Suudi şirketlerden savunma uçaklarının bakım alanına büyük ilgi

Suudi Arabistan’da gerçekleşen Dünya Savunma Fuarı'nın oturum aralarında dün bazı anlaşmalar imzalandı (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan’da gerçekleşen Dünya Savunma Fuarı'nın oturum aralarında dün bazı anlaşmalar imzalandı (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi şirketlerden savunma uçaklarının bakım alanına büyük ilgi

Suudi Arabistan’da gerçekleşen Dünya Savunma Fuarı'nın oturum aralarında dün bazı anlaşmalar imzalandı (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan’da gerçekleşen Dünya Savunma Fuarı'nın oturum aralarında dün bazı anlaşmalar imzalandı (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve dün etkinlikleri sona eren Dünya Savunma Fuarı’nda Suudi şirketler savunma uçaklarının bakımı alanına büyük ilgi gösterdiler. Şirketler, imzaladıkları anlaşmalar ve sözleşmelerle, savunma endüstrilerini ve teknik yatırımları yerelleştirmeye yönelik çabalarını vurguladılar. Fuarın son gününde, savaş gemileri ve askeri helikopterlerin yapımı alanlarında çeşitli iş birliği anlaşmaları ve ortaklık sözleşmeleri imzalandı.

Yenilikçi ürünler
Fuarın oturum aralarında, The Saudi Maintenance and Supply Chain Management Company (SMSCMC), Suudi yatırım şirketi TAQNIA ile bir anlaşma imzaladı. SMSCMC ayrıca, Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zeka alanlarındaki küresel konumunu güçlendirmek için yerel içeriklerin geliştirilmesine ve Suudi pazarına hizmet etmeye katkıda bulunacak yenilikçi coğrafi ürün ve hizmetler geliştirmek amacıyla Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zeka Kurumu (SDAIA) ile başka bir anlaşma daha yaptı.
Öte yandan BAE Systems Suudi Arabistan iştiraki International Systems Engineering (ISE) Şirketi ile SDAIA arasında, kurumlar için bilgi teknolojisi hizmetleri, siber güvenlik hizmetleri ve güvenli ağlarının yanı sıra profesyonel hizmetler ve insan gücü sağlama amacıyla bir anlaşma yapılırken operasyonel ve teknik imkanlar, gelişmiş güvenlik operasyon merkezleri ve ağ güvenliğinin yanı sıra uzmanlarla ortaklık kurarak veri yönetimi analiz sistemlerinin desteklenmesi ve gelecekteki iyileştirmeler için stratejiler ve planlar geliştirilmesi hedefiyle ikinci bir anlama daha imzalandı.

Kadınlar, Riyad'daki fuarın etkinliklerine büyük ilgi gösterdi (Fotorğraf: Beşir Salih)

Savunma sanayi
SMSCMC CEO'su Dr. Abdullatif Âl-i eş-Şeyh, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, şirketin, Suudi Arabistan savunma sanayisini yerelleştirmeye devam ettiğini, savunma alanında BAE Systems, ISE ve Supply Chain Management (SCM) Şirketi dahil olmak üzere 3 iştirakinin olduğunu söyledi.
Dr. eş-Şeyh sözlerini şöyle sürdürdü:
“Riyad ve Cidde'deki şirketlerim çoğu, Avrupa İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı (EU-OSHA) tarafından uluslararası olarak akredite edilmiş bir dizi eğitim programı aracılığıyla Suudi teknisyenlerin eğitimine ve Sivil Havacılık Otoritesi’nin akredite ettiği eğitim programları aracılığıyla da sivil uçak bakım teknisyenlerinin yetiştirilmesine yatırım yaptı.

Çalışma alanı
Şarku'l Avsat'a konuşan ISE CEO'su Macid el-Muzairi, Dünya Savunma Fuarı'nın oturum aralarında bir dizi devlet kurumu ve ilgili şirketle çok sayıda anlaşma ve mutabakat imzalamanın yanı sıra projelerindeki çalışmaların kapsamını genişletmek için çalıştıklarını söyledi.
Suudi Arabistan’ın önceliklerinden birinin, dijital dönüşümün getirdiği yükümlülükler doğrultusunda hızla gelişen siber güvenlik alanı olduğunu vurgulayan Muzairi, şirketin dijital dönüşüm sürecinde çok önemli bir eylem planı devreye soktuğunu da sözlerine ekledi.
ISE’nin savunma ve ulusal güvenlik alanlarında faaliyet gösteren şirketlere ilk bilgi hizmetleri ve teknoloji yönetimi sağlayıcısı olduğuna dikkati çeken Muzairi, şirketinin sistem mühendisliği ve bilgi teknolojisi alanlarındaki faaliyetlerine işaret ederek, “Bilgiye dayalı bu sektör, yüzde 80'ini Suudilerin oluşturduğu insan gücüne sahip savunma, uzay ve ulusal güvenlik sektörüdür” dedi.

Hassas donanımlar
SMSCMC CEO'su Jeremy Charmak ise Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, şirketin, Internedo, Hawk ve Typhoon model savaş uçakları dahil önemli askeri platformların işlerini yürüttüğünü ve tüm imkanlarını Suudi Arabistan’daki yerel savunma sanayinin ilerletmesi için kullandığını söyledi. Charmak, şu an altısı Suudi Arabistan'da, ikisi İngiltere'de olmak üzere sekiz şubesi bulunan şirketin, yüzde 72'nin Suudi sermayeli olduğunu ifade etti.
Charmak, tedarik zincirleri ve lojistik hizmetlerinde uzman olan ve 2006 yılında kurulan şirketin, hassas ve tehlikeli donanımlar ile güvenlik ekipmanlarının taşınması konusunda çok önemli eğitim programları başlattığına işaret etti.

Deniz platformları
Diğer taraftan Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın en büyük deniz platformu şirketi olan International Maritime Industries (IMI), Hyundai Heavy Industries Şirketi (HHI) ile olan iş birliğini, şirketin Suudi Arabistan’daki deniz iskelesinde askeri gemi üretimini de içerecek şekilde genişleterek yenilediğini duyurdu.
İki taraf arasındaki mutabakat muhtırasının genişletilmesi, araştırma, geliştirme ve gemilerin inşasının yanı sıra Suudi Arabistan’da askeri gemi motorlarının imalatının yerelleştirilmesi gibi alanlarda iş birliği beklentilerinin artmasına katkıda bulunması bekleniyor.
Suudi başkenti Riyad'ın ev sahipliğinde ilk kez düzenlenen Dünya Savunma Fuarı'nda Kral Selman Uluslararası Denizcilik Endüstrileri ve Hizmetleri Kompleksi'nde gerçekleşen bir törenle IMI CEO'su Dr. Abdullah el-Ahmari ve HHI Başkan Yardımcısı Moonyoung Park tarafından iki şirket arasında bir mutabakat zaptı imzalandı. Ahmari, teknik imkanları ve hizmetleri desteklemenin yanı sıra Suudi Arabistan’daki yerel deniz sanayisinin gelişimine katkıda bulunacak birinci sınıf bir deniz tersanesi inşa etme çabalarını desteklediklerini vurguladı.
IMI, sondaj kuleleri ve gemilerin üretiminde kullanılan malzemelerin ve hizmetlerin satın alınmasının yanı sıra gemi bakım, onarım ve yeniden inşasına yönelik yerelleştirme alanında çalışmalar yürütüyor. Şirket aynı zamanda, ürünlerini Suudi Arabistan'da üretme taahhüdünde bulunan tedarikçilerle daha uzun vadeli ortaklıklar kurmayı da amaçlıyor.

Güvenlik sanayileri
Dünya Savunma Fuarı’nın stratejik ortağı olan Suudi Arabistan Askeri Endüstrileri (SAMI) Şirketi, savunma ve güvenlik endüstrileri sektöründe çok sayıda uluslararası firma ile 8 anlaşmanın imzaladığını duyurdu.
SAMI CEO'su Velid Abdulmacid Ebu Halid, gerekli tüm onayları aldıktan sonra, Suudi Arabistan’da ortak bir girişim başlatmak için Boeing ile bir ön anlaşma imzaladıklarını açıkladı. Ebu HAlid’in açıklamalarında göre ortak girişimin hedefi, uçakların gövdeleri ve bileşenleri için bakım hizmetleri sağlamanın yanı sıra şu an Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren askeri helikopter platformları için bakım, onarım ve revizyon hizmetleri ve sürdürülebilirlik hizmetleri sağlamak.

Füze sistemleri
SAMI CEO’su Ebu Halid ile General Dynamics CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı Phebe Novakovi arasında Ulusal Muhafız Bakanlığı için ortak bir girişim başlatmak üzere bir anlaşma imzaladı.
Aynı şekilde füze ve füze sistemleri alanında faaliyet gösteren Avrupalı MBDA şirketi ile SAMI arasında, gerekli onaylar alındıktan sonra füze sistemleri için ortak bir girişim başlatmak amacıyla anlaşma imzalandı.
Yeni anlaşmalar arasında, savaşta etkinliğini kanıtlamış askeri araçların üretiminde uzman olan Nimr Automotive Şirketi ile bir üretim lisans anlaşması da yer aldı. Anlaşma ile SAMI’nin 4x4 tuzaklanmış patlayıcılara ve mayınlara dayanıklı zırhlı araçlar üretmesini ve yerelleştirmesini sağlayacak.

Savaş sistemi
Öte yandan SAMI’nin iştiraklerinden biri olan Advanced Electronics Company (AEC) ile İspanyol devlet şirketi Navantia arasında Suudi Arabistan'da teknolojilerin geliştirilmesini teşvik etmek ve yerelleşme faaliyetlerini artırmak için ortak üretim, bakım, onarım ve işletme alanında iş birliği amaçlı bir sözleşme imzalandı.
SAMI ve IMI arasında ise savaş gemileri inşası ve Suudi Arabistan Kraliyet Donanması’na deniz hizmetleri sağlama alanındaki potansiyel iş birliği fırsatlarının ele alacakları bir sözleşme imzalandı.

Kadınların sektördeki varlığı
SAMI tarafından dün yapılan açıklamaya göre kadınların çeşitli alanlarda daha fazla varlık göstermeleri arzunun bir parçası olarak Prenses Nura Bint Abdurrahman Üniversitesi ile savunma sanayisinde, araştırma ve geliştirme sektöründe çalışacak kadın kadrolar yetiştirmek ve iki taraf arasındaki iş birliğini güçlendirmek amacıyla bir anlaşma imzalandı.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.