini engellemek için onların evlerini yıkmayı ve buraları yaşanmaz alanların ve belki de gelecekte girmelerinin yasak olduğu tampon bölgelerin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Hamas'a baskı

Başta Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililer, Hamas üzerinde baskı kurmak amacıyla operasyonları yoğunlaştırmayı planladıklarını açıkladılar. Netanyahu cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İsrail güçlerine Hamas üzerindeki baskıyı her zamankinden daha fazla arttırmaları talimatını verdiğini ve İsrail'in mutlak zafer elde edene kadar savaşmaya devam etmekten başka çaresi olmadığını söyledi. ‘Katiller’ dediği kişilere teslim olmayacağını ve herhangi bir dikteye boyun eğmeyeceğini vurgulayan Netanyahu, Hamas tarafından ‘kapsamlı anlaşma’ olarak adlandırılan anlaşma kapsamında yeniden belirlenen koşulları reddettiğini belirtti.

Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar bu konuşmayı överken, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gazze'deki askeri operasyonların sürdürülmesi ve yoğunlaştırılması, herhangi bir müzakerenin kabul edilmemesi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilerek askeri yönetimin kurulması için çalışılması çağrısında bulundu. Buna karşın İsrailli gazeteciler ve analistler, İsrail için askeri ve ekonomik risklere değindiler.

dfgthyu
İleri karakol kurmak için Gazze'ye geçmeye çalışan radikal Yahudi yerleşimciler, Şubat 2024 (DPA)

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin yüzde 30 ila 40'ını etkin bir şekilde kontrol ediyor. Bu durum yerleşimcilerin liderlerini ve onları destekleyen bakanları, 2005 yılında boşaltılan Gazze Şeridi'nde yerleşim inşaatlarının yeniden başlatılması çağrısında bulunmaya teşvik ediyor.

Giderek kötüleşen insani kriz

İsrail'in İbranice yayın yapan haber sitesi Walla, İsrail ordusunun, Hamas'ın gücünü zayıflatmak ve yönetimini sarsmak amacıyla, Gazze'deki bölgeleri daha ufak bölgelere ayırmak amacıyla daha büyük operasyonlara hazırlandığını bildirdi. Walla’nın aktardığına göre bu çerçevede sivil şirketler tarafından işletilen ve doğrudan sivillere gıda yardımı dağıtacak merkezlerin kurulması da söz konusu.

İsrail, Hamas'a baskı uygulamak için sivilleri yerlerinden ederek ve evlerini yıkarak operasyonlarında açıkça sivilleri hedef alıyor. Ayrıca ablukayı sıkılaştırarak ve yardım ve ticari ürünlerin girişini engelleyerek onları açlığa mahkum ediyor.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre 90 binden fazlası kendisine ait 115 barınakta olmak üzere, yaklaşık 420 bin kişi yeniden başlayan saldırıların ardından yerinden edilmiş durumda ve askeri operasyonlar ve insani yardım girişinin engellenmesi sonucunda insani koşullar hızla kötüleşiyor.

Öte yandan Dünya Gıda Programı (WFP) tüm tarafları sivillere öncelik vermeye ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışanlarını korumaya çağırdı. WFP, İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde yürütülen savaş nedeniyle insani acıların daha da arttığını vurguladı.

WFP tarafın dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Gazze'deki aileler bir sonraki öğünlerinin nereden geleceğini bilmiyorlar. WFP tüm taraflara sivillerin ihtiyaçlarına öncelik vermeleri, insani yardım çalışanlarının korunmasını sağlamaları ve Gazze'ye derhal yardım girmesine izin vermeleri çağrısında bulunuyor.

sdfgrthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda ücretsiz gıda dağıtım noktasının önünde bekleyen Filistinliler, 12 Nisan 2025 (AFP)

Gazze Elektrik Kurumu (GEDCO) tarafından dün yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi'nde yaklaşık 18 aydır elektrik kesintisi yaşandığı ve bu süre zarfında Gazzelilerin 1,88 milyar kilowatt saatten (kWsa) fazla elektriği kullanmaktan mahrum kaldığını bildirdi.

Bu uzun süreli kesinti, başta sağlık, su ve sanitasyon olmak üzere hayati öneme sahip alanları çöküşün eşiğine getirdi. Çünkü temel altyapıyı çalıştıracak enerji kaynağı yok ve kötüleşen insani durumla birleştiğinde salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme riski artıyor.

İsrail, 2 Mart'ta Gazze'ye tam bir abluka uygulayarak ateşkesle birlikte yeniden başlayan uluslararası yardımların girişini engelledi. Ayrıca Gazze’nin başlıca deniz suyunu tuzdan arındırma tesisine giden elektriği de kesti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), bu hafta insani durumun savaşın başlamasından bu yana geçen 18 ayın en kötü halinde olduğu uyarısında bulundu. Gazze'ye herhangi bir malzemenin geçişine izin verilmesinin üzerinden bir buçuk ay geçtiğini vurgulayan OCHA, bu durumun bugüne kadarki en uzun süreli tedarik kesintisi olduğunun altını çizdi.