Mariupol’de yaşlılar, savaş nedeniyle felç geçirerek hayatlarını kaybediyor

Ukrayna’nın Mariupol şehrinde zarar görmüş bir apartmanın önünde duran iki kadın (Reuters)
Ukrayna’nın Mariupol şehrinde zarar görmüş bir apartmanın önünde duran iki kadın (Reuters)
TT

Mariupol’de yaşlılar, savaş nedeniyle felç geçirerek hayatlarını kaybediyor

Ukrayna’nın Mariupol şehrinde zarar görmüş bir apartmanın önünde duran iki kadın (Reuters)
Ukrayna’nın Mariupol şehrinde zarar görmüş bir apartmanın önünde duran iki kadın (Reuters)

The Independent gazetesinde yer alan habere göre, Ukrayna’nın Mariupol şehrindeki bir yardım kuruluşu çalışanı, evlerinde mahsur kalan yaşlıların savaşın baskıları nedeniyle felç geçirerek hayatlarını kaybettiklerini ve kimsenin cesetlerini nakletmediğini söyledi.
Tartışmalı Donetsk bölgesinde bir mayın temizleme yardım kuruluşu, Rus güçlerinin Ukraynalı çalışanları kendi halkına karşı savaşmaları için zorla askere aldığını söyledi.
Resmi rakamlara göre Mariupol’da en az 2 bin 357 kişi hayatını kaybetti, ancak gerçek sayı çok daha yüksek olabilir. Su, elektrik, ısınma ve gıda sevkiyatlarının kesilmesi sebebiyle, milyonlarca insan açlık, susuzluk veya hayati ilaç eksikliği sebebiyle ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Ukrayna’da ve başka yerlerdeki mayınları temizleyen The HALO Trust yardım kuruluşundan bir çalışan, şehirden kaçmadan önce, insanları öldürülmesi ve evlerinin yıkılması gibi suç eylemlerine tanık olduğunu anlattı. Çalışan, “Durum korkunç, cehennemi yaşadık. Evimi bile bombaladılar. Bombardıman yapmadıkları veya hava saldırısı düzenlemedikleri bir gün, hatta iki saat bile hatırlamıyorum” dedi.

The HALO Trust çalışanı, “Her gün korkunç bombardımanlara maruz kaldık, sadece iyi olduğunuzu bildirmek için bile kimseyi arayamadık çünkü telefonlarımızı şarj edecek elektrik yoktu. Su da yok. Kuyu bile bombalandı. Isıtma imkanı da yoktu, bu yüzden alt kattaki sığınaklarda kalın giysilerle kaldık” dedi.
Çalışan, “Tanıdığım birçok insanın öldüğünü gördüm. Kuyusundan su paylaşan bir adam ailesi ile birlikte öldü. Kadınlar korkmuştu, çocuklar ağlıyordu” ifadelerini de sözlerine ekledi.

Aynı zamanda “Yaşlılar bu savaşın yol açtığı felç sebebiyle evlerinde ölüyorlar. Kimse cesetlerini evlerinden almıyor” dedi.
Çalışan, çarşamba günü bir karavanla kasabadan kaçarken, gitmeyi reddeden anne ve babasını geride bırakmak zorunda kaldı.

The HALO Trust çalışanı sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Meslektaşlarımız, yine The HALO Trust’ta çalışan ve arabasıyla kaçmayı başaran başka bir kadın meslektaşımızı yolda gördü. Evi Grad roketleri tarafından vurulmuş ve yanmış. Birlikte şehir merkezine gittik. Tam olarak anlatmak mümkün değil. Her şey yıkılmış. Artık yüksek binalar yok, füzelerle vuruldular ve içlerinde büyük delikler var. Binaların yarısı yanıyor.”



Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
TT

Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)

Kritik öneme sahip Maya kenti Caracol'un ilk hükümdarı olduğu düşünülen birine ait mezar keşfedildi. Mezarda bulunan eserler dönemin büyük kentleri arasındaki ilişkiye ışık tutuyor.

Maya dünyasının en büyük ve en önemli şehirlerinden Caracol'un nüfusunun zirve döneminde 100 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Ancak diğer pek çok Maya şehrinde olduğu gibi, bilinmeyen nedenlerle MS 900 civarında çöküşe geçti.

Kalıntıları Belize'de yer alan antik kentin harabelerindeki kazılar en az 40 yıldır sürüyor. Fakat bugüne kadar yapılan çalışmalarda hiçbir kraliyet üyesine ait mezara rastlanmamıştı. 

Kazılara liderlik eden Houston Üniversitesi arkeologları Diane ve Arlen Chase, etkileyici bir keşifle bu durumu değiştirdi. 

İlk kez Caracol'da bir kraliyet mezarı ortaya çıkaran ekip, bunun kentin bilinen ilk hükümdarına ait olduğunu düşünüyor.

Houston Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre Te K'ab Chaak adlı kralın mezarı yaklaşık MS 350'ye tarihlendi. Araştırmacılar tahta 331'de çıkan Te K'ab Chaak'ın hanedanının en az 460 yıl varlığını sürdürdüğünü söylüyor.

Field Museum'dan arkeolog Gary Feinman, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Çok erken bir döneme ait hükümdar buldular, ki bu çok önemli ve bir hanedanın kurucusu olduğu iddia ediliyor" diyerek ekliyor: 

Bu büyük bir bulgu.

Araştırmacılar mezarda bulunan kalıntılara dayanarak Te K'ab Chaak'ın 1,7 metre boyunda ve öldüğünde dişi olmayan yaşlı bir adam olduğunu tespit etti.

Chase çifti kalıntılarla birlikte gömülen seramik kapların tarzından mezarın son derece eski olduğu sonucuna vardı. Kırmızı zincifre mineraliyse, çok yüksek statüye sahip birine ait olduğunu anlamına geliyordu.

Arlen Chase "Eşyalar zincifreyle kaplanmışsa kraliyet ailesinin en üst seviyedeki kişileri sözkonusu demektir" diye açıklıyor.

Ekip mezarda yeşim taşından yapılmış üç set kulak süsü de buldu. Maya elitlerinin kullandığı bu değerli eşyalara pek sık rastlanmıyor. 

ghyjudcfv
Çömlek kaplar üzerinde daha önce görülmeyen tasvirler bulundu (Houston Üniversitesi)

Ayrıca mozaik bir ölüm maskesi de keşfeden araştırmacılar bunun çok daha nadir olduğunu belirtiyor. Chase çifti daha önce sadece bir adet ölüm maskesi bulmuştu.

Arkeologlar mezarda gördükleri çömleklerin de etkileyici olduğunu ifade ediyor. Bu kaplarda Mayaların ticaret tanrısı, bir sinek kuşu ve mızrak tutan bir hükümdarla ona adak adayan kişiler resmedilmişti. Bazılarında maymun, baykuş ve nasua gibi hayvanlar tasvir edilmişti. 

Arlen Chase bazı tasarımlar için "Bunları daha önce hiç görmemiştik" diyor.

Araştırmacılar mezardaki bazı eserlerin, yine MS 350'lere tarihlenen diğer iki Caracol mezarındakilere çok benzediğini söylüyor. Bunlar arasında Meksika'nın orta kesiminden gelen yeşil obsidyen bıçaklar ve mızrak fırlatmak için kullanılan bir alet de vardı. 

Ekip bu aletlerin genellikle Caracol'un 1200 kilometre uzağındaki Teotihuacán kentiyle ilişkilendirildiğini belirtiyor. 

Chase çiftine göre bu durum iki kent arasındaki büyük mesafelere rağmen erken Maya halkının, Orta Meksika topluluklarıyla sanılandan onlarca yıl önce ilişki kurduğuna işaret ediyor. Te K'ab Chak zamanında Teotihuacán'dan Caracol'a yürümek muhtemelen en az 150 gün sürüyordu.

İkili, ellerindeki bulgulara dayanarak kentler arasında ticari ve diplomatik ilişkiler kurulduğunu düşünüyor. Öte yandan bazı uzmanlar net çıkarımlar yapmadan önce daha net kanıtlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Independent Türkçe, Live Science, New York Times, Smithsonian Magazine, Houston Üniversitesi