Başağa, hükümetinin çalışmalara ‘çok yakında’ başlayacağını duyurdu

Fethi Başağa, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasına onay verdi.

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, yetkililer eşliğinde Trablus’u gezdi. (Hükümete bağlı İstikrar Ajansı)
Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, yetkililer eşliğinde Trablus’u gezdi. (Hükümete bağlı İstikrar Ajansı)
TT

Başağa, hükümetinin çalışmalara ‘çok yakında’ başlayacağını duyurdu

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, yetkililer eşliğinde Trablus’u gezdi. (Hükümete bağlı İstikrar Ajansı)
Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, yetkililer eşliğinde Trablus’u gezdi. (Hükümete bağlı İstikrar Ajansı)

Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilen yeni Libya hükümeti başkanı Fethi Başağa, başkent Trablus’taki çalışmalarının ‘çok yakın bir zamanda’ başlayacağı taahhüdünde bulunurken, rakibi geçici Birlik Hükümeti başkanı Abdulhamid Dibeybe’yi de ‘şeytan’ olarak nitelendirdi.
Başağa, geçen pazartesi günü yaptığı uzun konuşmasında, Trablus’a zorla değil yasaların gücüyle gireceğini belirterek iki gün içerisinde iktidarı devralacağını vugruladı. Aynı şekilde hükümetinin oluşturulma şeklini de savunarak bunun ‘paralel değil, tüm Libyalıların hükümeti’ olduğunu kaydetti.  Yeniden cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri düzenleme sözü veren Başağa, ülkede yeni bir savaşın patlak vermesine karşı duruşunu yineleyerek silaha başvurulmamasını istedi. Başağa, başkent Trablus’taki tabur ve silahlı gruplarla da yakın ilişki kurmaya çalışırken tehdit veya saldırı yoluyla herhangi bir eylemde bulunmadıkça,tabur veya milis komutanlarına karşı harekete geçmeyeceğini vurguladı.
Rakibi Dibeybe’yi ‘insanı dininden çıkmaya ayartan şeytan’ olarak nitelendiren Başağa, meydan okuyan bir ses tonuyla “Allah’ın izniyle galip geldik. Trablus’a her şekilde girebiliyoruz ve gireceğiz” dedi.
Basın ise Misrata şehrinde Başağa’ya bağlı güçlerin bir araya geldiğini duyururken oluşumda 300’den fazla aracın yer aldığını belirtti. Sirte Alim Ve İleri Gelenleri Baş Müftüsü Miftah Merzuk de yaptığı açıklamada, Başağa hükümetini tanıdığını belirterek Dibeybe’nin iktidarı teslim etmesi sonrasında hükümet binasının Sirte’de kurulması çağrısı yaptı.
Aynı şekilde geçen perşembe günü yapılan parlamento toplantısına katılamayan Başağa hükümetinden beş bakan, geçen pazartesi günü el-Kubba şehrinde Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in karşısında anayasal yeminini etti. Temsilciler Meclisi, söz konusu bakanların kadın işleri ve yasa dışı göçten sorumlu devlet bakanlarının yanı sıra eğitim, deniz kaynakları ve sosyal işler bakanları olduğunu söyledi.
Diğer yandan Dibeybe, 8 Mart’ta İstikrar Destek Ajansı Başkanı Abdulgani el-Kikli eşliğinde Trablus’taki Ebu Salim kasabasını denetledi. Ajans, Dibeybe’ye bölgenin sahip olduğu güvenlik ve istikrar ve altyapısının gelişimi hakkında bilgi verildiğini açıkladı.
Dibeybe, ülkenin batısındaki Mısrata şehrinde Anayasa ve Seçim Destek Gücü için ‘görev alanı Sirte’nin batısındaki 50. Kapı’dan Zliten’in güneyindeki Zemzem’e kadar uzanan’, İbrahim İrfidah başkanlığında bir yan operasyon odası oluşturma kararı aldı. Dibeybe, tüm zorluk ve engellere rağmen güneye önem gösterdiklerini belirtirken geçen pazartesi günü de Tuareg Sosyal Konseyi başkanı ve üyeleriyle yaptığı görüşmede Medeni Hal Kurumu’na kayıtlı ulusal numara sahipleri sorununun ele alınması gereken etik ve profesyonel bir mesele olduğunu vurguladı.

Lafi-Williams görüşmesi
Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi, 8 Mart’ta Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams ile Yüksek Mahkeme Başkanı Muhammed el-Hafi ve Anayasa Taslağı Kurumu yetkililerinin katılımıyla ‘seçimlerin yapılması için anayasal bir temel oluşturma’ konusunu ele aldı.
Diğer yandan Mareşal Halife Hafter liderliğinde, ülkenin doğusunda konuşlanan Ulusal Ordu (LUO) yaptığı açıklamada güçlerinin 8 Mart’ta Bingazi şehrinde balistik füze denemeleri yaptığını bildirdi. Yerel olarak geliştirilen ve ‘el-Kerame (Onur)’ adını taşıyan füzelerin, ülkenin doğusundaki Tobruk şehrinin 300 km güneyinde bulunan hedefleri isabetle vurduğuna aktardı. Paylaşılan videodaordunun Birinci Füze Taburu’nun Bingazi’nin güneybatısındaki Saluk bölgesinin güneyinden belirli hedeflere füzeler ateşleyerek tatbikatlarını tamamladığı görüldü.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."