Trablus halkı olası bir silahlı çatışma ile nasıl başa çıkacak?

Libya’nın başkenti Trablus’ta yaşanacak muhtemel çatışma, yiyecek ve içecek tedarikinde ve hatta barınmada olası krizlerle sonuçlanabilir

Libya’nın başkent Trablus’taki silahlı milislerin bir fotoğrafı (Şarku’l Avsat)
Libya’nın başkent Trablus’taki silahlı milislerin bir fotoğrafı (Şarku’l Avsat)
TT

Trablus halkı olası bir silahlı çatışma ile nasıl başa çıkacak?

Libya’nın başkent Trablus’taki silahlı milislerin bir fotoğrafı (Şarku’l Avsat)
Libya’nın başkent Trablus’taki silahlı milislerin bir fotoğrafı (Şarku’l Avsat)

Art arda yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle Libya’nın başkenti Trablus’taki bazı siviller, barınma da dahil yiyecek ve içecek tedarikinde yaklaşmakta olan olası bir krizle başa çıkmaya hazır olduklarını ifade etti. Öyle ki ülkede, iktidar için rekabet eden iki başbakan arasındaki anlaşmazlıklardan sonra geçmiş yıllarda tanık olunan silahlı çatışmalar çerçevesinde eski tecrübelerin yaşanması bekleniyor.
Libyalı analist es-Senusi İsmail eş-Şerif, başkent sakinlerinin, ‘şehirlerin tanık olduğu silahlı çatışmalarla bağlantılı şekilde doğan’ çoğu kriz ortasında yaşamaya alıştıklarını söyledi.
Şerif, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ‘yumuşak darbe’ olarak nitelendirdiği durumun özellikleri hakkında konuşurken, Dibeybe hükümetindeki bakanların çoğunun Dibeybe’yi terk ettiğini söyledi. Yetkili ayrıca, çoğu vatandaşın, olası bir çatışma yaşanması durumunda bunun, başbakanlık gibi resmi karargahlarla ve içişleri, savunma ve dışişleri gibi bazı önemli bakanlıklarla sınırlı kalmasını beklediklerine dikkati çekti.
Kamu Hizmeti Bakanı Abdulfettah el-Hoca ve Yerinden Edilmişlerin İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Ebu Hazzam, daha önce istifalarını sunmuş ve istifalarının ‘parlamentonun Başağa’yı başbakanlığa atama ve ona güven verme konusundaki kararına saygıdan’ kaynaklandığını ifade etmişlerdi. Aynı şekilde siyasi analist, Dibeybe ve Başağa’nın küresel petrol fiyatlarındaki artış ortasında ‘düzenli güçlerin ve onları takiben silahlı oluşumların desteğinden yararlanabileceğini’ ifade etti. İsmail eş-Şerif ayrıca, “Herkesin kendi hazinesinden petrol geliri elde etme arzusu nedeniyle çatışma uzayabilir” dedi.
“Ancak bazıları, iktidar konusunda yaklaşan çatışmanın daha önceki çatışmalarla karşılaştırılamayacağını unutuyor” diyen Şerif, “Başkent içerisinde dolaylı olarak tarafsızlıklarını ilan eden, sayı ve silah bakımından güçlü silahlı oluşumlar var. Bu durum, sahadaki koşulların birçok ölçeğini değiştirebilir” ifadelerini kullandı.
Es-Senusi İsmail eş-Şerif, siyasal İslamcıların şahin kanadı dışında, başkent nüfusunun büyük bir bölümünün yeni bir hükümetin varlığını desteklediğine dikkati çekti. Bu desteğin, ‘Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi üyeleri arasında Başağa’ya dair var olan fikir birliğinden’ kaynaklandığını söyledi. Şerif ayrıca, “Dibeybe’nin harcamaları artırmaya yönelik politikaları, fiyatların yükselmesine doğrudan katkıda bulundu. Bu, ekonomik açıdan zarar gören diğer sektörleri ve kesimleri de olumsuz etkiledi” dedi.
Öte yandan Ulusal Cephe Partisi üyesi Feyruz en-Naas, vatandaşlar arasında alışmaktan doğan bir sükûnet hali olduğunu söyledi. Silahlı çatışmalarda yeni bir dönemin başladığını belirten Naas, büyük bir kesimin, durumu yerel arabuluculuk yoluyla kontrol altına alma veya istikrarı koruma ihtiyacını destekleyen dış baskılara boyun eğme olasılığına güvendiğini söyledi. Başkente mensup olan Naas, şehir sakinlerin çoğunun, faaliyetlerini normal bir şekilde sürdürdüğünü ifade ederken, geçen hafta önemli bir değişikliğin yaşanmadığına dikkati çekti. Feyruz en-Naas, “Bazılarının beklediği gibi başkentin eteklerinde silahlı çatışma patlak verirse ve bu çatışmalar günlerce devam ederse, savaşlar ve çatışmalarla ilgili önceki deneyimlerine göre bazı vatandaşların başkentin merkezine yakın bölgelere taşınması bekleniyor” ifadelerini kullandı.
Geçen hafta sonu başkent, Başağa’nın ‘hükümetinin iktidarı teslim almak üzere Trablus’a gideceğini’ açıklaması sonrasında bir askeri seferberliğe tanık oldu. Söz konusu gelişme, silahlı bir çatışmanın yaşanacağı korkularına yol açtı.
Başkent Trablus, geçmiş yıllarda silahlı milisler arasında kanlı silahlı çatışmalara sahne oldu. Aynı şekilde Halife Hafter liderliğindeki Ulusal Ordu (LUO) önderliğinde, geçmiş yıllarda Trablus’ta bir savaş patlak verdi. Savaşta her iki taraftan da binlerce kişi öldü ve yaralandı. 



Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
TT

Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca, Lübnanlı yetkililer arasında ABD aracılığıyla yapılan görüşmelerin gidişatını ve Troyka'nın ‘Lübnan kurumlarını kısa yoldan ele almasını’ eleştirerek, hükümeti bir araya gelip ulusal bir yanıt hazırlamaya çağırdı.

Caca'nın bu tutumu, ABD elçisi Tom Barrack'ın daha önce yetkililere sunduğu ve Lübnan devletinin silahları resmî kurumlarla sınırlama ve idari, mali ve siyasi reformları hayata geçirme taahhütlerini içeren belgeye Lübnan'ın vereceği yanıtı almaya gelmesinden saatler önce geldi.

Caca yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yaklaşık iki haftadır ABD'nin Lübnan'daki durumu ileriye taşıyacak, bir yandan Lübnan'ı İsrail işgalinden ve İsrail saldırganlığından, diğer yandan da Lübnan topraklarındaki tüm yasadışı silahlardan kurtaracak önerilerini duyuyoruz. Bu vesileyle şunu bilmek istiyoruz: Birincisi, Esed rejiminin Troyka'yı Lübnan'ın tüm kurumlarına kestirme bir yol olarak görme sapkınlığına, Lübnan'ı mahveden saçmalığa geri mi döndük?"

İkinci olarak da şunu sordu: “Şu anda kim müzakere ediyor? Lübnan devleti Hizbullah'ın ne diyeceğini mi bekliyor? Yoksa tam tersi mi olmalıydı?”

Caca, bu fırsatı kaçırmak için çalışanların, tüm Lübnanlılar ve tarih önünde büyük bir sorumluluk taşıyacağı konusunda uyardı.

Caca, “Lübnan hükümeti gecikmeksizin toplanmalı ve ABD'nin önerisine, İsrail'in Lübnan'dan çekilmesini ve saldırganlığını durdurmasını, Lübnanlıların çıkarlarını ve çocuklarının geleceğini gözetecek gerçek bir devletin kurulmasını retorikle değil pratikle sağlayacak ulusal bir Lübnan yanıtı hazırlamalıdır” dedi.

Caca sözlerini şöyle tamamladı: “Yaklaşan uluslararası müzakerelerde İran'ın konumunu güçlendirmek için Lübnan'ın ve Lübnanlıların kaderinin bu kadar manipüle edilmesi yeter.”