Ruh sağlığına iyi gelen 6 besin

Avokado, beyin için önemli olan magnezyum açısından oldukça zengin. (AFP_Arşiv)
Avokado, beyin için önemli olan magnezyum açısından oldukça zengin. (AFP_Arşiv)
TT

Ruh sağlığına iyi gelen 6 besin

Avokado, beyin için önemli olan magnezyum açısından oldukça zengin. (AFP_Arşiv)
Avokado, beyin için önemli olan magnezyum açısından oldukça zengin. (AFP_Arşiv)

Besinler ve ruh sağlığı o kadar iç içe ki iyi yiyecekler tüketmemek ruh sağlığımızı değiştirebilir ve daha kötü yemek alışkanlıklarına sahip olmamıza yol açabilir.
CNBC’nin haberine göre Harvard Tıp Enstitüsü’nde Psikiyatrist Dr. Uma Naidoo, beynimizi güçlendiren 6 besin işaret ederek insanların bunları yeteri kadar tüketmediğini söyledi. Naidoo, ruh halimize iyi gelebileceğini, hafızamızı güçlendirebileceğini ve daha iyi çalışmamıza yardımcı olabileceğini vurguladığı besinleri şöyle sıraladı:

Baharatlar
Baharatlar, yiyeceklerimize tat katmasının yanı sıra yüksek antioksidana sahip olmaları ile bilinir. Baharatlar, beynimizin zararlı radikaller ile savaşmasına ve beyin dokularına zarar verebilecek oksidatif stresin önlenmesine yardımcı olur. Örneğin zerdeçaldaki kurkumin pigmenti, yaşadığımız kaygı seviyesini azaltabilir ve beyin kimyamızı değiştirebilir. Yapılan araştırmalar, safranın majör depresif ile mücadele edenlere iyi geldiğini gösteriyor. 2013 yılında yapılan bir çalışma, safran tüketmenin plasebolara kıyasla hastaların semptomlarını önemli ölçüde azalttığını ortaya koydu.

Fermente gıdalar
Fermente gıdalar oarak adlandırılan besin gurubunda süt, sebze veya diğer benzeri besinler, maya veya bakteri gibi mikroorganizmalar ile yapılıyor. Yoğurt, lahana turşusu ve kimçi fermente gıdalara örnek verilebilir. Bu gıda gurubu bağırsaklarımızı destekleyerek kaygı seviyesini azaltıyor. Fermente gıdalar, beyin için de oldukça faydalı. Hayvanlar üzerinde 2016 yılında yapılan 45 araştırma, fermente gıdaların beyin yapısını koruduğunu, hafızayı güçlendirdiğini ve bilişsel gerilemeyi yavaşlatabildiğini gösterdi. Probiyotik açısından oldukça zengin olan yoğurt, bu türden diyetin güçlü bir öğünü olarak ön plana çıkıyor.. Ancak yoğurdu ısıtmadan yemek gerekiyor. Zira faydalı bakteriler ısıya maruz kaldığında yararını kaybediyor.

Bitter çikolata
Bitter çikolata, sinir hücrelerimizi koruyan ve ruh halini etkileyen kimyasal sentezlerin kontrol edilmesinde oldukça faydalı bir demir kaynağı. 2019’da 13 binden fazla yetişkinle yapılan bir çalışmada düzenli olarak bitter çikolata tüketen kişilerin yüzde 70 oranında daha düşük depresyon riskine sahip olduğu ortaya koyuldu. Bitter çikolata ayrıca birçok antioksidan içerir. Ancak çikolatanın çok fazla şeker içermediğinizden emin olmak gerekiyor.

Avokado
Avokado, beynin çalışması için önemli olan magnezyumdan yüksek miktarda içeriyor. Depresyon için magnezyum tedavisine ilişkin ilk çalışma 1921 yılında yapıldı. Çalışmadaki 250 vakanın 220’si magnezyum tedavisine oldukça iyi yanıt verdi.
Söz konusu dönemden bu yana yapılan sayısız çalışma depresyonun magnezyum eksikliği ile bağlantılı olduğunu gösterdi. 125 ile 300 miligram magnezyum ile tedavi gerçekleştirilen birçok çalışmada hastalar, genellikle bir haftadan kısa bir sürede oldukça olumlu ilerlemeler kaydetti.

Kuruyemiş
Kuruyemişler, temel vitaminlerin ve minerallerin yanı sıra beynimizin verimli bir şekilde çalışmasını sağlayan sağlıklı yağlar içerir. Brezilya fındığı selenyum açısından oldukça zenginken cevizdeki omega 3 yağları antioksidan etkileri ile düşünmemize ve hafızamıza önemli oranda yardımcı olur.

Yapraklı sebzeler
Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, bunama ve zihnimizin gerilemesi ile mücadele eden E vitamini, karotenoid ve flavonodiler içerir. Yapraklı sebzeler, kırmızı kan hücrelerin oluşumunda önemli bir role sahip B9 vitaminin önemli bir kaynağı olarak folik asit ile doludur. Folit asit eksikliği, bazı nörolojik durumların arkasında yatan temel sebep olarak gösteriliyor. Folik asit, zihinsel durumumuz üzerinde oldukça faydalı bir besin ve nöronlar arasında iletişim sağlamak için de önemli bir kofaktör olarak biliniyor. Ispanak, pazı ve karahindiba gibi sebzeler mükemmel bir folik asit kaynağı olarak ön plana çıkıyor.



Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
TT

Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)

Disney+'ta sessiz sedasız yayına giren yeni İspanyol dizisi Yo, adicto, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puan alarak son dönemin en çarpıcı yapımlarından biri haline geldi.

İlk olarak İspanya'da izleyiciyle buluşan ve eleştirmenlerden tam not alan dizide, Javier Giner karakterine hayat veren Oriol Pla, kariyerinin en etkileyici performansına imza atıyor. 

Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele eden bir adamın iyileşme sürecini konu alan Yo, adicto, bu süreci hem duygusal hem de insani yönleriyle işliyor.

Diziyi benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, bağımlılığı basitleştirmeden ve ahlaki çerçeve sıkıştırmadan ele alması. Bir izleyici Google yorumunda şu ifadeleri kullandı:

Bağımlılar nadiren oldukları gibi gösterilir, oysa onlar da insan... İzlemesi zor ama çok güzel. Büyük bir sevgiyle anlatılmış.

Aitor Gabilondo ve Javier Giner tarafından yaratılan dizi, yalnızca madde bağımlılığına değil, onu çevreleyen duygusal karmaşaya da derinlemesine eğiliyor: Travma, suçluluk, utanç, bağışlama ve yeniden yaşamayı öğrenmenin günlük çabası...

Javier'le Nora Navas'ın canlandırdığı terapisti arasındaki ilişki, dizinin duygusal omurgasını oluşturuyor. İkili, sadece bir iyileşme sürecine değil; kimlik, aidiyet ve özsaygıyı yeniden inşa etmeye uzanan bir yolculuğa çıkıyor.

Oriol Pla'nın performansı eleştirmenler kadar izleyicilerden de övgü alıyor. Bir kişi şöyle yazmış:

Oriol Pla'nın oyunculuğu kusursuz. Başta nefret ettiğiniz bir karaktere sonrasında tamamen empatiyle yaklaşmanızı sağlıyor... Onunla gülüyor, ağlıyor, bağımlılıkların ötesindeki varlığını hissediyorsunuz... Mutlaka izlenmesi gereken bir dizi.

6 bölümden oluşan mini dizi, Javier'in dünyasını şekillendiren ailevi ve toplumsal dinamikleri de gerçekçi biçimde yansıtıyor. Bir başka izleyici ise şu yorumda bulunmuş:

Gerçekçi şekilde yorumlanmış bir sosyal tablo. Aile, sosyal çevre ve iş ortamı son derece çağdaş ve inandırıcı bir şekilde işlenmiş.

Bir diğer değerlendirme de dizinin duygusal etkisine dikkat çekiyor:

Kafamızda, kalbimizde bir şeyleri yerinden oynatıyor. Kendi yaşadığımız ya da başkalarının deneyimlediği duygularla yüzleştiriyor.

Sürükleyici anlatımı, derinlikli duygusal yapısı ve güçlü oyunculuklarıyla Yo, adicto, evrensel temalara odaklanan uluslararası diziler arasında şimdiden öne çıkan bir yapım oldu. 

Independent Türkçe, Express, Digital Spy