Fırtına Avcıları'nın kayıp hortum aracı 10 yıl sonra Google Earth'ten bulundu

Mülk sahibi, zırhlı televizyon kamyonunun 10 yıl önce Kansas'taki arazisinde bırakıldığını fark etmemiş bile

(KSN)
(KSN)
TT

Fırtına Avcıları'nın kayıp hortum aracı 10 yıl sonra Google Earth'ten bulundu

(KSN)
(KSN)

Fırtına Avcıları (Storm Chasers) televizyon programının hortum yakalama aracı, Google Earth kullanılarak Kansas'ta bulunduktan sonra yeni sahibine kavuştu.
Fırtına takipçisi Robert Clayton ayrıntılı bir çevrimiçi hurda avı kapsamında, film yapımcısı Sean Casey'nin 2011'de Kansas'ta bıraktığı zırhlı aracın izini sürmek için internetten faydalandı.
Araç 10 yıl sonra nihayet bulundu.
Clayton, "Google Earth'e bakmaya başladık ve aracı Google Earth'te bir adamın bahçesinde bulduk" dedi.
The Independent'ta yer alan habere göre, Hortum Yakalama Aracı'nın (TIV) arazisinde durduğunun hiç de farkında olmadığını itiraf eden mülk sahibi, aracın kaldırılmasına izin vermeyi kabul etti.
Clayton, "Onun kurallarına göre, artık TIV'in sahibi benim" dedi.
1997 model bir Ford kamyonet üzerine inşa edilen TIV1, televizyonda programında kullanılan iki araçtan biri.
Pencelerin yenilenmesi ve kamyonu örten sac kaplamanın astarlanması gerekecek. Kamyon, kuvvetli rüzgarlarda aracı sabitlemek için yere inecek hidrolik çapalara da sahip olacak.
Yeni sahibi, fırtına sırasında veri toplamak için kamyona bilim ekipmanları da ekleyecek.
Clayton "Ben bilim insanı değilim, olmak da istemiyorum ama hortumlardan etkilenenlere yardım etmek istiyorum" dedi.
Fırtına Avcıları belgeseli, 2012'de yayından kaldırılana kadar 5 yıl boyunca Discovery Channel'da izleyicilerle buluşmuştu.
Her yıl ABD'nin orta kesimindeki 'Fırtına Vadisi' bölgesinde çekilen programın amacı, TIV kullanarak bir hortumun içini filme almaktı.



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe