İstikrar hükümeti Bingazi’deki devlet binalarını devraldı... Başağa hükümeti Trablus’a güç kullanarak gireceği iddialarını yalanladı

ABD, Libya’daki ‘iyi niyetli arabuluculuk girişimlerine’ katılımı teşvik etti  

ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, dün başkent Trablus’ta Ulusal Birlik hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile görüştü (Libya başbakanlığı)  
ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, dün başkent Trablus’ta Ulusal Birlik hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile görüştü (Libya başbakanlığı)  
TT

İstikrar hükümeti Bingazi’deki devlet binalarını devraldı... Başağa hükümeti Trablus’a güç kullanarak gireceği iddialarını yalanladı

ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, dün başkent Trablus’ta Ulusal Birlik hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile görüştü (Libya başbakanlığı)  
ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, dün başkent Trablus’ta Ulusal Birlik hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile görüştü (Libya başbakanlığı)  

ABD ve Batılı ülkelerin, Ulusal Birlik hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve rakibi İstikrar hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ile temaslarında artış yaşanırken, Başağa’nın yardımcısı Ali el-Katrani, ülkenin doğusunda yer alan Bingazi’deki devlet binalarını devraldıklarını duyurdu. Katrani yeni ofisinde yaptığı açıklamada, “Doğu bölgesindeki hükümet binalarını devraldık. Devir teslim prosedürleri, tam işbirliği ile olumlu bir hava içinde gerçekleşti” dedi.  
Öte yandan Başağa hükümetinin İçişleri Bakanı İsam Ebu Zeribe, Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir'e, Ulusal Birlik hükümetinin, maaş ödemeleri dışındaki tüm hesaplarını dondurması çağrısında bulundu. Sıddık el-Kebir'e ‘resmi bir mektup’ gönderen Ebu Zeribe, kamu malının korunması adına, (mevcut içişleri bakanı) Halid Mazin’in kararlarını dikkate almamasını talep etti. Ayrıca maaş ödemeleri dışında Ulusal Birlik Hükümeti’ne ait tüm hesapların dondurulmasını ve bütçe ödemeleriyle ilgili ‘meşru hükümetin’ kararlarını beklemesini istedi.  
ABD’nin Libya Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland, dün başkent Trablus’ta Ulusal Birlik hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile mevcut siyasi durumu görüştü. Norland görüşmede, Libya hava sahasının bir an önce iç hat uçuşlarına açılmasını talep etti. Libya’daki geçiş sürecinin son aşamalara girdiğine dair umutların oluştuğuna dikkat çeken Norland, istikrarın sağlanabilmesi için iyi niyetli arabuluculuk çabalarına katılmanın önemini vurguladı. Libya halkının talep ettiği, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için yapılacak olan hazırlıkların herhangi bir şiddet olayı tarafından gölgelenmemesi gerektiğine ve petrol gelirlerinin tüm halkın çıkarına olacak şekilde dağıtılmasının önemine işaret etti. Norland ayrıca, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüşmesinin son derece olumlu geçtiğini ve ülkesinin Başkanlık Konseyi ile Temsilciler Meclisi’nin, seçimler için anayasal zemin tesis etmek amacıyla sergilediği işbirliğinden memnun olduğunu söyledi.  
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Garyan belediyesi heyetini kabul etti. Menfi Libya’daki tüm belediyelerin, Başkanlık Konseyi’nin girişimi olan ‘ulusal uzlaşı projesinin’ önemli öğeleri olduğunu belirtti, kalıcı bir barış ve istikrarın sağlanması için toplumsal mutabakatın sağlanmasının elzem olduğunu söyledi. Ulusal uzlaşı projesinin seçimlerin önünü açtığını vurguladı.  
Öte yandan Başağa hükümeti, kendisine bağlı Savunma Bakanı Ahmid Hume’ye atfedilen, Trablus’a güç kullanılarak girileceği yönündeki iddiaları yalanladı. İstikrar hükümeti basın ofisinden yapılan açıklamada, ülkenin hassas bir süreçten geçtiği hatırlatılarak, medya kuruluşları ve gazetelerden, ikincil kaynaklardan edinilen bilgileri ve doğrulatmadıkları haberleri yaymamaları talep edildi.  
Fethi Başağa önceki gün İngiltere'nin Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall’la görüşmesinde, ulusal birliğin güçlendirilmesi, güvenlik ve istikrarın sürdürülmesine yönelik tüm çabaları desteklediğini teyit etti. Başağa, stratejik planlamada İngiltere ile olan işbirliğinin önemini vurguladı.  
Bu arada, görevinden azledilen Libya Müftüsü Sadık el-Giryani, silahlı milisleri Birleşmiş Milletler misyonuna karşı kışkırtmaya devam etti. Giryani, BM misyonunun ülkeden çıkartılması gerektiğini savundu, aksi takdirde ülkede istikrarın oluşmayacağını ileri sürdü. Ülkenin doğusunda konuşlu Libya Ulusal Ordusu komutanı Halife Hafter ile uzlaşma eğilimini de eleştiren Giryani, ‘’Birlik hükümeti ya da herhangi bir tarafın, diyalog ve uzlaşı bahanesiyle mazlumların haklarından feragat etme yetkisi yoktur” dedi.



Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku’l Avsat'a konuştu: Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, silahların geri çekilmesini ve gücün devletin elinde toplanmasını gerektirir

 Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)
Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku’l Avsat'a konuştu: Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, silahların geri çekilmesini ve gücün devletin elinde toplanmasını gerektirir

 Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)
Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)

Şam hükümeti, Suveyda'da yaşananlardan, diyaloğu reddeden, siyasi ve askeri gücü ele geçirmeye çalışan, diğerlerini dışlayan ve vilayeti Suriye devletiyle yapay bir düşmanlık durumuna sokan söylemi dayatan ‘izolasyonist akımları’ sorumlu tutuyor.

Dürzi militanlar ile Bedevi aşiretler arasında pazar günü patlak veren çatışmalar, vilayette aylardır süren yaygın gerginliğin ardından kent içinde yaşanan ilk mezhepsel şiddet olayı oldu.

Suriye'nin güneyinde halen devam eden çatışmalarda 89 kişi hayatını kaybederken, Suriye Savunma Bakanlığı askeri noktalara düzenlenen silahlı saldırılarda 18 askerin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘bu akımların temsili tekellerine almaya çalıştıklarını, kapsayıcı ulusal açıklığı engellediklerini ve kamu yararını temsil etmeyen sloganlar altında bireyler üzerinde baskı kurduklarını; oysa gerçek çözümün tüm bileşenlerle diyalog yollarının açılmasında, kurumların rollerini yerine getirmesinde, kaos ve şiddet söylemine karşı gerçek sivil sesin yükseltilmesinde yattığını’ söyledi.

Görsel kaldırıldı.Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba

Suveyda'daki Dürziler ile Bedevi aşiretlerinden silahlı gruplar arasındaki kanlı çatışmalar devam ederken, Suriye güçleri dün Suveyda'da konuşlanmaya başladı. İçişleri Bakanlığı çatışmayı çözmek, güvenliği sağlamak ve vilayette konuşlandırılan silahları geri çekmek için bir plan geliştirmek üzere doğrudan müdahalede bulunacağını açıklarken, Suveyda'daki bazı kesimler Şam'ın vilayet üzerindeki kontrolünü dayatmak için askeri gerginlikten faydalanmaya çalıştığı suçlamasında bulundu.

Nureddin el-Baba bu suçlamalara yanıt verirken, devletin Suveyda'ya müdahale amacının kontrol değil, vatandaşları korumak ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek olduğunu vurguladı. El-Baba, hükümetin tüm Suriyelilere aynı mesafede durduğunu ve ‘egemenlik, meşruiyet ve hukuk kriterlerine’ göre hareket ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, silahların geri çekilmesini ve Suriye topraklarının bütünlüğünün tek garantörü olduğu için gücün sadece devletin elinde toplanmasını gerektirir.”

Kanun dışı gruplar

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, ‘kanun dışı gruplar’ nitelemesiyle neyin kastedildiği konusunda, Suriye devletinin herhangi bir ‘kanun dışı grubu’ nitelemesinin mezhepsel, aşiretsel veya bölgesel kimliğe dayanmadığını, ‘tamamen yasal ve ulusal bir temele dayandığını’ belirtti. Sözcü, bu nitelendirmenin bir bileşenle diğeri arasında ayrım yapmadığını, aksine devletin kamu düzenini koruma ve vatandaşların güvenliğini sağlama konusundaki kararlılığını yansıttığını vurguladı.

El-Baba, “Bu bakış açısıyla hükümet, tüm Suriye halkına aynı mesafede durur ve herkesle egemenlik, yasallık ve hukuk kriterlerine göre ilgilenir, bazılarının kamusal söylemde empoze etmeye çalıştığı hizipsel veya bölgesel mülahazalara göre değil. Devletin ifade ettiği tek önyargı, devletinin kurumları altında güvenlik ve haysiyet talep eden sivil, barışçıl vatandaşa karşı olan önyargısıdır” ifadelerini kullandı.

El-Baba ayrıca silahsızlanma sürecinin, ‘ülkenin bütünlüğüne ve toplumun güvenliğine tehdit oluşturan yasadışı silahlar’ olarak ‘hangi tarafın taşıdığına bakılmaksızın devlet kurumları çerçevesi dışındaki tüm silahları’ kapsayacağını açıkladı. Sonuç olarak devlet, ister aşiret grupları ister yerel gruplar olsun, devleti desteklediklerini iddia etseler bile mezhepsel veya siyasi karaktere sahip her türlü bağımsız silahlı varlığı kategorik olarak reddetmektedir. El-Baba, “İç barışın korunması, iç çekişmelerin önlenmesi ve hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, istisnasız herkesin silahlarını geri çekmesini ve Suriye topraklarının bütünlüğünün yegâne garantörü olarak gücün sadece devletin elinde toplanmasını gerektirmektedir” dedi.

Görsel kaldırıldı.Suriye'nin güneyindeki Suveyda'dan (Arşiv – Suveyda 24)

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Suveyda'daki huzursuzluk, çatışmalar ve masum kurbanların kaybı devlete göz ardı edilemeyecek bir sorumluluk yükledi. Devletin müdahalesi kontrol amaçlı değil, halkı korumak, hukuku yeniden tesis etmek ve bölge sakinlerinin yerinden edilmesine neden olan ve bölgenin dokusunu tehdit eden kaos tezahürlerini sona erdirmek içindi” ifadelerini kullandı. Suveyda'daki ‘bazı izolasyonist akımlar’ olarak adlandırdığı kişileri diyaloğu reddetmekten ve ‘Suveyda'daki siyasi ve askeri kararlara el koymaya ve diğerlerini dışlayan bir söylemi dayatmaya çalışmaktan’ sorumlu tutan el-Baba, bunun ‘vilayeti Suriye devletiyle yapay bir düşmanlık durumuna soktuğunu’ belirtti.

Dürzi ileri gelenlerinden açıklama

Hükümetin diyalog çağrısı, çatışmalara son verilmesi ve fitneye sürüklenilmemesi çağrısında bulunan Emir Ebu Yahya Hasan el-Atraş tarafından dün yayınlanan açıklamayla büyük ölçüde uyumluydu. Dürzi ileri gelenlerinden el-Atraş, herkesi tatmin edecek bir çözüme ulaşmak için devlet, şeyhler ve bölge ileri gelenleriyle iletişim yoluyla gerçek bir diyalog fırsatı ve güvenlik dayatması çağrısında bulundu.

Görsel kaldırıldı.

(facebook gönderisi)

Ancak Suveyda'daki Dürzilerin ruhani liderliği, dün yayınlanan bir bildiriye göre Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı ve Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) da dahil olmak üzere herhangi bir tarafın bölgeye girmesine izin vermeyeceğini ilan ederek gerilimi artırdı. Dürzi liderliği bu tarafları doğrudan Dera ile sınır köylerinin bombalanmasına katılmak ve ağır silahlar ve insansız hava araçları (İHA) kullanarak, ‘tekfirci’ olarak nitelendirdiği grupları desteklemekle suçladı. Bildiride, ‘saldırıya katkıda bulunan veya güvenlik güçlerini bölgeye sokmaya çalışan herkes’ yaşananlardan sorumlu tutuldu. Bildiride ayrıca, sivillerin korunması ve akan kanın durdurulması için acil uluslararası koruma çağrısında bulunuldu.

Görsel kaldırıldı.Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suveyda vilayetinden bir heyet arasında geçtiğimiz mart ayında gerçekleşen görüşmeden (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Suveyda'daki bazı yerel gruplar Şam ile diyalog başlatmış ve 1 Mayıs'ta Suveyda sakinlerinin kamu güvenlik güçlerine katılmasına izin verilmesi konusunda bir anlaşmaya varılmıştı. Ancak diğer gruplar ve akımlar anlaşmaya karşı çıktı. Bu gelişme, Suriye hükümeti ile Suveyda'daki bazı dini ve sosyal otoriteler arasında olumsuz bir atmosfer oluşmasına sebep oldu.

Suveyda'daki bir sivil aktivistin Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Suveyda vilayetinin batı kırsalındaki bazı köylerde çatışmalar halen devam ediyor. Aktivist, “Savunma Bakanlığı güçleri Suveyda'nın batı kırsalında ilerlemeye çalışıyor, orta ve ağır silahlar kullanılıyor ve hükümet saldıran Bedevi grupları desteklemek için müdahale etmekle suçlanıyor” dedi.

Görsel kaldırıldı.Suriye ordusu ve güvenlik güçleri dün Suriye'nin güneyindeki Suveyda'da konuşlandı. (SANA - AFP)

Aktivist, son aylarda Şam-Suveyda yolunda ve Suveyda'nın batı kırsalında, çoğu Suriye'nin kuzeyinden dönen Bedeviler ve Dera sakinlerinden oluşan Genel Güvenlik Teşkilatı ve Savunma Bakanlığı'na bağlı unsurlar tarafından tekrarlanan ihlaller yaşandığını söyledi. Aktivist, son haftalarda ihlallerin arttığını, en son bir sebze tüccarının silahlı bir grup tarafından saldırıya uğradığını ve arabasının çalındığını, ardından karşılıklı kaçırma olaylarının yaşandığını ve kaçırılanların serbest bırakılması için çatışmaların yaşandığını, ancak bu olayların patlak verdiğini belirtti.

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Suveyda'daki ciddi gerilimi, ilgili resmî kurumların Suveyda'da bulunmamasına bağladı. Paylaşımda, “Bu tehlikeli gerilim, kaos ve güvensizlik durumunu daha da kötüleştiren ilgili resmî kurumların yokluğunda ve yerel toplumun defalarca sükûnet çağrısında bulunmasına rağmen krizi kontrol altına alamamasından kaynaklanmaktadır; bu da kurbanların sayısının artmasına ve iç barışın doğrudan tehdit edilmesine neden olmuştur” ifadeleri yer aldı.