Fransabank’ın kapatılması kararı Lübnanlı yetkilileri şaşırttı

El koyulan depoların, mülklerin ve gayrimenkullerin açık artırma yoluyla satılması emri çıkarıldı

Fransabank dün mahkeme kararıyla varlıklarına el koyulmasını teklif etti (Reuters)
Fransabank dün mahkeme kararıyla varlıklarına el koyulmasını teklif etti (Reuters)
TT

Fransabank’ın kapatılması kararı Lübnanlı yetkilileri şaşırttı

Fransabank dün mahkeme kararıyla varlıklarına el koyulmasını teklif etti (Reuters)
Fransabank dün mahkeme kararıyla varlıklarına el koyulmasını teklif etti (Reuters)

Lübnan’da bankacılık sektörü, Beyrut'taki İcra Mahkemesi'nin mudilerden birinin açtığı dava üzerine Fransabank'ın Hamra’daki ana şubesinden başlayarak başkent Beyrut ve diğer şehirlerdeki tüm şubelerine kadar tüm varlıklarına el koyulmasına ve cebri icraya hükmedilen kararıyla bu kez yargıdan gelen yeni bir darbeyle sarsıldı.
Bu karar yalnızca bankayı değil, aynı zamanda mudiler tarafından haklarında benzer davalar açılan Lübnan’daki diğer bankaları da etkileyebilir. Bir hukuk yetkilisi, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, onlar karşısındaki şaşkınlığını dile getirerek, “Gördüklerimiz bir çılgın gibi yaşadığımızı kanıtlıyor” dedi. Krizle artık yargı kararlarıyla değil, Bakanlar Kurulu'nun ve Cumhurbaşkanı'nın müdahale etmesiyle mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen yetkili, “Mevcut durum, kendini vuran birinin durumuna benziyor” ifadelerini kullandı.
Beyrut'taki İcra Dairesi Başkanı Hakim Mariana Anani, 15 Mart Salı günü, , Banka Hesap Sahiplerinin Çığlığı Derneği üyesi davacı İyad İbrahim'in bankaya, kendisine ait banka hesabındaki paranın tamamını ve ek gelirlerinin kabul edilmemesi ve ödenmemesi üzerine açtığı davada Fransabank'ın Lübnan'daki tüm hisse, gayrimenkul ve mal varlıklarına, şubelerine ve şirketlerine haciz uygulanmasına ve açık artırmada satışa çıkarılmasına karar verdi.
Hakim Anani’nın kararına göre Fransabank'ın yalnızca Beyrut’taki değil, ülkedeki diğer şubelerine de el konuldu ve gerekli işlemlerin yapılması için Beyrut dışındaki yetkili icra daireleri görevlendirdi. Hakim Rola Abdullah'ın da söz konusu bankanın uygulamanın durdurulması talebini reddetmesi üzerine süreç başladı ve karar yürürlüğe girdi.
Beyrut'taki İcra Dairesi çalışanları, dün, bankanın Hamra'daki genel merkezine giderek tüm mal varlıklarına el konulması için prosedürleri başlattılar. Oradan da Eşrefiye'deki şubesine geçen banka çalışanları, İç Güvenlik Güçleri eşliğinde para kasalarını mühürlendiler.
Mahkemenin kararı, başta ordu mensupları ve güvenlik güçleri olmak üzere çalışanların maaşlarının dondurulması ilgili haberlerin sık sık gündeme geldiği bir dönemde halk tarafından olumsuz karşılandı. Adli kaynak, kararla ilgili değerlendirmesinde, kararın etkisini ve yansımalarını hafifletmeye çalıştı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, “Yargı, artık kişilerin ve mudilerin haklarının tahsili ile bankacılık sektörünü ve bu uygulamaları siyasete malzeme olmaktan korumak arasında kalmış durumda” şeklinde konuştu. İcra Mahkemesi’nin büyük kasalara el koyma kararını değiştirdiğini ve bankanın mal varlıklarını elden çıkarmasını önlemek için onları kırmızı mumla mühürlediğini söyleyen kaynak, insanlar paralarını ve maaşlarını çekebilsinler diye ATM'lerin açık tutulduğunu da sözlerine ekledi.
Öte yandan Fransabank yaptığı açıklamada, Hakim Anani'nin kararına saygı duyduğunu belirtti. Açıklamada, özellikle kamu sektörü çalışanlarının olmak üzere maaşları ödeyen müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayamadığı için özür dileyen banka, davacı İyad İbrahim'in bankadaki hesabını kapattığını ve depozitosunun tamamını geri aldığını açıkladı. Banka, yargı çatısı altında taahhüdünün devam ettiğine de işaret etti.
Ancak, icra kararını veren mahkemeye yakın adli bir kaynak, davacı İyad İbrahim'in mevduatının 35 bin dolar olduğunu ve bankadan hesabındaki depozitoyu tahsil etmeyi istediğini, ancak bankanın bunu reddederek kendisine sadece Lübnan Merkez Bankası’nın genelgesinden yararlanabileceğini söylediğini belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, şunları söyledi:
“Mudi İyad İbrahim, bankaya dava açtı ve kazandı. Mahkeme, bankayı depozitoyu tahsil etmeye mecbur bıraktı. Banka, İbrahim adına bir çek yazdı, mudinin alması için notere teslim etti ve İbrahim’in bankadaki hesabını tamamen kapattı. Hiçbir bankada hesap açamayan İbrahim, çeki de tahsil edemedi. Bunun üzerine İcra Mahkemesi'nde başka bir dava açmış ve bankaya mudi adına bir hesap açmasını ya da şüphenin giderilmesini talep eden bir ihtar göndermiştir. Ancak banka talebi yerine getirmeyi reddetti. Bu da mahkemeyi bankanın mülkü üzerinde bir icra emri çıkarmaya itti.”
 Yapılan işlemin yasal olduğunu söyleyen kaynak, “Yargı, kanunu uygulamak ve herhangi bir borçlunun borcunu ödemesi durumunda yaptığı gibi, el koyulan mal varlıklarını açık artırmada satışa sunmakla yükümlüdür. Borçlunun malının, borcuna karşılık gelmemesi halinde açık artırma ile satışa çıkarılması ve bir vatandaşın da hakkının tahsil edilmesi için yargıya başvurması son derece doğaldır” şeklinde konuştu.
Finans ve ekonomi uzmanı Prof. Casim Acaka, yaşananların ekonomik ve mali boyutlarına ve yansımalarına yönelik Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmesinde, “Bu kararın sadece bankacılık sektörü üzerinde değil, mevduat sahiplerinin paraları üzerinde de büyük olumsuz yansımaları olacaktır. Bankacılık sektöründe, bankaların değil, mevduat sahiplerinin hakları savunulmalı” dedi.
Hakimler, subaylar ve güvenlik görevlileri de dahil olmak üzere devlet çalışanlarının yarısının maaşlarının Fransabank'ta olduğunu hatırlatan Prof. Acaka, Lübnan hükümetinin bu krizi çözmesi ve ülkenin doları veya dövizi olmadığını kabul etmesi gerektiğini vurguladı. Bu prosedürün, diğer bankaları Lübnanlıların banka hesaplarını kapatmaya iteceğini düşünen Prof. Acaka, “Bu prosedür, esas olarak bankalara hizmet ediyor. Bu prosedürün bir mudinin hakkını iade etse de diğer binlerce mudi haklarını kaybetti” diye konuştu.
Fransabank'tan bir kaynak ise Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Karar, özellikle bankanın mal varlıklarına el koyularak kapatılması nedeniyle son derece olumsuz sonuçlar doğuracak. Bu durum, mevduat sahiplerinin paralarının bir kısmını çekmelerinin yanı sıra devlet memurlarının maaşlarını almasını da engelleyecektir” ifadelerini kullandı.
Kaynak, bankanın müşterilerine, sorunlarının kaynağının Fransabank değil, bu kararı veren ve ‘vahim sonuçları üzerinde hiç durmadan hemen uygulamaya koyan’ mahkemenin olduğunu söyledi.



Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
TT

Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)

İntisar Antar

Doğalgaz, Nijerya'nın bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 75'ini ve ülkenin ihracat gelirlerinin yüzde 95'ini oluşturan en önemli kaynak. Bu durum rekabete yol açarken, Nijerya’dan Avrupa'ya doğalgaz ihraç etme yöntemleri kritik jeostratejik konular haline geldi.

Cezayir ve Fas birkaç yıldır bu konudaki mega projeler için birbiriyle rekabet ediyor. Nijerya hükümetinin üst düzey yetkilileri, yıllık 30 milyar metreküp kapasiteye sahip olması beklenen ünlü doğalgaz boru hattına ilişkin çelişkili açıklamalar yapıyor.

Nijerya hem Cezayir hem de Fas ile mutabakatlar imzalayarak güçlü iş birlikleri kurma isteğinin sinyallerini verdi.

Nijerya'dan başlayıp Avrupa'ya uzanan iki proje söz konusu. Bunlardan ilki, Batı Afrika kıyısı boyunca uzanan Fas-Nijerya Doğal Gaz Boru Hattı (NMGP). İkincisi ise Nijerya, Nijer ve Cezayir'i birbirine bağlayan ve ‘Trans-Sahra’ olarak da bilinen NIGAL Doğal Gaz boru hattı. Fas ile olan gaz boru hattının su altından, Cezayir ile olan gaz boru hattının ise toprak altından geçmesi planlanıyor.

Bu iki rakip proje, özellikle doğalgaz piyasasında ve Rabat ile Cezayir arasındaki rekabet çerçevesinde enerji piyasasının yeniden düzenlenmesi bağlamında stratejik ekonomik öneme sahip. Bu projeler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ortaya çıkan enerji krizinden faydalanmayı başardı. Fas, Cezayir ve Nijerya, Avrupa kıtasının ana tedarikçisi Rusya'dan kopması nedeniyle Avrupa'ya doğalgaz tedariki için en iyi alternatifler olarak öne çıkmakta gecikmediler.

Tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi

İddialı bir şekilde doğan her iki proje de ilgili ülkelerin ekonomik umutlarını ve isteklerini taşıyor. Büyük doğal gaz rezervlerine sahip her iki ülke de Avrupa'ya ve diğer küresel pazarlara gaz tedariki için altyapıyı geliştirerek konumlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Her ikisi de bölgesel ekonomik hakimiyetlerinin yanı sıra jeopolitik nüfuzlarını güçlendirmeye ve stratejik ittifaklarını pekiştirmeye çabalıyor. Bunun yanında gaz boru hatlarının geliştirilmesi, artan enerji talebinin karşılanması ve arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bunlar arasında Avrupa ve Afrika enerji pazarlarına erişim için rekabetin yanı sıra her iki ülkenin ekonomik ve jeostratejik konumlarını güçlendirme arzuları da yer alıyor.

Jeo-ekonomik düzeyde, gaz boru hatları, projenin kesiştiği ülkelerin ekonomisini canlandırabilecek ve yeni iş fırsatları yaratabilecek büyük yatırımlar anlamına geliyor.

Ancak bu projeler aynı zamanda egemenlik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik konularını da gündeme getirirken, dikkatli ve şeffaf bir yönetim gerektiriyor.

Bu projeler Fas ve Cezayir'in yanı sıra, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS), Nijerya’ya ve Avrupalı iş ortaklarına da fayda sağlıyor. Gaz boru hattı projelerinde yer alan ulusal şirketlerin yanı sıra Sahel bölgesi, gaz boru hatlarının geçtiği ülkelerdeki diğer oyuncuları, uluslararası yatırımcıları ve çevre örgütlerini de unutmamak gerekiyor.

Cezayir'den geçen gaz boru hattının bin 37 kilometresi Nijerya topraklarında, 841 kilometresi Nijer topraklarında ve 2 bin 310 kilometresi Cezayir topraklarında olmak üzere 4 bin 128 kilometre uzunluğunda olması bekleniyor.

Merkezi Paris'te bulunan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre 3 Temmuz 2009 tarihinde imzalanan mutabakat zaptı sırasında maliyetin 10 ila 11 milyar dolar arasında olacağı tahmin edilirken, 2024 yılında bu rakamın 19 ila 20 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

Nijerya'nın Warri şehrinden başlayıp, Nijer üzerinden Cezayir'in Hassi R'Mel şehrinde sona erecek olan mevcut en büyük gaz boru hattı Trans-Akdeniz Boru Hattı’na (TransMed) bağlanabilecek gaz boru hattının Cezayir üzerinden geçmesinin maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar.

Gaz kapasitesinde yıllık 7 milyar metreküplük bir artışa olanak tanıyan bu proje, yıllık 26,5 milyar metreküplük kapasiteye eklendiğinde bu rakamın yıllık 33,5 milyar metreküpe ulaşılmasını sağlayacak. TransMed'in 550 kilometrelik bir bölümü, Cezayir toprakları üzerinden ve 370 kilometrelik bölümü ise Tunus toprakları üzerinden geçerek İtalya'ya uzanıyor.

Proje, 2023 yılında Avrupa'ya toplam tedarikin yüzde 19'unu sağlayan ve bunu yüzde 20 ila 25'e çıkarmayı hedefleyen Cezayir için stratejik bir önem taşıyor.

Enerji Bakanlığı'nın çeşitli raporlarına göre bu gaz hattı ihracat kapasitesini artıracak. Cezayir'in konvansiyonel gaz rezervlerinin 2 bin 400 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre genelleştirilmiş sübvansiyon politikası nedeniyle yüksek iç tüketim mevcut ihracata yakın seyrediyor. Yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi 2023 yılında iç tüketimin yüzde ikisinden daha azını oluştururken, 2030-2035 yıllarında bu oranın yüzde 40'a çıkarılması hedefleniyor.

Maliyetinin 25-30 milyar dolar arasında olacağı ve tamamlanmasının sekiz ila 10 yıl süreceği tahmin edilen Fas-Nijerya gaz boru hattı, yaklaşık 6 bin kilometre uzunluğunda ve büyük bir kısmı denizden geçiyor.

Afrika'nın batı kıyısı boyunca Nijerya'dan Benin, Togo, Gana, Fildişi Sahili, Liberya, Sierra Leone, Gine, Gine-Bissau, Gambiya, Senegal, Moritanya, Togo ve Batı Sahra üzerinden Fas'a uzanması planlanan boru hattı, Fas'ı Avrupa'ya bağlayacak. Aynı zamanda Nijer, Burkina Faso ve Mali gibi denize kıyısı olmayan ülkeleri besleyecek ve uzun vadede Fas-Avrupa gaz boru hattına ve Avrupa gaz şebekesine bağlanmalarını sağlayacak.

Mutabakat zaptı ECOWAS üyelerinin ve gaz hattının geçtiği tüm ülkelerin fizibilite ve teknik çalışmalara, kaynak seferberliğine ve uygulamaya katkıda bulunma taahhüdünde bulunduklarını vurguluyor. Söz konusu ülkeler mevcut aşamada hattın inşasıyla ilgili anlaşmaları imzalamanın yanı sıra Avrupa'ya ulaşabilecek gaz miktarını teyit etme ve 2018 yılının aralık ayında Senegal ile Moritanya'nın ortaklaşa yürüttüğü ‘Greater Tortue Ahmeyim LNG’ isimli sıvılaştırılmış doğal gaz projesinin geliştiricileriyle görüşmelere başlama niyetlerini ifade ettiler.

Bu projeyle Nijerya'nın gaz kaynaklarının çeşitli Afrika ülkelerine bağlanması hedefleniyor. Kuzey Batı Afrika bölgesinde Nijerya'yı Benin ve Togo üzerinden Gana'ya bağlayan Batı Afrika Gaz Boru Hattı (WAGP) ve ‘Pere Duran Farrell’ olarak da adlandırılan Mağrip-Avrupa Gaz Boru Hattı (MEG) olmak üzere halihazırda iki gaz boru hattı bulunuyor.

Maliyet hesapları ve bölgesel bloklar arasındaki tartışmalar

Cezayirli yetkililer pazarlama stratejilerini, başlangıçta 2027 yılında teslim edilmesi planlanan boru hattının tamamlanma tarihine odaklarken, Fas'ın teslim tarihi ise 2046 olarak planlanıyor.

Cezayir ayrıca boru hattındaki enerji kaynaklarının hibridizasyonunu planlayarak projesi için çevresel bir argüman da ortaya koyuyor. Güneş enerjisi ve doğalgazın bir arada olduğu hibrid enerji santralleri kurmayı planlayan Cezayir, bölgesindeki metrekare başına 2 bin kilowatt saate denk gelen yılda 3 bin 500 saat güneş ışığından elde edilecek olağanüstü enerji kaynağına dikkati çekiyor. Cezayir kendi projesinin 13 milyar dolar olarak tahmin ettiği maliyetinin şu an 19 milyar dolara yükselmiş olsa da Fas'ın projesinin ise 25 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Ayrıca kendi projelerinin sadece üç ülkeden geçtiği için teknik ve diplomatik açıdan daha uygulanabilir olduğunu savunuyor.

Fas ise projenin jeo-ekonomik potansiyeline, Atlantik kıyısında yer alan ve ekonomik faydalarından yararlanacak 13 ülkeyi kapsadığı için ekonomik açıdan daha etkili olduğunu vurgulayarak, Cezayir’in argümanlarına karşılık veriyor. Rabat, ECOWAS yetkililerinin 2022 yılının aralık ayında projenin önce bölgenin ardından ECOWAS'ın enerji ve ekonomik uyumunu sağlayacağını vurgulayarak verdikleri desteğe güveniyor. Buna karşın Cezayir, projesinin boru hattı projesinde yer alan 13 ülkeden dokuzu tarafından imzalandığını da ekliyor.

Cezayir ile petrol devi Total Energies ve Fas ile dev enerji şirketi Shell Energy arasında imzalanan bazı prensip anlaşmaları, boru hattıyla ilgili rekabetin Avrupa ve Sahra altı ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyebileceği riski oluşturuyor.