Türkiye, ABD-SDG görüşmenin ertesi günü Tel Rıfat ve Menbiç'i bombaladıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3534391/t%C3%BCrkiye-abd-sdg-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fmenin-ertesi-g%C3%BCn%C3%BC-tel-r%C4%B1fat-ve-menbi%C3%A7i-bombalad%C4%B1
Türkiye, ABD-SDG görüşmenin ertesi günü Tel Rıfat ve Menbiç'i bombaladı
Barış Pınarı Harekâtı bölgelerinde Türkiye'ye yakın Suriyeli silahlı gruplar arasındaki çatışmalar yeniden başladı
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da görev yapan bir Amerikan devriyesi (AFP)
Ankara / Said Abdurrazık
TT
TT
Türkiye, ABD-SDG görüşmenin ertesi günü Tel Rıfat ve Menbiç'i bombaladı
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da görev yapan bir Amerikan devriyesi (AFP)
Türkiye, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Konseyi (SDK) liderleriyle görüşmesinin ertesi günü Suriye’nin Halep iline bağlı Tel Rıfat ve Menbiç bölgelerindeki bazı noktaları eş zamanlı olarak bombaladı.
Türk topçusu dün (pazartesi), Halep kırsalındaki Tel Rıfat bölgesinde Suriye rejim güçlerine ait askeri karakola yakın bir tepeyi hedef aldı. Halep'in kuzeyindeki bölgelerde konuşlu Türk topçuları, Menbiç kırsalına top mermilerinin düşmesiyle eş zamanlı olarak askeri karakola yakın tepeye top atışı gerçekleştirdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ABD Dışişleri Bakanlığı Irak ve İran İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Jennifer Gavito ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Irak ve Suriye Direktörü Zehra Bell’in geçtiğimiz Pazartesi günü SDG, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve SDK liderleriyle SDG’nin kontrolü altındaki bölgelerde faaliyetleri artan DEAŞ ile mücadeleye yönelik çabaları, el-Hol Mülteci Kampı’ndaki güvenlik meselelerini, DEAŞ terör örgütünün Haseke’deki Sanayi Hapishanesi'ne düzenlediği saldırının yansımalarını ve Özerk Yönetim’in kontrolünde olan bölgelerdeki ekonomik koşulları ele almak üzere görüştüklerini bildirdi.
Türk-Rus devriyesi
Rus askeri polisi Ayn el-Arab’ın (Kobani) batı kırsalında Türk güçleriyle ortak devriye gerçekleştirdi. İki Rus helikopterinin eşlik ettiği 8 Rus ve Türk askeri aracından oluşan devriye, Ayn el-Arab'ın batısındaki Eşme köyünden yola çıktı. Birkaç köyü dolaşarak, Fırat'ın doğu kıyısında Cerablus'un karşısında, Ayn el-Arab'ın batısındaki son köy olan Zor Mağar’a ulaştı. Ardından başlangıç noktası olan Eşme köyüne geri döndü. Böylece 22 Ekim 2019 tarihinde Suriye'nin kuzeydoğusunda Türkiye tarafından gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekâtı çerçevesinde Rusya ve Türkiye arasında imzalanan ateşkes anlaşmasından bu yana bölgede iki taraf arasında ortak olarak yapılan 93. devriye gerçekleştirilmiş oldu.
Türkiye'ye yakın silahlı gruplar arasında çatışma
Diğer taraftan Haseke ilindeki Barış Pınarı Harekâtı bölgelerinde Türkiye'ye yakın Suriyeli silahlı gruplar arasındaki çatışmalar yeniden başladı. Rasulayn’ın batı kırsalında, Haseke'deki Barış Pınarı Harekâtı bölgeleri içinde kalan Tel Erkam köyünde Hamza Tümeni ve Bedir Şehitleri Tugayı ile Ahrar eş-Şarkiyye Tümeni ve 20. Tümen unsurları arasında çıkan silahlı çatışmada bir çocuk kazara yaralandı. Çatışmalar, Türkiye'den erişimin olmaması nedeniyle bazı grupların liderlerinin lojistik ve askeri desteği azaltmasından ötürü iki tarafın saflarında yaşanan bölünmeler sonucu gruplarından ayrılanların yeni oluşumlar kurmaları ya da diğer oluşumlara katılmalarından kaynaklı anlaşmazlıklar sonucu meydana geldi. SOHR'un aktardığı bilgilere göre, Rasulayn’daki kiliselerin yakınlarında Hamza Tümeni ve Ahrar eş-Şarkiyye Tümeni ile 20. Tümen arasında bölünmelerin ve gruplardan ayrılmaların olması nedeniyle benzer çatışmalar yaşandı. Bedir Şehitleri Tugayı ve Hamza Tümeni üyeleri 12 Mart'ta, el-Ka’ka Grubu’nu (El-Ka'ka bin Amr et-Temîmî) 48 saat boyunca kuşatma altında kalan köyden kovdular. Olay, el-Kağkağ Grubu’nun kendilerine verilen lojistik ve askeri desteğin azalması nedeniyle Bedir Şehitleri Tugay’ından ayrıldığını açıklamasından sonra yaşanırken söz konusu gruplar arasındaki anlaşmazlıklar başka köylere de uzandı.
İranlı milletvekilleri Pezeşkiyan'ı ‘ABD'nin tırmanışını teşvik etmemesi’ konusunda uyardıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5163638-i%CC%87ranl%C4%B1-milletvekilleri-peze%C5%9Fkiyan%C4%B1-%E2%80%98abdnin-t%C4%B1rman%C4%B1%C5%9F%C4%B1n%C4%B1-te%C5%9Fvik-etmemesi%E2%80%99-konusunda
İranlı milletvekilleri Pezeşkiyan'ı ‘ABD'nin tırmanışını teşvik etmemesi’ konusunda uyardı
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tucker Carlson'a verdiği röportaj sırasında (İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesi)
26 İranlı milletvekili, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a ABD'li yayıncı Tucker Carlson ile yaptığı son röportaj nedeniyle sert bir mesaj gönderdi. Bu mesaj, Pezeşkiyan'ın İran Dini Lideri'nin ofisinden bir sözcüden üstü kapalı destek mesajı almasının ardından geldi.
Milletvekilleri, Pezeşkiyan'ın ABD ile müzakerelere yeniden başlama ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğine açık olması da dahil olmak üzere yaptığı açıklamaları ‘zayıf ve sinir bozucu’ olarak nitelendirdi. Bu açıklamaların ‘teslimiyet izlenimi verdiği ve İran'ın pozisyonunu zayıflattığı, bunun da Washington'u baskıyı arttırmaya ya da yeni bir saldırıyı düşünmeye teşvik edebileceği’ uyarısında bulundular.
Pazartesi günü ABD'li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a verdiği röportajda Pezeşkiyan, İranlı yetkililer tarafından yayınlanan son fetvaların ABD Başkanı’nın öldürülmesine izin verdiği iddialarını reddetti.
Pezeşkiyan şunları söyledi: “Yayınlanan fetva belirli bir kişiyi hedef almamakta, daha ziyade ideolojik bir bakış açısıyla dine ve dini şahsiyetlere hakareti reddetmektedir. Bu fetva, öldürme ya da tehdit çağrısı yapmadığı gibi, hükümetin ya da liderliğin resmi bir tutumunu da temsil etmiyor, daha ziyade din alimlerinin fıkhi bir görüşünü yansıtıyor. ‘Amerika'ya Ölüm’ sloganı saldırgan politikaların reddini ifade ediyor; bu slogan Amerikan halkına yönelik değil. Siz hiç ABD'de suikast gerçekleştiren bir İranlı duydunuz mu?”
Pezeşkiyan'ın sözleri muhafazakâr çevreleri ikiye bölerken, Pezeşkiyan hükümetini destekleyenler bu sözleri savundu.
İran Dini Lideri'nin ofisi çarşamba günü tartışmaya dahil oldu. Medya işleri sorumlusu Mehdi Fezaili çarşamba akşamı X platformunda “Bir yandan sistemin genel politikalarını zayıflatmak ve kolektif kotalar talep etmek, diğer yandan da saygıdeğer Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek, zaferin en önemli faktörlerinden biri olan ulusal uyumu tehdit ediyor” diye yazdı.
Sertlik yanlısı milletvekili Murtaza Aga Tahrani, Pezeşkiyan'ın ‘Amerika'ya Ölüm’ sloganı hakkındaki sözlerini eleştirerek, “Asla yumuşak konuşmamalıyız. Güç ve dirençle yüzleşmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Tahrani, Amerikan halkını Avrupa'dan Amerika'ya göç eden ‘yozlaşmışlar’ olarak tanımladı ve “Bizim Amerikan hükümetiyle bir sorunumuz var” dedi.
Bu arada İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın Cevan gazetesi, muhafazakâr milletvekili Hamid Resai'ye sert bir şekilde yüklenerek onu ‘siyasi haydut’ olarak nitelendirdi. Öte yandan Reşt Belediye Meclisi Üyesi Rıza Aşeri, İsrail'i İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a suikast düzenlemeye çağırdı.
Kuzeydeki Gilan eyaleti savcısı, Aşeri hakkında ‘kamuoyunu rahatsız etmek’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. Aşeri, paylaşımının bir ‘şaka’ olduğunu belirtti.
İranlı milletvekilleri geçen hafta bir genel kurul oturumunda İsrail aleyhine sloganlar attı. (İran Meclisi internet sitesi)
Cevan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Savaşın sürdüğü ve yüzlerce vatandaşın şehit olduğu günlerde ortaya çıkma fırsatı bulamayan bu siyasi iftiracılar, çatışmaların sona ermesinin hemen ardından siyasi rakiplerine saldırmaya başladılar ve ayrılık tohumları ekmekten elde edecekleri önemsiz kazançlara göz diktiler.”
Şarku’l Avsat’ın Cevan gazetesinden aktardığına göre özellikle Paydari bloğuna bağlı sert bir din adamı olan milletvekili Resai'ye atıfta bulunuldu. Gazetede, “Sadece siyasi gangsterlere yakışır bir şekilde davrandılar. Bu yüzsüzlere son yılların en kritik anlarında Cumhurbaşkanı’yla alay etme ve ona hakaret etme cüretini kim verdi? Bu saçmalıklardan ne gibi önemsiz bir kazanç elde ediyorlar?” denildi.
Gazetede, “Savaş bize büyük bir sosyal sermaye kazandırdı. Ancak bu ulusal sermaye şimdi düşmanı memnun eden rüzgarlar ve uyumsuz kaprisler tarafından tehdit ediliyor. Bazıları alışıldık teslimiyetçi tavır takınarak hükümete ABD'ye boyun eğme reçeteleri dikte etmeye başladı, diğerleri ise düşmanın makasını keskinleştiriyor” ifadeleri yer aldı.
Diğer yandan İran Dini Lideri’nin ofisine yakın Kayhan gazetesi, İran Cumhurbaşkanı'nı hükümetinin müzakereler konusundaki tutumu nedeniyle eleştirmeye devam etti. Gazete dünkü sayısında şunları yazdı: “Tüm bu ihanetler ve suçlar, bazılarını ABD'nin güvenilir bir ortak olmadığına ve onunla yapılacak herhangi bir müzakere ya da anlaşmanın geçmişte olduğu gibi başarısızlığa mahkûm olduğuna ikna etmeye yetmiyor mu? Mümin aynı delikten defalarca ısırılır, tekrar tekrar aldatılır ve durmadan ihanete uğrar mı? Tüm düşmanlıkların ve saldırganlığın kaynağı olan ve ülkeyi açıkça boyunduruk altına almaya çalışan bir düşmanla müzakere etmek mantıklı mı? Hain, ahit bozan, kana susamış bir düşman karşısında vatanın varlığını tehdit edenlerle yeniden müzakere masasına oturmak saflık değil midir?”
“Trump'ı elimize geçirir geçirmez onu ortadan kaldıracağız” diyen İranlı milletvekili Kamran Gazanferi, ‘Donald Trump'ın öldürülmesi kararının dini otoritelerden alınan bir fetvaya dayanılarak verildiğini’ ifade etti.
Gazanferi basına yaptığı açıklamada, ‘İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Trump'ın cezalandırılması gerektiğini en az iki kez vurguladığını’ belirterek, “Kasım Süleymani'ye suikast emrini bizzat Trump verdi ve bu nedenle operasyonun icrasına katılan herkesle birlikte o da sorumlu tutulmalı” dedi.
Gazanferi, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a da yüklenerek onu ‘saf ve çabuk inanan’ biri olarak tanımladı ve ‘danışmanlarının kendisine Trump'la mücadele fetvası örneğinde olduğu gibi onu yanlış pozisyonlara sürükleyen yanlış bilgiler verdiğini’ belirtti.
Gazanferi sözlerini şöyle sürdürdü: “Şayet Pezeşkiyan, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in açıklamalarını araştırmak için birkaç dakikasını ayırmış olsaydı, Trump'ın cezalandırılması gerektiğini iki kez vurguladığını keşfederdi ve Amerikan medyasıyla görüşmesi sırasında çelişkili açıklamalar yapmazdı.”
“İran ve İsrail arasındaki mevcut durum gerçek anlamda bir ateşkes değil, resmi bir anlaşma olmaksızın düşmanlıkların geçici olarak durdurulmasıdır” diyen Gazanferi, ‘iki tarafın da düşmanlıkların kalıcı olarak durdurulmasını zorunlu kılan herhangi bir belge veya anlaşma imzalamadığını’ açıkladı. Gazanferi, “Mevcut mutabakat sözlü ve her an ihlal edilebilir. İran Silahlı Kuvvetleri azami hazırlık durumunda kalmalıdır” ifadelerini kullandı.
Muhafazakâr milletvekili Ali Yezdikhah ABD'yi yeni saldırılar düzenlememesi konusunda uyardı. Yezdikhah, “ABD askerlerinin cesetlerini içeren binlerce tabutun Washington'a gönderilmesini bekliyoruz. Amerikalılar bilsinler ki bu aşamada yapacakları en ufak bir saldırı İran'ın yıkıcı tepkisiyle karşılaşacaktır” şeklinde konuştu.
Trump pazartesi günü yaptığı açıklamada, “İran'a yeni bir saldırı düzenlemek zorunda kalmayacağımızı umuyorum” dedi ve İranlı yetkililerin İran'ın nükleer programı konusunda görüşmeler yapmak üzere ABD ile temasa geçtiğini belirtti.