Video… Ukrayna’da bir sığınakta bomba seslerine meydan okuyan keman virtüözü
Vera Lytovchenko’nun bodrumda ezgilerini çaldığı videodan bir görüntü
Kiev/Şarku’l Avsat
TT
TT
Video… Ukrayna’da bir sığınakta bomba seslerine meydan okuyan keman virtüözü
Vera Lytovchenko’nun bodrumda ezgilerini çaldığı videodan bir görüntü
Ukrayna’nın Harkov kentinde bir keman virtüözü, Rus bombardımanından kaçan ve günlerdir bir apartmanın sığınağında bulunan Ukraynalı sivilleri müziğiyle rahatlatıyor.
The Guardian gazetesi, sosyal medyada geniş yangı uyandıran video görüntülerinde, Vera Lytovchenko isimli keman virtüözünün sığınakta müzik dinletisi yaptığı o anları yayınladı.
Vera Lytovchenko ve ailesi, iki hafta önce Harkov kentine yönelik Rus bombardımanından kaçmak için evlerinin bodrum katına sığındı.
39 yaşındaki sanatçı Skype üzerinden AP’ye yaptığı açıklamada, “Bomba düşebilir diye bodruma inmeye karar verdik. Şu an 12 kişiyiz. Küçük çocuklarımız var. Gençlerimiz var. Yaşlı kadınlarımız var. Tüm bu insanlar artık benim kız ve erkek kardeşim. Birkaç dakikalığına da olsa onları savaştan başka bir şey düşünmelerini sağlamaya çalışıyordum” dedi.
Lytovckenko, birçok insanın videoyu izledikten sonra kendisine mesaj atarak onlara umut verdiğini söylediğini aktardı.
Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü
(Temsili/Unsplash)
Arkeologlar 800 yıllık bir And mumyasının yanaklarında ve kollarında daha önce hiç görülmemiş dövmeler bularak Güney Amerika'daki eski kültürel uygulamalara daha fazla ışık tuttu.
Tarih boyunca insanlar hakim güzellik standartlarına uymak, sosyal statü, grup aidiyeti ve hatta ritüel gibi nedenlerle vücutlarında değişiklikler yaptıkları yöntemleri benimsedi. Bu tür vücut modifikasyonları arasında dövme, hâlâ geniş çapta uygulanan bir kültürel pratik olarak varlığını sürdürüyor.
Ancak derinin yumuşak yapısı nedeniyle arkeolojik kayıtlarda günümüze ulaşan çok az dövmeli cilt örneği var.
Dövme izleri olan korunmuş ciltleri içeren mevcut kayıtların analizi, dünyadaki korunmuş dövmeli insan kalıntılarının en çok Güney Amerika'nın kıyı çöllerinde yer aldığını gösteriyor.
Bilim insanları bu nedenle Torino Üniversitesi Antropoloji ve Etnografya Müzesi'nde bulunan ve And Dağları'ndaki bir kazı alanında keşfedilen iyi korunmuş bir kadın mumyasını yakından inceledi.
Radyokarbon analizi, mumyanın 800 yıldan daha eski olduğunu ortaya çıkardı. Kadın MS 1215'le 1382 arasında bir dönemde yaşamış.
Araştırmacılar çıplak gözle görülemeyen dövmeleri tespit etmek için kızılötesi analiz yapan iki yeni teknik kullandı. Kulaktan ağza uzanan üç düz çizgi de dahil, mumyanın yüzünün her iki yanağında dövmeler bulunca şoke oldular.
Ayrıca el bileğinde S şeklinde bir dövme de saptadılar.
Mumyanın sağ yanağı ve büyütülmüş hali (Journal of Cultural Heritage 2025)
X ışını floresansı ve Raman spektroskopisi gibi kimyasal analiz tekniklerini kullanarak dövmelerin demir minerali manyetit ve piroksen adlı başka bir mineralden geliştirilen pigmentlerle yapıldığını belirlediler. Analizler, literatürde en yaygın kullanılan dövme malzemesi olan odun kömürünün şaşırtıcı bir şekilde bulunmadığını ortaya koydu.
Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:
Sonuçlar hem nadir şekiller ve anatomik konumlar (yanaklardaki çizgiler ve bilekteki S benzeri işaret) hem de alışılmadık mürekkep bileşimini gösteriyor.
Öte yandan bu basit dövmeleri yorumlayıp belirli bir kültürle özdeşleştirmek zordu.
Güney Amerika dövmeleri genellikle eller, el bilekleri, ön kollar ve ayaklar üzerine yapılan daha karmaşık çizimler içeriyor. Yanak dövmelerine daha nadir rastlanıyor. Hatta bölgede bugüne kadar bulunan başka hiçbir antik dövme, mumyanın kolundaki "S" motifine benzemiyor.
Araştırmacılar dövmelerin genellikle giysilerle örtülmeyen vücut bölgelerinde yer aldığı düşünüldüğünde, bunların "dekoratif veya iletişim amacıyla" yapıldığından şüpheleniyor.
Ancak "şu anda, bunların tıbbi veya terapötik bir amacı ya da kültürel kökeni olduğunu söylemek mümkün değil" diye ekliyorlar.
Araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyor:
Sonuç olarak bu araştırma, özellikle Güney Amerika'da yaklaşık 800 yıl önceki antik dövme uygulamalarının incelenmesine aktif bir katkı sunuyor ve eski kültürlerin analizinde müze koleksiyonlarının rolünü vurguluyor.