Körfez İşbirliği Konseyi Yemen sorununda yeniden inisiyatif alıyor

Resmi kaynaklar, KİK’in Riyad'da meşru hükümet ile Husiler arasında doğrudan müzakerelere yönelik bir girişim sunduğunu aktardı

Kaynaklar, Körfez İşbirliği Konseyi'nin Yemen savaşındaki tarafları Riyad'da bir araya getirme yönünde bir girişim sunduğunu aktardı (AFP)
Kaynaklar, Körfez İşbirliği Konseyi'nin Yemen savaşındaki tarafları Riyad'da bir araya getirme yönünde bir girişim sunduğunu aktardı (AFP)
TT

Körfez İşbirliği Konseyi Yemen sorununda yeniden inisiyatif alıyor

Kaynaklar, Körfez İşbirliği Konseyi'nin Yemen savaşındaki tarafları Riyad'da bir araya getirme yönünde bir girişim sunduğunu aktardı (AFP)
Kaynaklar, Körfez İşbirliği Konseyi'nin Yemen savaşındaki tarafları Riyad'da bir araya getirme yönünde bir girişim sunduğunu aktardı (AFP)

Ziyad el-Fifi
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Birleşmiş Milletler (BM) liderliğindeki barış çabalarını pekiştirmeyi amaçlayan bir girişim kapsamında Husi milisleri ve Yemenli diğer tarafları bu ay Riyad'da istişarede bulunmaya davet etme olasılığı üzerine duruyor.
İsminin açıklanmaması koşuluyla Reuters'a konuşan iki KİK yetkilisinin belirttiğine göre bu hafta yapılacak olan bir duyuru, Yemen’de Suudi Arabistan liderliğinde meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu ile İran destekli Husiler arasında kaydedilen savaşın askeri, siyasi ve ekonomik yönleriyle ilgili görüşmelerde bulunulması yönünde gönderilecek resmi davetleri içerebilir.

Körfez masası
Ocak 2011’de kaydedilen Yemen Devrimi’nden bu yana ülkede yaşanan kriz, Ali Abdullah Salih'in Sana'da iktidarı kaybetmesi ile istikrarını kaybeden ülke için birçok çözüm girişimini beraberinde getirmişti.
Uluslararası girişimler, KİK Sana'da duruma el atana dek uzlaşıya dayalı bir çözüm sağlamada başarılı olamamıştı. Konsey, ülkenin içinde bulunduğu kargaşaya son verecek kapsamlı bir anlaşmaya varılması, iktidar yönünde çeşitli tekliflerin formüle edilmesi için devrim liderleri ile Salih rejimi arasında arabuluculuk yapmayı teklif etmişti. Ardından Salih, seçimler öncesindeki süreçte bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasını öngören anlaşmanın imzalanmasından bir ay sonra söz konusu planı kabul ettiğini, iktidardan ayrıldığını belirtmişti. Protestocular ise kovuşturma karşısında Salih’e dokunulmazlık sağladığı için başta anlaşmayı reddetmişti.
Söz konusu girişim o dönem iktidarın geçişini güvence altına almayı ve ülkedeki iktidar krizinden çıkışa çözüm bulmayı kısmen başarmıştı. Ancak Salih attığı imzayı geri çekerek barış sürecini bozma rolünü üstlenince ve KİK’in öne sürdüğü girişim Kasım 2011'e kadar askıya alınınca her şey tersine dönmüştü. Söz konusu anlaşma, Salih ve ailesine dokunulmazlık verilmesi karşılığında başkanlık yetkilerinin 30 gün içinde Salih’in yardımcısı Abdurrabbu Mansur Hadi'ye devredilmesini, 21 Şubat 2012'de resmi seçimlerin düzenlenmesini öngören siyasi geçiş planına eklenmişti.
KİK tarafından formüle edilen bu çözüm ideal bir çözüm olmasa da, iktidarın devredilmesi yönündeki tünelden çıkış yolu sağlamıştı. En azından KİK’in konu Yemen olduğunda diğer uluslararası aracılardan daha iyi bir rol oynadığını kanıtlamıştı.

Hacraf’ın misafirleri
Reuters’ın haberine göre söz konusu iki kaynak, Husi yetkililerin KİK’in genel merkezinde Genel Sekreter Nayif el-Hacraf’a konuk olduğunu aktardı. Milisler, 29 Mart ila 7 Nisan tarihleri ​​arasında Riyad'da yapılması planlanan görüşmelere katılma davetini kabul ettikleri taktirde kendilerine güvenlik garantileri de verildi.
İki yetkilinin bildirdiğine göre Riyad’da bulunan Yemen Cumhurbaşkanı Hadi, görüşmeleri kabul etti. Diğer yandan milisler ise bu konuda henüz bir açıklamada bulunmadı.

Suudi girişimi
Riyad, Mart 2021'de Yemen'deki savaşı sona erdirme yönünde siyasi bir anlaşmaya varılması için BM gözetiminde kapsamlı bir ateşkes öngörüsünde bulunan ‘Suudi Girişimi’ni sunmuştu.
BM ve ABD'nin Yemen temsilcileri ile işbirliği içerisinde kaydedilen söz konusu girişim, bölgesel ve uluslararası uçuşlar için Sana Uluslararası Havalimanı’nın açılmasını, Stockholm Anlaşması mucibince Hudeyde Limanı’ndan petrol türevleri gemileri için vergi ve gümrük gelirlerinin Yemen Merkez Bankası'ndaki ortak hesaba yatırılmasını öngörüyor.
Husileri ve meşru Yemen hükümetini söz konusu girişimi kabul etmeye, çatışmayı sona erdirme yolunda girişimin üzerine inşa etmeye çağıran Suudi Arabistan, topraklarını Husi milislerin saldırılarından koruma hakkını vurguladı.
Suudi Girişimi yerel ve uluslararası düzeyde memnuniyetle, Husi milisler tarafından ise olumsuz bir tutum ile karşılandı. Zirâ Husiler, girişimin Yemen'i uluslararası vesayet altına aldığını, Arap Koalisyonu güçlerinin ülkeden çekilmesini içermediğini vurguladı.



Suudi Arabistan ile Fransa kara kuvvetlerinin ortak düzenlediği ‘Güneyin Aslanı 4’ tatbikatı başladı

Tatbikat, iki ülke arasındaki askeri işbirliğini güçlendirmeyi ve deneyim alışverişinde bulunmayı amaçlıyor. (SPA)
Tatbikat, iki ülke arasındaki askeri işbirliğini güçlendirmeyi ve deneyim alışverişinde bulunmayı amaçlıyor. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ile Fransa kara kuvvetlerinin ortak düzenlediği ‘Güneyin Aslanı 4’ tatbikatı başladı

Tatbikat, iki ülke arasındaki askeri işbirliğini güçlendirmeyi ve deneyim alışverişinde bulunmayı amaçlıyor. (SPA)
Tatbikat, iki ülke arasındaki askeri işbirliğini güçlendirmeyi ve deneyim alışverişinde bulunmayı amaçlıyor. (SPA)

Suudi Arabistan Kara Kuvvetleri ile Fransa arasındaki ‘Güneyin Aslanı 4’ tatbikatı Fransa’nın Saumar şehrinde başladı.

Tatbikatın açılışını Saumar Askeri Okulları Komutanı Tuğgeneral Benoit Amonet, Suudi Arabistan tarafı tatbikat amiri Albay Ziyad bin Saad el-Celil’in huzurunda gerçekleştirildi.

Amonet, tatbikata katılan kuvvetlerin hazır bulunuşluğuna dikkat çekerek Suudi Kraliyet Kara Kuvvetleri’nden katılımcılara bir selamlama konuşması yaptı.

Tatbikat, askeri işbirliğini güçlendirmeyi, iki ülke arasında deneyim alışverişinde bulunmayı, düzenli ve düzensiz savaş operasyonlarının planlanması ve askeri karar alma konularında eğitimi standartlaştırmayı amaçlıyor.

Tatbikatta her iki taraftan da  subaylar akademik seminerler düzenleyecek.


Suudi Arabistan'ın Uruq Bani Ma'arid Koruma Alanı, "Dünya Mirası Listesi"ne alındı

Suudi Arabistan, Suudi Arabistan'daki Boş Mahalle'nin güneybatı ucunda yer alan Uruk Bani Maarid Koruma Alanı'nı tescil ettirmeyi başardı (SPA)
Suudi Arabistan, Suudi Arabistan'daki Boş Mahalle'nin güneybatı ucunda yer alan Uruk Bani Maarid Koruma Alanı'nı tescil ettirmeyi başardı (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Uruq Bani Ma'arid Koruma Alanı, "Dünya Mirası Listesi"ne alındı

Suudi Arabistan, Suudi Arabistan'daki Boş Mahalle'nin güneybatı ucunda yer alan Uruk Bani Maarid Koruma Alanı'nı tescil ettirmeyi başardı (SPA)
Suudi Arabistan, Suudi Arabistan'daki Boş Mahalle'nin güneybatı ucunda yer alan Uruk Bani Maarid Koruma Alanı'nı tescil ettirmeyi başardı (SPA)

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 20 Eylül Çarşamba günü, Miras Komitesi'nin bu ayın 10'undan 25'ine kadar Riyad'da düzenlenen 45. oturumunun çalışmaları kapsamında, Suudi Arabsitan'ın Uruq Bani Ma'arid Koruma Alanı'nın Dünya Mirası Listesi'ne alındığını duyurdu.

Bu açıklama, Krallığın, geniş ülkedeki deniz ve kara ortamını korumak ve sürdürmek amacıyla, bitki örtüsünü geliştirme ve çölleşmeyle mücadele yönündeki adımlarını hızlandırdığı bir dönemde, koruma alanının UNESCO tarafından listeye alınması ihtimali olan ilk doğal alan olarak tanımlanmasından dolayı Suudilerin büyük bir sevinç duyduğu bir sırada gerçekleşti.

Suudi Arabistan Kültür Bakanı Prens Bedr bin Abdullah bin Ferhan, bu adımın 'Krallığın doğal ekosistemlerini koruma ve muhafaza etme ve kültürel mirasına özen gösterme yönünde devam eden çabalarının bir uzantısı olarak' geldiğini belirtti.

Önemli olarak nitelendirdiği uluslararası adımın, 'Krallık'ta kültür ve mirasın sahip olduğu sınırsız desteği ve çeşitli bölgelerindeki kendine özgü miras zenginliğini ve doğal çeşitliliğini yansıttığını' belirtti.

Doğal mirası koruma ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirme taahhüdünün yanı sıra, doğal mirasa ve onun Suudi Vizyonu 2030'daki stratejik yerine duyulan ilgiye dayandığını da vurguladı. 

En büyük kum denizi

Koruma alanı, Rubülhali Çölü'nün batı kenarı boyunca 12 bin 750 kilometrekareden fazla bir alanda yer alıyor ve tropik Asya'daki tek sürekli kum çölünü ve Dünya yüzeyindeki en büyük sürekli kum denizini oluşturuyor.

Yaşamsal doğal yaşam alanları sağlayan ekosistemlerinin çeşitliliği ile öne çıkıyor ve 120'den fazla orijinal yabani bitki türünü içerdiğinden, bitki ve hayvan topluluklarının sürekli çevresel ve biyolojik gelişiminin olağanüstü bir örneği haline geliyor. 

Rezerv aynı zamanda nesli tükenmekte olan hayvanları da içeriyor. Dünyanın serbest dolaşan tek Arap antilobu, dağ ve kum antilopu sürüsü de dahil olmak üzere bu hayvanlar gezegendeki en zorlu ortamlardan birinde yaşıyor ve bu da onu Rubülhali Çölü'ndeki en zengin biyom yapıyor.

Dünyanın en büyük kum denizi, Arap Yarımadası'nın en uzun ikinci sıradağlarıyla buluşuyor ve zorlu iklime rağmen çeşitlilik açısından zengin eşsiz bir doğal tablo oluşturuyor.

Uluslararası uzmanların değerlendirmesine göre Uruq Bani Ma'arid Koruma Alanı Rubülhali Çölü'nün kumları, olağanüstü bir panoramik manzara oluşturan bir kum çölü olarak Dünya Mirası standartlarını karşılıyor.

Dünyanın en büyük karmaşık doğrusal kumullarından bazılarına sahip olan alan, büyük bir evrensel değeri bünyesinde barındırıyor ayrıca büyük türlerin hayatta kalması için hayati önem taşıyan çok çeşitli doğal yaşam alanlarını içeriyor ve Krallığın ulusal ekosistemlerinin beş alt grubunu içeriyor.

Bu da sahadaki biyolojik çeşitliliğin korunması için hayati önem taşıyor.

Ortak bir Arap başarısı

Uruq Bani Ma'arid Koruma Alanı'nın UNESCO Dünya Mirası Listesine dahil edilmesi, Kültür Bakanlığı, Ulusal Eğitim, Kültür ve Bilim Komitesi, Ulusal Yaban Hayatı Geliştirme Merkezi ve Miras Kurumu'nun ortak ulusal çabalarının sonucunda gerçekleşti.

Karar, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Suudi alanlarının sayısını iki katına çıkarmayı öngören Suudi Vizyonu 2030'un hedefleri kapsamında geldi.

Daha önce listeye giren alanlar arasında el-Ahsa Vahası, Diriye'deki et-Turaif mahallesi, el-Hicr arkeolojik alanı, Hima kültür alanı, tarihi Cidde ve Hail bölgesindeki kaya sanatları gibi diğer 6 kayıtlı Suudi bölgesi bulunuyordu.

Koruma alanı, Suudi Arabistan liderliğindeki mevcut oturumda hak kazanan üçüncü Arap alan oldu.

UNESCO, İsrail'in muhalefetine rağmen Filistinlilerin yaşadığı 'Eriha' bölgesini ve binlerce yıldır mezhepler ve dinlerin bir arada yaşadığı Tunus'taki 'Jerba' kültürel ortamı da listeye ekledi. 

Ayrıca Suudi Miras Otoritesi CEO'su Casir bin Süleyman el-Harbeş Suudilerin bu nadir kültürel başarıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek "Sadece bu büyük olay için değil aynı zamanda Krallığın listeye giren ilk doğal miras alanı oldu. Bununla birlikte Krallık'ta yaptığımız entegre çalışmayı ve kültürel miras yolundaki çalışmalarımızın kalkınmanın tüm bileşenleriyle nasıl bağlantılı olduğunu da doğruladı" dedi. 

Koruma alanının evrenselliği 

Suudi Ulusal Yaban Hayatı Geliştirme Merkezi'ne göre bu karar, alanın evrenselliğini ve sahip olduğu olağanüstü kimliği göstermeye ve bu değerin, özgünlüğünün, benzersizliğinin ve tekrarlanamamasının tanınmasına katkıda bulunuyor.

Aynı zamanda eko-turizm ve sürdürülebilir rekreasyon için bir cazibeyi temsil ettiği ayrıca ulusal ve uluslararası özel sektörden alan ve çevresine yatırım çekmek ve zenginlik yaratmak için daha büyük bir potansiyel sağladığı da belirtildi. 

Uruq Bani Ma'arid Koruma Alanı'nın ismi, Tuwaiq sıradağlarını batıya doğru ilerlerken 'engellediği' kum tepelerine (konuşma dilinde gemilere) atıfta bulunan bir şekilde, bu yerin tarihinden kaynaklanıyor. 

Koruma alanı, dünyanın en büyük kum denizi olan Rubülhali Çölü'nü temsil eden doğal ekosistemleri ve içerdiği küresel değere sahip mantar, hayvan ve bitki türü türlerini korumak amacıyla kuruldu. 

Koruma alanının batı kesiminde yer aldığı Rubülhali, Arap Yarımadası arazisini kaplayan olağanüstü doğa olaylarından birini teşkil ediyor.

Modern uygarlık dönemlerinden sonra bile sakinlerinin hafızasında kalmaya devam eden derin bir etki bırakıyor.  

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin çoğu arasında uzanan bu bölge, nadir bir ortak Arap mirası oluşturan bölge halkının antik ve modern yaşamına ait birçok unsuru hâlâ koruyor.

Suudi Arabistan Özellikle el-Ula ve Neom bölgelerinin antik eserler ve birbirini takip eden insan uygarlıklarının tarihi açısından zengin olduğu kuzeybatı bölgesinde ülkenin birçok diğer kültürel kaynağına yapıldığı gibi, yıllardır bu alanı belgelemeye ve kültürel ve turistik açıdan kullanmaya odaklanıyor.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, Sudan Ordu Komutanı Burhan ile Sudan’daki son durumu görüştü

SPA
SPA
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, Sudan Ordu Komutanı Burhan ile Sudan’daki son durumu görüştü

SPA
SPA

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 78. oturum aralarında Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan’daki son gelişmeler ele alınırken, Ferhan, tüm Sudanlı tarafların insani yardım çalışmalarının gidişatını, sivillerin ve yardım çalışanlarının korunmasını, temel yardımın gelmesi için insani koridorların güvenliğini sağlama taahhüdünün önemini vurguladı.

SPA

Ferhan, ülkesinin Sudan ve halkının güvenliğinin sağlanması için siyasi diyaloga girme çağrısını yineledi.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, Rus mevkidaşı Lavrov ile görüştü

Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ikili ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ikili ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, Rus mevkidaşı Lavrov ile görüştü

Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ikili ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ikili ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirdi. (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, New York’taki 78. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu oturum aralarında Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile bir araya geldi.

Görüşmede ikili ilişkilerin güçlendirmesi gözden geçirildi. İkili ve çok taraflı işbirliklerinin güçlendirilmesinin yanı sıra, önemli uluslararası konularla ilgili son gelişmeler de ele alındı.

Taraflar ayrıca, Rusya-Ukrayna krizine yönelik son gelişmeleri de gözden geçirdi.

Ferhan, ülkesinin Rusya-Ukrayna krizini çözme yönündeki tüm uluslararası çabalara verdiği desteğe vurgu yaptı.


Suudi Arabistan Güvenlik Konseyi'nde ‘kapsamlı reformlar’ yapılmasını istedi

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, New York'ta bakanlar düzeyinde yapılan "2024 Gelecek Zirvesi" hazırlık toplantısında bir konuşma yapıyor (AP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, New York'ta bakanlar düzeyinde yapılan "2024 Gelecek Zirvesi" hazırlık toplantısında bir konuşma yapıyor (AP)
TT

Suudi Arabistan Güvenlik Konseyi'nde ‘kapsamlı reformlar’ yapılmasını istedi

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, New York'ta bakanlar düzeyinde yapılan "2024 Gelecek Zirvesi" hazırlık toplantısında bir konuşma yapıyor (AP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, New York'ta bakanlar düzeyinde yapılan "2024 Gelecek Zirvesi" hazırlık toplantısında bir konuşma yapıyor (AP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Güvenlik Konseyi'ne, "katılımı ve temsili genişletecek ve krizlere tepkiyi güçlendirecek" kapsamlı reformlar yapılması çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan Basın Ajansı, Prens Faysal'ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmaları sırasında bakanlar düzeyinde gerçekleştirilen "2024 Gelecek Zirvesi" hazırlık toplantısında şunları söylediğini aktardı: “Anlaşmazlıkları çözmek için diyaloğa ve güvenlik ve istikrarın sağlanmasında iş birliğine dayanan yapıcı ilişkiler, kapsamlı kalkınmaya ulaşmanın yolu olacaktır. Uluslararası çok taraflı iş birliği çerçeveleri, gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere tüm ülkelerin kaygılarını ve ihtiyaçlarını kapsayacak şekilde geliştirilmeli ve reforme edilmelidir. Bu reformların Birleşmiş Milletler’in organlarını kapsaması da önemlidir.”

Ayrıca Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, devlet dışındaki silahlı grupların kriz yaratmada ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit etmede giderek artan rolü konusunda uyardı. Bu uyarı, Arap Zirvesi Troykası ile Güvenlik Konseyi arasında dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleşen gayrı resmi diyalog oturumundaki konuşmasında yapıldı. Prens Faysal, Suudi iletişim ve koordinasyon ekibini Riyad'da Sana heyetiyle bir araya getiren ciddi görüşmelerin olumlu sonuçlarını da memnuniyetle karşıladı. Bu görüşmelerde Umman da yer aldı.

İlgili bağlamda, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Raşid el-Alimi dün Birleşmiş Milletler platformundan ülkesinin Husi varlığı altında "kölelik çağlarına" döneceği konusunda uyarıda bulundu. El-Alimi, BM ilkelerine uygun olarak kalıcı bir barışın sağlanması gereğinin altını çizdi.


Riyad istişareleri: Yemen barış haritasını geliştirmeye yönelik fikirler ve seçenekler

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Riyad'da Sana heyetini kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Riyad'da Sana heyetini kabul etti. (SPA)
TT

Riyad istişareleri: Yemen barış haritasını geliştirmeye yönelik fikirler ve seçenekler

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Riyad'da Sana heyetini kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Riyad'da Sana heyetini kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan'ın Yemen dosyasıyla ilgilenen ekibi, Umman'ın da katılımıyla dört gün boyunca Sana'dan Riyad'a gelen Husi heyetiyle kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, detaylarını yayınlamamakla birlikte, Yemen barış sürecini destekleyecek bir yol haritasına ulaşılmasına yönelik ‘olumlu’ ve ‘ciddi’ olarak nitelendirdiği görüşmelerin sonuçlarını memnuniyetle karşıladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, geçtiğimiz Nisan ayında Sana'yı ziyaret eden Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir başkanlığındaki ekibin toplantısının sonuç verdiği belirtildi. Bu sonuçlardan en önemlisinin de Yemenli tüm tarafların üzerinde mutabık kaldığı bir yol haritası geliştirmek için birçok fikir ve seçenek ortaya koymak olduğu ifade edildi. Açıklamada Riyad'daki görüşmelerin Muhammed Abdusselam başkanlığındaki Sana heyetiyle tamamlandığı belirtildi.

Halid bin Selman’dan Körfez ve Yemen vurgusu

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Sana heyetiyle yaptığı görüşmede ülkesinin Yemen’in ve halkının yanında olduğunu vurguladı. Selman, Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde Yemen’de kapsamlı ve kalıcı bir siyasi çözüme ulaşmak için Yemenli tarafları diyalog masasına oturtmaya teşvik etme konusundaki istekliliğini yineledi.

Prens Halid bin Selman, X platformundaki (eski adıyla Twitter) hesabı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Önemli tartışmaların hedeflerine ulaşmasını ve Yemenli tarafların bir araya gelerek saflarını birleştirmesini dört gözle bekliyoruz. Tüm bu çabalarımız Yemen’in, Körfez sisteminin kalkınma programıyla bütünleşmiş, siyasi istikrar ve kalıcı güvenlik ışığında, kardeş Yemen halkının lehine olmak üzere kapsamlı ve sürdürülebilir bir kalkınma yolunda ilerlemesi içindir” dedi.

Londra yönetimi, Dışişleri Bakanı James Cleverly aracılığıyla el-Arabiya’ya verilen mülakatta Riyad’daki görüşmeleri memnuniyetle karşılarken, İngiltere’nin Yemen Büyükelçi Yardımcısı Charles Harper da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Suudi Arabistan’ın Riyad’da bir Husi heyetini ağırladığını görmek gurur verici” dedi ve Yemenli tarafların BM himayesindeki kapsamlı diyalog sürecinde ilerleme sağlamasının önemini vurguladı.

Gözlemciler, Suudi Arabistan’ın Yemenlilerin refah, istikrar ve kalkınmasını öncelik haline getirmeye çabaladığını, ayrıca farklılıkları da silahla değil diyalog yoluyla çözmeye çalıştığını belirttiler.

Uluslararası karşılama

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Husi heyetinin Riyad'a yaptığı ziyareti memnuniyetle karşıladı. Grundberg, Suudi Arabistan ve Umman'ın BM himayesinde Yemenliler arasında siyasi sürecin yeniden başlatılmasını kolaylaştırmak amacıyla bir dizi tartışmalı konuya çözüm bulmayı amaçlayan çabalarından dolayı iki ülke yönetimine teşekkür etti.

Grundberg dün (çarşamba) yaptığı açıklamada, Yemenlilerin tüm çeşitlilikleriyle isteklerini karşılayan, sürdürülebilir barışa giden yolda Yemen'e eşlik edecek uyumlu bölgesel ve uluslararası eylemin sürdürülmesinin önemini vurguladı. Grundberg, “Yenilenen ivme, Yemenliler arasında yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik tedbirler, ülke genelinde sürdürülebilir bir ateşkes ve BM himayesinde kapsayıcı bir siyasi sürece girişilmesi konusunda bir anlaşmaya varılması yönündeki BM arabuluculuk çabalarına olumlu katkıda bulunan önemli bir adımdır” dedi.

Okumalar ve incelemeler

Yemen'de barış yolunda büyük dönemeçler yaşandı. Ancak son iki yıl hatırlandığında, 2021 yılında Prens Faysal bin Ferhan tarafından açıklanan dört maddelik Suudi girişiminin iyi bir başlangıç noktası olduğu görülmektedir. Bu girişim Yemen'de atılan tek adım değildi. Aksine, koalisyonun savunma stratejisi Kasım 2021'den itibaren somut bir değişimi temsil etti. Husiler aylar sonra askeri gerilimin işe yaramayacağını anladılar ve Nisan 2022'de ateşkese girmek zorunda kaldılar. Körfez tarafından desteklenen Riyad istişarelerine katılmayan Husiler, daha sonra Eylül 2023'te katılım sağladılar. Böylece Yemen çözüm sürecine Suudi Arabistan kapılarının açık olan en uygun yol olduğunu gördüler.

asdfwer
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'ın Sana heyetiyle Riyad'da yaptığı toplantıdan. (SPA)

Yemen tarafında gelişmelere ilişkin açıklamalar ise gelmeye devam ediyor. Bu kapsamda, Yemen eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Mustafa en-Numan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi:

“Suudi Arabistan ve Umman'ın Yemen savaş dosyasını kapatma hamlesi, iki yönetimin de istikrar ve bölgesel iş birliğinden ayrı tutulamayacak kalkınma ve yatırım endişeleri çerçevesinde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'nın ciddi olarak nitelendirdiği görüşmeler doğru yolda olduklarını teyit ederken Suudi Arabistan Savunma Bakanı'nın Sana heyetiyle görüşmesi de Suudi Arabistan’ın savaşı sona erdirecek, iş birliği ve yeniden inşa için ufuklar açacak yolculuğun sonuna kadar gitme isteğini doğrulamaktadır.”

Görüşmelerden asgari beklentiler

Sana Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Macid el-Mizahci, tüm tarafların bu fırsatı değerlendirmeye kararlı olduğuna inanıyor. El-Mizahci Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Son dönemde medyada yer alan açıklamalarda olumlu eğilimlerin ortaya çıkmasına rağmen, Riyad'daki görüşmelere eşlik eden yüksek beklentilerin biraz azalma zamanı geldi. Görüşmelerden beklendiği gibi bir açıklama çıkmamasından endişe ediliyor. Bu da tırmanılan yolda bir gerileme korkusuna yol açıyor. Daha sonra bu tür toplantıların gerçekleşmesi zorlaşacak” ifadelerini kullandı.

El-Mizahci sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hırs, herkesin siyasi iradesini ortaya koyar ve bu gibi dinamik koşullarda ortaya çıkanın asgari düzeyde olduğu söylenebilir.”

Peki bu noktada beklemeye değer olan şey nedir? Mustafa en-Numan bu soruyu şöyle cevaplıyor: “Sana'nın cevabının Riyad'ın tartışılan konuları ele alması kadar olumlu olacağını umuyoruz. Benim görüşüme göre, Yemen'de barışı yeniden tesis etmek için pratik ve dürüst bir vizyon ortaya koyan Mart 2021'deki Suudi Arabistan girişimi, Yemen krizinin çözümüne yönelik ortaya çıkan büyük fırsatlardan biridir. Sana yönetimi buna bağlı kalmalıdır.”


İsrail, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin açıklamalarını yakından takip ediyor: Radikallerin ‘Filistin şartı’ endişesi

Itamar Ben Gvir, Knesset’teki bir oturumda Başbakan Binyamin Netanyahu ile konuşurken (EPA)
Itamar Ben Gvir, Knesset’teki bir oturumda Başbakan Binyamin Netanyahu ile konuşurken (EPA)
TT

İsrail, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin açıklamalarını yakından takip ediyor: Radikallerin ‘Filistin şartı’ endişesi

Itamar Ben Gvir, Knesset’teki bir oturumda Başbakan Binyamin Netanyahu ile konuşurken (EPA)
Itamar Ben Gvir, Knesset’teki bir oturumda Başbakan Binyamin Netanyahu ile konuşurken (EPA)

İsrail’de siyaset ve medya çevresi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın özellikle Tel Aviv’le barış şartlarına ilişkin açıklamalarını dikkatle takip ederken, hükümetteki radikal kesim, Filistin sorununun çözülmesi şartına sıcak bakmadıklarını gösteren açıklamalarda bulundu.

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Suudi Arabistan ile normalleşmeyi desteklediğini ancak Filistin meselesinde İsrail’in taviz vermesine karşı olduğunu söyledi. Smotrich ayrıca, normalleşme konusunda kabul ettiği şeyin, Filistin ekonomisini özellikle gelişen sanayi bölgeleri ve ticari merkezler alanında ilerlemeye doğru itmeye yönelik adımlar atılması olduğunu sözlerine ekledi.

Hükümet koalisyonunda çatlak

Suudi Arabistan’la normalleşme yönelimi ve bunun Filistin meselesine yeni bir yaklaşım gerektirmesi, hükümet koalisyonunda gedik açmaya başladı. Aralarında Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in de bulunduğu Dini Siyonizm bloğuna yakın kaynaklar, özellikle İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu’nun dün ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmenin akabinde Filistin halkıyla barış meselesi hakkında konuşmasının ardından, Suudi Arabistan’ın taleplerine yanıt vermenin koalisyonu dağıtabileceğini söyledi.

İbranice yayın yapan Ynet haber sitesinin üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Netanyahu normalleşme konusundaki gelişmeler henüz başlangıç ​​aşamasındayken Smotrich’e bilgi verdi. İkinci bir Oslo anlaşması olmayacağına, yerleşim inşaatlarının durdurulmayacağına ve Batı Şeria’dan Filistin Yönetimi’ne toprak verilmeyeceğine söz verdi. Bununla birlikte normalleşme görüşmelerinde başka bir eğilimin olduğunun anlaşılması halinde bunun engellenmesi için var gücüyle çalışacağını da sözlerine ekledi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Netanyahu, Smotrich ve Ben Gvir’den hükümetten ayrılmak için acele etmemelerini istedi ve kendilerini hükümetten uzaklaştırma peşinde olmadığını vurguladı. Ancak Netanyahu, Benny Gantz’ın partisi gibi ılımlı bir partiden tavizler koparma konusunda kapı aralayacak.

Öte yandan, İsrail medyasının, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın nükleer konu başta olmak üzere diğer konulardaki açıklamalarının geniş özetlerini yayınlaması dikkat çekti. Walla web sitesi bu açıklamaları ‘nadir’ olarak nitelendirdi.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi: İsrail'le ilişki kurmaya her geçen gün daha da yaklaşıyoruz

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi: İsrail'le ilişki kurmaya her geçen gün daha da yaklaşıyoruz

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

İsa Nehari*

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fox News kanalına verdiği röportajda, Suudi Arabistan'ın İsrail ile barış ilişkileri kurmaya her geçen gün daha da yaklaştığını açıkladı. Aynı zamanda, Filistin meselesinin merkeziliğini ve Filistinlilerin hayatını kolaylaştırmanın önemini vurguladı.

Veliaht Prens, Riyad ile Tel Aviv arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin müzakerelere Biden yönetiminin liderlik ettiğini doğruladı ve müzakerelerin askıya alındığına ilişkin son haberleri yalanladı.

İsrail’le ilişkiler

Suudi Arabistan, İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmak için Washington’la ortak savunma anlaşması imzalamayı, nükleer yardım almayı, ABD'nin en son askeri teknolojisini satmasına izin vermeyi ve Filistinlilere kendi devletlerini kurmaları için somut garantileri şart koşuyor.

New York Times, bu hafta, Başkan Biden yönetiminin, Japonya ve Güney Kore ile imzaladığı anlaşmalara benzer bir ortak savunma anlaşması imzalayarak Suudi Arabistan ile savunma iş birliğini güçlendirmeyi planladığını bildirdi.

Suudi Veliaht Prensi, Binyamin Netanyahu hükümetinde İsrail ile anlaşmaya varmaya hazır olup olmadığına ilişkin ise "İç işlerine karışmayız. Biden yönetiminin Suudi Arabistan ile İsrail arasında ilişkilerin kurulmasına yönelik müzakerelerde başarılı olması halinde bu, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden beri imzalanan en önemli anlaşma olacak” dedi. Herhangi bir anlaşmanın ‘Filistinlilerin taleplerini karşılaması ve bölgeyi sakinleştirmesi’ gerektiğini de vurguladı.

İran'la anlaşma

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fox News’e verdiği röportajda, bölgedeki herhangi bir nükleer silahlanma yarışının sadece bölgenin güvenliğini değil, aynı zamanda dünyanın güvenliğini de tehdit edeceğini söyledi. Veliaht Prens, İran'ın nükleer silaha sahip olması durumunda bölgesel güç dengesinin gerektirdiği şekilde Suudi Arabistan'ın da nükleer silaha sahip olması gerektiğini vurguladı. Muhammed bin Selman, dünyanın yeni bir Hiroşima'yı kaldıramayacağı konusunda da uyarıda bulundu. Ayrıca “Nükleer silah kullanan her ülke, dünyadaki her ülkeyle savaş halinde olacaktır" dedi.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Çin'in Suudi Arabistan ve İran arasındaki arabuluculuğunun, Çin'in kendi inisiyatifiyle gerçekleştiğini belirtti. Veliaht Prens, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile güçlü bir ilişkisi olduğunu ve sık sık konuştuklarını ifade etti ve “Kimse Çin'i zayıf görmek istemez. Çin çökerse, ABD dahil tüm dünya ülkeleri çökme riskiyle karşı karşıya kalır” değerlendirmesinde bulundu.

Riyad ile Tahran arasındaki anlaşmazlığın sona ermesinden aylar sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi, "İran'la ilişkinin iyi bir şekilde ilerlediğini ve bölgenin güvenliği ve istikrarı yararına bunun devam edeceğini umuyoruz" diye vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre ekonomik olarak kalkınmak ve ilerlemek için bölgenin ve tüm ülkelerin güvenlik ve istikrara kavuşma arzusunu ifade etti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, BRICS grubunun ABD ve Batı için herhangi bir jeopolitik rekabeti temsil etmediğini de vurguladı.

Suudi Arabistan'da Dönüşüm

Suudi Arabistan'ın yaşadığı dönüşüme ilişkin konuşan Suudi Arabistan Veliaht Prensi, amacın en iyiye ulaşmak ve zorlukları fırsata dönüştürmek olduğunu söyledi. 2030 Vizyonu hedeflerine daha hızlı ulaştık ve yeni hedefler üzerinde daha büyük bir hırsla çalışıyoruz. Muhammed bin Selman, ülkesinin iki yıl üst üste G20 ülkeleri arasında en hızlı GSYİH büyümesine ulaştığını ve büyüme hızı açısından Hindistan ile rekabet ettiğini belirtti. Suudi Arabistan'ın bugün doğru bir ekonomik yolda olduğunu vurguladı.

2040 Vizyonu

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 2024'ün ilk yarısında tamamlanması beklenen bazı işlerin üzerinde çalıştıklarını söyleyerek, bu işlerin tamamlanmasının ardından, 2040 vizyonuna odaklanacaklarını ve bu vizyonu 2027 veya 2028 yılında açıklayacaklarını belirtti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, bu ay Yeni Delhi'de açıklanan ekonomik koridoru Ortadoğu, Avrupa ve Hindistan'ı birbirine bağlamak için önemli olarak değerlendirdi. Hindistan ve Avrupa arasındaki bağlantının, ekonomik hareketi altı günden üç güne indireceğini belirterek, lojistik sektörünün merkezi önemini ve onu geliştirmek için dünya ülkeleri ile iş birliğinin gerekliliğini vurguladı.

Suudi halkı değişime inanıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, “Suudi halkı değişime inanıyor ve bunun için çalışanlar da onlar, ben de onlardan biriyim” şeklinde konuştu. Suudi Arabistan’ı ziyaret etmekte tereddüt edenlere "Suudi Arabistan 21. yüzyılın en büyük başarı öyküsüdür. İlerlememiz daha yüksek bir hızla devam edecek ve bir gün bile durmayacak veya sakinleşmeyecek" dedi.

Haremeyn-i Şerifeyn ve İslami mekanların statüsüne yakışan çalışmalar yapıyoruz" diye devam eden Veliaht Prens, zamanını Suudi Arabistan'ın ve halkının çıkarlarına hizmet eden şeylerin peşinde koşmaya odakladığını ifade etti.

OPEC+ kararları

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, petrol üretimini azaltma kararlarının, hiçbir tarafı diğerinin pahasına desteklemediğini söyledi. Veliaht Prens, "Sadece arz ve talebi izliyoruz. Arzda bir eksiklik varsa, OPEC+'daki rolümüz bu eksikliği gidermek. Arzda bir fazlalık varsa, OPEC+'daki rolümüz, piyasayı stabilize etmek için bunu kontrol etmek” dedi.

Spor aklama iddiaları

Suudi Arabistan'ın spor aklama suçlamalarına yanıt olarak Prens Muhammed bin Selman, spora yatırım yapmanın gayri safi yurtiçi hasılaya yüzde bir katkı sağlayacağını, dolayısıyla ülkenin planlarına devam edeceğini söyledi.

LIV Golf Serisi ile PGA'nın planlanan birleşmesinin golf sporu için ‘oyun değiştirici’ olacağını ifade etti.

Veliaht Prens, turizm yatırımlarının da sektörün gayri safi yurtiçi hasılasına (GSYİH) katkıda bulunduğunu belirterek, bu katkının yüzde 3'ten yüzde 7'ye yükseldiğini söyledi. Veliaht Prens, Suudi Arabistan'ın 2022 yılında 40 milyon turisti ağırladığını ve 2030 yılına kadar 100 ila 150 milyon turisti çekmeyi hedeflediğini ifade etti.

Yasal reformlar

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine karışanların yargılandığını ve cezalandırıldıklarını teyit etti. Veliaht Prens, bu tür hataların bir daha tekrarlanmaması için ülkenin reformlar yaptığını da sözlerine ekledi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, "Yasal reformlar üzerinde çalışıyoruz, ancak mahkemelere hükmetmek bizim elimizde değil" dedi. Sosyal medyada ülkeyi eleştirdiği için idam cezasına çarptırılan bir adamla ilgili soruya yanıt olarak Muhammed bin Selman, davaya bakacak yeni bir hakimin duruma farklı bakmasını umduğunu belirtti.


Muhammed bin Selman: İran nükleer silah elde ederse bizim de edinmemiz gerekiyor

TT

Muhammed bin Selman: İran nükleer silah elde ederse bizim de edinmemiz gerekiyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman,  Fox News kanalına röportaj verdi (Twitter)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fox News kanalına röportaj verdi (Twitter)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD merkezli Fox News kanalında Bret Baier'in konuğu oldu.

Riyad yönetiminin Kızıldeniz kıyısında inşa ettiği proje kent NEOM'da gerçekleştirilen röportaja Veliaht Prens'in İran ve İsrail hakkındaki sözleri damga vurdu.

İran'ın nükleer silah elde etme çabaları hakkında konuşan Muhammed bin Selman, "Bu kötü bir hamle. Eğer nükleer silah kullanırsanız, dünyanın geri kalanıyla büyük bir savaşa girersiniz. Nükleer silah bulundurmanın bir anlamı yok çünkü kullanılamazlar" diye konuştu.

Suudi Arabistan'ın dünyadaki herhangi bir ülkenin nükleer silah bulundurmasından kaygı duyduğunu vurgulayan Veliaht Prens, "Dünya bir başka Hiroşima'ya katlanamaz" dedi.

İran'ın nükleer silaha sahip olması durumunda ne olacağı sorusunu yanıtlayan Veliaht Prens, "Eğer onlar nükleer silah elde ederse, güvenlik sebepleri ve Ortadoğu'da güç dengesi için biz de nükleer silah edinmek zorunda kalırız. Ancak bunu görmek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Tahran'la ilişkilerinin iyi yönde ilerlediğine dikkat çeken Muhammed bin Selman, bölgenin istikrarı ve güvenliği için bunun bu şekilde sürmesini umduklarını belirtti.

ABD Başkanı Joe Biden'la iyi ilişkileri olduğunu belirten Muhammed bin Selman şunları söyledi:

ABD'yle çok güçlü askeri bağlarımız var. Bu bağlar Suudi Arabistan ve Ortadoğu'yu güçlendirirken, Amerika'nın da küresel pozisyonunu güçlendiriyor. Bugün Suudi Arabistan'la Amerika arasındaki ilişkilerin gündemi gerçekten dikkat çekici ve Başkan Biden'la harika bir ilişkimiz var. O gerçekten çok zeki, çok odaklı ve iyi hazırlanmış. Benim gördüğüm bu.

Suudi Arabistan-İsrail anlaşması

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Fox News'e verdiği röportajda önemli gündem maddelerinden biri de İsrail'le ABD öncülüğünde yürütülen normalleşme görüşmeleriydi.

Veliaht Prens, İsrail'le normalleşme adımlarına ilişkin, "Her gün biraz daha yaklaşıyoruz" diye konuştu.

Normalleşme anlaşmasının tamamlanması için neyin gerekli olduğu sorusuna yanıt veren Veliaht Prens, "Bizim için, Filistin sorunu çok önemli. O bölümü çözmemiz gerekiyor. Sonrasında nereye gittiğimizi görmeliyiz. Filistinlilerin hayatını kolaylaştıracak, İsrail'i de Ortadoğu'da bir aktör haline getirecek bir noktaya ulaşmayı umuyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail'le görüşmelerin son dönemde askıya alındığı iddialarını yalanlayan Muhammed bin Selman, Biden yönetiminin iki ülke arasında bir anlaşma sağlaması durumunda bunun Soğuk Savaş'ın sonundan bu yana görülen en büyük anlaşma olacağını sözlerine ekledi.

Suudi Arabistan'ın ekonomik değişimi

Suudi Arabistan'ın petrole bağımlı ekonomisini çeşitlendirmek adına adımlar atan Muhammed bin Selman, "Suudi Arabistan'ı 10-20-30 yıl önce nerede görüyorsunuz?" sorusuna şu şekilde yanıt verdi:

Size bir örnek vereyim. 70'lerin sonuna baktığınız zaman Suudi Arabistan, Güney Kore'den büyük bir ülkeydi. Ancak 2016'da Güney Kore 10. veya 11. sıradayken, biz 20. sıradaydık. Bu bir utançtır. Suudi Arabistan'ı yeniden doğru yola oturtmaya çalışıyorum.

Krallık'ı küresel turizm merkezlerinden biri haline getirme çabaları hakkında konuşan Veliaht Prens, bu alanda yapılan yatırımların turizm sektörünün gayrı safi milli hasılaya katkısını yüzde 3'ten yüzde 7 seviyesine taşıdığına dikkat çekti.

OPEC'in aldığı petrol tedarikini kısma kararının Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını desteklediği iddialarını reddeden Muhammed bin Selman, "Sadece arz ve talebi gözlemliyoruz. Arzda eksiklik olması durumunda OPEC olarak bizim rolümü bu eksikliği gidermek. Arz fazlası olması durumundaysa, piyasanının istikrarı için görevimiz buna karşı tedbir almak" diye konuştu.

Suudi Arabistan'ın spor dünyasına yaptığı yatırımlarla kötü imajını temizlemeye çalıştığı iddiaları da Veliaht Prens’e sorulan sorular arasındaydı. 

"Sporla yıkama" suçlamalarına yanıt veren Veliaht Prens, "Eğer sporla yıkama gayri safi yurtiçi hasılamızı yüzde 1 artıracaksa, sporla yıkamaya devam edeceğim. Yüzde 1,5'luk daha artış hedefliyorum. Adına ne derseniz diyin, bunu yapacağız" diye konuştu.

11 Eylül saldırıları

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Fox News'e verdiği röportajda 11 Eylül saldırılarıyla ülkesinin bağına ilişkin gelen bir soruya da yanıt verdi.

Veiaht Prens, saldırıları gerçekleştiren 19 kişiden 15'inin Suudi vatandaşı olduğunun hatırlatılması üzerine Usame bin Ladin'in 1990'larda Suudi Arabistan'da kanlı saldırılar planladığına dikkat çekti.

MbS, Usame bin Ladin için, "Hem bizim hem de Amerika'nın düşmanı" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe


Suudi Arabistan'dan uluslararası topluma Sudan'ı destekleme çağrısı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan (AA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan (AA)
TT

Suudi Arabistan'dan uluslararası topluma Sudan'ı destekleme çağrısı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan (AA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan (AA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, uluslararası topluma Sudan'ı destekleme çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan'da yayın yapan El-İhbariyye kanalının haberine göre, Ferhan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu'nda gerçekleştirilen Sudan konulu oturumda konuştu.

Suudi Bakan, ülkesinin Sudan'da sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşılması çabalarının devam ettiğini teyit etti.

Bin Ferhan, konuşmasında, "Suudi Arabistan, Sudan'daki krizin çözümüne yönelik çabalarını sürdürüyor ve uluslararası topluma halkını destekleme çağrısında bulunuyor" ifadelerine yer verdi.

Sürdürülebilir bir siyasi çözüme destek verdiklerini kaydeden Bin Ferhan, "uluslararası güçlere ve kuruluşlara Sudan halkının acılarını azaltma" çağrısında bulundu.

Sudan halkına hizmet ulaştırmak için güvenli koridorlar oluşturmanın önemini vurgulayan Bin Ferhan, Suudi Arabistan'ın, yaşadığı zorluklarla mücadelede Sudan'ın yanında yer alacağının altını çizdi.

Suudi Dışişleri Bakanı, ülkesinin New York'taki BM toplantılarındaki heyetine başkanlık ediyor.