Suriyeli paralı savaşçılar Ukrayna’ya gitmeye hazırlanıyor

Putin’in Ukrayna savaşını desteklemek için ‘katılımı zorunlu’ eylemler düzenleniyor  

Rusya’nın Ukrayna savaşına destek amacıyla Baas Üniversitesi’nde düzenlenen ‘zorunlu eylemden’ bir kare. (Sosyal medya)  
Rusya’nın Ukrayna savaşına destek amacıyla Baas Üniversitesi’nde düzenlenen ‘zorunlu eylemden’ bir kare. (Sosyal medya)  
TT

Suriyeli paralı savaşçılar Ukrayna’ya gitmeye hazırlanıyor

Rusya’nın Ukrayna savaşına destek amacıyla Baas Üniversitesi’nde düzenlenen ‘zorunlu eylemden’ bir kare. (Sosyal medya)  
Rusya’nın Ukrayna savaşına destek amacıyla Baas Üniversitesi’nde düzenlenen ‘zorunlu eylemden’ bir kare. (Sosyal medya)  

Suriye resmi medyası, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Ukrayna'ya karşı savaşında desteklemek için kamuoyunu harekete geçirmekle meşgulken, Suriyeli paralı askerlerin, Rus güçleriyle birlikte savaşma taleplerinin alınmaya başlandığına dair haberler yayıldı.  
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 40 binden fazla Suriyeli savaşçının para karşılığında Ruslarla birlikte savaşmak için kayıt yaptırdığını ileri sürdü. Gözlemevi, şu ana kadar, Ukrayna saflarında savaşmak için kimsenin Suriye’den ayrılmadığını da belirtti. Putin geçtiğimiz günlerde Rusya saflarında savaşmak isteyen gönüllülerin Ukrayna’ya gidişine izin vereceklerini açıklamıştı. Batı medyasında yer alan raporlarda, Putin’in Ortadoğu ve Suriye’den 16 bin savaşçının Rus ordusuyla birlikte Ukrayna’da savaşmak üzere kabul edilmesi talimatını verdiği yer almıştı.
Suriye Gözlemevi, rejim ordusuna bağlı Süheyl Hasan liderliğindeki 25. Tümeninin, Ukrayna’da savaşacak Suriyelileri koordine ettiğini duyurmuştu. Kaynaklar, Baas Tugayları ve Suriye yönetimine yakın Filistinli bazı örgütlerin de Ukrayna savaşı için kayıt kabul etmeye başladığını aktardı. Suriye Gözlemevi, iktidar partisine bağlı Baas Tugayları yöneticilerinin, Ukrayna'da savaşmak üzere "paralı askerler" toplamaktan doğrudan sorumlu olduğunu bildirdi. Söz konusu organizenin, Askeri İstihbarat Birimi'nin gözetiminde gerçekleştiği kaydedildi.  
Öte yandan devlet kurumları, rejim kontrolündeki bölgelerde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna savaşına destek gösterileri organize ediyor. Humus’taki Baas Üniversitesi’nin öğrenci ve öğretmenlerin Putin’i destek mitingine katılmasını zorunlu tutmasının ardından, Şam Üniversitesi’nin Süveyda’daki fakültelerinde de benzer bir eylem düzenlendi. Rejimin kontrolünde olan Haseke ve diğer şehirlerde de Ukrayna savaşında Putin’i destek amacıyla gösteriler yapıldı. Göstericiler Putin ve Beşşar Esed’in birlikte çekindikleri posterleri taşıdı, üzerinde Esed’in savaş başladığında sarf ettiği, ‘tarihin düzeltilmesi’, ‘Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra küresel düzenin dengesinin restorasyonu’ sözlerinin yazıldığı pankartlar açtı.  
Suriye medyasında söz konusu eylemlerin, Rusya’nın güvenliğini tehdit eden Batı ve ABD politikalarına karşı verdiği mücadelenin desteklenmesi amacıyla gerçekleştirildiği vurgulandı. Suriye kamuoyunda ve sosyal medyada, yüksek mali karşılık beklentisiyle, Ukrayna’daki savaşa katılmak üzere Suriyeli savaşçıların kayıtlarının kabul edilmeye başlandığı yönünde haberler yayıldı. Suriye’nin Rusya ile birlikte savaşın tarafı olduğu yönünde yorumlar yapıldı.  
Baas Partisi’nin sözcüsü konumundaki Baas Medya sitesi, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun, savaş başlamadan önce Esed’e haber verdiğini ileri sürdü. Suriye televizyonundaki programlara katılan analistler, Putin’in savaşı başlatmadan önce Esed ile istişarede bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı Basın Müsteşarı Luna eş-Şibl, Suriye’nin sorunların üstesinden gelmesi için Rusya’ya destek vereceğini açıkladı. Rejime yakın medya kuruluşları iki haftadır Rusya’nın işgal girişimini destekler yönde haberler yapıyor.  
 Suriye’deki ekonomik kriz Ukrayna savaşı ile birlikte daha da derinleşti. Yaşam koşullarında gözle görülür bir kötüleşme meydana geldi, halkın yüzde 85’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı değerlendiriliyor. Suriye lirası Ukrayna savaşının ardından dolar karşısında değer kaybetmeye devam ediyor, 1 dolar 3500 lira iken şimdilerde 3890 liradan işlem görüyor. Ukrayna savaşının ardından enflasyonda da önemli artışlar gözlendi, fiyatların yüzde 10 ila yüzde otuz arasında arttığı tespit edildi. Ülkedeki buğday stoklarının tükenebileceği yönündeki endişelerin yanı sıra, piyasalarda ayçiçek yağı gibi bazı temel ürünler bulunamıyor. Suriye’nin bütçe açığının bu yıl için 4,5 trilyon Suriye lirası olması bekleniyor. Millet Meclisi verilerine göre 2021 yılında bütçe açığı 2,5 trilyon olarak gerçekleşmişti.



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.