ABD, Libya’da mümkün olan en kısa sürede seçimlerin gerçekleştirilmesi için de çabalıyor

ABD'nin Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland, Devlet Yüksek Konseyi üyelerine arabuluculuk yapıyor (Norland’ın Twitter hesabı)
ABD'nin Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland, Devlet Yüksek Konseyi üyelerine arabuluculuk yapıyor (Norland’ın Twitter hesabı)
TT

ABD, Libya’da mümkün olan en kısa sürede seçimlerin gerçekleştirilmesi için de çabalıyor

ABD'nin Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland, Devlet Yüksek Konseyi üyelerine arabuluculuk yapıyor (Norland’ın Twitter hesabı)
ABD'nin Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland, Devlet Yüksek Konseyi üyelerine arabuluculuk yapıyor (Norland’ın Twitter hesabı)

Washington, ABD Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland aracılığıyla, Abdulhamid ed-Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ve Fethi Başağa liderliğindeki yeni ‘istikrar hükümeti arasında, silahlı çatışmalara dönüşün olmamasını sağlamak için çaba gösterirken, mümkün olan en kısa sürede seçimlerin gerçekleştirilmesi için de çabalıyor.
Bu amaçla Norland bugün anayasal bir temel oluşturmak ve ülkenin uzun süredir içinde bulunduğu siyasi bölünmeyi yatıştırma kapsamında Libya’daki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini gerçekleştirmek için yeniden ivme kazandırmak amacıyla Devlet Yüksek Konseyi’nin çeşitli komite liderleriyle bir araya geldi.
Norland, bugün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams’ı önerisi üzerine, Anayasa Diyalog Komisyonu’na Devlet Yüksek Konseyi’nden temsilci atanmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Komite liderleri ile hükümetin seçimleri destekleme ve mevcut siyasi krize bir çözüm bulma konusundaki kabiliyetini tartıştıklarını söyledi.
Williams, yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde uzlaşma sağlamak üzere anayasal bir temel oluşturulması için Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi arasında ortak bir komite kurulması önerisinde bulunmuştu.
Norland, Williams tarafından önerilen ortak komitenin anayasal temeli benimsemesi gerektiğini belirtti ve bununla ilgili olarak “Hedefe yönelik bir adımı temsil ediyor ve tüm tarafları bu süreci desteklemeye çağırıyoruz” dedi.
BM temsilcisi tarafından yapılan öneri, iki konseyin onayından sonra, komitenin anayasal temeli gerçekleştirmek için iki haftalık bir süre çalışmak üzere 15 Mart’ta, üzerinde anlaşılan bir yerde toplanmasını içeriyordu. Temsiler Meclisi, temsilcilerini sunmadığı için henüz bu gerçekleşmedi. Bu durum, Williams’ın önerisine hızlı ve olumlu yanıt verilmesini istemesine neden oldu.
ABD’nin Libya Özel Temsilcisi Norland, ülkenin siyasi partiler arasındaki çekişmeli seçime hazır olup olmadığını kontrol etmek amacıyla Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh ile bir araya geldi. Norland, “Dr. Sayeh’in Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu siyasi bir anlaşmaya varılır varılmaz seçimleri gerçekleştirmeye hazır olduğunu doğruladığını duymak cesaret vericiydi” ifadelerini kullandı.



Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
TT

Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Hizbullah savaşçılarının, 1990 iç savaşından sonra olduğu gibi Lübnan ordusuna entegre edilmesi önerisi siyasi çevrelerde ve uzmanlar arasında tartışma konusu oldu.

Ordunun çeşitli sebeplerle bu savaşçıları bünyesine katamaması nedeniyle öneri henüz yaygın kabul görmezken, uzmanlar bu meselenin doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulundu. Bunun ‘silahlarını devlete teslim etmesi karşılığında Hizbullah için bir teselli ödülü’ olduğunu belirten uzmanlar, ‘dini emir alan ve ideolojik inanca sahip olan unsurların orduda yer alamayacağını’ vurguladı.

Cumhurbaşkanı Avn basına verdiği demeçte, “Ordu içinde Hizbullah savaşçılarından oluşan bağımsız bir birim oluşturmak mümkün değil. Ancak 1990'ların başında Lübnan'daki iç savaşın sonunda çeşitli taraflarla olduğu gibi üyeleri orduya katılabilir ve kurslara tabi tutulabilir” ifadelerini kullandı.

Bu öneriyi yorumlayan Güçlü Cumhuriyet Bloğu Milletvekili Giyas Yazbek, ordunun ‘Hizbullah'ın dış uzantılarla ordusunu oluşturduğunu iddia ettiği 100 bin savaşçıyı absorbe edemeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat'a konuşan Yazbek, “Hizbullah'ın 25 bin savaşçısı olsa bile, şu anda subaylarının ve üyelerinin maaşlarını dış yardımlarla güvence altına almaya çalışan askeri kuruma bunları dahil etmek imkânsız” dedi.

Yazbek, ‘ordunun cumhurbaşkanı ve hükümetle birlikte geliştirdiği ulusal güvenlik stratejisinin henüz Lübnan'ın ordu ve güvenlik güçlerinin sayısına olan ihtiyacını belirlemediğini’ vurguladı. Yazbek, “Sınırlarımızı çizdiğimizde, savaşın nedenlerini ortadan kaldırdığımızda ve Lübnan'da siyasi bir çözüme doğru ilerlediğimizde, ordunun mevcut subay ve personel sayısı yeterli olacak ve artacaktır” şeklinde konuştu.

Hizbullah savaşçılarının durumu

Askeri uzman Halid Hamade'ye göre, ‘Taif Anlaşması'ndan sonra silahlı milislerin dağıtılmasında olduğu gibi bugün de Hizbullah savaşçılarının orduya alınması önerisi, Cumhurbaşkanı'nın Hizbullah'ı silahlarını devlete teslim etmeye ikna etme çabaları bağlamında Hizbullah için bir teselli ödülüdür.’

Hamade, ‘Hizbullah savaşçılarının orduya entegre edilmesinin, özellikle ateşkes anlaşmasının imzalanmasının ardından yaşanan gelişmelerden sonra, birçok engelle karşı karşıya olduğunu’ savundu.

fvdgh
Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in 24 Şubat 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Deyr Kanun en-Nahr kasabasında düzenlenen cenaze töreni sırasında Hizbullah üyeleri (Reuters)

“İç savaşın sona ermesinin ardından Lübnan devletinin yüzlerce milisi orduya ve güvenlik güçlerine katmayı başardığı doğrudur, ancak Hizbullah'ın durumuyla karşılaştırma yapmak artık mümkün değildir” diyen Hamade, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ulusal Mutabakat Belgesi imzalandığında milis liderleri belgeyi tanıdı, milislerin feshedildiğini duyurdu, silahlarını gönüllü olarak devlete teslim etti ve siyasi sürecin bir parçası oldu. Hizbullah ise ateşkes anlaşmasını tanımıyor ve silahlarını teslim etmeyi kabul etmiyor. Dolayısıyla siyasi sürecin bir parçası haline geldiğini ve artık askeri bir kanadı olmadığını kabul etmeden milislerini orduya dahil etmekten bahsetmek bağlamdan kopuktur.”

Hizbullah'ın ideolojisi

Yazbek'e göre Hizbullah'ın ideolojisi, savaşçılarının orduya entegrasyonunun önündeki en büyük engel. Yazbek, “Hizbullah, Lübnan'ı İran'ın uzantısı olan coğrafi bir nokta olarak görüyor. Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın silahları teslim etmeyeceğini ve silahların devletin elinde olmasıyla ilgili konuşmalarla ilgilenmediğini açıklamasının da gösterdiği gibi bu doktrin halen varlığını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

ukıo
24 Şubat 2025 tarihinde düzenlenen cenaze töreninde eski Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in tabutunu taşıyan Hizbullah savaşçıları (AP)

‘Lübnan iç savaşı sırasında milisleri olan ve devlet şemsiyesi altına giren liderlerin Lübnanlı liderler olduğunu, kararlarının Lübnanlıların kararı olduğunu’ hatırlatan Hamade, “Hizbullah ise organik olarak bölgesel bir otoriteye bağlıdır ve hem Lübnan içinde hem de dışında tehlikeli askeri ve güvenlik rolleri oynamıştır” dedi. Hizbullah'ın ‘Tahran'dan ayrıldığını, yerel bir siyasi bileşen olmayı kabul ettiğini ve askeri kolunu feshettiğini açıklamadığına, böylece savaşçılarının ordu içinde absorbe edilmesi konusunun tartışılabileceğine’ dikkat çeken Hamade sözlerini şöyle sürdürdü: “Veliyyül Fakih tarafından verilen ve uygulanması gereken meşru yetki çerçevesinde faaliyet gösteren askeri bir grup ile anayasal makamlar tarafından demokratik mekanizmalar çerçevesinde alınan siyasi bir karar çerçevesinde faaliyet gösteren başka bir grubu uzlaştırmak nasıl mümkün olabilir? İster sivil idarelerde ister güvenlik kurumlarında milislerin devlete entegre edilmesi deneyimi tekrarlanabilecek kadar başarılı oldu mu?”

Ordu disiplini

Bazılarının iddia ettiği gibi iç savaş sürecindeki milislerin orduya alınmadığını belirten Yazbek, ‘güvenlik ve askeri kurumlara alınanların Lübnan'ı yöneten Suriye rejimine yakın olduğunu, ülkenin egemenliği için savaşan ve Suriye işgaline karşı çıkanların ise kovalandığını, hapsedildiğini ve birçoğunun Lübnan'ı terk etmek zorunda kaldığını’ vurguladı. Yazbek ayrıca, ‘ordu personeli tarafından uygulanan disiplinin Hizbullah savaşçıları için geçerli olmadığını, çünkü milislerin orduyla, ordunun da onlarla uyumlu olmadığını’ belirtti.

Hamade, “Hizbullah savaşçılarının Lübnan ordusuna ve diğer devlet kurumlarına dahil edilmesinin artıları ve eksileri ne olursa olsun, doğru yol Hizbullah'ın silahlarını devlete teslim etmesiyle başlamalı. Hizbullah üyeleri Lübnan toplumundan izole edilmiş bir grup değildir ve topluma entegre edilmelidir. Ancak Hizbullah’ın silahlarını teslim etmesi için bir tür ayartma olarak özümsenmeleri konusunu gündeme getirmekte acele etmek hedefe ulaşılmasını sağlamayacaktır. Gerekli olan, Hizbullah’ın öncelikle devleti, silahların yalnızca devletin elinde olmasını, savaş ve barış kararının devletin elinde olduğunu ve bu konuda meydana gelebilecek herhangi bir düzenlemenin başlangıcı olarak uluslararası kararları uygulama ihtiyacını tanımasıdır” dedi.