Maruni Lübnan Kuvvetleri Partisi seçim kampanyasına başladı

Hizbullah İran’ın işgalci gücüdür diyen Semir Caca  seçimleri ‘varoluş savaşı’ olarak niteledi ve Sünni oyları tekeline aldığı iddialarını reddetti  

Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca parti üyelerine hitap ederken. (Lübnan Kuvvetleri)  
Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca parti üyelerine hitap ederken. (Lübnan Kuvvetleri)  
TT

Maruni Lübnan Kuvvetleri Partisi seçim kampanyasına başladı

Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca parti üyelerine hitap ederken. (Lübnan Kuvvetleri)  
Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Semir Caca parti üyelerine hitap ederken. (Lübnan Kuvvetleri)  

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LKP) Genel Başkanı Semir Caca, yaklaşmakta olan parlamento seçimlerinin ‘siyasi yarış’ değil, bir ‘ölüm kalım mücadelesi’ olduğunu söyledi.
“İran’ın işgalci ayrılıkçı gücü” olarak nitelediği Hizbullah’ın Lübnan’ın ortak Direniş vasfını kendine mal ederek çaldığını ifade eden Caca, (Sünni) Müstakbel Hareketi Genel Başkanı Saad Hariri’nin seçimi boykot kararının ardından ‘Sünni oyları’nı tekeline aldığı iddiasını reddetti.  
LKP, eski Başbakan Refik Hariri’nin 2005’te suikasta kurban gittiği tarihin yıldönümü olan 14 Mart’ta seçim kampanyasını başlattı. Parti genel merkezinde partililere hitap eden Caca, “Vatanın tehdit edildiği, kurumlar gasp edilip anayasanın parçalandığı, halkın ümitsizliğe kapıldığı bu süreçte, seçimler siyasi yarış değil bir varoluş savaşı anlamı taşımaktadır. Bugün ya Lübnan’dan geri kalanları koruyacak ve kaybettiklerimizi yeniden elde edeceğiz ya da Lübnan’ın çöküşüne şahit olacağız. Ya hep birlikte özgürlüğümüzü geri kazanacağız ya da hepimiz büyük bir hapishanede mahkum olacağız” diye konuştu.  
Hizbullah’a sert bir biçimde saldıran ve 17 Ekim 2019’da yaşanan kitlesel protestoların temsilcileri olan Halk Hareketi öncülerini de ‘deneyimsiz’ olmakla itham eden Caca şöyle devam etti: “Lübnanlıların yaklaşan seçimlerde üç seçeneği var: Devletin yeniden inşasını isteyip de bunu gerçekleştirmeye güç yetiremeyecekleri tercih edebilirler, devlete karşı olanların ve devlet mekanizmasının işleyişini engellemek isteyenleri tercih edebilirler ya da devletin yeniden inşasını gerçekleştirebilecek olanlar seçebilirler. Bu üçüncü seçeneğe, yani Lübnan Kuvvetlerine oy vermenizi umuyorum”. 
Semir Caca, ‘birinci seçeneğin sloganının ‘Hepsi, Evet Hepsi’ (17 Ekim halk hareketi temsilcileri tüm siyasilerin tasfiye edilmesi gerektiğini savunuyor), ikinci seçeneğin sloganının; ‘Lübnan’ı silah ve güç yoluyla biz yönetiriz’, üçüncü seçeneğin sloganının ise; ‘gelin hep birlikte yeni bir devlet inşa edelim’ olduğunu belirterek, “Birinci slogan yok sayıcı ve olumsuzdur, ikinci slogan küstah ve baskıcıdır, üçüncü slogan ise olumlu, meşru, açık, ulusal ve birleştiricidir, tüm Lübnanlıları bu tercihte bulunmaya davet ediyorum; biz yapmak istiyoruz ve biz yapabiliriz” şeklinde konuştu.  
(Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareketi (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil’in LKP’ye eleştirilerine de değinen Caca, “Şimdi de bir dördüncü yol hareketi ortaya çıkmış, (ÖYH’yi kastederek) halk bunların ne olduğunu gördü ve geçmişte derslerini verdi, şimdiki seçimlerde de bu dersi tekrar edecektir. Bunlar otuz yıldır değişim ve reform sözlerini tekrar edip duruyorlar, çözümün kendilerinde olduğunu ve düşleri gerçeğe dönüştüreceklerini iddia ediyorlar ancak aldatmaktan başka bir şey bildikleri yok. Zamanla anladık ki bunlar yönetime geldiklerinde anladıkları tek temizlik, devletin ceplerini son kuruşuna kadar temizleyerek kendi ceplerini doldurmaktır” ifadelerini kullandı.  
ÖYH’nin seçimlerin ertelenmesi önerisini de şiddetle reddeden Caca; “Bunlar değişimi istemiyorlar ve seçimlerden nefret ediyorlar. Seçimlerin yapılamaması için çeşitli bahanelere sığınıyorlar, bir bakıyorsunuz gurbetçilerin seçim kullanmasındaki engellere işaret ederek seçim ertelensin diyorlar, gurbetçilerin oylarını önemsedikleri için değil, sadece değişim olursa mevkilerini kaybetmekten korktukları için böyle davranıyorlar” dedi.  
(Sünni) Müstakbel’in seçimi boykot kararı almasının ardından Sünni oyları tekeline aldığı iddialarını da reddeden Caca: “Kimse kimsenin oyunu tekeline almış değil, bizler Sünni liderlerin seçimlerden sonra gerekli pozisyonları elde etmesi için çalışacağız, Lübnan Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan’ı bu konuda şahit gösteriyorum” şeklinde konuştu.  
Hizbullah’ın seçim sloganı ‘koruyoruz ve inşa ediyoruz’ sloganına değinen Caca: “Öncelikle kimse sizin korumanızı talep etmiş değil, bana göre Lübnan’ın önündeki en büyük tehlike Hizbullah’tır. Direniş vasfını intihal etmektedir ve İran’ın işgalci gücü mesabesindedir. Lübnan’ı koruyabilecek tek güç ise devlet ve ordudur. Şu soruyu sormalıyız, Hizbullah ülkedeki en yolsuz şahsiyetlerle ittifak halindeyken ülkeyi nasıl inşa edebilir? Üstelik kendi destekçilerine de sürekli yolsuzlukla ilgisi olmadığı yönünde propaganda yapıyor. Yönetimdeki yozlaşmış kadroyu desteklemiyor mu? Tabi kendisinin yozlaşmış olmadığını varsayarsak, limanlar ve havalimanlarındaki kaçakçılığa girmeyi dahi gerekli bulmuyorum, koruyoruz ve inşa ediyoruz sözü boş bir slogandan ibarettir” ifadelerini kullandı.



Silahlı çeteler: Netanyahu'nun savaş sonrası Gazze vizyonu

Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)
Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)
TT

Silahlı çeteler: Netanyahu'nun savaş sonrası Gazze vizyonu

Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)
Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)

İzzeddin Ebu Ayşe

Hamas ve hükümetinin Gazze üzerindeki güvenlik kontrolünü kaybetmeye başladığı bir zamanda, Gazze Şeridi’nin içinde çetelerin ve milislerin ortaya çıkması, Hamas’ta savaştan sonra harap olmuş şehrin yönetimini devralacak alternatif bir yapının oluşturulduğu korkusunu uyandırdı. İsrail, savaşın ertesi günü için alternatif bir yapı bulmaya veya oluşturmaya çalışıyor.

frgthyujı
Ebu Şebab, Gazze'de varlık göstermeye çalışan ve kendilerini Hamas'a muhalif olarak tanıtan bir dizi silahlı çeteden sadece biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Gazze içinde son olarak milisler ve çeteler aktif hale geldi, bunlar silah taşıyor, gün ortasında sokaklara iniyor ve havaya ateş ediyorlar. Hamas tarafından yönetilen hükümetin otoritesi dışında faaliyet gösteren silahlı çeteler ilk kez böyle açıkça kendilerini gösteriyorlar.

Yağma

Silahlı çeteler Gazze'de görüldükleri andan itibaren yağma, soygun ve hırsızlık eylemleri gerçekleştirdiler. Gazellilere onlar için bir sığınak veya onları korumak, güvenlik ve istikrar sağlamak amacıyla var olduklarını göstermediler. Bu durum sivilleri çok korkuttu ve bu oluşumlara olan güvenlerini kaybetmelerine neden oldu.

Geçtiğimiz mayıs ayında çeteler şimdiye kadarki en büyük eylemlerini gerçekleştirerek yardım depolarını ve dükkanları soydular, içerideki malları yağmaladılar. Hamas’ın güvenlik personellerinden bazıları onları durdurmaya çalıştığında ise doğrudan ateş açtılar ve aralarında şiddetli çatışmalar yaşandı.

dfgthy
İsrail, Gazze'de görevleri Hamas'ı ortadan kaldırmak olan çeteleri donatıyor ve silahlandırıyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Gazze'deki çetelerin ve milislerin faaliyetleri önemli ölçüde gelişti. Öyle ki, İsrail’in kontrolündeki Netzarim askeri kontrol noktasının yakınlarında bir silahlı çete yaygın şekilde faaliyet göstermeye başladı. Üyeleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyine ulaşmaya çalışan yardım tırlarını soyar ve yağmalar oldu.

Organize eylemler

Ancak, kendisine el-Yasir” adını veren ve misyonu sivilleri Hamas üyelerinden korumak ve onlara yardım etmek olan bir örgütün ortaya çıkmasıyla durum önemli ölçüde değişti. Birçok kişi için bu oluşumların İsrail himayesinde faaliyet gösterdiği ve misyonlarının Hamas'ı ortadan kaldırmak olduğu açık hale geldi.

Yasir veya kendisine verdiği adla “Halk Güçleri” örgütü, Gazze Şeridi'nin en güneyinde, Refah'ın doğusunda faaliyet gösteriyor. 2024'ün sonlarında ismi ve silahlı grubunun faaliyetleri öne çıkıp duyulur hale gelen Yasir Ebu Şebab adlı kişi tarafından yönetiliyor.

Bölge temizliği

Yasir’in çetesi, insani yardım tırlarını soyuyor ve Gazze Şeridi'ndeki herhangi bir alana girmelerini engelliyordu. Ancak, bu silahlı grup faaliyetlerini geliştirdi ve dönüştürdü. Şimdi iddia ettiğine göre, bölgeleri Hamas üyelerinden temizliyor ve sivilleri korunmaları için temizlediği alanlara yönelmeye çağırıyor.

Şarku'l Avsat'ın Indepenedent Arabia'dan aktardığı analize göre, Ebu Şebab'ın faaliyetleri genişledi ve örgütüne yaklaşık 300 üye katarak onları Kalaşnikof tipi silahlarla donattı. Onları eğitti, silah kullanma becerilerini geliştirdi ve ardından onları sahada konuşlandırdı.

Halk Güçleri’nin attığı ilk adım, Refah'ın doğusundaki bölgeyi sakinlerinin geri dönüşü için hazırlamak oldu. Yasir Ebu Şebab, bölgeyi Hamas’tan temizledikten sonra o bölgenin sakinlerini evlerine dönmeye çağırdı. Hâlâ tamamen İsrail ordusu tarafından kontrol edilen, askerlerin ve tankların konuşlandırıldığı bölgesine gelecek herkese barınak, yiyecek ve güvenlik sağlama sözü verdi.

Sivilleri Hamas'tan korumak

Ebu Şebab, İsrail askeri kontrolü altındaki Kerem Şalom (Kerem Ebu Salim) sınır kapısına yakın bir bölgede faaliyet gösteren silahlı grubuna ait bir video yayınladı. Bu videoda üyeleri, üzerinde Filistin bayrağı ve Terörle Mücadele Mekanizması ifadesi bulunan askeri üniformalar giyiyordu.

Ebu Şebab, “Filistinlileri statükocu Hamas hükümetinin teröründen ve yardım hırsızlarından korumak için bir güç kurdum. Refah'ın doğusundaki bölgelerde yüzlerce aileyi korumak ve onlara yardım dağıtmak için çalışıyorum. İsrail askeri kontrolü altındaki bölgelerdeyiz ve bu bir tercih değil, zorunluluk. Ayrıca zorla göç ettirme planını engellemeye de çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.

İsrail destekli silahlı gruplar

Aslında, Ebu Şebab örgütünün oluşumu Gazze Şeridi'nde daha önce benzeri görülmemiş bir durum sayılıyor. İlk kez bir grup Filistinli diğer sakinlerden ayrılıp, kendilerini Hamas'a muhalif ve yardımları koruyan özel bir güç olarak tanıtıyor. Ancak Gazze sakinleri bunun tam aksini düşünüyor ve onları gıda yardımlarını yağmalayan bir çete olarak görüyor.

Ebu Şebab, Gazze'de ortaya çıkıp kendilerini Hamas'a muhalif olarak tanıtmaya çalışan silahlı çeteler arasında sadece bir örnek. Nitekim Gazze Şeridi'nin orta bölgesinde ikinci, batıda üçüncü ve doğuda dördüncü bir çete ortaya çıktı. Bu çetelerin tüm üyeleri Gazze Şeridi’ni işgal eden İsrail güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde bulunuyorlar.

Aslında, daha sonra İsrail'in Gazze'deki çetelerin ve milislerin silahlandırılmasının ve kuruluşunun arkasında olduğu ortaya çıktı. İsrail’in resmi yayın kuruluşu Kan, Tel Aviv'in Başbakan Binyamin Netanyahu'nun onayıyla Hamas'a karşı olan silahlı milis grupları ve çeteleri silahlandırdığını açıkladı.

Kan, İsrail'in bu grup ve çetelere kaos yaratma, Hamas ile mücadele ve askerlerin hayatlarını koruma amacıyla büyük miktarda silah aktardığını bildirdi. Netanyahu da bunu açıkça kabul ederek, “Hamas'ı çeşitli yollarla yenmek için çalışıyoruz. Gazze'deki milis grupları silahlandırmamız, tüm güvenlik servisleri başkanlarının önerilerine dayanıyordu” dedi. Ne var ki bu adım İsrail'de önemli bir muhalefetle karşılaştı.

Ertesi güne hazırlık

Siyasi araştırmacılar, İsrail'in milis grupları donatma, hazırlama ve silahlandırma motivasyonunun, savaşın ertesi günü sorununu çözmeyi amaçladığını iddia ediyor. Netanyahu, Gazze Şeridi'nde Hamas, Fetih veya Arap güçlerinin kontrolü ele geçirmesini reddediyor. Bu ikilemi aşmak ve sonunda onları Hamas hükümetine alternatif bir organa dönüştürmek için de milisleri destekliyor ve Gazze üzerindeki kontrollerini genişletmelerini sağlıyor.

Siyasi araştırmacı Ekrem el-Ali, “Bu adım sadece bir başlangıç. İsrail ordusu, Yasir Ebu Şebab grubunun misyonlarını gerçekleştirme başarısının ardından, milis gruplar deneyiminin kapsamını ilave alanları da kapsayacak şekilde genişletmeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Ali şöyle devam ediyor, “İsrail’in bu pilot planı, Hamas'ı devirmenin alternatif bir hükümet kurulmasını gerektirdiğinin fark edilmesiyle hazırlandı. Sahada dayattığı çözüm, bu milislerin savaştan sonra ve Hamas zayıflatıldıktan sonra Gazze'yi yönetmesinin önünü açabilir.”

Ali, İsrail ordusunun bu milislerin, kendi kuvvetlerinin bölgeleri işgal etmesi, temizlemesi ve ardından silahlı milislere teslim etmesi planına dayanarak, Hamas'ın çöküşünü önemli ölçüde hızlandırdığına inandığını belirtiyor. Bu çözümün kaos, şiddet ve toplumsal yıkım yaratabileceğini ifade edyor.

Hamas onları hedef alıyor

Sahada, Hamas’ın geride kalan az sayıdaki unsurları da boş durmuyor. Ebu Şebab’ı hedef alan operasyonlar düzenlediler, birçoğunu öldürdüler ve bu çetelere karşı güvenlik operasyonları düzenlemeye devam ettiler.

Hükümetin Medya Ofisi Direktörü İsmail Sevabite, “İsrail Gazze'de bir güvenlik ve toplumsal kaos yaratmaya çalışıyor, ancak kaosun yayılmasına izin vermeyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun bununla mücadele edeceğiz” dedi.

Bu çete ve milis gruplar ayrıca Fetih hareketinin eleştirileriyle de karşı karşıya kaldı. Fetih Sözcüsü Münzir el-Hayek, “Bu çeteler İsrail örtüsü altında faaliyet gösteriyor ve Filistin halkının geleneklerinin dışında eylemler gerçekleştiriyorlar. Tel Aviv'in bu çetelere desteği, kaos ve güvensizliği yaymayı ve Filistin Otoritesi’nin Gazze Şeridi'ne geri dönmesini engellemeyi amaçlayan savaşın ertesi günü ile ilgili planının bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çebrilmiştir.