Pakistan'da iktidar ile muhalefet arasındaki 'güvensizlik oyu' krizi büyüyor

İktidardaki partiden 24 milletvekili, Başbakan İmran Han'a karşı oy kullanacakları gerekçesiyle muhalefete ait bir konuta sığındı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Pakistan'da iktidar ile muhalefet arasındaki 'güvensizlik oyu' krizi büyüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Pakistan’da iktidar ile muhalefet partileri arasında Başbakan İmran Han'a yönelik 'güvensizlik oyu' krizi derinleşiyor.
Yerel basındaki haberlerde, iktidardaki Pakistan Adalet Hareketi Partisinin (PTI) 24 milletvekilinin Başbakan İmran Han'a karşı oy kullanacakları gerekçesiyle muhalefetteki Pakistan Halk Partisi’ne (PPP) ait bir konuta 'sığındıkları' belirtildi.
PTI'dan milletvekili Cihangir Han Tarin'e yakın vekillerden Raja Riaz, Başbakan Han'ın kendisine karşı oy verecek vekillere yönelik bir eylemde bulunulmayacağına dair söz vermesi halinde PPP'ye sığınan parlamenterlerin buradan ayrılarak meclis localarına geçeceğini ifade etti.
Riaz ayrıca hükümetten çok sayıda bakanın da yanlarına gelmek istediğini iddia ederken, herhangi bir isim paylaşmadı.
Güvensizlik oylaması oturumunda iktidar kanadından 24 milletvekilinin Başbakan Han’a karşı oy kullanacağını dile getiren Riaz, hükümetin kendilerine karşı harekete geçme olasılığı sebebiyle PPP'de konakladıklarını kaydetti.
Muhalefetteki PPP milletvekili Abdul Kadir Patel ise iktidar partisi milletvekillerinin Başbakan Han görevden alınana kadar PPP'ye ait konutta kalacaklarını açıkladı.

İktidar kanadından Meclis Başkanı'na çağrı
Pakistan Bilgi ve Yayıncılık Bakanı Çaudri Favad Hüseyin, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Ulusal Meclis Başkanı Asad Kayser'e çağrıda bulunarak, '(PPP'ye sığınan milletvekilleri) hainlere karşı harekete geçilmesi ve onların ömür boyu vekillikten men edilmesini' talep etti.
Başbakan Han'ın ise Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ve Savunma Bakanı Pervaiz Katak'ı, kendisine karşı harekete geçen milletvekillerini ikna etmesi için görevlendirdiği öne sürüldü.
Pakistan'ın Kovid-19'la mücadele stratejisinin başındaki Planlama, Kalkınma ve Özel Girişimler Bakanı Asad Umar da muhalefetteki milletvekilleriyle görüşme halinde olduklarını ifade ederken, kimlerle temas halinde olduklarına dair bir bilgi vermedi.

'Güvensizlik oyu' önergesi
Muhalefet partileri, 8 Mart'ta Başbakan Han'a karşı 'güvensizlik oyu' önergesini Ulusal Meclis Başkanlığına sunmuştu.
Muhalefet partilerinin başbakanı görevden alabilmesi için 172 oya ulaşması gerekiyor. Mevcut durumda hükümetin ittifak kurduğu partilerle oy sayısı 179, muhalefetin oy sayısı da 162 olarak görülüyor.
Önergenin parlamento sekreterliğine teslim edilmesinin ardından meclis başkanının 3 ila 7 gün içinde oylama oturumunu gerçekleştirmesi gerekiyor.
Başbakan Han, 6 Mart 2021'de yapılan güven oylamasında 178 oy almıştı.



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.