Mısır, Dünya Bankası’ndan ‘su kıtlığı’ ile mücadele için ek fon istedi

Mısır Sulama Bakanı, Dünya Bankası’ndaki su uzmanlarıyla (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
Mısır Sulama Bakanı, Dünya Bankası’ndaki su uzmanlarıyla (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
TT

Mısır, Dünya Bankası’ndan ‘su kıtlığı’ ile mücadele için ek fon istedi

Mısır Sulama Bakanı, Dünya Bankası’ndaki su uzmanlarıyla (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
Mısır Sulama Bakanı, Dünya Bankası’ndaki su uzmanlarıyla (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)

Mısır hükümeti, ‘dünyada su kıtlığına en çok maruz kalan ülkelerden biri’ olması dolayısıyla, su tüketimini düzene sokma ve su yönetimi sistemini modernize etme planı hakkında Dünya Bankası uzmanlarına bilgi verirken, bu stratejinin uygulanma düzeyini hızlandırmak için ek finansman çağrısında bulundu. Bir yandan da Mısır, Etiyopya’daki Nahda (Rönesans) Barajı’nın ‘içme suyu ve tarım için yaklaşık yüzde 97’sine bağımlı olduğu’ Nil Nehri suyundaki payına etkisini inceliyor.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, 16 Mart’ta Dünya Bankası grubundaki su ve atık su uzmanları Dr. Wilfried Hendermark, Rajesh Balasubramanian, Dr. Saffet Abdul Dayem ve Hebbe Yakan ile bir toplantı düzenledi. Bakanlık tarafından yayınlanan bir bildiriye göre toplantıda, su tüketimini düzene sokmak amacıyla stratejik planın uygulanma oranlarını hızlandırmak için finansmanı artırma yollarını sunmanın yanı sıra, 9- 14 Mart döneminde Dünya Bankası heyetinin Mısır’a yaptığı ziyaretin sonuçları ele alındı.
Abdulati, “Mısır, dünyanın en fazla su kıtlığı yaşayan ülkelerinden biri. Bu nedenle kanalları ve sulama noktalarını iyileştirmeye, su tesislerini değiştirmeye ve iyileştirmeye ve suyun yeniden kullanımı ve suyu tuzdan arındırma projelerinin uygulanmasını yaygınlaştırmaya yönelik projeler aracılığıyla su sistemi için kapsamlı bir geliştirme ve modernizasyon süreci uygulayarak, su sorunlarının üstesinden gelmek için büyük çaba sarf etmektedir” dedi.
Abdulati, modern sulama sistemlerini dönüştürme projesine ve bunun gübre, enerji ve işgücü kullanımını azaltarak, mahsul verimliliğini artırıp geliştirerek ve su kullanımını rasyonalize ederek çiftçiler üzerindeki etkisine dikkati çekti. Projenin, su sisteminin kırılganlığını azaltmaya ve esnekliğini artırmaya katkıda bulunduğunu söyleyen Bakan, bunun bakanlığın ‘iklim değişikliğini azaltıcı tedbirler çerçevesinde geleneksel yakıt kaynaklarına bağımlılığı ve emisyonları azaltmak’ amacıyla, sulama projelerinde güneş enerjisi kullanımını yaygınlaştırması ve yeraltı suyu kuyularının artırılması ile bağlantılı olduğunu ifade etti.
Muhammed Abdulati, “Gıda güvenliğini sağlamak ve çölleşmeyle mücadele etmek için tarımsal genişleme projelerinin uygulanması amacıyla tarımsal drenaj suyunun yeniden kullanımı alanında birçok büyük proje uygulanıyor. Bu projeler, deltanın doğu ve batısında deniz suyunun yeraltı suyuna karışmasını önlemeye ve çevreyi iyileştirmeye katkıda bulunuyor” dedi. Su Kaynakları ve Sulama Bakanı, banyoda su arıtma ve geri dönüşüm projelerinin tamamlanmasıyla Mısır’ın, suyu yeniden kullanma konusunda dünyanın en büyük ülkelerinden biri haline geleceğini ve geri dönüşüm sayısının 4 katına ulaşacağını vurguladı.
Su Kaynakları Bakanlığı’na göre Mısır, su kaynaklarında bir açık yaşıyor. Öyle ki ‘ihtiyaçların 114 milyar metreküp, kaynakların ise 74 milyar metreküp olduğu’ tahmin ediliyor. Söz konusu krizi aşmak için Mısır, yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırımla 2037 yılına kadar su talebini yönetmek ve karşılamak için bir strateji uygulamaya başladı. Mısır’ın programı, modern tarımsal sulama için bir dönüşüm projesinin uygulanmasına ek olarak, deniz suyunu tuzdan arındırma tesisleri ve üçlü arıtma ile atık su geri dönüşüm tesisleri inşa etmeyi içeriyor.
Dünya Bankası, Mısır’daki bir dizi su projesinin finansmanına katkıda bulunuyor ve 2020 yılı boyunca Kahire, Dünya Bankası ile su, sağlık, sosyal konut ve diğer sektörlerdeki projeleri desteklemek için 1,15 milyar dolar değerinde 4 anlaşma imzaladı.
Uydu görüntüleri, Nil’in ana kolu üzerinde bulunan Nahda Barajı’nın orta geçidinin en yüksek alanından su akışının durduğunu gösterdi. Kahire Üniversitesi Su Kaynakları ve Jeoloji Profesörü Dr. Abbas Şaraki, Facebook hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Uydu görüntüleri, geçen salı günü Nahda Barajı’nın orta geçidinin tepesinden su akışının durduğunu gösterdi” ifadelerine yer verdi.
Şaraki, “Etiyopya, 10. türbinin arızalanmasının ardından geçen cumartesi günü Nahda Barajı’na iki drenaj kapısını açtı. 20 Şubat’ta bu kapının, orta geçitten akan ve günlük yaklaşık 30 milyon metreküpe ulaşan fazla suyun geçmesi için ve ikinci türbinin şu ana kadar çalıştırılamaması nedeniyle faaliyete geçirildiği açıklandı” dedi.
Dr. Abbas Şaraki, “Bu kapıların deşarjı, mevcut göl seviyesinde (deniz seviyesinden 576 metre yükseklikte) yaklaşık 30 milyon metreküptür. Su akışı batı tarafındaki iki tahliye kapısından gösterilmektedir. Ayrıca alıcı havuza çıkan su girdapları aracılığıyla 10 No’lu türbinin çalışmasını da göstermektedir” dedi. Şaraki’ye göre baraj rezervuarını doldurmanın üçüncü aşamasının başlamasına hazırlık olarak orta geçit üzerindeki çalışmaların, suların kesilmesinden sonraki günlerde başlaması mümkün.
Yüksekliğin, bu yıl 5 metreden az olması ve yaklaşık 2 milyar metreküplük bir depolanmanın olması bekleniyor. Bu orandan daha fazla yüksekliğin olması durumunda iki tarafın da aynı ölçüde yükseltilmesi gerekiyor ve bunun da 4 ayda uygulanması zor.



İsrail Hochstein'ın yokluğunu saldırılarla dolduruyor

Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınında Mercuyun - Deyr Mimas - el-Kalia üçgeninde bir İsrail tankı (sosyal medya)
Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınında Mercuyun - Deyr Mimas - el-Kalia üçgeninde bir İsrail tankı (sosyal medya)
TT

İsrail Hochstein'ın yokluğunu saldırılarla dolduruyor

Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınında Mercuyun - Deyr Mimas - el-Kalia üçgeninde bir İsrail tankı (sosyal medya)
Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınında Mercuyun - Deyr Mimas - el-Kalia üçgeninde bir İsrail tankı (sosyal medya)

İsrail, ABD'nin ateşkes girişimini yürüten ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein'ın yokluğunu şiddetli saldırılarla dolduruyor ve Nebatiye'yi Mercuyun bölgesinden ayırmak amacıyla Litani Nehri'nin eteklerine ulaşan kara saldırısının alanını genişletiyor.

Hochstein İsrail ziyareti hakkında herhangi bir açıklama yapmadan Washington'a dönerken, Lübnanlı kaynaklar Şarku’l Avsat'a, ABD Özel Temsilcisi’nin ‘Lübnanlı müzakerecilerle temas halinde kaldığını’ doğruladı. Kaynaklar ayrıca, ateşkes görüşmelerinin ‘yavaş ama istikrarlı bir şekilde olumlu yönde ilerlediğini’ belirtti.

İsrail güçleri, topçu ateşi ve savaş uçakları ile insansız hava araçlarının (İHA) hava saldırılarının ardından Kafr Kila kasabasından başlayarak Deyr Mimas kasabasına, yani Lübnan'ın derinliklerine doğru yaklaşık 5 kilometrelik bir yolu yürüyerek Litani'nin eteklerine ulaştı. Hizbullah da bu güçleri ulaştıkları noktalarda hedef aldığını açıkladı.

Buna paralel olarak İsrail, Beyrut'un güney banliyösüne yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Banliyönün karşısında yer alan ve Lübnan savaşında eski temas hatları olan Ayn er-Rummane ve Hadath'taki Hıristiyan mahalleleri, ordunun mahalle sakinlerini binaları boşaltmaları konusunda uyarmasının ardından hedef alındı.