Düşük oksijenli ortamda hayatta kalan mağara balıkları

Fotoğraf (Araştırma ekibi)
Fotoğraf (Araştırma ekibi)
TT

Düşük oksijenli ortamda hayatta kalan mağara balıkları

Fotoğraf (Araştırma ekibi)
Fotoğraf (Araştırma ekibi)

Oksijenin düşük olduğu yerler çoğu canlıda ölüme neden olurken kör ve donuk renkli mağara balıkları bu duruma adapte olabiliyor. ABD'deki California Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi bu gizemin ardındaki sırrı çözdü. Çalışma, Scientific Reports dergisinin son sayısında yayımlandı.
California Üniversitesi’nden biyologlar, mağara balıklarının kırmızı kan hücrelerinde yüzey balıklarından daha fazla hemoglobin ürettiğini buldu. Bu durum, balık hücrelerinin organları ve solungaçları arasında oksijen ve karbondioksit taşınmasına yardımcı oluyor.
Araştırma ekibinin lideri olan California Üniversitesi'nden Yardımcı Doçent Joshua Gross, uzun süredir mağara balıklarıyla ilgi çalışmalar yürütüyor. Önceki çalışmalarda söz konusu balıkların soluk renginin sebebi de dahil olmak üzere bazı özelliklerine ilişkin bilgilere ulaşmıştı. Balıklara bu rengi veren gen, insanlara kızıl saç rengini veren genle aynı. Balığın asimetrik kafatasının, görsel yeteneği olmamasına rağmen gezinmesine yardımcı olan adaptasyonu yansıttığını keşfetmişlerdi.
Araştırmacılar yeni çalışmada, derin mağaraların düşük oksijenli ortamında nasıl hayatta kaldığını açıklamak için mağara balıklarının kanındaki hemoglobini incelediler. Çalışmayı Chica, Tinaja ve Bacon adları verilen, Meksika’daki üç mağarada yaptılar.
Araştırmacılar mağara balıklarında daha fazla kırmızı kan hücresi bulmayı umuyorlardı ancak neredeyse pelajik balıklarla aynı olduğunu gördüler. Kırmızı kan hücrelerinin kandaki göreceli katkısının klinik ölçüsü olan hematokritin veya kümelenmiş hücrelerin hacminin, mağara balıkları ve pelajik balıklar arasında benzer olduğunu, ilkinin kırmızı kan hücrelerinden daha fazla hemoglobin ürettiğini buldular.
Gross dün California Üniversitesi internet sitesinde yayınlanan raporda çalışmalarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Yüksek hemoglobin, mağara balıklarının düşük oksijenli bir ortamda daha uzun yaşamasına izin veriyor. Ayrıca mağaralardaki sınırlı miktarda yiyecekleri bulmalarına da yardımcı oluyor."



Bilim insanları kalp ve akciğer sağlığı için ideal egzersiz saatini açıkladı

Bilim insanlarına göre sabahları egzersiz yapmak yaşlılara fayda sağlayabilir. Bunun nedeni, sirkadiyen ritimlerimizle bağlantılı olabilir (Unsplash)
Bilim insanlarına göre sabahları egzersiz yapmak yaşlılara fayda sağlayabilir. Bunun nedeni, sirkadiyen ritimlerimizle bağlantılı olabilir (Unsplash)
TT

Bilim insanları kalp ve akciğer sağlığı için ideal egzersiz saatini açıkladı

Bilim insanlarına göre sabahları egzersiz yapmak yaşlılara fayda sağlayabilir. Bunun nedeni, sirkadiyen ritimlerimizle bağlantılı olabilir (Unsplash)
Bilim insanlarına göre sabahları egzersiz yapmak yaşlılara fayda sağlayabilir. Bunun nedeni, sirkadiyen ritimlerimizle bağlantılı olabilir (Unsplash)

Araştırmacılar, kalp ve akciğer sağlığını güçlendirmek için en iyi egzersiz vaktinin sabahları olabileceğini söylüyor.

Bunun nedeni sirkadiyen ritimlerimizle, yani vücudumuzun 24 saatlik doğal döngüsüyle bağlantılı olabilir. Sirkadiyen saat, hormon salımı ve çekirdek vücut ısısı gibi belirli işlevleri düzenlemeye yardımcı olur. Health.com'un aktardığına göre Florida Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji ve Yaşlanma Bölümü Başkanı Dr. Karyn Esser, en çok aktivitenin günün hangi saatlerinde yapıldığının, performansı etkileyebileceğini söylüyor.

Geçen ayın sonunda uluslararası bir grup bilim insanı, yaşlılarda "daha ritmik aktivitelerin ve aktivite zirvesine daha erken saatlerde ulaşılmasının, daha iyi kardiyovasküler zindelik ve yürüme enerjisiyle ilişkili" olduğunu açıkladı.

Adım atarken vücudun enerjiyi ne kadar iyi kullandığı, yürüme enerjisi kavramıyla ölçülüyor.

Esser, Medicine & Science in Sports & Exercise adlı hakemli dergide yayımlanan bulguların kıdemli yazarı.

The Sleep Foundation'a göre herkesin bir kronotipi olduğunu, yani vücudun uyanıklık ve uyku için günün belirli saatlerini doğal bir şekilde tercih ettiğini belirtmekte fayda var. Kişinin kendi kronotipini bilerek aktivitelerini buna göre zamanlaması, sağlığı ve zindeliği kayda değer derecede etkileyebilir.

Araştırmacılar Kas, Hareketlilik ve Yaşlanma Çalışması'na katılan 799 yetişkinin sağlık verilerini inceleyerek bu sonuçlara ulaştı. Ortalama yaşı 76 olan hastalar bir hafta boyunca fiziksel aktivitelerini ölçmek için bileklerine ivmeölçer taktı. Hastalar ayrıca kardiyopulmoner egzersiz testlerine de girdi.

Yazarlar ayrıca her gün aynı saatte egzersiz yapmayla sağlık açısından daha iyi sonuçlar görmenin ilişkili olduğunu da buldu.

Yine de bu ilişkiyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri yetişkinlerin haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz ve iki gün kas güçlendirici aktivite yapmasını öneriyor. Bu, kalp hastalığı ve felç riskini düşürmenin yanı sıra diğer olumsuz sağlık sonuçlarını da azaltmaya katkı sağlayabilir.

Önceki çalışmalar da sabah egzersizinin kardiyovasküler hastalık riskinin azalmasıyla ilişkili olduğuna işaret ediyordu. Ancak günün diğer saatlerinde egzersiz yapmak da faydalı. Amerikan Kalp Derneği, ne yaptığınızın ne zaman yaptığınızdan daha önemli olabileceğini belirtiyor.

MedicalNewsToday'e konuşan Esser, "Genel olarak daha uzun yaşıyoruz ama daha sağlıklı yaşamıyoruz" diyor.

Bu nedenle insanların yaşlanırken sağlıklarını korumasına veya iyileştirmesine yardım edecek yollar bulmak, yaşam kalitesini artırmak ve yaşa bağlı kronik hastalıkların etkisini azaltmak önemli.

Independent Türkçe