Başağa, Libya’nın tüm bölgelerini kapsamayan ‘sınırlı seçim’ girişimlerine karşı çıktı

ABD ve BM’nin sükûnet çağrıları devam ediyor.

Fethi Başağa (sağ) ve ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland (ABD Büyükelçiliği)
Fethi Başağa (sağ) ve ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland (ABD Büyükelçiliği)
TT

Başağa, Libya’nın tüm bölgelerini kapsamayan ‘sınırlı seçim’ girişimlerine karşı çıktı

Fethi Başağa (sağ) ve ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland (ABD Büyükelçiliği)
Fethi Başağa (sağ) ve ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland (ABD Büyükelçiliği)

Libya’nın yeni Başbakanı Fethi Başağa, parlamento seçiminin ülkenin tamamı yerine sadece bazı bölgelerinde düzenlenmesi girişiminin sonuçlarına karşı uyarırken, ABD ve Birleşmiş Milletler dün (cuma) Libya’da çatışmanın taraflarına sükuneti koruma çağrısında bulundu.
Başağa önceki gün yaptığı açıklamada, “Parlamento seçimlerinin Libya’nın bazı bölgelerinde yapılıp diğerlerinde yapılmamasını hedefleyen her türlü girişim Libyalılar arasında bölünmenin oluşmasına ve fitne ekilmesine yol açabilir. Bu seçimler bölünme ve çatışmaların gölgesinde düzenlenemez” ifadelerini kullandı.
Başağa, BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun önceki gün BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Libya konulu oturumunda verdiği brifingi memnuniyetle karşıladığını ifade etti. DiCarlo oturumdaki konuşmasında, 2 milyonun üzerinde Libyalı seçmenin umutlarını gerçekleştirmek amacıyla Libya’nın ulusal parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin BMGK kararları, 1. Berlin Konferansı, 2. Berlin Konferansı ve Paris Konferansı doğrultusunda Libya’nın tamamında şeffaf ve tarafsız bir şekilde yapılmasının önemini vurguladı.
Çekya’nın Libya ve Tunus Büyükelçisi Jan Vycital, Başağa ile Tunus’ta yaptığı görüşmede Libya’daki siyasi durumu ele aldıklarını, siyasi çözüm bulmanın ve Ulusal Seçim Komisyonu eliyle seçimlerin düzenlenmesinin önemini vurguladıklarını belirtti. Vycital ayrıca Libya’nın istikrarını, Dünya Gıda Programı ve BM Kalkınma Programını destekleme yollarını görüştüklerini aktardı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Fethi Başağa ile gerçekleştirdiği ilk telefon görüşmesinde ‘Libya’da süren siyasi kutuplaşma’ karşısında derin endişe duyduğunu ifade etti. Guterres, kutuplaşmanın ‘büyük bir güçlükle sağlanan Libya’nın istikrarı üzerinde riskler oluşturduğunu’ dile getirdi.
Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric’in açıklamasına göre, Guterres görüşmede ‘tüm etkili aktörlerin sahada sükuneti ve istikrarı korumasının önemini’ vurguladı. Guterres ayrıca BM’nin şiddetin kullanılmasını, yıldırmayı ve nefret söylemini şiddetle reddettiğini yineledi.
BM Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, Libya’da ilerleme sağlanabilmesi için en iyi yolun, güçlü bir anayasal ve hukuki zemin üzerinde şeffaf, güvenilir ve kapsamlı seçimler düzenlemek olduğunu söyledi.
Williams, “Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasında BM’nin kolaylaştıracağı görüşmelerin daha fazla gecikmeden başlaması önemlidir” dedi.
Williams önceki gün Tunus’ta bir araya geldiği Devlet Yüksek Konseyi üyelerine, BM’nin uluslararası toplumun da desteğiyle hükümet sürecindeki krizin iyileştirilmesi için övgüye değer bir çaba gösterdiğini aktararak, sükunetin korunmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Tunus’ta ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Libya Büyükelçisi Muhammed eş-Şamsi ile yaptığı görüşmeye de değinen Williams, Libya’daki seçimlerle ilgili anayasal zemin üzerinde uzlaşı sağlamak amacıyla Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasında BM’nin kurulmasını kolaylaştıracağı ortak komiteyi Şamsi’nin de desteklediğini bildirdi. Williams, Şamsi ile görüşmesinde ayrıca Libya konusundaki uluslararası çabaların yapıcı ve birleşik olmasının önemini vurguladıklarını belirtti.
ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland önceki gün Başağa ile yaptığı görüşmede Libya’daki siyasi durumu ve seçimlerin düzenlenmesi için güvenilir bir sürece dair beklentileri ele aldıklarını açıkladı.
Trablus ziyaretini ‘sükuneti korumaya ve seçim yoluna geri dönmeye odaklanılması’ kapsamında gerçekleştirdiğini söyleyen Norland, ülkesinin, seçimleri bekleyen ve ülkelerinin gelecekleri için oy kullanma fırsatı talep eden Libyalıların büyük çoğunluğunu desteklemeye devam ettiğini dile getirdi.
Norland, Libya’da ortak istikrar ve refahı sağlamanın, uzun ve zorlu geçiş sürecine son vermenin temel unsuru olması dolayısıyla sürekli ilerleme kaydedilmesi için Libya’daki ekonomik süreci desteklediklerini kaydetti.
Norland ayrıca Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile yaptığı görüşmede, BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Williams’ın katkılarıyla Libyalıların öncülük edeceği bir sürecin en kısa sürede özgür ve tarafsız cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin düzenlenmesiyle sonuçlanacağını ifade etti.
Norland, şiddete yol açabilecek gerilimlerin tırmandırılmasından kaçınılması amacıyla Dibeybe’yi Başağa ile iletişim kurmaya teşvik etti. ABD’li Büyükelçi ayrıca Libya’da tüm iç hat uçuşlarının başlaması için hava sahasını yeniden açma çağrısında bulundu.
UBH İçişleri Bakanı Halid Mazin, önceki gün yaptığı açıklamada, görevinin başında olduğunu bildirdi. Mazin açıklamasında, “Siyasi ve güvenlik durumları, iç savaşlar, dış müdahaleler ve dayatmalar; anayasal, yasal ve seçim kazanımlarının gerçekleştirilmesini engelledi. Gerekli düzenlemelerin, teçhizatların ve planların olmasına rağmen ‘ezici güç’ seçimin zamanında yapılmasını engelledi” ifadelerini kullandı.



İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
TT

İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)

İsrail, bugün yaptığı açıklamada, Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla Hamas'tan dün teslim aldığı cenazenin, 7 Ekim 2023'teki saldırıda öldürülen İsrail-Arjantin vatandaşı bir rehineye ait olduğunu duyurdu.

Ordu açıklamasında, "Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'nde İsrail Polisi ve Askeri Hahamlık iş birliğiyle kimlik tespit işlemlerinin tamamlanmasının ardından" Lior Rodalev'in ailesine "cenazesinin İsrail'e defnedilmek üzere geri gönderildiği" bildirildi.

Bu gelişme, İsrail topçularını bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgeleri bombalaması ve ateşkesin 29. gününe girerken Şeridin çeşitli bölgelerinde yıkım operasyonlarının devam ettiği bir zamanda gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin haber ajansı Safa’dan aktardığına göre İsrail uçakları bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgelere üç hava saldırısı düzenledi. Bombalama, şehir üzerinde alçak irtifalı insansız hava araçları (İHA) uçuşları sırasında gerçekleşti.

Han Yunus'un kuzeydoğusundaki bölgelerde de kapsamlı yıkım operasyonları gerçekleştirildi. İsrail savaş gemileri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah açıklarında ateş açtı.

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması 10 Ekim'de yürürlüğe girdi.


Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
TT

Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)

Kürdistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Mesud Barzani, Irak'taki durumu, "silahlı grupların gücünün devletin otoritesini aştığı" Lübnan'daki duruma benzetti. Pazartesi akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajında ​​Barzani, "Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin bu gruplarla mücadele etme yeteneğinden yoksun olduğunu" belirterek, "devlet kurumlarının zayıflaması ve siyasi bölünmenin derinleşmesi" konusunda uyardı.

Barzani, grupların "siyasi ve ekonomik kararları kontrol eden, anayasanın üstünde bir güç" olduğunu ileri sürerek, "silahların siyasi nüfuz sağlama aracı değil, savunma sisteminin bir parçası olması gerektiğini" vurguladı.

Barzani ayrıca, "Irak'taki her partinin kendisini bir devlet olarak gördüğünü" belirterek, "parlamentoyu ve hükümeti kontrol eden mini devletler olduğunu" belirtti.

Barzani, "uluslararası koalisyonun" Irak'tan çekilmesinin, "DEAŞ” örgütünün geri dönüşüne yol açabileceği uyarısında bulunarak, ABD güçlerinin 2011'de örgütün üç yıl sonra genişlemesi öncesinde geri çekildiği deneyimi hatırlattı.


Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

Gazze Şeridi'ne bir ‘istikrar gücü’ konuşlandırılması konusu, ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar taslağı ve Başkan Donald Trump'ın, yaklaşık bir ay önce yürürlüğe giren ateşkesin geri kalan hükümlerini uygulamak üzere bu uluslararası güçlerin yakında Gazze Şeridi'ne varacağını duyurmasıyla ivme kazandı.

Görevleri ve konuşlanmaları konusunda hazırlık aşamasında görüş ayrılıkları yaşanan, Mısır’ın ise görev alanlarının genişletilmesiyle ilgili çatışmalar olabileceği yönünde endişe duyduğu bu güçler, uzmanlara göre karmaşık düzenlemelerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle İsrail’in konunun BM Güvenlik Konseyi’ne götürülmesine karşı çıkması, Türkiye’nin kuvvetlere katılması ve Filistin tarafının çekinceleri olması hâlinde olası bir Rusya-Çin vetosu ihtimali, bu durumu daha da karmaşık hâle getirir. Uzmanlar, bu kuvvetlerin ancak geniş bir uzlaşı süreci oluşturulması hâlinde ve ateşkes anlaşmasını koruma amacına hizmet edecek şekilde yakın bir zamanda kurulabileceğini öngörüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ne yönelik barış planını desteklemeyi amaçlayan karar taslağını BM Güvenlik Konseyi'ne sunacağını açıklamasından bir gün sonra, uluslararası istikrar güçlerinin ‘çok yakında’ Gazze Şeridi'ne varmasını beklediğini söyledi.

Trump, Beyaz Saray'da Orta Asya ülkeleri liderleriyle yaptığı toplantıda, “Bu çok yakında gerçekleşecek. Gazze'de işler yolunda gidiyor” dedi. Bu açıklama, İsrail ile Hamas arasında ateşkesin yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir ay sonra Gazze Şeridi'nde zorlu insani koşulların devam etmesi üzerine bir gazetecinin uluslararası güçlerin bölgeye konuşlandırılmasıyla ilgili sorusuna yanıt olarak yapıldı.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği’nin açıklamasına göre ABD, Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı barış planını desteklemek amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar taslağı sundu. Henüz oylama tarihi belirlenmemiş olan karar taslağı, ‘Gazze’de istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç’ kurulmasına izin veriyor. Bu güç, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmak kaydıyla, yetkisi kapsamındaki görevleri yerine getirmek için ‘gerekli tüm araçları kullanma’ yetkisine sahip olacak.

Axios internet sitesi salı günü bir ABD yetkilisinin, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerine, Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç oluşturulması için bir karar taslağı gönderdiğini ve ilk birliklerin önümüzdeki ocak ayına kadar Gazze'ye konuşlandırılmasının hedeflendiğini söylediğini aktardı.

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, ‘istikrar gücü’ dosyasının daha BM Güvenlik Konseyi’ne sunulma aşamasından itibaren zorlu düzenlemelerle karşılaşacağını düşünüyor. Özellikle İsrail’in, bu gücün uluslararası sistem tarafından onaylanmasına karşı çıkması ve Türkiye gibi katılımcı ülkelere itirazlarının bulunması, ayrıca Rusya ile Çin’in metindeki bazı ifadeleri kabul etmeyip bu konuda herhangi birinin veto hakkını kullanma olasılığı, süreci daha da zorlaştırıyor.

Ukkaşe, Trump’ın söylediği gibi kuvvetlerin yakın zamanda ulaşmasının pek mümkün olmadığını belirtti. Mevcut karmaşık koşullar altında bunun yakın bir tarihte gerçekleşmeyeceğini, ancak perde arkasında üzerinde anlaşmaya varılmış ve yalnızca duyurulmayı bekleyen bazı gizli süreçler varsa bunun mümkün olabileceğini ifade etti.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava da Çin ve Rusya'nın herhangi bir Arap veya Filistinli çekinceye veto hakkını kullanma olasılığı göz önüne alındığında, istikrar gücünün özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde zorluklarla karşılaşacağına inanıyor. Mutava, bu karmaşık düzenlemeler göz önüne alındığında, geniş bir mutabakat sağlanmadıkça güçlerin gelmesinden bahsetmek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

Endişeler BM Güvenlik Konseyi ile sınırlı değil, sahaya da uzanıyor. Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan, son açıklamalarında, uluslararası güce Hamas'ı silahsızlandırma görevinin verilmesi halinde ‘çatışmalar’ yaşanacağına işaret etti.

Sorunun, İsrail'in Gazze planının uygulanmasını engelleyen koşullar dayatmasından kaynaklandığını açıklayan Raşvan, “Filistinliler, Gazze'nin güvenliğini yabancı bir gücün devralmasını veya işgalin vesayetle değiştirilmesini kabul etmeyecek” dedi.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halaf, salı günü CBS News'e verdiği röportajda, “İstikrar gücünün oluşumu, yapısı, yetki alanı ve süresi de dahil olmak üzere çeşitli unsurlar hakkında Amerikalı ve bölgesel ortaklarla görüşmeler sürüyor” dedi.

Said Ukkaşe, Mısır'ın tutumunun ve endişelerinin haklı olduğuna inanıyor. Ukkaşe, Kahire’nin bölge konusunda diğer tüm taraflardan daha fazla tecrübeye sahip ve Filistinli gruplarla uzlaşı içinde, silahsızlanmanın kademeli şekilde gerçekleşmesine yönelik bir vizyona sahip olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ukkaşe, “Trump, eğer istikrar güçleri maddesi konusunda uluslararası ve İsrailli taraflarla uzlaşı sağlanamazsa, herkesi şaşırtarak çok uluslu güçlerin gönderilmesini gündeme getirebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mutava, ‘hiçbir Arap veya İslam ülkesinin silahsızlanma konusunda bir çatışmaya girmeyi kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Mutava, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Beklenen uluslararası gücün başarısı, bu güce Filistin polis gücünün eklenmesine bağlı. Bu güç, istikrar güçleri tarafından desteklenen açık bir plan çerçevesinde kanunları uygulamaktan tek başına sorumlu olacak” ifadelerini kullandı.