Irak’ı bölgesel çatışma alanına dönüştürme girişiminin arkasında kim var?

İran’ın Erbil’e yönelik saldırısı Irak resmi makamlarından büyük tepki çekti

Iraklı Kürtler 16 Mart’ta Halepçe kentine düzenlenen kimyasal saldırının 34. yıldönümünde Halepçe mezarlığını ziyaret ediyorlar (AFP)
Iraklı Kürtler 16 Mart’ta Halepçe kentine düzenlenen kimyasal saldırının 34. yıldönümünde Halepçe mezarlığını ziyaret ediyorlar (AFP)
TT

Irak’ı bölgesel çatışma alanına dönüştürme girişiminin arkasında kim var?

Iraklı Kürtler 16 Mart’ta Halepçe kentine düzenlenen kimyasal saldırının 34. yıldönümünde Halepçe mezarlığını ziyaret ediyorlar (AFP)
Iraklı Kürtler 16 Mart’ta Halepçe kentine düzenlenen kimyasal saldırının 34. yıldönümünde Halepçe mezarlığını ziyaret ediyorlar (AFP)

İran’ın Irak Kürdistan Bölgesi’nin (IKB) başkenti Erbil’e düzenlediği füze saldırısı, Irak’ın bölge ve dünyadaki ülkeler arasında tasfiye hesaplarının görüldüğü bir saha mı olduğu sorularını yeniden gündeme getirdi. Nitekim İran’ın saldırısı iki komşu ülkenin ikili ilişkileri açısından tehlikeli bir emsal teşkil ediyor.
Irak Dışişleri Bakanlığı, Erbil kentine yapılan saldırının ardından İran’ın Bağdat Büyükelçisi İrec Mescidi’yi bakanlığa çağırdı.
Irak Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İran’ın Bağdat Büyükelçisi İrec Mescidi’nin bakanlığa çağrıldığına işaret edilerek, 13 Mart’ta Erbil’e düzenlenen ve bölge sakinleri arasında korkuya neden olmasının yanı sıra sivil tesislerde ve vatandaşların evlerinde maddi hasara sebep olan İran füze saldırısına yönelik Irak hükümeti protestosunun Mescidi’ye teslim edildiği bildirildi.
Bakanlık tarafında yapılan ve ‘Irak’ın egemenliğine ve topraklarına yönelik açık ihlalin’ kınandığı açıklamada “Bu tür tavırlar sadece iyi komşuluk ilişkileri ilkesini ihlal eder ve bölgedeki manzaraya gölge düşürerek manzarayı daha da karmaşık hale getirir” ifadelerini kullandı.
Buna karşılık İran devlet medyasının yayınladığı Devrim Muhafızları’na ait açıklamada, saldırıda Irak’ta “İsrail’e ait stratejik bir merkezin hedef alındığı” ifadesi kullanıldı.
Kürt yetkililer Irak dışından fırlatılan 12 balistik füzenin Erbil’deki ABD Konsolosluğu ve çevresindeki yerleşim yerlerini hedef aldığını açıklarken, basında yer alan haberlerde saldırı sonucu bir sivilin yaralandığı iddia edildi.
Erbil saldırısı, İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam yakınlarında düzenlediği ve İran Devrim Muhafızları mensubu 2 unsurun öldürüldüğü hava saldırısından birkaç gün sonra düzenlendi. İran, İsrail’i Suriye’deki saldırıya misilleme yapmakla tehdit etmişti.

Diplomatik yollar
Irak Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Erbil’e düzenlenen saldırının İran’a diplomatik yollardan resmi olarak bildirildiği bilgisi paylaşıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Başbakan ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Mustafa el-Kazımi, Savunma ve İçişleri Bakanları’nın eşliğinde Kürdistan Bölgesi’nin Erbil vilayetini ziyaret etti ve Irak Kürdistan Bölgesi’nde bazı yetkililerle bir araya geldi. Başbakan Kazımi füze saldırısının gerçekleştiği alanda incelemelerde bulundu. Kazımi, Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesud Barzani, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani ve Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile bir araya geldi. Görüşmede ülkenin genel durumu ve Erbil’i hedef alan füze saldırısının en önemli yansımaları ele alındı. Sivillerin korkmasına sebep olan, yasal sınırları ve uluslararası normları hiçe sayan saldırının reddedildiği vurgulandı. Saldırının etkileri hakkında rapor sunulması ve gerçekler ile delillerin toplanması amacıyla Ulusal Güvenlik Danışmanlığı ve bazı güvenlik mercileri tarafından bir komisyon kurulması talimatı verildi. Kazımi, saldırı sebebiyle zarar gören Kürdistan24 televizyon kanalının da içinde bulunduğu füze saldırısına uğrayan alanı inceledi, alanda ikamet eden halkla bir araya geldi, alan ve içindekilerle ilgili sundukları detaylı açıklamayı dinledi.”
Başbakanlık Ofisi’nin açıklamasına göre Kazımi, Erbil’deki temasları sırasında “Erbil’in Bağdat’ta var olduğu gibi Bağdat’ın da burada, Erbil’de var olduğunu vurguladık” ifadesini kullandı.
Irak’ın egemenliğine diğer tarafların saygı duyması gerektiğini vurgulayan Kazımi, “Bu durum diplomatik yollardan resmi olarak bildirildi. Şüphelere değil kanıtlara dayanılmalı. Ortak sorunlarla yüzleşmek için bölgedeki çeşitli ülkeler arasında güvenlik işbirliği olmalı” dedi.
Başbakan Kazımi Iraklı siyasi grupları Irak’ın egemenliği üzerinde birleşmeye çağırarak, yaşanan bu olayın, ülkenin karşılaştığı zorluklar karşısında sorunların çözülmesi ve safların birleştirilmesi noktasında itici bir güç olması gerektiğini ifade etti.
Irak’ın, dış tasfiye hesaplarının yapıldığı bir alana dönüştürülmesini reddettiğini vurgulayan Kazımi, “Hükümet, her türlü saldırılara veya ülke egemenliğine ve vatandaşlarının onuruna yönelik her türlü zarara karşı Irak devletinin egemenliğini güçlendirecek ve tahkim edecek her şeyi yapmaya devam ediyor. Irak, uluslararası ve bölgesel aktif rolünü güçlendirmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Irak’ın tasfiye hesaplarının gerçekleştiği bir alana dönüşmesine karşı yapılan uyarılar
Irak Meclisi Birinci Başkan Yardımcısı Hakim ez-Zamili’nin ofisinden yapılan açıklamada, “Irak, topraklarının bölgedeki ve dünyadaki ülkeler arasında tasfiye hesaplarının yapıldığı bir alana dönüşmesine izin vermeyecek. Erbil saldırısı olayıyla ilgili Meclis Gerçekleri Araştırma Komisyonu hedef alınan alan hakkında bilgi edinmek için salı günü vilayete (Erbil) saha turu gerçekleştirdi. Komisyon ayrıca saldırının şekli ve özelliklerini görüşmek ve saldırıyla ilgili tüm detayları ve gerçekleri dinlemek amacıyla Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanı Reber Ahmed Halid, Kürdistan Bölgesi Meclis Başkan Yardımcısı ve İçişleri Bakanlığı’nın üst düzey yetkilileri ile genişletilmiş bir toplantı düzenledi. Erbil, Bağdat, orta kesimdeki ve güneydeki vilayetler arasında bir fark yok. Çünkü ülkenin güvenliği tek. Onu korumak ortak bir sorumluluk ve görevdir. Herhangi bir ülkeden herhangi bir müdahale veya yanlış davranış ya da saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez. Irak’ın egemenliği bölünmez” ifadelerine yer verildi.
Zamili, Bağdat ve IKB’deki güvenlik ve istihbarat birimlerinden koordinasyon ve işbirliği düzeyini artırmalarını ve ülke güvenliğinin korunması için haklarında yakalama emri çıkarılan kişilerle ilgili bilgi alışverişinin yapılmasını talep etti.
Irak’ın, komşu ülkelerini tehdit etmediğini ve hepsiyle arasında iyi komşuluk ilişkileri bulunduğunu vurgulayan Zamili, “Irak genel olarak birçok ülke tarafından hedef alınıyor. Çünkü bu ülkelerden bazıları Irak’ın istikrarını istemiyor. Komşu ülkeler Irak’ın onları tehdit etmediğini aksine yatırım ve çalışma için onlara açık olduğunu anlamalılar. Irak’ın kararı hiçbir ülkeye bağlı değildir. Hiçbir Iraklı, toprağının ve evlatlarının hedef alınmasını kabul etmiyor. Herhangi bir Iraklının topraklarının üzerinde hedef alınmasını reddediyoruz. Meclis’in net bir tavrı olacak” ifadesini kullandı.
IKB İçişleri Bakanı Reber Ahmed, saldırının gerçekleştiği bölgeyle ilgili detaylı bilgi verdi. Ahmed, “Erbil’in, toprakları üzerinde İsrail’in varlığını kabul etmesi mümkün değil. Erbil teröristler ve haydutlar için güvenli bir sığınak olmayacak. Kürdistan Bölgesi Hükümeti olayla ilgili uluslararası bir soruşturmanın yürütülmesine hazırdır” dedi.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Erbil’de İsrail karargahlarının bulunduğu yönündeki bahanelerle ilgili gerçeklerin açığa çıkarılması için bir komisyon kurulması hususunda Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani ile anlaştı.

Sadr’ın tweet’i
KDP yöneticisi Vefa Muhammed Kerim, Erbil kentine yapılan füze saldırısı ile Sadr’ın ‘bir sonraki hükümet ne doğu ne de batı hükümeti olacak’ tweet’i arasında bir ilişki kurdu. Kerim basına yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Saldırı, diplomatik ve siyasi bir saldırı hükmünde. Saldırı, Sadr’ın Koordinasyon Grubu ile yaptığı toplantının ardından bir sonraki hükümetin ne doğu ne de batı hükümeti olacağı şeklindeki son tweet’ine İran’ın verdiği bir yanıttır. Bu tweet, (Kudüs Gücü Komutanı İsmail) Kaani’nin Koordinasyon Grubu’nu tümüyle hükümete dahil etme girişimlerine indirilmiş bir darbeydi. Koordinasyon Grubu, İran’ın vekilleridir. Maliki ve Sadr arasındaki telefon görüşmesi, Koordinasyon Grubu’nun tümüyle hükümete girmesine verilen bir onay değildi aksine diyalogların yeniden başlatılmasıydı. Görüşme aynı zamanda Koordinasyon Grubu’nu Cafer es-Sadr’ı bir sonraki başbakan olarak kabul etmeye zorlamayı amaçlıyordu. İranlılar ne doğu ne batı hükümeti söylemi karşısında güçlerini göstermek için saldırarak cevap verdi. Bu saldırıyla herkese verilen mesajda, Koordinasyon Grubu’nun hedef alınmasının kendileri için vahim sonuçları olacağı ifade ediliyor. İsrail karargahlarıyla ilgili sözler yalandır. Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani bombalanan karargahların ve İsrail karargahlarının varlığını gösteren herhangi bir işaretin olup olmadığının incelenmesi için tam teşekküllü bir soruşturma ekibi talep etti. (Sadr’ın evinin bulunduğu Necef kentinin) Hanane bölgesindeki son toplantıda Cafer es-Sadr’ın hükümeti kurması gereken kişi olduğu vurgulandı. Cafer’in devlet yönetimini üstlenmesi, İran’a bağlı tüm Iraklı grupların lağvedilmeye devam edileceği anlamına gelir. Bu mesaj Tahran’a ulaştı. Tahran da bu mesaja füzelerle yanıt verdi.”
İran Devrim Muhafızları pazar günü Erbil saldırısını resmen üstlendi. İran Devrim Muhafızları’nın resmi açıklamasında, “İsrail Komplo Stratejik Merkezi’nin” cumartesiyi pazara bağlayan gece Devrim Muhafızları’na bağlı güçler tarafından güçlü ve hassas füzelerle vurulduğu belirtildi.



Hamas her türlü geçici anlaşmayı reddediyor ve savaşı tamamen sona erdirecek bir anlaşma talep ediyor

Gazze'deki Filistin Hamas hareketinin lideri Halil el Hayye, video konuşması sırasında (videodan)
Gazze'deki Filistin Hamas hareketinin lideri Halil el Hayye, video konuşması sırasında (videodan)
TT

Hamas her türlü geçici anlaşmayı reddediyor ve savaşı tamamen sona erdirecek bir anlaşma talep ediyor

Gazze'deki Filistin Hamas hareketinin lideri Halil el Hayye, video konuşması sırasında (videodan)
Gazze'deki Filistin Hamas hareketinin lideri Halil el Hayye, video konuşması sırasında (videodan)

Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil El Hayye, hareketin İsrail'in çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşmanın parçası olarak, tüm rehinelerin İsrail tarafından alıkonulan ve mutabık kalınan sayıda Filistinli ile takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu belirtti.

İsrail ile dolaylı görüşmelerde Hamas müzakere ekibine liderlik eden el Hayye televizyonda yaptığı konuşmada hareketin ateşkes anlaşmasını reddettiğini söyledi.

El Hayye şunları söyledi: “Kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu vurguluyoruz. “Müzakereler tüm mahkumlarımızın ve işgal tarafından tutulan mahkumlarımızın, üzerinde mutabık kalınan bir kısmının serbest bırakılmasını içeriyor. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir.”

“Kısmi anlaşmalar (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm mahkumların feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayanan siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor ve biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

Hamas lideri, ABD elçisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşı birlikte sona erdirme yönündeki tutumunu memnuniyetle karşıladı ve bunun “hareketin tutumuyla kesiştiğini” söyledi. “Direniş ve silahları işgalin varlığıyla bağlantılıdır ve halkımızın doğal bir hakkıdır” ifadelerini kullandı.

Gazze'de "El Kassam Tugayları"nın kullandığı "el-Yasin 105" füzeleri (AFP)Gazze'de "El Kassam Tugayları"nın kullandığı "el-Yasin 105" füzeleri (AFP)

Mısırlı arabulucular Gazze Şeridi'ndeki çatışmaları durduran Ocak ateşkes anlaşmasını geçen ay çökmeden önce yeniden canlandırmak için çalışıyorlardı, ancak herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. İsrail ve Hamas anlaşmaya varılamaması konusunda karşılıklı suçlamalarda bulunuyor.

Filistinli ve Mısırlı kaynaklar pazartesi günü Kahire'de yapılan son tur görüşmelerin önemli bir ilerleme kaydedilmeden sona erdiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Kahire Televizyonu’ndan aktardığına göre dün kaynaklar, Hamas'ın arabuluculardan aldığı Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda İsrail'in önerisini incelediğini ve kısa süre içinde yanıt vermesinin beklendiğini bildirdi.

Televizyon kanalı, pazartesi günkü haberinde, Mısır'ın Hamas'a, Gazze Şeridi'nde geçici ateşkes ve kalıcı ateşkese yönelik müzakerelerin başlatılması yönündeki İsrail önerisini ilettiğini bildirdi.

El-Hayye, "Arabulucular, Netanyahu ve hükümetinin yarattığı krizden çıkış yolu bulmak için tekrar bizimle iletişime geçtiler. Netanyahu'nun siyasi geleceğini korumak için savaşa ve saldırganlığa devam etmekte ısrar ettiğine olan inancımıza rağmen, Ramazan ayının sonunda önerilerini kabul ettik" dedi. Bu durum, Netanyahu'nun bizim kabul ettiğimiz arabulucuların teklifini reddetmesinin ardından doğrulandı.

Netanyahu'nun "arabulucuların teklifine, imkânsız koşullar içeren ve savaşın sona ermesine veya Gazze Şeridi'nden çekilmeye yol açmayacak bir teklifle yanıt verdiğini" ifade etti.