Irak, 'milli güvenliğe zarar verdiği' gerekçesiyle İranlı analiste ekran yasağı getirdi

İranlı analist, 'Erbil'de İsrail'e ait ofislerin bulunduğunu ve bunların ifşa edilmemesi halinde saldırıların tekrarlanacağı' yönünde açıklama yapmıştı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Irak, 'milli güvenliğe zarar verdiği' gerekçesiyle İranlı analiste ekran yasağı getirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Irak Medya ve İletişim Kurumu, Erbil saldırısının ardından yaptığı açıklamalarla tartışma yaratan İranlı siyasi analist Emir Musevi’ye 'milli güvenliğe zarar verdiği' gerekçesiyle ekran yasağı koydu.
Kurum, Irak’ta yayın yapan televizyon kanalları ve diğer medya organlarına yasağı içeren resmi yazıyı gönderdi.
Buna göre, Musevi’nin yaptığı açıklamaların ülkenin ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu belirtilerek, İranlı analistin ekranlara çıkartılmaması istendi.
Musevi’nin ayrıca yaptığı yorum ve değerlendirmelerin Irak ve İran arasındaki diplomatik ilişkilere de zarar verdiği kaydedildi.
İranlı siyasi yorumcu, Erbil’e yapılan saldırının ardından konuk olduğu bir televizyon programında, 'Erbil’de İsrail’e ait ofislerin bulunduğunu ve bunların ifşa edilmemesi halinde saldırıların tekrarlanabileceğini' söylemişti.
Musevi’nin söz konusu açıklaması tepkilere neden olmuştu.

Ne olmuştu?
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Anti-Terör Birimi, dün Erbil'in Irak dışından 12 balistik füzeyle saldırıya uğradığını duyurmuştu.
Anti-Terör Birimi, saldırıya ilişkin resmi Facebook hesabından yaptığı açıklamada, 'Başkent Erbil, Kürdistan Bölgesi ve Irak dışından balistik füzelerle saldırıya uğradı' ifadelerini kullanmıştı.
Saldırının 'doğudan yönlendirildiği' kaydedilen açıklamada, olayın 13 Mart saat 01.00'de gerçekleştiği ve 12 balistik füzenin Erbil'deki ABD Konsolosluğu yönündeki bir mahalleyi hedef aldığı belirtilmişti.
İran Devrim Muhafızları Ordusu yaptığı açıklamayla Erbil'e yönelik saldırıyı üstlenmişti. Açıklamada, İsrail'in son dönemde bölgede düzenlediği saldırılara işaret edilerek, 'İsrail'e ait bir merkezin Devrim Muhafızlarına ait füzelerle vurulduğu' kaydedilmişti.
IKBY ise İran'ın saldırılarını tekrarladığını, uluslararası toplumun sessiz kalmasının da bu saldırıların önünü açacağını bildirmişti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24