Türkiye, ABD-SDG görüşmenin ertesi günü Tel Rıfat ve Menbiç'i bombaladı

Barış Pınarı Harekâtı bölgelerinde Türkiye'ye yakın Suriyeli silahlı gruplar arasındaki çatışmalar yeniden başladı

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da görev yapan bir Amerikan devriyesi (AFP)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da görev yapan bir Amerikan devriyesi (AFP)
TT

Türkiye, ABD-SDG görüşmenin ertesi günü Tel Rıfat ve Menbiç'i bombaladı

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da görev yapan bir Amerikan devriyesi (AFP)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da görev yapan bir Amerikan devriyesi (AFP)

Türkiye, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Konseyi (SDK) liderleriyle görüşmesinin ertesi günü Suriye’nin Halep iline bağlı Tel Rıfat ve Menbiç bölgelerindeki bazı noktaları eş zamanlı olarak bombaladı.
Türk topçusu dün (pazartesi), Halep kırsalındaki Tel Rıfat bölgesinde Suriye rejim güçlerine ait askeri karakola yakın bir tepeyi hedef aldı. Halep'in kuzeyindeki bölgelerde konuşlu Türk topçuları, Menbiç kırsalına top mermilerinin düşmesiyle eş zamanlı olarak askeri karakola yakın tepeye top atışı gerçekleştirdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ABD Dışişleri Bakanlığı Irak ve İran İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Jennifer Gavito ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Irak ve Suriye Direktörü Zehra Bell’in geçtiğimiz Pazartesi günü SDG, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve SDK liderleriyle SDG’nin kontrolü altındaki bölgelerde faaliyetleri artan DEAŞ ile mücadeleye yönelik çabaları, el-Hol Mülteci Kampı’ndaki güvenlik meselelerini, DEAŞ terör örgütünün Haseke’deki Sanayi Hapishanesi'ne düzenlediği saldırının yansımalarını ve Özerk Yönetim’in kontrolünde olan bölgelerdeki ekonomik koşulları ele almak üzere görüştüklerini bildirdi.

Türk-Rus devriyesi
Rus askeri polisi Ayn el-Arab’ın (Kobani) batı kırsalında Türk güçleriyle ortak devriye gerçekleştirdi. İki Rus helikopterinin eşlik ettiği 8 Rus ve Türk askeri aracından oluşan devriye, Ayn el-Arab'ın batısındaki Eşme köyünden yola çıktı. Birkaç köyü dolaşarak, Fırat'ın doğu kıyısında Cerablus'un karşısında, Ayn el-Arab'ın batısındaki son köy olan Zor Mağar’a ulaştı. Ardından başlangıç noktası olan Eşme köyüne geri döndü. Böylece 22 Ekim 2019 tarihinde Suriye'nin kuzeydoğusunda Türkiye tarafından gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekâtı çerçevesinde Rusya ve Türkiye arasında imzalanan ateşkes anlaşmasından bu yana bölgede iki taraf arasında ortak olarak yapılan 93. devriye gerçekleştirilmiş oldu.

Türkiye'ye yakın silahlı gruplar arasında çatışma
Diğer taraftan Haseke ilindeki Barış Pınarı Harekâtı bölgelerinde Türkiye'ye yakın Suriyeli silahlı gruplar arasındaki çatışmalar yeniden başladı. Rasulayn’ın batı kırsalında, Haseke'deki Barış Pınarı Harekâtı bölgeleri içinde kalan Tel Erkam köyünde Hamza Tümeni ve Bedir Şehitleri Tugayı ile Ahrar eş-Şarkiyye Tümeni ve 20. Tümen unsurları arasında çıkan silahlı çatışmada bir çocuk kazara yaralandı. Çatışmalar, Türkiye'den erişimin olmaması nedeniyle bazı grupların liderlerinin lojistik ve askeri desteği azaltmasından ötürü iki tarafın saflarında yaşanan bölünmeler sonucu gruplarından ayrılanların yeni oluşumlar kurmaları ya da diğer oluşumlara katılmalarından kaynaklı anlaşmazlıklar sonucu meydana geldi. SOHR'un aktardığı bilgilere göre, Rasulayn’daki kiliselerin yakınlarında Hamza Tümeni ve Ahrar eş-Şarkiyye Tümeni ile 20. Tümen arasında bölünmelerin ve gruplardan ayrılmaların olması nedeniyle benzer çatışmalar yaşandı. Bedir Şehitleri Tugayı ve Hamza Tümeni üyeleri 12 Mart'ta, el-Ka’ka Grubu’nu (El-Ka'ka bin Amr et-Temîmî) 48 saat boyunca kuşatma altında kalan köyden kovdular. Olay, el-Kağkağ Grubu’nun kendilerine verilen lojistik ve askeri desteğin azalması nedeniyle Bedir Şehitleri Tugay’ından ayrıldığını açıklamasından sonra yaşanırken söz konusu gruplar arasındaki anlaşmazlıklar başka köylere de uzandı.



“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Bağımsız bir soruşturma komisyonu tarafından hazırlanan ağır bir raporda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ciddi şekilde suçlandı. Komisyon, Netanyahu'nun İsrail'in ulusal güvenlik karar alma sürecini baltalamaktan birinci derecede sorumlu olduğu ve bunun da 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından başlatılan saldırıya yanıt verilememesine yol açtığı sonucuna vardı.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre, salı günü yayınlanan raporda, Netanyahu yönetimindeki İsrail'in siyasi liderliğinin, siyasi ve askeri aygıtlar arasında derin bir bölünmeye neden olduğu ve ülkeyi ani ve yıkıcı bir saldırıya karşı hazırlıksız bıraktığı kaydedildi.

Netanyahu'nun resmi bir soruşturma komitesi kurmayı reddetmesinin ardından bu yaz kurulan komite, Netanyahu hükümetinin İsrail Ordusu ve Şin Bet gibi güvenlik servisleriyle birlikte İsrail vatandaşlarını korumak olan temel görevinde başarısız olduğunu doğruladı.

Aralarında eski güvenlik yetkilileri ve siyasetçilerin de bulunduğu 120 kadar tanıkla yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere kapsamlı araştırmalar yürüten komite üyeleri, başbakanın güvenlikle ilgili karar alma mekanizmasının hükümet içinde merkezileştirilmesine katkıda bulunduğunu, bunun da güvenlik tehditleri hakkında ciddi müzakereler yapılmasını engellediğini teyit etti.

Raporda, Netanyahu hükümetinin Hamas'ı desteklemeye devam etmesine yardımcı olan faktörler arasında “kibir ve doğuştan gelen körlük” olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca Netanyahu'nun kabinesindeki bakanlar da eleştirilerek, 7 Ekim'deki büyük güvenlik başarısızlığına yol açan hükümet sisteminin çöküşünden sorumlu olarak nitelendirildiler.

Raporun temel eleştirilerinden biri de İsrail ordusunun Gazze sınırındaki varlığının azaltılarak askerlerin yeterli destek ve koordinasyondan yoksun bırakılmasıydı. Komite, saldırı planları önceden bilinmesine rağmen ordunun Hamas'ın geniş çaplı işgaline karşı tamamen hazırlıksız olduğunu kaydetti.

Raporda ayrıca, ordunun yaklaşan tehditlere karşı hazırlıklarının azaltılmasında ve doğrudan tehditlerle başa çıkmada başarısız olduğu kanıtlanan “küçük ve akıllı ordu” stratejisinin benimsenmesinde rol oynayan önceki güvenlik hizmetleri başkanları da sert bir şekilde eleştirildi.