Erbil saldırısı sonrası İran milisleri Suriye’de yeniden konuşlandı

İranlı milisler, yoğun şekilde hareket ederken, silah ve mühimmatı başka noktalara naklediyor

Suriye’de bulunan İran yanlısı milisler (SOHR)
Suriye’de bulunan İran yanlısı milisler (SOHR)
TT

Erbil saldırısı sonrası İran milisleri Suriye’de yeniden konuşlandı

Suriye’de bulunan İran yanlısı milisler (SOHR)
Suriye’de bulunan İran yanlısı milisler (SOHR)

Yerel kaynaklar, Suriye topraklarının farklı bölgelerinde bulunan İran milislerinin olağanüstü hareketlilik halinde bulunduğunu bildirdi. Hareketliliğin İran’ın Irak Kürdistan özerk bölgesine saldırısı ile bağlantılı olduğu belirtiliyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre Şibli bölgesindeki diğer alanlara, kenar mahallelerdeki ve çöl bölgesinde çiftliklere ek olarak, Fırat’ın batısındaki Ebu Kemal’de ve çevresinde bulunan milisler, mevziilerini değiştirerek yeni noktalara konuşlandı.
Kaynaklar, İran kanadı altında faaliyet gösteren milislerin, güçlerini ve silahlarını Rakka’daki Meyadin çölünün iki bölgesinde kasten yeniden konuşlandırdığını ve onları çölün derinliklerine transfer ettiğini belirtti. Kaynaklar, başkent Şam’ın banliyölerinde ve Şam kırsalında Lübnan sınırına yakın alanlarda benzer faaliyetler hakkındaki bilgilerin yanı sıra İranlı milislerin, Palmira, çöl (badiye) bölgesi ve Humus’un doğu kırsalındaki diğer bölgeler gibi bu bölgelerin dışındaki hareketliliğine de değindi.
Bu gelişmeden birkaç gün önce İsrail, 7 Mart’ta Şam Uluslararası Havalimanı yakınlarındaki bu milislere ait askeri bölgeleri hedef almış, İran Devrim Muhafızları’na bağlı iki Kudüs Gücü subayı ve İran’a bağlı milislerin arasında faaliyet gösteren iki Suriye uyruklu unsur öldürülmüştü.
Aynı şekilde birkaç gün önce Suriye’deki internet siteleri, benzer bir harekata dair haberler yayınladı. Öyle ki 7 Mart’ta Aynu’l Fırat (Eye of the Euphrates) ağı, İran Devrim Muhafızları’nın sürpriz bir şekilde onlarca militanı Ebu Kemal şehrinden Irak’ın el-Kaim şehrine transfer ettiğini bildirdi.
Aynu’l Fırat muhabiri, Devrim Muhafızları milislerinin el-Camiaat bölgesindeki ve el-Haggana çevresindeki karargahlarından yaklaşık 150 unsuru, Irak’taki el-Kaim şehrinde bulunan Fırat Nehri kıyısındaki el-Sincak bölgesine transfer ettiğini açıkladı.
Suriye- Irak sınırında bazısı terörist, bazısı da kaçakçılık operasyonlarıyla bağlantılı askeri nedenlerle bitmeyen şiddetli bir gerginlik yaşanıyor. Deyrizor’un doğu kırsalında, Irak ile olan Ebu Kemal çöl sınırında cuma gününü cumartesine bağlayan gece uyuşturucu ve sigara kaçakçılığı yapan bir grup kaçakçı ile Irak sınır muhafızlarına bağlı güçler arasında çatışmalar yaşandı. SOHR’a göre çatışmalar, kaçakçıların Irak sınırını geçmeye teşebbüs etmesiyle başladı. Irak sınır muhafızları, kaçakçıları yakalamaya çalışırken, kaçakçılar ise Suriye topraklarına kaçmayı başardı. Can kayıplarına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
Ürdün sınırına yakın es-Suveyda ve Dera kırsalından başlayarak Suriye- Irak sınırı boyunca Suriye toprakları, büyük bir uyuşturucu kaçakçılığına tanık oluyor. Kaçakçılık faaliyetleri, son günlerde artarak devam ediyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24