Mısır’da tabiat koruma alanında çıkan yangın, arkasında çevresel ve hukuki sonuçlar bıraktı

Tabiat koruma alanı Nil’in kalbinde yer alıyor ve üzerinde nadir bitkiler bulunuyor

Mısır’ın güneyinde, Asvan’daki Saluga ve Ghazal Tabiat Koruma Alanı (Mısır Çevre Bakanlığı)
Mısır’ın güneyinde, Asvan’daki Saluga ve Ghazal Tabiat Koruma Alanı (Mısır Çevre Bakanlığı)
TT

Mısır’da tabiat koruma alanında çıkan yangın, arkasında çevresel ve hukuki sonuçlar bıraktı

Mısır’ın güneyinde, Asvan’daki Saluga ve Ghazal Tabiat Koruma Alanı (Mısır Çevre Bakanlığı)
Mısır’ın güneyinde, Asvan’daki Saluga ve Ghazal Tabiat Koruma Alanı (Mısır Çevre Bakanlığı)

Mısır, ülkenin güneyinde yer alan Asvan ilindeki Saluga ve Ghazal Tabiat Koruma Alanı’nda çarşamba günü çıkan yangının nedenleri ve yol açtığı çevresel kayıpları belirlemek ilişkin inceleme başlattı. Nadir bulunan ağaçların zarar görmüş olabileceği tahmin belirtiliyor. İnceleme sonuçlarının 24 saat içinde açıklanacağı sözü verildi.
İlk verilere göre, Saluga ve Ghazal Tabiat Koruma Alanı’nında çıkan yangını, sivil savunma ekipleri kontrol altına aldı. Yangın bölgesine, portatif yangın söndürme makineleri yüklü botlar gönderildi, feribotlarla büyük itfaiye araçları yaygın bölgesine nakledildi ve koruma alanındaki tüm işçiler tahliye edildi.
Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmin Fuad dün yaptığı basın açıklamasında, yangının kontrol altına alınması için gerekli olan prosedürlerin hepsinin uygulandığını vurgularken, hasarı sınırlamak için koruma alanından acil bir komite kurulduğunu duyurdu.
Asvan Valiliğinden yapılan basın açıklamasına göre, Asvan valisi Eşref Attia, yangının sebeplerinin ortaya çıkarılması ve zararların tespit edilmesi için konuyu savcılığa sevk etti. Yangın yansımaları ile mücadele kapsamında sahada yapılan çalışmaları takip etmek yapılan teftiş turu sırasında, Asvan Valisi, Çevre Bakanlığı, Sivil Savunma ve Suç Araştırmaları’ndan oluşan yetkili kurula, daha sonra Bakanlar Kurulu’na, Çevre Bakanlığı’na ve Savcılığa sunulmak üzere, yangının nedenleri ve kayıpların boyutu hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlaması için 24 saat mühlet verdi. Vali, tabiat koruma alanının eski haline kavuşturulması ve yangından etkilenen ağaçların ve arkeolojik kazıların iyileştirilmesi için tabiatı koruma idaresine bir plan hazırlanması çağrısında bulundu.
Saluga ve Ghazal Tabiat Koruma Alanı’nın alanı yarım kilometreyi geçmediğinden Mısır tabiat alanlarının en küçüğünü temsil ediyor. Özellikle kuş gözlemciliği ile ilgili turistik yerlerden biri olan Saluga ve Ghazal, 1986 yılında 928 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tabiat koruma alanı olarak belirlendi. Koruma alanı, Asvan Barajı’nın 3 km kuzeyinde, ilk şelale bölgesinde yer alıyor, güneyinde Süheyl Adası, kuzeyde ise Esposarte ve Amun adaları ve Botanik Bahçesi Adası bulunuyor. Saluga kelime anlamı olarak Nubian dilinde şelale anlamına gelirken, Ghazal adada yetişen bir bitkinin adından geliyor. Tabiat koruma alanında, kaplumbağa, deve, keçi, yaban eşeği, sırtlan ve kızıl tilki gibi bazı hayvanların yanı sıra 60 kuş türü ve 90’dan fazla bitki türü de bulunuyor.
Yangının yol açtığı hasarın belirlenmesi için incelemeler devam ederken, Asvan’daki Çevre İşleri Dairesi Bölge Şubesi’ne bağlı Güney Bölgesi Tabiat Koruma Alanları Genel Müdürü İkrami El-Abasiri yaptığı basın açıklamasında, “Alevler, koruma alanındaki nadir ağaçlar başta olmak üzere, koruma alanının paha biçilemez güzelliklerinin büyük bir bölümünü sardı” dedi.
Çevre uzmanı ve Çevre İşleri Dairesi eski başkanı Dr. İbrahim Abdulcelil “Koruma alanında çıkan yangının nedenlerini öngörmek mümkün değil, ancak bazen yangınlar, Avrupa, ABD ve dünyanın diğer ülkelerindeki yangınlarda olduğu gibi, sıcaklıkların yükselmesi ve kuraklık gibi doğal nedenlerden kaynaklanır.” açıklamasında bulundu.
Abdulcelil Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda  “Saluga ve Ghazal Mısır’daki diğer tabiat koruma alanları gibi, Mısır’ın dünya genelinde revaçta olan eko-turizmi harekete geçirmek için, turizm açısından yararlanmaya çalıştığı konumlardan biridir. Devlet şu anda, Mısır’ın 2030 vizyonu stratejisinin uygulanması kapsamında, kalkınma konusunda çevresel hususları dikkate alınması yönünde adımlar atıyor. Aynı zamanda Kasım ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenmesi planlanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı'na (COP 27) ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, çevre ve iklim alanında Afrika ülkelerine öncülük etmek için çalışıyor” Dedi.



Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
TT

Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)

Gazze Şeridi'nde yaşananları araştırmak için kurulan Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal) girişimi dün, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nu Gazze Şeridi’ne acilen müdahale etmeye ve felakete uğramış bölge halkına yardım etmek için askeri koruma gücü göndermeye çağırdı.

Uluslararası akademisyenler, hukukçular ve hukuk uzmanlarından oluşan girişim, kamuoyunu harekete geçirmek ve hükümetlere ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirmek’ için baskı yapmak amacıyla 2024 yılında Londra'da kuruldu.

İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında, Gazze Mahkemesi Başkanı ve eski BM Filistin Raportörü Richard Falk, mahkemenin hükümetlere ‘çok geç olmadan’ harekete geçmeleri çağrısında bulunduğunu bildirdi.

grthy7u
Gazze Mahkemesi Başkanı Richard Falk, Gazze Şeridi'ne destek etkinliği sırasında (Gazze Mahkemesi Facebook hesabı)

94 yaşındaki Amerikalı hukuk profesörü Falk, amacın ‘BM Genel Kurulu'nun Gazze Şeridi'ne insani yardım girişinin engellenmesini ve halkın sürekli olarak yok edilmesini sona erdirmek için önleyici bir silahlı müdahale düzenlemesini sağlamak’ olduğunu ifade etti.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail yerleşimlerine saldırmasından bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik şiddetli bir askeri saldırı yürütüyor. Yardım kuruluşları, bu saldırının Gazze Şeridi'nde ciddi bir insani krize yol açtığını belirtiyor.

Gazze Mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, “Dünya çapındaki hükümetleri, şimdiye kadar Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirme girişimlerini engelleyen BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için acil adımlar atmaya çağırıyoruz” denildi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde soykırım gerçekleştirdiğini veya insani yardım girişini engellediğini defalarca yalanladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaşı sona erdirme çağrılarının Hamas'ın konumunu ‘güçlendirdiğini’ söyledi.

Falk, bu adımın 1950 yılında BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ‘Barış için Birlik’ kararı veya daha yeni olan ‘Koruma Sorumluluğu’ ilkesi gibi siyasi araçlarla gerçekleştirilebileceğini belirtti.

İlk karar, BM Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliği korumada başarısız olduğu durumlarda BM Genel Kurulu'nun harekete geçmesini sağlıyor. Bu karar, Kore Savaşı'nın (1950-1953) ilk aşamalarında, Sovyetler Birliği'nin BM Güvenlik Konseyi'nde tekrar tekrar kullandığı veto hakkını aşmak için ABD'nin talebi üzerine kabul edildi.

Koruma Sorumluluğu ilkesi, 1994'te Ruanda'da yaşanan soykırım ve Bosna'daki Srebrenitsa katliamının tekrarlanmasını önlemek amacıyla 2005 yılında kabul edildi.

Filistinlilerin hakları alanında onlarca yıldır çalışan ve İsrail'e karşı tutumu nedeniyle defalarca eleştirilen Falk, “Şu anda ciddi ve kararlı bir adım atmazsak, insanları kurtarmak için çok geç kalmış olacağız” dedi.

Falk, Gazze Mahkemesi’nin bu davayı önümüzdeki ay New York'ta yapılacak BM Genel Kurulu gündemine dahil etmeyi umduğunu söyledi.

Uluslararası güçler, zulmü durdurmak için askeri müdahalenin haklı olup olmadığı konusunda bölünmüş durumda. Silahlı müdahaleyi reddedenler, bunun diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmek için bir bahane olduğunu düşünüyor.

Öte yandan Uluslararası Af Örgütü dün İsrail'i Gazze Şeridi halkını aç bırakmak için ‘kasıtlı bir politika’ izlemekle suçladı, ancak İsrail bu suçlamayı defalarca reddetti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, 2023 yılında Hamas'ın İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırı sonucunda çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü.

Buna karşılık İsrail'in saldırısı, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde yönettiği ve BM tarafından güvenilir kabul edilen Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre, çoğu sivil olmak üzere 62 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.