Grundberg’den Ramazan öncesinde şiddeti azaltmak için acil önlem çağrısı

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg. (BM)
Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg. (BM)
TT

Grundberg’den Ramazan öncesinde şiddeti azaltmak için acil önlem çağrısı

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg. (BM)
Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg. (BM)

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Ramazan Ayı öncesinde şiddet olaylarını hafifletmek için ‘derhal önlemler’ almak adına savaşan taraflarla birlikte çalıştığını söyledi. Grundberg, istişarelerin Yemenliler arasında savaşı sona erdirme noktasında yapılacak görüşmeler için ‘ciddi ve organize bir başlangıç’ olmasını umduğunu söyledi.
Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine BM’nin Yemen ihtilafına barışçıl bir çözümü desteklemek için gösterdiği çabalar hakkında verdiği brifingde şiddet döngüsünü kırmak ve sürdürülebilir barışın temellerini atmak için Yemenliler ve uluslararası toplum tarafından koordineli ve ortak bir çabaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Topçu ateşinin yeniden sivil kayıplara ve konut binalarında hasara yol açtığı Taiz'deki gelişmelere dikkat çeken Grundberg, aynı zamanda Saada, Dali, Hacca ve Marib’deki cephe hatlarına yapılan saldırılara atıfta bulundu. İran destekli Husilerin iki yılı aşkın bir süredir Marib’de sivillere ciddi zarar verdiğini vurgulayan BM Temsilcisi ayrıca kadınlar ve çocuklar da dahil sivil kayıpların verildiği Hudeyde’nin güneyinde yaşananlara dikkat çekti. BM Hudeyde Anlaşmasını Destekleme Misyonu’nun (UNMHA) gerginliği azaltmanın yollarını oluşturmak ve devriyelerinin kapsamını genişleterek misyonun limanlar üzerindeki kontrolünü güçlendirmek için çalıştığını vurgulayan Grundberg, milyonlarca Yemen vatandaşı için can simidi olan limanların sivil karakterinin korunması gerektiğini dile getirdi. Yetkili, 21 Şubat’ta Suudi Arabistan’daki Cizan şehrindeki Kral Abdullah Havaalanı’na gönderilen insansız hava aracı (İHA) nedeniyle 16 sivilin yaralandığı bilgisini paylaştı.
Açıklamasında çatışmalardaki gelgit süreçlerinden bahseden Grundberg, askeri yaklaşımın sürdürülebilir bir çözümle sonuçlanmayacağını, ekonomik krizin derinleştiğini, özellikle Yemen riyalinin geçtiğimiz ocak ayından bu yana dolar karşısında yüzde 20 değer kaybetmesiyle durumun daha da kötüye gittiğini söyleyerek bu durumun fiyatların artmasına yol açtığını kaydetti. Yemen genelinde yakıta erişimin, Husilerin kontrolü altındaki bölgelerde ‘ciddi’ bir şekilde zorlaştığını vurgulayan yetkili, Ramazan Ayı’nın yaklaşmasıyla paranın değer kaybetmesi, akaryakıt sıkıntısı, Yemenlilerin temiz su, gıda, ulaşım, elektrik ve sağlık gibi günlük ihtiyaçlarını etkilediğini belirtti.
Müzakerelere paralel olarak Yemenli tarafların şiddeti azaltmaya yönelik önlemler almaları üzerinde çalıştığına değinen Grundberg, tarafların, Yemenlilere ‘biraz umut ve rahatlama’ getirmek için önerileriyle ‘hızlı ve yapıcı’ iş birliği yapacaklarını umduğunu söyledi. Yetkili, ileriye dönük siyasi hareketin yanı sıra Sana'adaki Husi liderliğiyle bu konuda ilişki kurma fırsatını beklediğini kaydetti.
Siyasi süreçle desteklenmedikçe gerilimi azaltmaya yönelik herhangi bir önlemin geçerli olmayacağına vurgu yapan Grundberg, kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmanın hayati önem taşıdığını söyledi. BM yetkilisi, hazırladığı özel çerçeveyi geliştirmeyi amaçlayan bir dizi istişare olduğuna işaretle Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi ile gerçekleştirdiği yapıcı görüşmeye övgüde bulundu. Grundberg ayrıca Genel Halk Kongresi Partisi, Islah Partisi ve Yemen Sosyalist Partisi ve Güney Geçiş Konseyi liderleriyle yaptığı ikili temaslara da dikkat çekti.



Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)

Yemen’de Husi liderler arasındaki mülk çekişmesi, bir grup yetkilinin 2019’da bir yakıt sevkiyatı yapılması planı çerçevesinde yaklaşık 58 milyon dolarlık bir yolsuzluk olayına karıştığını ortaya çıkardı. Ancak anlaşmadan doğrudan sorumlu olan Sana’daki petrol şirketinin müdürü başta olmak üzere, şu ana kadar olaya karışanlardan hesap sorulmadı.

Mesele, sükunetten önceki yıllara, petrol türevleri krizinin uydurulduğu ve Husi liderlerin petrol şirketi ve şubelerine atanan yetkililer, Hudeyde Limanı yönetimi ve Maliye Bakanlığı ile iş birliği içinde olduğu yıllara dayanıyor.

O dönemde akaryakıt sevkiyatı yapılarak sevkiyat, Hudeyde limanına getirildi ve bedeli ödendi. Ancak sevkiyat ortadan kayboldu ve akıbeti bilinmiyor. Bu suçlamanın sorumluları, karşılıklı suçlamalarda bulunuyor. Öyle ki içlerinden biri, petrol şirketinin Hudeyde’deki şubesini ve liman yönetimini, yükü boşaltmadan geminin hareket etmesine izin vermekle suçluyor. Diğerleri ise şirket yönetimini, sevkiyatın şirketin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan önce ödemeyi peşin yapmakla suçluyor.

Petrol sektöründe faaliyet gösteren kaynaklara göre o dönemde Husiler tarafından Sana’daki Yemen Petrol Şirketi’nin yönetici müdürü olarak atanan Ali et-Taifi, özel bir şirkete petrol sevkiyatı ithal etmesi için onay verdi. Şirket, sevkiyatı ithal etti ve gemi, boşaltılmak üzere Hudeyde limanına girdi.

Kaynaklar, ‘Ebu Mahfuz’ olarak bilinen, darbe yönetim kurulu ofisi müdürü Ahmed Hamed’in yardımcısı olarak kabul edilen bir kişinin, petrol şirketinin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan miktarı şirketin hesabına iade ettiğine dikkat çekti.

Anlatılan bu hikâyeye göre gemi yükünü boşaltmak yerine malları başka bir ülkeye satmak üzere limandan ayrıldı. Şirket ise ödemeyi gerçekleştirdi. Ancak kaynaklar, geminin yükünü boşaltmadan liman rıhtımından ayrılmasına nasıl izin verildiğine, petrol şirketinin şube müdürünün oynadığı role, akaryakıt depolarının sorumlularının ve sanık şirketin ödemeyi nasıl yaptığını açıklamadı.

Husiler olayın üstünü örtmeye çalışıyor

Kaynaklar, skandaldan bir yıl sonra milis liderliğinin, söz konusu mezhepçi kişiyi ‘kendisi veya Hudeyde şubesindeki yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapmadan’ petrol şirketinin yönetiminden uzaklaştırdığını bildirdi.

Husi liderliğinde Muhammed el-Husi tarafından yönetilen diğer kanadının, Yolsuzlukla Mücadele Otoritesi’ne olayı soruşturma talimatı verdiği ve otoritenin de davayı olaydan bir yıldan fazla bir süre sonra savcılığa havale ettiği ortaya çıktı. Savcılık ise dosyayı Ticaret Mahkemesi’ne havale etti. Ancak kaynaklara göre olaya karışanlar, darbeci hükümetteki Hukuk İşleri Bakanlığı yetkilileri de dahil olmak üzere üst düzey yetkililer olduğu için dava takip edilmedi.

Sendikacı Muhammed el-Hamzi, yaptığı açıklamada Abdullah ed-Dayaa, Abdulkerim eş-Şarabi ve Arif el-Masabi ile birlikte Yemen Petrol Şirketi Sendikası ve Birlikler Koordinasyon Konseyi adına bu davanın takipçilerinden biri olduğunu dile getirdi. Hamzi, özellikle bu dava olmak üzere yolsuzluk davalarını ve petrol türevleri ve ihale yolsuzluğu konusunu ifşa ettiği için hapse atıldı.

Hamzi, davada henüz ilerleme kaydedilmediğini, tüm faillerin parmaklıkların dışında olduğunu, davayı hareket ettirecek, miktarı devlet hazinesine iade edecek ve kasıtlı olarak takip etmeyi ihmal edenler de dahil olmak üzere suç ortaklarını cezalandıracak kimsenin olmadığını vurguladı.

Tanınmayan darbeci hükümette Hukuk İşleri Bakanı’nın gönderdiği bir belge, bu konunun en son iki yıl üç ay önce tartışıldığını gösteriyor. Öyle ki 21 Mart 2021’de milisler tarafından petrol şirketinin müdürü olarak atanan Ammar ed-Adrai’ye bir mektup göndererek, şirketin bu davayı Ticaret Mahkemesi’nde takip etmemesini eleştirdi.

Belgeye göre petrol şirketiyle ilgili önemli bir sorunun varlığına ilişkin olarak daha önce 31 Mayıs 2021’de de petrol şirketine hitap edilmişti. Sorun, sözde Genel Fonlar Mahkemesi tarafından Ticaret Mahkemesi’ne sevk edilen 57.8735 milyon doların yağmalandığı en büyük yolsuzluk davalarından biri olarak kabul ediliyor. Ancak o tarihten bu yana petrol şirketi, davayı takip etmedi ve kararı temyize götürmedi. Bu durum ise halkın parasının yağmalanmasını kolaylaştırmak anlamına geliyor. Ama konu hala gündeme gelmedi.

Şüpheli gelişmeler

Husilerin petrol sektöründeki yolsuzluğuyla bağlantılı olarak, şirketin Hudeyde vilayetindeki şubesinde çalışan kaynaklar, yolsuzluk nedeniyle görevden alınan müdür Yaser el-Vahidi’nin Ras İsa Petrol Limanı’ndaki yeni gelişmelerin uygulanmasını denetlemekle görevlendirildiğini ve milyonlar harcandığını ortaya koydu. Limandaki işçi ve çalışanların ise alacaklarını alamadıklarını belirten kaynaklar, Ebu Mahfuz ile olan ilişkisinden ve nüfuzundan yararlanarak yaptığı yolsuzluklara itiraz ettikten sonra yardımcısının tüm yetkilerinin elinden alındığını ifade etti.

Kaynaklar, milislerin birkaç hafta önce Ras Isa limanında demirlemiş olan harap Safer petrol tankeri kurtarma operasyonunun başlamasıyla bağlantılı olarak limanda geliştirmeler yaşanmaya başladığını belirtti. Ancak gelişmeler hakkında ayrıntıya yer vermedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Vahidi, oradaki işçilere Ras Isa limanının yanında ek bir petrol limanı inşa etme sürecinde olduğunu bildirdi. Amacın, örneğin hükümetin darbeden önce harap durumdaki Safer tankerine alternatif olarak üzerinde çalışmaya başladığı kara tanklarının yerine özel tankların yapılması gibi, limanda petrol türevleri ticaretini tekelleştiren bazı milis tüccarlara ayrıcalıklar vermek olacağından korkuluyor” ifadelerini kullandı.