Libya Ulusal Birlik Hükümeti’nden 2 bakan istifa etti

İstifalarını açıklayan bakanlar, siyasi bölünmenin parçası olmak istemediklerini ve görevlerini teslim etmeye hazır olduklarını belirtti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Libya Ulusal Birlik Hükümeti’nden 2 bakan istifa etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İkinci hükümetin kurulmasıyla ilgili tartışmalarının sürdüğü Libya'da iki bakan mevcut hükümetten istifa etti.
Ulusal Birlik Hükümeti Kamu Hizmeti Bakanı Abdulfettah el-Hoca ve Yasa Dışı Göç İşleri Devlet Bakanı İcdid Matuk görevlerinden istifa ettiklerini ve yetkilerini teslim etmeye hazır olduklarını duyurdu.
İki bakanın yerel medyada yayımlanan görüntülü açıklamasında, Tobruk’taki Temsilciler Meclisinin Fethi Başağa’yı başbakan olarak seçmesi ve kurulan hükümete güvenoyu verilmesine duyulan saygı ifade edildi.
Bakanlar, "Ettiğim anayasal yemin, halkıma karşı olan sorumluluklarım ve Libya’nın toprak bütünlüğünün korunması için yetkilerimi teslim etmeye hazır olduğumu vurguluyorum. Siyasi bölünmenin bir parçası olmayacağımı ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.
İki bakanın da istifa ettiklerini duyururken aynı metni okuması dikkati çekti.

Ne olmuştu?
BM öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun Kasım 2020'deki toplantılarında, ülkede devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin 24 Aralık 2021'de yapılmasına karar verilmişti. Ancak seçimler planlanan tarihte yapılamadı.
Tobruk'taki Temsilciler Meclisi, mevcut Ulusal Birlik Hükümeti'nin görev süresinin 24 Aralık 2021'de dolduğu gerekçesiyle, 10 Şubat'ta ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Fethi Başağa’yı başbakan seçti. Meclis 1 Mart’ta da Başağa hükümetine güvenoyu verdi.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise, Temsilciler Meclisini Cenevre Anlaşması'nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak, görevinin başında olduğunu ve görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini söyledi.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.