Mısır’da düzenlenen forumda nefret söylemleriyle mücadelede yeni stratejilerin benimsenmesi çağrısı yapıldı  

Konuşmacılar internet üzerinde yaygınlaşan ‘aşırılıkçı fetvalara’ karşı uyarıda bulundu

Elektronik Fetva ve Sürdürülebilir Kalkınmadaki Rolü başlıklı forumdan bir kare. (Ezher basın ofisi)  
Elektronik Fetva ve Sürdürülebilir Kalkınmadaki Rolü başlıklı forumdan bir kare. (Ezher basın ofisi)  
TT

Mısır’da düzenlenen forumda nefret söylemleriyle mücadelede yeni stratejilerin benimsenmesi çağrısı yapıldı  

Elektronik Fetva ve Sürdürülebilir Kalkınmadaki Rolü başlıklı forumdan bir kare. (Ezher basın ofisi)  
Elektronik Fetva ve Sürdürülebilir Kalkınmadaki Rolü başlıklı forumdan bir kare. (Ezher basın ofisi)  

Kahire’de dün düzenlenen bir ‘dini forumda’, nefret ve şiddet söylemleriyle mücadelede yeni stratejilerin benimsenmesi çağrısında bulunuldu. Forumda uzman ve ehil olmayanların ‘dini fetva’ vermesinin önlenmesi, sapkın düşüncelerin tehlikeleriyle yüzleşmek için ‘fetva söylemlerinin’ yenilenmesi üzerinde duruldu. Sempozyum katılımcıları, internet üzerinden verilen ‘aşırılıkçı fetvalara’ karşı uyarıda bulundu.  
Kahire merkezli Ezher Uluslararası Elektronik Fetva Merkezi dün, ‘Elektronik Fetva ve Sürdürülebilir Kalkınmadaki Rolü’ başlığıyla bir forum düzenledi. Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib'in himayesinde gerçekleştirilen forum, Elektronik Fetva Merkezi’nin ilk ‘fıkhi buluşması’ özelliğini taşıyor. Forum, "Mısır devletinin sürdürülebilir kalkınma çabalarını desteklemeyi ve elektronik fetvanın kalkınmadaki ilmi rolünü teyit etmeyi" amaçlıyor.  
Ezher Üniversitesi Rektörü Muhammed el-Mahrasavi, "kimin konuşma hakkına sahip olduğu belirlenmeden dini söylemin yenilenmeyeceğini" vurguladı. Mahrasavi, “Üzülerek ifade etmeliyim ki din, mesleği olmayanların mesleği haline gelmiştir. Herhangi bir konu hakkında, internette ve sosyal medya hesaplarında birçok farklı ve çelişkili fetvaya rastlayabiliyoruz. Aşırılık yanlısı örgütler bu alanı aktif olarak kullanıyor, ihtisas sahiplerinin sesi ise bu karmaşada kaybolup gidiyor. Müftülerin internet üzerindeki bu çelişkili fetvaları tashih etmek için çalışma yapması zorunludur, dolayısıyla elektronik fetva alanındaki gelişmeleri önemsemeliyiz” diye konuştu.  
Ezher İslam Araştırmalar Enstitüsü Genel Sekreteri Nezir Ayad, çağa ayak uydurabilmek için fetva kurumlarının omuzlarındaki sorumluluğun büyük olduğunu belirterek, dijital çağda ılımlı ve sahih olan din algısının oluşturulması için yeni stratejiler benimsenmesinin zorunlu olduğunu söyledi.  

Ayad sözlerine şöyle devam etti:
“İnternet üzerinden yayınlanan fetvalar toplumun tüm kesimleri için daha ulaşılabilir olmaktadır, dolayısıyla ‘elektronik fetva biriminin’ kurulmasına acilen ihtiyaç oluşmuştu. İnternet üzerinde ehil ve uzman olmayanlar fetva yayınlayabiliyor, yine aşırılıkçı örgütlerin fetva yayınlamasının önüne geçilemiyor. Biz de en azından yayınladığımız fetvalarla dinin doğru anlaşılmasına katkı sağlayabiliriz. Art niyetli ya da kişisel çıkarlarını öne çıkaran örgütler internet üzerinden yaydıkları fetvalarla toplumun farklı kesimlerini birbirine düşman hale getirebiliyor. Bunların zararlı etkilerinin en hafife indirilmesi için çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız.” 
Ezher Kıdemli Alimler Konseyi Genel Sekreteri Hassan el-Sagir, ‘elektronik fetvalar ve sürdürülebilir kalkınma alanları arasında karşılıklı bir etkileşim olduğunu’ belirtti. Sagir, “Dijital devrim fetvaların seyrini de etkiledi. Toplumun farklı kesimleri internet üzerinden bilgiye daha rahat ulaşıyor. Bu durum hem fetvaların dijital ortama kaymasına hem de müftülerin daha fazla sayıda konu hakkında bilgi edinmesini ve farklı disiplinlere muttali olmasını gerektiriyor. Toplumun dini anlayışının selim ve sağlıklı olması devletin sürdürülebilir kalkınma politikalarını da olumlu yönde etkileyecektir” dedi.  
Finans alanlarındaki fetva çalışmalarının arttırılması gerektiğine işaret eden Sagir, “Kamuoyunu meşgul eden meselelerin başında finans meseleleri yer almaktadır, bu konudaki içtihatların derli toplu olarak halka sunulması elzemdir. Ayrıca ‘diyalog fıkhı’ olarak tanımlayabileceğimiz hususa odaklanmamız da önemlidir, farklı görüşlere saygı duyulmasına bu şekilde katkı sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.  
Forumun sonuç bildirisinde, İslam’ın temel ilkeleriyle ve çağdaş gerçeklikle uyumlu ılımlı dini dijital içeriklerin sayısının arttırılması gerektiği belirtildi, bu durumun sürdürülebilir kalkınma ve toplumda sağlıklı bir farkındalık oluşturmadaki rolünün önemi vurgulandı.

 



Trump'ın ‘Filistinlileri yerlerinden etme’ planı Yüzyılın Anlaşması’nın kaderiyle mi karşılaşacak?

Han Yunus'ta İsrail saldırılarında yıkılan bir evin yıkıntılarının önünde oynayan iki Filistinli çocuk (Reuters)
Han Yunus'ta İsrail saldırılarında yıkılan bir evin yıkıntılarının önünde oynayan iki Filistinli çocuk (Reuters)
TT

Trump'ın ‘Filistinlileri yerlerinden etme’ planı Yüzyılın Anlaşması’nın kaderiyle mi karşılaşacak?

Han Yunus'ta İsrail saldırılarında yıkılan bir evin yıkıntılarının önünde oynayan iki Filistinli çocuk (Reuters)
Han Yunus'ta İsrail saldırılarında yıkılan bir evin yıkıntılarının önünde oynayan iki Filistinli çocuk (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden Mısır ve Ürdün'e sürülmesi’ önerisini uygulamak niyetinde olmadığını ve sadece tavsiye edeceğini açıklaması, bu önerinin Trump’ın ilk döneminin sonunda ortaya atılan ve Yüzyılın Anlaşması olarak bilinen benzer bir planın akıbetine uğrayıp uğramayacağı konusunda soru işaretlerini gündeme getirdi.

Trump'ın yeni tutumu, Arapların Gazze Şeridi'ni yerinden edilme olmadan yeniden inşa etmek için her düzeyde harekete geçtiği bir dönemde geldi. Beş yıl önce Trump, ilk döneminin (2016-2020) sonunda medyada Yüzyılın Anlaşması olarak bilinen, Kudüs'le hiçbir ilgisi olmayan sembolik bir askerden arındırılmış Filistin devleti karşılığında İsrail-Arap siyasi ve ekonomik normalleşmesini önermiş, ikinci döneminde başkanlık koltuğuna oturduktan beş gün sonra ise Gazze Şeridi'ni kontrol altına almak ve yıkıntıları üzerinde Ortadoğu'nun Rivierası’nı kurmak için Gazze halkını Mısır ve Ürdün'e sürmeyi planladığını açıklamıştı.

Trump dün Fox News'e verdiği demeçte, “Benim planım bunu yapmanın en iyi yolu. Gerçekten işe yarayacak planın bu olduğunu düşünüyorum ama bunu dayatmayacağım. Geri çekilip tavsiye edeceğim” ifadelerini kullandı. Trump ayrıca, Mısır ve Ürdün'ün bu plana olumsuz yaklaşmasına ‘şaşırdığını’ belirtti.

csdvfgrth
İsrail'in Gazze'de bir eve düzenlediği saldırının yapıldığı yerde toplanan Filistinliler (Arşiv - Reuters)

25, 27, 30 ve 31 Ocak tarihlerinde yaptığı açıklamalarda Gazze Şeridi halkının sürülmesi önerisini tekrarlayan Trump, Mısır ve Ürdün'ün reddetmesine rağmen bu öneriyi onaylamalarını beklediğini ifade etti.

Netanyahu ile 4 Şubat'ta düzenlediği basın toplantısında Trump, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden kalıcı olarak taşınmasından bahsettikten sonra Gazze Şeridi'nin ABD tarafından kontrol edilmesini önerdi. ABD askerlerinin gönderilip gönderilmeyeceği sorulduğunda ise Trump “Eğer gerekliyse, bunu yaparız” dedi.

10 Şubat'ta Fox News'e verdiği demeçte Filistinlilerin geri dönüş hakkı olmadığını savunan Trump, ertesi gün Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Washington'da yaptığı görüşmede sürgün önerisini tekrarladı.

Trump'ın bu dikkat çekici geri adımı, Mısır’ın ev sahipliğinde 4 Mart’ta düzenlenecek ve Gazze sakinlerini yerlerinden etmeden Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için entegre bir konseptin tartışılacağı Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi hazırlıklarının yapıldığı bir dönemde geldi. Kral 2. Abdullah, Trump ile yaptığı son görüşmede ‘bu planın Washington'a alternatif bir plan olarak sunulacağını’ söyledi.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Haridi, Trump'ın ortaya attığı fikirlerin ‘mantıklı ya da tutarlı olmadığını’ düşünüyor. Bu fikirlerin o dönemde İsrail'in Batı Şeria'daki dikkatini dağıtmak ve Arapların Gazze'ye daha fazla odaklanmasını sağlamak için güçlü bir şekilde sunulduğuna inanan Haridi, “Dolayısıyla şu anki geri adımının gerçek ve ciddi olduğundan ancak eylemleri ve Arap planını kabul ettiğine dair açık bir Amerikan deklarasyonu gördüğümüzde emin olabiliriz” dedi.

zxscdfgrthy
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği bombardımanın ardından Nasır Hastanesi'nde tedavi gören yaralı bir çocuk (AFP)

Filistinli entelektüel Abdulkadir Yasin'in tahminlerine göre, ‘yerinden edilme’ ihtimali, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü ‘imha savaşı’ ile Yüzyılın Anlaşması’ndan daha büyük başarı şansına sahipti. Yasin, Trump'ın planının önünde engeller olduğu için geri adım attığına dikkat çekti.

Ürdünlü siyasi analist Salah el-İbadi, “ABD Başkanı, Ürdün ve Mısır'ın yerinden etme politikasını kategorik olarak reddettiğini ve iki ülke liderinin tutumlarında ısrarcı olduğunu anladıktan sonra geri adım attı” dedi.

El-İbadi'ye göre Trump'ın planı, özellikle Arapların tekrarlanan reddi ışığında Yüzyılın Anlaşması gibi yok olmaya mahkûm.

Trump'ın mevcut planından geri adım atması, içinde bulunduğumuz şubat ayında yeni bir Amerikan başlangıcına sahne oldu. Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Levitt 5 Şubat'ta, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına kadar Filistinlilerin ‘geçici olarak yer değiştirmesi’ gerektiğini ve Trump'ın ‘sahada asker’ konuşlandırma sözü vermediğini açıkladı. ABD Başkanı aynı gün ‘Gazze Şeridi'nde ABD askerine ihtiyaç olmadığını’ söyleyerek geri adım attı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff geçtiğimiz perşembe günü geri adım atarak Trump'ın Gazze planının Filistinlileri yerlerinden etmeyi amaçlamadığını ve Gazze'nin geleceğine ilişkin tartışmanın Filistinliler için daha iyi bir geleceğin nasıl yaratılacağına doğru kaydığını söyledi.

xscdfvgthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta İsrail saldırısı sonucu akrabalarını kaybeden Filistinli bir kadın (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 17 Şubat'ta Gazze sakinlerinin ‘gönüllü olarak ayrılması’ için özel bir ajans kurulacağını açıkladı. İsrail, Trump'ın planına uygun olarak ABD'nin Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele geçirme ve halkını yerinden etme önerisine bağlılığını ifade etti.

Haridi'ye göre Filistinliler için daha iyi bir gelecekten bahsetmek Yüzyılın Anlaşması’nın maddelerinden biriydi. “Başarısız olduğunu söyleyemeyiz ama sona erdi… Bir Filistin devletinin kurulması taahhüdünden uzaklaşmak isteyen ve sadece Filistinliler için ekonomik refah ve Arap-İsrail normalleşmesi arayan Trump'ın planı aracılığıyla başka bir biçimde ortaya çıktı” diyen Haridi, ‘bu geri adımların işlerin bittiği anlamına gelmediğini, ancak özellikle İsrail halen buna bağlı kaldığı ve zorla yerinden etmek yerine gönüllü olarak göçten bahsettiği için, bunu geçirmek için şu ya da bu şekilde tekrar konuşulacağını’ belirtti.

El-İbadi'ye göre, iki devletli çözüme uygun bir Filistin devletinin kurulmasından başka hiçbir çözüm kabul edilemez. El-İbadi, başka herhangi bir yolun uluslararası hukukla çelişeceğinin ve bölgede daha fazla acı, nefret ve istikrarsızlığa yol açacağının farkında olunmasının önemine dikkat çekti.