İngiltere Savunma Bakanı: Polonya’da Sky Sabre hava savunma füze sistemini konuşlandıracağız

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ve Polonyalı mevkidaşı Mariusz Blaszczak bugün Varşova’da (EPA)
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ve Polonyalı mevkidaşı Mariusz Blaszczak bugün Varşova’da (EPA)
TT

İngiltere Savunma Bakanı: Polonya’da Sky Sabre hava savunma füze sistemini konuşlandıracağız

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ve Polonyalı mevkidaşı Mariusz Blaszczak bugün Varşova’da (EPA)
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ve Polonyalı mevkidaşı Mariusz Blaszczak bugün Varşova’da (EPA)

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, İngiltere’nin Polonya'da 100 askerle birlikte Sky Sabre hava savunma füze sistemini konuşlandıracağını bildirdi.
NATO, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından Avrupa’nın doğu kanadının güvenliğini artırmak için harekete geçtiğini bildirmişti.
Wallace, Varşova ziyareti sırasında bugün düzenlediği basın toplantısında, “Polonya’nın yanında durduğumuza ve hava sahasını Rusya’nın bir başka saldırısından koruduğumuza dair güvence vermek için yaklaşık 100 personelle birlikte Polonya’ya Sky Sabre orta menzilli füze sistemini konuşlandıracağız” dedi.
Diğer yandan, ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’ya 13,6 milyar dolarlık yeni yardım sağlamak için Salı günü imzaladığı bütçe tasarısının bir parçası olarak, 800 milyon dolarlık ek savunma yardımı sağlamayı kabul etti.
Pentagon’un göndereceği ABD yardımı, Stinger uçaksavar füze sistemlerinin sevkiyatını da içeriyor.
Biden, imza töreninden önce yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı;
“Bu paketin içinde 800 uçaksavar sistemi var. Ukrayna’ya daha uzun menzilli uçaksavar sistemleri ve bu sistemler için cephane yardımı vereceğiz. Ayrıca bu pakette 9 bin tanksavar sistemi olacak. Küçük silahlar, makinalı silahlar ve çeşitli silahların yanı sıra bu paketin içinde insansız hava araçları (İHA) da olacak.”
Biden ayrıca, “Biz tüm bunları tek başımıza yapmıyoruz. Ortak ve müttefiklerimiz de yardımlara destek sağlıyor” dedi.



Şi Cinping: Pekin ve Brüksel ‘doğru stratejik seçimi’ yapmalı

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 25. AB-Çin Zirvesi'nin açılış töreninde konuştu. (AFP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 25. AB-Çin Zirvesi'nin açılış töreninde konuştu. (AFP)
TT

Şi Cinping: Pekin ve Brüksel ‘doğru stratejik seçimi’ yapmalı

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 25. AB-Çin Zirvesi'nin açılış töreninde konuştu. (AFP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 25. AB-Çin Zirvesi'nin açılış töreninde konuştu. (AFP)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Pekin'de Avrupa Birliği (AB) liderleriyle yaptığı görüşmede, Pekin ve Brüksel'in ‘doğru stratejik seçimi’ yapması gerektiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Şi, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Antonio Costa'ya hitaben şunları söyledi: “Çinli ve Avrupalı liderlerin bir kez daha ileri görüşlülük ve kararlılık göstermeleri, halkın beklentilerini karşılayan ve tarihin sınavından geçebilecek doğru stratejik seçimi yapmaları gerekiyor.”

‘Karar anı’

Von der Leyen ise Çin liderine, iki taraf arasındaki ilişkilerin ‘karar anına’ geldiği uyarısında bulundu.

Von der Leyen ve Costa, Pekin'de bir günlük zirveyi açarak, Çin lehine olan büyük ticaret dengesi fazlası da dahil olmak üzere, uzun süredir çözülemeyen sorunlara ‘gerçek çözümler’ talep ettiler.

Von der Leyen, ticaret ve Ukrayna'daki savaş gibi konuların gerginlik yarattığı zirvede, “İşbirliğimiz derinleştikçe, dengesizlikler de derinleşti. Karar verilmesi gereken bir dönemece geldik” ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilir ilişkilerin karşılıklı çıkarlar üzerine kurulması gerektiğini vurgulayan Von der Leyen, “İkili ilişkilerimizde dengeyi yeniden sağlamak artık isteğe bağlı değil, zorunlu hale geldi” dedi.

AB ile Çin arasındaki ilişkilerin yarım asırı doldurmasıyla aynı zamana denk gelen zirve, ticaret, Pekin'in temel metal ihracatına getirdiği kısıtlamalar ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi hassas konuların, ilişkilerin yeniden düzenlenmesi umutlarını gölgelediği bir dönemde gerçekleşiyor. Öte yandan Pekin dün, AB'nin Rusya ile ticareti kolaylaştırdıkları gerekçesiyle iki Çinli bankaya uyguladığı yaptırımları eleştirdi. Bu yaptırımlar, üst düzey Avrupalı yetkililerin Çin'in başkentine gelmesinden birkaç gün önce uygulanmıştı.