Kunduzlar 400 yıl sonra Londra'ya geri döndü

Londra'daki özel bir koruma parkındaki erkek bir kunduz (Retuters)
Londra'daki özel bir koruma parkındaki erkek bir kunduz (Retuters)
TT

Kunduzlar 400 yıl sonra Londra'ya geri döndü

Londra'daki özel bir koruma parkındaki erkek bir kunduz (Retuters)
Londra'daki özel bir koruma parkındaki erkek bir kunduz (Retuters)

Kunduzlar yaklaşık 400 yıllık bir aradan sonra tekrar Londra’ya geri döndüler. İki yaşındaki dişi ve erkek memeliler, ekosistemi iyileştirmeye, iklim değişikliğiyle mücadele ve sel risklerini azaltmaya yardımcı olmak amacıyla başkentin kuzeyinde yer alan Enfield’deki bir eğitim çiftliği olan Forty Hall Farm'ın içindeki altı hektarlık bir alana bırakıldı.
Enfield yerel konsey başkan yardımcısı Ian Barnes projeyle ilgili şöyle konuştu:
"Kunduz Serbest Bırakma Projesi'nin de içinde olduğu doğal sel yönetimi tekniklerini keşfederek, aşırı yağışlardan kaynaklanan sel hasarı riskini azaltabilir ve binlerce olmasa da yüzlerce evin korunmasını sağlayabiliriz."
AFP, kunduzların 16. yüzyılda, kürkleri, etleri ve gıda tatlandırıcılarının yapımında kullanılan aromatik yağlı salgılar üreten bezleri için avlanmaları sebebiyle İngiliz nehirlerindeki neslinin tükendiğini belirtti. Bununla birlikte, kunduzların tekrar doğada olmalarının sağlayacağı faydalar hakkında yapılan birkaç çalışma neticesinde Birleşik Krallık, özellikle güney İngiltere ve İskoçya'ya çok sayıda kunduzun doğal ortamına salıverilmesini sağlayacak programlar başlatıldı.
Su taşkınlarının önlenmesine sağladıkları faydaların yanı sıra, kunduzların varlığı biyolojik çeşitliliği ve su kalitesini iyileştirebiliyor. Beaver Trust'ta kunduz restorasyon lideri Dr Roisin Campbell-Palmer şunları söyledi:
“Avrupa'da ve İskoçya'nın bazı bölgelerinde, su ve yem verildiğinde kunduzların ne dereceye kadar uyumlu bir tür olduğunu gözlemledik. Doğaya bırakılan kunduzların gelişimlerini ve koşullarını izlemek için ekiple çalışmaya devam edeceğiz ve işler yolunda giderse 2023'te yeni yavrular görebileceğiz."
Hayvanların güvenliğini sağlamak adına bulundukları alan halka açık olmayacak. Ancak insanlar kameralar aracılığıyla bu iki kunduzu görebilecekler.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe