ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku'l Avsat’a konuştu: Esed rejimine uygulanan yaptırımlarda herhangi bir muafiyet sağlanmayacak

ABD’li Sözcü: Sınır ötesi yardım mekanizması vazgeçilmek olmaya devam ediyor

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku'l Avsat’a konuştu: Esed rejimine uygulanan yaptırımlarda herhangi bir muafiyet sağlanmayacak
TT

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku'l Avsat’a konuştu: Esed rejimine uygulanan yaptırımlarda herhangi bir muafiyet sağlanmayacak

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku'l Avsat’a konuştu: Esed rejimine uygulanan yaptırımlarda herhangi bir muafiyet sağlanmayacak

ABD, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimine ve rejimin kontrolü altındaki bölgelere uygulanan yaptırımlar konusunda taviz vermemekte kararlı olduğunu bir kez daha teyit etti. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 2254 sayılı kararıyla onaylanan siyasi süreçte ilerleme kaydedilmesi gerektiğini vurguladı.
Şarku'l Avsat'a konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir sözcü, “Başkan Joe Biden yönetimi, Suriye rejimi tarafından yürütülen herhangi bir yeniden yapılanma girişimine karşı ve siyasi süreçte ilerleme kaydedilinceye kadar bu konudaki kararlı duruşundan geri adım atmayacak” ifadelerini kullandı. Sözcü, Beşşar Esad ve rejimine yönelik hiçbir yaptırımın kaldırılmayacağını ya da herhangi bir muafiyet sağlanmayacağını vurguladı.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen Sözcü, Washington'ın Suriye krizine bir çözüm bulmak için mümkün olan tüm çabaları teşvik etmek ve BMGK’nın 2254 sayılı kararının tam olarak uygulanmasında ilerleme kaydetmek için Birleşmiş Milletler (BM), müttefikleri ve uluslararası ortaklarıyla halen temas halinde olduğunu belirtti. Sözcü, aynı zamanda ABD’nin BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in çalışmalarına ve krize siyasi bir çözüm bulma çabalarına olan desteğini sürdürdüğünü kaydetti.
BMGK’nın kararıyla yetkilendirilen sınır ötesi insani yardım mekanizması dahil olmak üzere, Suriye'ye insani yardımların girişini her şekilde desteklediklerini belirten ABD’li Sözcü, “Bu konuda tüm BMGK üyeleriyle görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Zira hayati öneme sahip yardımların ihtiyaç duyan Suriyelilere ulaşmasını sağlamak için sınır ötesi insani yardım mekanizmasının vazgeçilmez olmaya devam ettiğine inanıyoruz” diye konuştu.
Şarku'l Avsat'a konuşan ABD'li kaynaklar, ABD yönetiminin, Suriye rejiminin elinden kurtarılan bölgelerde Suriyelilerin yaşadığı zorlu koşulları ve karmaşık prosedürleri ele aldığını ayrıca, ABD Dışişleri Bakanlığının Suriye, Ürdün ve Lübnan ile ilişkilerden sorumlu Yakın Doğu İşleri Müsteşar Yardımcılığına Ethan Goldrich’in geçtiğimiz ay Suriye’de çalışan bazı insani yardım kuruluşlarıyla bir araya geldiğini, onlarla sahadaki zor durumu görüştüğünü, aynı zamanda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile görüştüğünü söylediler.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen ABD’li bir kaynak, Goldrich’in Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile yaptığı görüşmede, Özerk Yönetim'in kontrolü altındaki bölgelere yönelik yaptırım hafifletilmesi kararının kendilerine bildirildiğini aktardı. Suriye'nin kuzeydoğusundaki Demokratik Suriye Güçleri'nin (SDG) kontrolü altındaki bölgelere de aynı bilginin verildiğini söyleyen kaynak, bunun Afrin hariç Suriye'de Esed'in kontrolünde olmayan bölgelere muafiyetler sağlayacağı anlamına geldiğini belirtti.
ABD merkezli Al-Monitor gazetesi, ABD’nin bir sonraki adımıyla ilgili ilk haberi yapan basın organı oldu. Al-Monitor’un haberine göre Biden yönetiminin yakında Suriye'nin SDG ve muhalif grupların kontrolü altındaki bölgelerin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimine uygulanan yaptırımlardan muaf tutulacağını duyurması bekleniyor. Ancak Suriyeli sivilleri korumayı amaçlayan ‘Caesar (Sezar) Yasası’ çerçevesindeki ve Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından Suriye rejiminin kontrolü dışındaki bölgelere uygulanan yaptırımlara ilişkin muafiyetler, petrol ve doğalgazı içermeyecek.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 2022 mali yılı bütçesinde Suriye’ye 125 milyon dolarlık ekonomik ve istikrar yardımı talep etti. Bu miktarın artıp artmayacağı belirsizliğini koruyor.
Öte yandan ABD’de yaşayan Suriye kökenli siyasi aktivist ve muhalif Eymen Abdunnur, ABD yönetimi tarafından atılacak bu adımın, Suriye’nin kuzeydoğusundaki ve batısındaki liderleri kontrolleri altındaki bölgeleri yönetme konusunda ‘bir sınava tabi tutacağını’ söyledi. Abdunnur, “Sadece sivillere liderlik edip hastaneleri mi yönetebiliyorlar yoksa liderlikleri silahlarla yönetimden mi ibaret?” diye sordu.
Abdunnur, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu i muafiyetlerin, mevcut koşulları iyileştirmesi ve mahkemeleri, polisi, yatırımları ve özgürlüklerin güçlendirilmesini sağlaması gerekiyor” dedi. Muafiyetlerden gerektiği gibi yararlanılmamasının eleştiri ve itirazlara kapının aralanmasına neden olacağına dikkati çeken Abdunnur, “Muafiyetleri doğru değerlendirip değerlendirmediklerinin kararını halk verecek. Ya doğru şekilde kullandıklarını görecekler ya da gözlerinden düşecekler” şeklinde konuştu.



Putin: Nükleer bilim insanları Rusya için "güçlü bir nükleer kalkan" oluşturdu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)
TT

Putin: Nükleer bilim insanları Rusya için "güçlü bir nükleer kalkan" oluşturdu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün RT televizyonuna yaptığı açıklamada, Rus nükleer bilim insanlarının Rusya için "güçlü bir nükleer kalkan" oluşturduğunu söyledi.

Putin, Rus nükleer endüstri alanında yarım milyondan fazla kişinin çalıştığını vurgulayarak, bunun “gerçek bir güç” olduğunu belirtti.

Putin, Rusya'nın “nükleer füzyonla enerji üretimi alanında bilim ve teknolojinin öncüsü” olduğunu ifade etti.

Rusya ve ABD, nükleer füzeleri tespit edip engellemek için kullanılan sistemler de dahil olmak üzere nükleer cephaneliklerini modernize ederken, Çin nükleer yeteneklerini Fransa ve İngiltere'nin çok ötesine taşıyor.

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, Rusya'nın konuşlandırılmış ve stoklanmış olarak yaklaşık 4 bin 300 nükleer savaş başlığı bulunuyor. ABD ise yaklaşık 3 bin 700 nükleer savaş başlığına sahip. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu miktarlar, küresel stokun yaklaşık %87'sini oluşturuyor.
Çin, sahip olduğu yaklaşık 600 nükleer savaş başlığı ile dünyanın üçüncü büyük nükleer gücüdür. Bunu yaklaşık 290 nükleer savaş başlığıyla Fransa ve yaklaşık 225 nükleer savaş başlığıyla Birleşik Krallık takip etmektedir.


Savunma İstihbarat Teşkilatı Direktörü İran raporu nedeniyle görevden alındı

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (AP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (AP)
TT

Savunma İstihbarat Teşkilatı Direktörü İran raporu nedeniyle görevden alındı

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (AP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (AP)

Washington Post gazetesi dün kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD Savunma Bakanı Peter Hegseth'in, Savunma İstihbarat Ajansı Direktörü Jeffrey Kruse'u, ajansın İran'ın nükleer tesislerine yönelik ABD saldırıları hakkında sunduğu rapor nedeniyle görevden aldığını bildirdi.

Gazete, kimliğini açıklamadığı kaynakların, görevden alma gerekçesi olarak yalnızca "güven kaybı"nı gösterdiğini bildirdi. Hegseth, bu yıl diğer üst düzey askeri yetkililerin görevden alınmasını haklı çıkarmak için bu terimi kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığına göre Savunma İstihbarat Ajansı direktörü raporunda, İran'ın nükleer kapasitesinin Hegseth ve Başkan Donald Trump'ın bu kapasitelerin "tamamen yok edildiğini" iddia etmelerinin aksine, ABD saldırılarından sonra yalnızca birkaç ay boyunca zayıfladığı sonucuna varıldığını belirtti.

Hegseth, göreve geldiğinden bu yana, Genelkurmay Başkanı Charles Brown ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Lisa Franchetti de dahil olmak üzere çok sayıda üst düzey subayı görevden aldı.


ABD, Çin'e karşı deniz drone'u filosu kuruyor: Testler beklendiği gibi değil

ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
TT

ABD, Çin'e karşı deniz drone'u filosu kuruyor: Testler beklendiği gibi değil

ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
ABD donanması, insansız deniz aracı filosuyla Asya-Pasifik'teki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)

ABD donanması, Çin'e karşı insansız deniz aracı filosu kurmak istiyor ancak testlerde birçok sorun yaşandığı aktarılıyor.

Reuters'ın haberinde, Pentagon'un Ukrayna savaşında deniz drone'larının etkisini gördükten sonra Çin'in Tayvan Boğazı'ndaki muhtemel ilerleyişini engellemek için kendi filosunu kurmaya çalıştığı yazılıyor.

Pentagon, "Replicator" adını verdiği insansız deniz aracı filosu programını 2023'te başlatmıştı. 1 milyar dolar kaynak ayrılan proje kapsamında binlerce deniz ve hava drone'u üretilmesi hedefleniyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın "Büyük, Güzel Yasa Tasarısı" kapsamında insansız deniz aracı üretimi için ek 5 milyar dolar kaynak sağlanmıştı.

Ancak Çin'e karşı caydırıcı güç olarak kullanılması planlanan filodaki drone'ların üretiminde yazılım sorunları ve kazalar yaşandığı aktarılıyor.

Kaliforniya açıklarında geçen ay yapılan testte, bir drone'un yazılım arızası nedeniyle aniden durduğu, başka bir insansız deniz aracının da buna çarpıp hasar gördüğü belirtiliyor. Olayın, rakip firmalar Saronic ve BlackSea Technologies tarafından üretilen cihazlarla yaşandığı ifade ediliyor.

Başka bir testte de drone'ların takibi için suya inen destek gemisinin kaptanı, gemiyi çeken insansız deniz aracının arızalanması üzerine suya düştü. Her iki olayın da yazılım ve kullanıcı hatasından kaynaklandığı bildiriliyor.

Reuters, ABD donanması, Saronic veya BlackSea Technologies'in yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.

Ukrayna ordusunun deniz operasyonlarında kullandığı drone'ların tanesinin maliyeti yaklaşık 250 dolar. Hızlı hareket eden bu cihazlar gerektiğinde patlayıcılarla donatılıp saldırı için veya gözetleme amaçlı kullanılabiliyor.

ABD donanmasıysa bunu genişleterek insan komutlarına ihtiyaç duymadan görevleri tamamlayabilecek otonom bir filo kurmayı hedefliyor. Bunun çok daha maliyetli ve teknolojik açıdan zorlu olacağı belirtiliyor. Bir insansız deniz aracının maliyeti birkaç milyon dolara kadar çıkabiliyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nden T.X. Hammes, donanmanın geleneksel karar ve uygulama mekanizmasının da süreci güçleştirdiğine dikkat çekiyor:

Büyük şeyler üretmeye, karar almak için yıllar harcamaya alışmış bir sistem sözkonusu. Ancak bir anda onlardan hızlı hareket etmelerini istiyorsunuz.

Independent Türkçe, Reuters, Marine Insight