ABD'li Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito, Şarku'l Avsat'a konuştu: ABD, Suudi Arabistan'ı savunmaya ve İran tehdidine karşı koymaya kararlı

ABD'nin İran ve Irak İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito (Şark’ul Avsat)
ABD'nin İran ve Irak İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito (Şark’ul Avsat)
TT

ABD'li Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito, Şarku'l Avsat'a konuştu: ABD, Suudi Arabistan'ı savunmaya ve İran tehdidine karşı koymaya kararlı

ABD'nin İran ve Irak İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito (Şark’ul Avsat)
ABD'nin İran ve Irak İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito (Şark’ul Avsat)

ABD'nin İran ve Irak İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito, Şarku'l Avsat'a konuştu. ABD’li yetkili ülkesinin, Suudi Arabistan’ın savunmasını güçlendirmeye kararlı olduğunu dile getirdi. Gavito Bağdat'ın ulusal kurumlarının istikrarını ve bütünlüğünü baltalayan İran'ın, Irak'taki etkisi konusundaki endişesini dile getirdi.
ABD'nin diplomatik yaklaşımının Tahran'ı bölgedeki hükümetlerin kontrolü dışındaki grupları finanse etmekten ve silahlandırmaktan vazgeçirmek olduğunu belirten Gavito, İran'dan Yemen'e yasadışı silah akışının olduğunu vurguladı. ABD’li yetkiliye göre bu durum, acımasız Husi saldırılarının ve sivillerin çektiği acıların artmasına neden oldu. İşte Şarku’l Avsat’ın, ABD'in İran ve Irak İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jennifer Gavito ile yaptığı röportajın tam metni:

 -Irak'taki gelişmelerde ABD yönetimini en çok ne endişelendiriyor? Bunun ülkenin güvenliği ve istikrarı üzerinde nasıl bir etkisi var?
 Tabii ki DEAŞ kalıntıları ve hükümet kontrolü dışında faaliyet gösteren silahlı gruplar Irak'ın güvenliği ve istikrarının önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Bir başka endişe alanı da Irak'ın karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklar. Irak'ın ekonomisini çeşitlendirmesine ve ülkedeki yabancı özel sektör yatırımını teşvik etmesine yardımcı olmayı dört gözle bekliyoruz. Irak'ın zaman içinde egemenliğini tahkim etmesine ve kurumlarını güçlendirmesine yardım eder, Irak güvenlik güçlerinin yeteneklerini geliştirir ve Irak'ın Arap mahallesine yeniden entegrasyonunu teşvik etmeye devam edersek Irak istikrarlı ve müreffeh olacak. Ayrıca, tüm bölge için dengeleyici bir güç olacaktır.

-Bazı gözlemciler, Irak'taki Amerikan varlığının, insanların arzu ettiği şeyi gerçekleştiremediğini düşünüyor... Yorumunuz nedir?
 Irak'ın egemenliğini, güvenliğini ve yolsuzlukla mücadeleyi destekleyen istikrarlı ve güvenilir bir ortaktık ve öyle kalacağız. Irak’ta ekonomik reform çabalarını, bölgesel ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olmayı, insani yardım ve mayın temizleme çalışmalarını ve tüm Iraklıların insan haklarına saygı gösterilmesini destekliyoruz. Ayrıca suç faaliyetleriyle mücadele, yasadışı silahlı grupları kontrol etme ve Irak Güvenlik Güçlerine yönelik tavsiye ve yardım çabalarını da destekliyoruz. Bu çabalara bağlıyız çünkü arzu ettiğimiz şey istikrarlı, müreffeh, demokratik ve birleşik bir Irak. Irak halkının da aynı umut ve özlemlere sahip olduğunu düşünüyorum.

-Yolsuzluk ve mezhepçilik unsurları Irak'taki durumu ne ölçüde karmaşıklaştırıyor?
Yolsuzluk, hukukun üstünlüğünü baltaladığı ve insanlar ile hükümetler arasındaki güven ve saygı dokusunu parçaladığı için kesinlikle tüm devletler için bir tehdit oluşturuyor. Iraklı ortaklarımızla, ifade özgürlüğüne ve barışçıl toplanma özgürlüğüne saygının korunması, hukukun üstünlüğünün uygulanması ve göstericilerin, gazetecilerin, kadınların, Irak'ın çeşitli etnik ve dini topluluklarının üyelerinin ve diğer marjinal grupların üyelerinin haklarına saygı gösterilmesi konusunda ortak çıkarlara sahibiz.  Silahlı gruplara mensup kişilere karşı işlenen şiddet suçları için yargısal hesap verebilirliği takip etmek konusunda kararlıyız.

-İran, Irak'taki siyasi ve güvenlik durumunun karmaşıklığında ne ölçüde rol oynuyor?
 Irak'ı tüm komşularıyla dostane ve üretken ilişkiler sürdürmeye teşvik ederken, İran etkisinin Irak'ın ulusal kurumlarının istikrarını ve bütünlüğünü baltalamasından endişe duyuyoruz. Bu nedenle diplomatik yaklaşımımız, Tahran'ı bölgedeki hükümetlerin kontrolü dışındaki grupları finanse etmekten ve silahlandırmaktan vazgeçirmektir.

-İran faaliyetlerinin bölgenin güvenliği ve istikrarı üzerindeki tehlikelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında ABD, Irak'ın egemenliğinin ve ulusal kurumlarının istikrarını ve bütünlüğünü baltalayan İran etkisinden endişe duymaktadır. Irak halkı da öyle. Bu bağlamda Başkan Joe Biden, Amerika'nın İran ile olan farklılıkları diplomatik yollarla çözmek istediğini açıkça belirtti. İstikrarlı, egemen ve ekonomik olarak müreffeh bir Irak'ın arzu edilen Irak olduğuna kesinlikle inanıyoruz. Bu, Irak halkıyla karşılıklı yarar sağlayan ortaklığımızı genişletmemizi ve bölgeye daha fazla istikrar getirmemizi sağlıyor. Elbette ABD yönetimi, bölgesel gerilimi azaltmak ve tarihsel çatışma çizgileri de dahil olmak üzere bölgede daha geniş ekonomik ve siyasi entegrasyon kurmak için çalışmaya kararlı. Dolayısıyla bölgesel aktörler ve Irak'ın komşuları aynı stratejiyi aynı hedefle takip ederse başarı şansımız çok daha yüksek olacaktır.

-İran'ın Yemen'deki Husilere verdiği desteği ve bunun bölgenin istikrarı ve güvenliği üzerindeki yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD uzun süredir İran'dan Husilere silah kaçakçılığı yapıldığına dair kanıtlara şahit oluyor. Bu, elbette, BM silah ambargosunun açık bir ihlalidir. İran'ın kötü niyetli faaliyetlerinin Yemen'deki savaşı nasıl uzattığının bir başka örneği. İran'ın bölgedeki silahlı gruplara verdiği destek, uluslararası ve bölgesel güvenliği, güçlerimizi, diplomatik kadromuzu ve bölgedeki vatandaşlarımızı tehdit ediyor. Aynı zamanda bölgedeki ve başka yerlerdeki ortaklarımızı da tehdit ediyor.
Biden yönetiminin bu İran tehdidine karşı koymaya kararlı olduğunu temin ederim. ABD, geçen yılın Aralık, Mayıs ve Şubat aylarında gemilerle taşınan çok sayıda tanksavar güdümlü füze, binlerce saldırı tüfeği ve yüzlerce makineli tüfek, roketatar ve bombaatara el koydu. İran'dan Yemen'e yasadışı silah akışı, Yemen'deki acımasız Husi saldırılarının artmasına neden oldu. Bu da sivillerin acısını artırdı. İster Marib'de ister başka bir yerde olsun, savaşa devam etmek, yalnızca daha fazla acıya yol açar.

-Güvenlik ve stratejik alanlarda Suudi Arabistan-ABD işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu uluslararası barış ve güvenlik için ne kadar önemli?
Suudi Arabistan, topraklarında büyük tehditlerle karşı karşıya. Suudilerin topraklarını, vatandaşlarını ve içinde yaşayan binlerce Amerikan vatandaşını savunmak için savunmalarını güçlendirmelerine yardımcı olmak üzere birlikte çalışmaya kararlıyız.
Husiler tarafından BAE ve Suudi Arabistan'a yönelik sınır ötesi saldırıları, 17 Ocak Abu Dabi Havalimanı'na düzenlenen ve sivil kayıplarla sonuçlanan saldırı da dahil olmak üzere sivil ölümlerine yol açtı. Geçen yıl içinde Husiler tarafından İran destekli 400'den fazla sınır ötesi saldırı düzenlendi. Bu, krallıkta yaşayan 70 bin ABD vatandaşı da dahil olmak üzere sivil nüfusu riske attı. ABD desteğiyle Suudi Arabistan saldırıların yüzde 90'ını engellemeyi başardı ama bizim yüzde 100'e ihtiyacımız var.
 ABD, güvenlik işbirliği, silah transferleri, savunma ticareti, eğitim ve değişimlerin yanı sıra insan hakları ve sivil zararın azaltılmasına katılım yoluyla Suudi Arabistan'ın savunmasını güçlendirmeye kararlıdır. Krallığın hava savunma yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olacak bir dizi aracımız var ve ortaklarımızla bir dizi güvenlik ihtiyacını tartışmaya devam edeceğiz.



Suudi Arabistan, İran ve Çin ekonomik ve siyasi iş birliğini genişletecek

Suudi Arabistan-Çin-İran üçlü komitesinin Pekin anlaşmasını takip etmek amacıyla düzenlediği üçüncü toplantı Tahran'da yapıldı. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Arabistan-Çin-İran üçlü komitesinin Pekin anlaşmasını takip etmek amacıyla düzenlediği üçüncü toplantı Tahran'da yapıldı. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
TT

Suudi Arabistan, İran ve Çin ekonomik ve siyasi iş birliğini genişletecek

Suudi Arabistan-Çin-İran üçlü komitesinin Pekin anlaşmasını takip etmek amacıyla düzenlediği üçüncü toplantı Tahran'da yapıldı. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Arabistan-Çin-İran üçlü komitesinin Pekin anlaşmasını takip etmek amacıyla düzenlediği üçüncü toplantı Tahran'da yapıldı. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan, İran ve Çin, ekonomik ve siyasi alanlar da dahil olmak üzere iş birliğini genişletme arzusunu dile getirdi. Üç ülke, bölgedeki güvenlik, istikrar, barış ve ekonomik refahın artırılması amacıyla diyalog ve bölgesel iş birliğinin önemine vurgu yaptı.

Bu açıklamalar dün Tahran’da düzenlenen Suudi Arabistan-Çin-İran üçlü komitesinin üçüncü toplantısı sırasında yapıldı. Toplantıya İran adına Dışişleri Bakan Yardımcısı Dr. Mecid Taht Revançi başkanlık ederken, Suudi heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Mühendis Velid el-Hureyci, Çin heyetine ise Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Miao Deyu başkanlık etti.

Üç ülke, Filistin, Lübnan ve Suriye’deki İsrail saldırılarının derhal durdurulmasını talep ederek, İran’a yönelik saldırı ve ihlalleri kınadı. Tahran, Suudi Arabistan ve Çin’in İsrail saldırılarına yönelik net tutumlarını takdirle karşıladı.

Suudi Arabistan ve İran tarafları, Pekin anlaşmasının tüm hükümlerini uygulama taahhüdünü yineleyerek, Birleşmiş Milletler (BM) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tüzükleri ile uluslararası hukuka uygun olarak iki ülke arasında iyi komşuluk ilişkilerini geliştirme çabalarını sürdüreceklerini vurguladı. Taraflar, bu kapsamda egemenlik, toprak bütünlüğü, bağımsızlık ve güvenliğe saygı göstereceklerini ifade etti.

Üç ülke, Suudi Arabistan-İran ilişkilerinde kaydedilen sürekli ilerlemeyi ve bunun iki ülke arasında doğrudan iletişim için sağladığı fırsatları memnuniyetle karşıladı. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)Üç ülke, Suudi Arabistan-İran ilişkilerinde kaydedilen sürekli ilerlemeyi ve bunun iki ülke arasında doğrudan iletişim için sağladığı fırsatları memnuniyetle karşıladı. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve İran, Çin’in Pekin anlaşmasının uygulanmasını destekleme ve takip etmedeki olumlu rolünü memnuniyetle karşıladı. Çin ise Suudi Arabistan ve İran’ın ilişkilerini farklı alanlarda geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etme taahhüdünde bulundu.

Üç ülke, Suudi Arabistan-İran ilişkilerinde kaydedilen sürekli ilerlemeyi memnuniyetle karşıladı ve bunun iki ülke arasında tüm düzeylerde doğrudan iletişim imkânı sağladığını vurguladı. Taraflar, özellikle bölgedeki mevcut gerginliklerin bölge ve dünya güvenliğini tehdit ettiği bir dönemde, üst düzey yetkililer arasında yapılan temasların ve karşılıklı ziyaretlerin önemine dikkat çekti.

Katılımcılar, iki ülke arasındaki konsolosluk hizmetlerinde sağlanan ilerlemeyi de memnuniyetle karşıladı. Bu hizmetler sayesinde 2025 yılında 85 binden fazla İranlı hac ibadetini ve 210 binden fazla İranlı umre ibadetini güvenli ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirebildi.

Ayrıca, Suudi ve İranlı merkezler ile bireyler arasında yürütülen araştırma, eğitim, medya, kültür ve fikir alanlarındaki diyaloglarda kaydedilen ilerleme de memnuniyetle karşılandı. Taraflar, iki ülke arasında heyetlerin karşılıklı değişimini ve söz konusu alanlardaki etkinliklere katılımı olumlu buldu.

Üç ülke, BM himayesinde uluslararası olarak kabul edilen ilkeler çerçevesinde, Yemen’de kapsamlı siyasi çözüm için desteğini bir kez daha vurguladı.

Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci, Çinli mevkidaşı ile bir araya gelerek ikili ilişkileri gözden geçirdi ve tüm alanlarda iş birliğinin güçlendirilmesi ile çok taraflı koordinasyonun artırılması yollarını görüştü.

El-Hureyci ayrıca İranlı mevkidaşı Taht Revançi ile de bir araya gelerek Suudi Arabistan-İran ikili ilişkilerini değerlendirdi ve iş birliği yollarını ele aldı.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi, "Kral Salman Hava Üssü"ndeki tesislerin açılışını yaptı

Prens Muhammed bin Salman, Kral Salman Hava Üssü'nün açılışını gerçekleştirdi (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Kral Salman Hava Üssü'nün açılışını gerçekleştirdi (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, "Kral Salman Hava Üssü"ndeki tesislerin açılışını yaptı

Prens Muhammed bin Salman, Kral Salman Hava Üssü'nün açılışını gerçekleştirdi (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Kral Salman Hava Üssü'nün açılışını gerçekleştirdi (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman, dün Riyad'da, Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin muharebe hazırlığını artırmaya yönelik stratejik geliştirme projeleri kapsamında, merkez sektördeki "Kral Salman Hava Üssü" tesislerinin açılışını gerçekleştirdi.


Riyad ve Doha, yüksek hızlı trenle stratejik ortaklığı pekiştiriyor

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, dün Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Şeyh Temim'i karşıladı (SPA)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, dün Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Şeyh Temim'i karşıladı (SPA)
TT

Riyad ve Doha, yüksek hızlı trenle stratejik ortaklığı pekiştiriyor

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, dün Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Şeyh Temim'i karşıladı (SPA)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, dün Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda Şeyh Temim'i karşıladı (SPA)

Suudi Arabistan ve Katar, iş birliğini ve kalkınma bütünleşmesini güçlendirme, sürdürülebilir kalkınmayı pekiştirme ve bölgede daha geniş kalkınma ve refah beklentilerine yönelik ortak taahhütte bulunma yönünde stratejik bir adım attı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad, dün Riyad'da düzenlenen Suudi-Katar Koordinasyon Konseyi'nin sekizinci toplantısına eş başkanlık ederek, siyasi, güvenlik, askeri, enerji, sanayi, ekonomi, yatırım, ticaret, teknoloji, altyapı, kültür, turizm ve eğitim gibi öncelikli alanlarda ortak koordinasyonu desteklemeye ve geliştirmeye devam etmenin önemini vurguladılar.

İki taraf, Riyad ve Doha arasında yolcu taşımacılığı için yüksek hızlı elektrikli tren projesinin hayata geçirilmesine ilişkin bir anlaşma da dahil olmak üzere mutabakat zaptı ve anlaşmalar imzaladı.

Uluslararası alanda ise taraflar, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için koordinasyonun sürdürülmesi ve çabaların yoğunlaştırılması yönündeki kararlılıklarını yinelediler. Bölgesel ve uluslararası düzeyde karşılıklı çıkarları ilgilendiren konularda görüş alışverişinde bulundular.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Katar Emiri'ni dün el-Yemame Sarayı'nda kabul etti ve burada resmi bir görüşme gerçekleştirdi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre görüşmede, iki ülke arasındaki yakın ikili ilişkiler gözden geçirildi ve ortak iş birliği olanakları ile çeşitli alanlarda ilişkilerin nasıl geliştirilebileceği ele alındı. Her iki taraf da iki ülke arasındaki iş birliği düzeyinin yükselmesine katkıda bulunan karşılıklı ziyaretlerin olumlu sonuçlarına övgüde bulundu.

Taraflar, iki ülke arasındaki savunma ortaklığını güçlendirme ve geliştirme kararlılıklarını teyit ederken, aralarındaki tüm güvenlik alanlarında mevcut iş birliği ve güvenlik koordinasyonunun düzeyini ve ticaret alışverişini çeşitlendirmek ve artırmak ve karşılaşılabilecek her türlü zorluğun üstesinden gelmek için ortak çalışmaları güçlendirmenin önemini vurguladılar.