Kuveyt Başbakanı hakkında verilen gensoru önergesinin görüşülmesi ertelendi

Kuveyt Başbakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamed es-Sabah dün Ulusal Meclis önünde konuşurken (KUNA)
Kuveyt Başbakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamed es-Sabah dün Ulusal Meclis önünde konuşurken (KUNA)
TT

Kuveyt Başbakanı hakkında verilen gensoru önergesinin görüşülmesi ertelendi

Kuveyt Başbakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamed es-Sabah dün Ulusal Meclis önünde konuşurken (KUNA)
Kuveyt Başbakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamed es-Sabah dün Ulusal Meclis önünde konuşurken (KUNA)

Kuveyt Başbakanı Şeyh Sabah Halid el-Hamed es-Sabah hakkında 29 Mart’ta Ulusal Melis’e sunulması planlanan gensoru önergesinin iki hafta süreyle ertelendiği belirtildi.
Ulusal Meclis Başkanı Merzuk el Ganim, dün gerçekleşen oturumda Gençlik İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Hüseyin Ali el-Musa hakkında gensoru oylaması yapılacağını duyurdu. Ganim, meclis içtüzüğünün 135. Maddesi uyarınca Başbakan’a konu hakkında bilgi verildiğini ve dünkü oturumda bu konunun gündeme alındığını söyledi.
Söz konusu madde metnine göre, bir sorgulamanın, sunulduğu günden itibaren sekiz gün geçmeden görüşülebileceğini, bunun acil bir durum olmadığını ve Başbakan'ın onayı ile yapılabileceğini söyleyen Ganim, hakkında gensoru bulunan kişinin erteleme talebinde bulunabileceğini bildirdi.
Geçtiğimiz Çarşamba günü milletvekilleri Muhanned es Sayer, Halid el Uteybi ve Hasan Cuhur Başbakan hakkında 3 gensoru talebinde bulundu. Bunlardan ilki, Başbakan'ın anayasaya aykırı uygulamalarına ilişkin meseleler, ikincisi çıkarları zedelemek ve yasama kurumlarıyla işbirliği halinde olmamak, üçüncü ise kamu fonlarının organize bir şekilde yağmalanması ve Kuveyt halkının servetinin tahrif edilmesi konularıyla ilgili.
Ulusal Meclis dünkü oturumunda gerçekleşen oylamada milletvekili Yusuf el Fadala’nın istifasını reddetti. İstifasının üzerinden 11 ay geçmiş olmasına rağmen 60 milletvekilinden yalnızca 19’u istifayı kabul etti.
Fadala, geçtiğimiz yıl Nisan ayı başlarında, anayasa ve tüzük ihlalleri, iktidar mücadelesi, tekrarlayan krizler ve anayasanın içinin boşaltılması gerekçesiyle istifa etmek için Ulusal Meclis’ten resmi bir talepte bulundu. Ulusal Meclis Başkanı, Fadala’nın meclis kararına uymak veya düzenleyici prosedürlerle ilgilenmek gibi iki seçeneğinin olduğunu söyleyerek, meclisin oturumlarının gerçekleşmemesi nedeniyle bir yıl boyunca milletvekilinin istifasını dikkate almadığını kaydetti.
Ayrıca Kuveyt İçişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ahmed Nevvaf el-Ahmed es-Sabah ile Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak atanan Şeyh Talal Halid el-Ahmed es-Sabah dün Kuveyt Ulusal Meclisi’nde gerçekleşen oturumda yemin ederek görevine başladı. Kuveyt Anayasası'nın 91. Maddesi, Ulusal Meclis üyesinin Meclis veya komisyonlarda göreve başlamadan önce, Meclis önünde açık oturumda yemin etmesini şart koşuyor.
Diğer yandan 13 milletvekili, ordu fonunda iddia edilen ihlalleri görüşmek üzere 20 Mart günü için özel bir oturum düzenleme talebinde bulundu. Talep metninde, Ulusal Meclis Başkanı’nın Savunma Bakanlığı ve Ordu Fonu hakkındaki raporunu görüşmek üzere Denetim Bürosunu davet etmek için gerekli yazışmaları göndermesi için Şeyh Hamad es Sabah el Ahmed, Emirlik Divanı İşleri Bakanı Şeyh Muhammed Abdullah el Mübarek es-Sabah ve Emirlik Divanı İşleri eski Bakanı Şeyh Ali el Cerrah’ın duruşmaya katılması ve ifadelerinin dinlemesi yer alıyor.
Ordu Fonu konusunda meclis oturumu talebinde bulunma niyetinde olduğunu söyleyen Milletvekili Abid el Vasmi, “Milletvekillerinin özel oturum düzenlenmesi talebi değerli bir taleptir, ancak dava mahkemede olduğundan, talep tanık çağırma veya delil incelemesi içermeyebilir” ifadelerini kullandı.  Konuyla ilgili Twitter hesabından açıklama yapan Milletvekili, “Bu durumu düzeltmek için hükümet tarafından alınan tedbirlerin niteliğini netleştirmek, ciddiyetlerini değerlendirmek ve etkilerini tartışmak için özel bir oturum düzenleme talebinde bulunacağım” dedi.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.