İran Dışişleri Bakanlığı: Irak’ı, üçüncü tarafların saldırıları konusunda defalarca uyardık 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade basın toplantısında (AFP) 
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade basın toplantısında (AFP) 
TT

İran Dışişleri Bakanlığı: Irak’ı, üçüncü tarafların saldırıları konusunda defalarca uyardık 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade basın toplantısında (AFP) 
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade basın toplantısında (AFP) 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, Tahran’ın Irak makamlarını, Irak topraklarının üçüncü taraflarca İran’a yönelik düzenlenen saldırılarda kullanılmaması yönünde defalarca uyardığını söyledi. Devrim Muhafızlarının haber ajansı, Erbil’e düzenlenen saldırının, İsrail ile ilişki kuran komşu ülkelere bir mesaj taşıdığını, aynı zamanda İran’ın, Viyana anlaşmasından bağımsız olarak ‘füze programı’ üzerinde çalışmayı sürdüreceğini gösterdiğini belirtti.  
İran Devrim Muhafızları, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil’e yönelik balistik füzelerle düzenlenen saldırıyı üstlenmiş, stratejik hedeflerin vurulduğunu açıklamıştı. İran medyasında yer alan haberlerde, saldırının Suriye’de Kudüs Gücü’ne düzenlenen İsrail hava saldırılarına misilleme olarak gerçekleştirildiği yönünde iddialar yer aldı.  
Üçüncü bir tarafın Irak topraklarını İran’a yönelik saldırılarda üs olarak kullanmasından, Irak merkezi hükümetinin sorumlu olduğunu belirten Hatibzade: "Irak toprakları daha önce, üçüncü taraflarca İran’a yönelik saldırılarda defalarca kullanıldı. ABD, Siyonist varlık ve Kürt savaşçılar Irak’taki üslerinden İran’a saldırdı. Bu saldırıların önüne geçmek için Irak yönetimini defalarca uyardık’’ dedi.
 İran medyasında yer alan bazı haberlerde, İsrail’in, yer altında gizli balistik füze üslerinin bulunduğu Kirmanşah’taki bir askeri noktayı hedef aldığı, bunun üzerine Devrim Muhafızları’nın misillemede bulunduğu iddia edildi. Devrim Muhafızları’na bağlı Tasnim haber ajansı, güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde, ‘İsrail’in İran’a yönelik bazı kötücül eylemlerinin Irak topraklarından gerçekleştiği için saldırının, İsrail’i bu topraklarda cezalandırmak amacıyla gerçekleştirildiğini’ belirtmişti.  
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’ne bağlı Noor News sitesi, şubat ayının ortalarında, Kirmanşah eyaletine bağlı Mahideşt bölgesinde Devrim Muhafızları’na ait bir depoda yangın çıktığını bildirdi. Ocak ayında İran’ın batı kentlerinde dört büyük patlama duyulmuş, ancak yetkililer seslerin kaynağının gök gürültüsü olduğunu açıklamıştı. Nüfusunun büyük çoğunluğu Kürt olan Kirmanşah’ta Devrim Muhafızları’na ait yer altında gizli balistik füze üsleri bulunuyor. Devrim Muhafızları Ordusu’nun geçen aralık ayında yaptığı tatbikatlarda bu üslerde bulunan 16 balistik füze kullanıldı. İran Erbil’i Fatih-110 tipi balistik füzelerle vurdu. Sosyal medyada yayılan görüntülerde bu füzelerin Kirmanşah ve Doğu Azerbaycan eyaletinin merkez kenti Tebriz’den ateşlendiği iddia ediliyor. İran 2018’de, Süleymaniye ile Erbil arasında kalan, İran-Kürdistan Demokrat Partisine (İKDP) ait bir kampa düzenlediği saldırıda da aynı tip füzeleri kullandı.  
Fars haber ajansının dün yayınladığı bir makalede, İran’ın Erbil’e yönelik füze saldırısının, İsrail’in Şam kırsalında yer alan Devrim Muhafızları’na ait bir karargâha düzenlediği hava saldırısına misilleme olarak yapıldığı iddia edildi. Erbil’deki İsrail üssüne yapılan saldırıda 9 İsrailli subayın ve iki bekçinin öldüğü ileri sürüldü. Makalede, ‘’Bu henüz bir başlangıçtır, İsrail’in saldırıları devam ederse, hassas füzelerimizi Hayfa ve Tel Aviv semalarında görebilirler, parmaklar her an tetiktedir’’ denildi. Erbil’e yönelik saldırının, İsrail ile ilişki kuran komşulara bir mesaj verme amacı taşıdığı belirtildi. Balistik füzelerin İran’ın savunma gücünün ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanan makalede, uluslararası topluma, Viyana’daki müzakerelerde anlaşmaya varılsın ya da varılmasın, her halükârda İran’ın füze programından vazgeçmeyeceği yönünde bir mesaj verildiği ifade edildi.



İsrail'in iç cephe ikilemi durumu karmaşıklaştırıyor ve bir felakete işaret ediyor

Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Tel Aviv'in doğusunda İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki bir sinagogun içindeki hasarı inceliyor (AFP)
Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Tel Aviv'in doğusunda İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki bir sinagogun içindeki hasarı inceliyor (AFP)
TT

İsrail'in iç cephe ikilemi durumu karmaşıklaştırıyor ve bir felakete işaret ediyor

Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Tel Aviv'in doğusunda İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki bir sinagogun içindeki hasarı inceliyor (AFP)
Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Tel Aviv'in doğusunda İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki bir sinagogun içindeki hasarı inceliyor (AFP)

Emel Şehade

İsrail'in maruz kaldığı ve vurdukları hedefler, menzilleri ve verdikleri hasar açısından en tehlikeli olan balistik füze saldırılarından yaklaşık iki saat önce, pazartesi gece yarısından sonra sona eren toplantıda, İsrail kabinesi, savaş alanı ile diplomatik, uluslararası ve Amerikan cephelerindeki gelişmeleri göz önüne alarak, İran ile nükleer anlaşma için müzakerelere devam edip etmeme konusunda bir karar almadı.

 

Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi, “İsrail ve Yahudi halkı için tarihi ve varoluşsal bir savaş” olarak tanımladığı bir savaşın dördüncü gününde bu konuda bir karar için daha erken olduğunu açıkladı. Hanegbi, İsrail'in İran'ın yakında beyaz bayrak çekmeyeceğini bilmesine rağmen, iyi düşünülmüş bir plana göre yürütülen operasyonların durmayacağını ve müzakere masasına geri dönmeye yönelik herhangi bir dış baskının kendisini durdurmayacağını düşünüyor. “İsrail, İran'ın müzakere oturumlarını uranyum zenginleştirme ve nükleer yeteneklerini geliştirme çabalarını yoğunlaştırmak için kullandığını gösteren tüm raporlara ve kanıtlara sahiptir. Nihai amacı nükleer bir İran’ı engellemek olan tüm hedeflerimizi gerçekleştirmeden savaşın durması halinde, İran’ın istediği ve yapacağı şey budur. Bu durumda aynı yere geri döneceğiz ve İran bir kez daha bizim için büyük bir tehdit oluşturacak.”

İran füzelerinin Hayfa'dan güney ile merkezdeki büyük Tel Aviv'e kadar İsrail'in geniş bir bölgesinde yol açtığı korkunç yıkıma, ölümlere ve yaralanmalara rağmen Hanegbi, İsrail'in müzakere masasına oturmayacağını yineledi. Aksine, İran'daki savaşın devamını, o da “sadece liderliğin ve karar alıcıların sorumluluğu değil, savaşı desteklemesi ve katılması gereken” tüm ulus için tarihi bir görev saydı. “Varoluşsal tehdidin ortadan kaldırılması gerektiğine karar veren kişi, İran'daki durum olduğu gibi devam ederse, gelecekte milyonlarca insanı daha tehlikeli bir kaderden kurtarmak için bunu yaptı” dedi. Hanegbi, savaşın birkaç gün içinde sona erdirilmesini uzak bir ihtimal olarak da gördü

İç cephe direnemeyecek

Hanegbi'nin açıklamaları, İç Cephe Komutanlığı’nın, en az dört saat boyunca hem Hayfa'da hem de İsrail'in merkezinde İran balistik füzeleri sebebiyle yıkılan binalarda mahsur kalan insanları kurtarmakla meşgul olduğu sırada geldi. Aynı zamanda, pazartesi sabahı fırlatılan ve Tel Aviv'in merkezinde bulunan sığınakları bile delip, İç Cephe Komutanlığı’nın talimatlarına uyarak orada saklanan 3 kişinin ölümüne neden olan özel bir füze türüne dair haberler de paylaşıldı. Daha sonra Tel Aviv ve özellikle Hayfa'daki sığınakların çoğunun eski olduğu ve sadece İran'dan beklenen füzelerden korunmak için değil, aynı zamanda sakinlerin uzun saatler boyunca buralarda kalabilmelerini sağlayacak herhangi bir yenileme veya iyileştirmeden geçmediği de ortaya çıktı.

Buna ilaveten, pazartesi sabahı atılan füzeler, düştükleri yerde alevleri kontrol altına alınamayan veya söndürülemeyen yangınlara da neden oldular. İç Cephe Komutanlığı ekipleri, bunları kontrol altına alabilmek için uzun saatler çalışmak zorunda kaldılar.

Her biri en az 400 kilogram patlayıcı ağırlığında olan füzelerin neden olduğu muazzam yıkım, enkaz altında kalanları arama ve kurtarma çalışmalarını daha da zorlaştırıyor. Nitekim Hayfa'da bombalanan bir binada kayıp kişileri arama çalışmaları üç kişinin cesedine ulaşılana kadar saatlerce sürdü.

Tüm bunların ortasında, hava saldırısı uyarı sistemi bir siber saldırının ardından arızalandı ve bazı bölümleri felce uğradı. Bu da, füzelerin isabet ettiği bölgelerde sirenlerin çalmamasına, sakinlerin İç Cephe Komutanlığı'nın talimatlarına uyarak güvenli yerlere ve sığınaklara yönelmemesine neden oldu.

Çoğu inşaat ve geliştirme projesini denetleyen şirket olan Ofek'in CEO'su Kobi Ofek'e göre, konutların yüzde 55'inde güvenli oda veya sığınak bulunmuyor. İran füzelerinin sakinler için oluşturduğu tehlikeden hükümeti ve İran'a savaş açma kararını verenleri sorumlu tutarak, “Hükümet bu sorun ele alınmış olsaydı can kaybını önleyebilirdi. İnsanlar panik halinde ve bugün yeni bir gerçeklik yaşıyoruz; tüm ülke İran ve Yemen'den gelen füzelerin tehdidi altında ve yıkıcı sonuçlarını her gün görüyoruz.”

İsrail hava savunma sisteminin eski başkanı Zvika Haimovich ise İran'ın son füze saldırılarında, askeri tesisler, Hayfa Körfezi ve şehrin birkaç mahallesindeki petrol rafinerileri ve hassas malzemeleri içeren önemli tesisler, stratejik tesisler, Savunma Bakanlığı'nın ve askeri üslerin bulunduğu Tel Aviv'in merkezi gibi yerlere odaklandığını söyledi. Ona göre, Tel Aviv'in mimarisi ve konutların bu hassas bölgelere yakınlığı, füzenin yörüngesinden hafifçe sapıp yerleşim alanlarına düşmesi halinde sakinleri büyük tehlikelere maruz bırakıyor.

İç cephe buna dayanamaz

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İsraillilerin ülkelerine atılan füzelerde niteliksel bir tırmandırma olarak gördükleri gelişmenin gölgesinde, yedek General Yitzhak Brick, İran'ın amacının füzelerinin İsrail'in önleyici füzelerinden sayıca fazla olması olduğuna inanıyor. “İran'ın planı, İsrail'in Arrow tipi önleyici füzeleri tükendikten sonra bile balistik füzeler fırlatmaya devam etmek. O noktada, Amerikan yardımı bile yeterli olmayacak ve İsrail kendini yeterli savunma kabiliyeti olmadan, bir tona varabilecek ağırlıkta patlayıcı savaş başlıkları taşıyan balistik füzelerin saldırısı altında bulacak” diyor.

Brick, üst düzey Amerikan kaynaklarının Washington'un operasyona lojistik olarak katıldığını ve yardım amacıyla İsrail'e istihbarat bilgisi sağladığını söylediğini aktardı.

Brick, Hava Kuvvetleri'nin İran'a yönelik saldırısının başarısına rağmen, İran’ın nükleer kapasitesini ve bomba üretme yeteneklerini ortadan kaldırmayacağını vurgularken, “Savaş ne kadar uzun sürerse, tıpkı Gazze Şeridi sınırı ile kuzey sınırındaki beldelerde Demir Kılıç Harekatı sonucunda gördüğümüz ve görmeye devam ettiğimiz gibi, ülkenin merkezindeki altyapı ve evlerin yaşayacağı yıkımın da o kadar şiddetli olacağını hesaba katmalıyız. Buna ek olarak, İsrail ülkedeki ekonomik faaliyetlerin felç olması ve havacılık, ticaret ve iş alanlarında dünyadan izole olması nedeniyle savaşı uzun süre sürdüremez. Bu izolasyon, savaş çarklarının dönmeye devam etme gücünü ciddi şekilde etkileyecek bir ekonomik çöküşe yol açabilir” dedi.

Brick, hükümeti iç cepheyi hazırlama ve hazır hale getirme konusunda çalışmadığı için eleştirerek, “konunun en üst düzeyde araştırılması konusunda defalarca uyardık ve tavsiyede bulunduk. Ancak kimse bunu ciddiye almadı ve savaşların değiştiğini, iç cephenin geçmiştekinin aksine savaşın merkezi olacağını anlamadılar. Siyasi ve askeri kademelerin iç cepheyi savaşa hazırlama konusundaki tutumunu, kayıtsızlığı, sorunları görmezden gelmeyi ve gerektiğinde müdahale etmeye hazır olmamayı simgeleyen 'üç maymun' imgesi en iyi şekilde ifade ediyor” dedi.