Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan, Güney Sudan’daki krizin çözümü için ‘zekice’ bir öneri sundu

Hamideti demokrasi iddiasında bulunan ancak onu uygulamayan Sudanlı partileri eleştirdi.

Salva Kiir önceki gün Cuba Havalimanı’nda Abdulfettah el-Burhan'ı  karşıladı (AFP)
Salva Kiir önceki gün Cuba Havalimanı’nda Abdulfettah el-Burhan'ı karşıladı (AFP)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan, Güney Sudan’daki krizin çözümü için ‘zekice’ bir öneri sundu

Salva Kiir önceki gün Cuba Havalimanı’nda Abdulfettah el-Burhan'ı  karşıladı (AFP)
Salva Kiir önceki gün Cuba Havalimanı’nda Abdulfettah el-Burhan'ı karşıladı (AFP)

Ülkesi karmaşık bir siyasi krizle karşı karşıya olan Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Güney Sudan’daki krizin çözümü için öneri modeli sundu. Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit söz konusu önerinin Burhan’ın askeri dehasını ve tecrübesini yansıttığını belirterek, öneriden övgüyle söz etti.
Burhan dün (cuma) Güney Sudan’ın başkenti Cuba’yı ziyaret etti. Güney Sudan Cumhurbaşkanı Mayardit ile Burhan arasında gerçekleşen görüşmede bölgesel güvenlik ve barışın yanı sıra Güney Sudan’da barış anlaşmasının uygulanmasında karşılaşılan zorluklar ele alındı.
Güney Sudan Dışişleri Bakanı Mayik Ayii Deng ve Sudanlı mevkidaşı Ali es-Sadık, yaptıkları açıklamalarda, Burhan’ın, Güney Sudan’da çekişmenin çözümü için aktifleştirilen anlaşmanın garantörü sıfatıyla Güney Sudan Cumhurbaşkanı’na bölgesel güvenlik ve barışla ilgili bir model sunduğunu bildirdiler.
Sudan Egemenlik Konseyi’nin açıklamasına göre, Burhan, Güney Sudan devletinde barış anlaşmasını imzalayan tüm grupların yer aldığı birleşik, entegre ve etkin bir komutanlık oluşturulmasını önerdi. Mayardit, Burhan’ın askeri dehasını ve tecrübesini yansıtan bu öneriyi ve Burhan’ın Güney Sudan’da sürdürülebilir barış taahhüdüne olan bağlılığını memnuniyetle karşıladı.
İki lider ayrıca iki ülke ilişkilerini destekleme ve güçlendirme yollarına değindi. Liderler barış ve güvenliğin sosyo-ekonomik ilerlemenin iki temel gerekliliği olduğunu vurguladı.
Taraflar, bölgesel ve uluslararası düzeyde ve aynı zamanda Afrika Boynuzu bölgesinde barışı güçlendirme ve istikrarı sağlama taahhütlerine bağlı olduklarını vurguladı.
İki lider, ortak sınırlar konusunda işbirliğine odaklanmak, ihtilaflı Abyei bölgesi de dahil olmak üzere petrol sahalarının geliştirilmesi yoluyla kalkınma üzerinden bir barış modeli oluşturulması için birlikte çalışma konusunda anlaştı.
İki ülkenin dışişleri bakanları, ilişkileri ve tarihi bağları yeniden tesis etmek amacıyla işbirliğinin çerçevesi ve detaylarının belirlenmesi, gerekli hazırlıkların yürütülmesi için görevlendirildi.
İki lider, kendi halklarına, çeşitliliği iki ülkenin zenginlik ve güç kaynağı haline getirme çağrısında bulunarak, ekonomik, siyasi ve kültürel işbirliği sürecini desteklemeye ve Sudan ile Güney Sudan'ı birleştiren ortak tarihi mirası canlandırma taahhütlerine olan bağlılıklarını vurguladılar.
Hızlı Destek Güçleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) Port Sudan kentinde yaptığı açıklamada, isim vermeden bazı siyasi partilerin demokrasi iddiasıyla ülkedeki sivil hizmeti yok ettiğini belirterek, bu partilere ülkenin krizden çıkması için bir söylem üzerinde uzlaşmalarını talep etti. Bazı siyasi parti liderlerinin 90 yaşını geçtiğini, halen koltuklarına sıkı sıkıya bağlı olduklarını ve gençlere alan açmadıklarını söyleyen Hamideti, bu liderlerin yalan söylediğini ve gençleri kandırdığını ifade etti.
Hamideti, “Federal bakanlıklar yok edildi. Bakanlıklarda liyakatle çalışanlar yüzde 30’u geçmiyor. Bunun sebebi liyakatlilerin ihraç edilmesidir” dedi.
Sudan halkına seslenen Hamideti, ülkenin kalkınması ve halkın uzun zamandır devam eden sıkıntılarının hafifletilmesi için kimseyi ötekileştirmeden başkalarını benimseme, birlik olma ve dayanışma çağrısında bulundu.
Muhalif Sudan Meslek Odaları Birliği, güvenlik birimlerini protestolar sırasında geniş çaplı ihlallerde bulunmakla suçladı. Güvenlik güçleri aracılığıyla vatandaşların mallarının gasp edildiği durumlar gözlemlediğini belirten Birlik, faillerden hesap sorma sözü verdi.
Sosyal medyada dolaşıma giren haberler ve videolara göre Hartum’un bazı bölgelerinde geniş çaplı gasp ve hırsızlık olayları yaşanırken, polis ve güvenlik güçlerinin üniformalarını giyen grupların hastanelere saldırdığı görülüyor. Hastanelerde gerçekleşen gasp olaylarının ise hastane çalışanlarının silah tehdidiyle korkutularak gerçekleştirildiği belirtiliyor. Gasp eylemleri, Ekim’den bu yana ülkede protestoların sürdüğü bir dönemde geldi.
Sudan Meslek Odaları Birliği, yaptığı açıklamada, perşembe günü Sudan’ın çeşitli kentlerinde güvenlik güçlerinin kitlesel gösterilere karşı orantısız güç kullandığını gözlemlediğini ifade etti. Açıklamada ‘darbe yönetimi güçlerinin’ Nyala, ed-Damazin ve Atbara kentlerinde göstericilere saldırması sonucu onlarca barışçıl göstericinin yaralandığı belirtildi. Açıklamaya göre Hartum’daki göstericilere karşı mermi, ses bombası, saçma mermisi ve göz yaşartıcı gaz kullanıldı.
Birlik açıklamasında, Hartum’un birçok bölgesinde darbe yönetimi güçlerine bağlı personel, asker ve subayların vatandaşların mallarına karşı gasp, hırsızlık ve saldırı eylemlerine karıştıklarını gözlemlediğini aktardı. Açıklamada, “Polis güçleri vatandaşları darp ettiler, kişisel eşyalarına, telefonlarına ve paralarına el koydular, otomobillerini aradılar, protesto alanına yakın ulusal Astak Laboratuvarı’nı bastılar ve çalışanlarının eşyalarını gasp ederek paralarını çaldılar” ifadeleri kullanıldı.
30 Haziran Rejiminin İzlerini Ortadan Kaldırma Komitesi, Sudanlı ve yabancı vatandaşları mülkiyet satın almaya karşı uyardı. Askeri cuntanın ortadan kaldırılan İslamcı rejimin liderlerine ve kurumlarına mal varlıklarını satma iznini geri verdiğine işaret eden Komite, ‘hırsızların ülkeden kaçabilmek için mal varlıklarını para karşılığında satarak onlardan kurtulmaya çalıştıklarını’ kaydetti. Komite devrimin zafere ulaşacağını ve mallarının sahiplerine geri döneceğini vurguladı.



Gazze'de onlarca açlık çeken insan İsrail savaş makinesinin kurbanı

İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
TT

Gazze'de onlarca açlık çeken insan İsrail savaş makinesinin kurbanı

İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)

İsrail güçleri, ABD yardımlarının dağıtıldığı noktalara akın eden Filistinlileri ve yardım kamyonlarının giriş yollarını hedef almaya devam etti. Bu saldırılar, özellikle mart ayında ateşkesin bozulmasından sonra, mayıs ayı sonundan beri yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Dün, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinin güneyindeki Al-Tina Caddesi'nde Amerikan yardımlarının dağıtıldığı noktada toplanan 32 Filistinli öldürüldü. Yeni katliamda 100'den fazla kişi yaralandı. Bazıları ağır, diğerleri ise orta ve hafif yaralı. Dün Gazze'nin çeşitli bölgelerinde ölenlerin sayısı 70'e yükseldi.

Bölgeden Şarku’l Avsat’a konuşan bir görgü tanığı, İsrail tanklarının ateş açtığını, ardından küçük bir “quadcopter” insansız hava aracının yardım almak için gelen binlerce sivile doğrudan ateş açtığını söyledi.

Resim  Filistinliler, Gazze'deki Nuseyrat mülteci kampındaki bir yardım dağıtım merkezine düzenlenen İsrail hava saldırısının kurbanlarını taşıyor (AFP)

Tanık, yaklaşık 300 metre mesafeden rekor hızla gelen başka bir İsrail tankının, gençlerin bulunduğu bölgeye yaklaştığını, bazılarının etrafını çevreledikten sonra geri çekildiğini, insansız hava araçlarının (İHA) garip sesler çıkardığını ve sakinlerden bölgeyi terk etmelerini ve bir daha geri dönmemelerini istediğini anlattı.

Cuma günü, Gazze'nin güney ve orta kesimlerinde yardım bekleyen 14 Filistinli, yardım dağıtım noktalarında veya yaklaşık bir haftadır fiilen giriş yapamayan yardım kamyonlarının giriş yollarında her gün meydana gelen olaylarda hayatını kaybetti. Bazı durumlarda, İsrail güçlerinin işlediği katliamlarda çok sayıda kişi öldürüldü.

891 kişi öldü

İsrail, önceki olaylarda yardım dağıtım noktalarında meydana gelen olaylarla ilgili soruşturma başlattığını iddia ederken, Hamas ise İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki sınır kapılarını kapatarak, yardım ve mal girişini engellediğini ve açlık çeken sivilleri kasten hedef aldığını belirtiyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre dünkü olaydan önce, ABD kuruluşuna ait yardım dağıtım noktalarının açıldığı geçen mayıs sonundan bu yana 891 Filistinli öldürüldü, 5 bin 754'ten fazla kişi yaralandı.

CDF
Gazze Şeridi'ndeki gıda kıtlığı nedeniyle ciddi yetersiz beslenme sorunu yaşayan Filistinli bir çocuk (EPA) 

Sağlık kaynaklara göre, kurbanların çoğu, tüm Gazze halkını etkisi altına alan gerçek bir kıtlık nedeniyle sağlık sorunları yaşayan ailelerine yardım ulaştırmak için yardım dağıtım merkezlerine gelen gençler ve genç erkekler.

Gazze Sağlık Bakanlığı, insani yardım arayanlara yönelik katliamların binlerce kişinin hayatını tehdit ettiğini belirterek, bölgenin, temel gıda maddelerinde ciddi kıtlık ve yaygın yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olduğunu ve bu felaketin sonuçlarını tedavi edecek tıbbi imkanların tamamen yetersiz olduğunu açıkladı.

Bakanlık, sağlık ekiplerinin açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle ölüm oranlarında belirgin bir artış gözlemlediğini belirtti ve uluslararası toplumun sessizliğinin devam etmesi halinde, benzeri görülmemiş bir sağlık ve insani felaketin yaşanacağı uyarısında bulundu. Bakanlık uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletler kurumları ve insan hakları örgütlerini bu katliamları durdurmak ve gıda, ilaç ve yakıtın güvenli ve düzenli bir şekilde ulaştırılması için insani koridorlar açmak üzere acil ve etkili adımlar atmaya çağırdı.

Sağlık Bakanlığı istatistikleri

Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre geçtiğimiz aylarda Gazze Şeridi'nde yetersiz beslenme ve kıtlık nedeniyle 70'ten fazla çocuk hayatını kaybetti. Son üç ayda insani krizlerin ikiye katlanmasıyla birlikte bu sayının belirgin bir artış gösterdiği belirtildi.

Son üç gün içinde, iki buçuk yaşından küçük 4 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti. Sonuncusu dün sabah, Gazze şehrinde yaşayan Cavid el-Enkar adlı çocuktu.

SCDFGRT
Gazzeliler, Han Yunus'taki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta yiyecek bulma zorluğunun yanı sıra su bulmakta da zorlanıyor (AP)

Saha'da İsrail, Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarını, evlerini ve çeşitli hedefleri bombalamaya devam ediyor. Dün yaklaşık 36 kişi öldü. Ölenler arasında, Hamas hükümetine bağlı Nusayrat Polis Merkezi müdürü Ömer Akl'ın ailesi de var. Akl'ın eşi ve tüm çocukları da öldü.

İsrail'in saldırılarında ölenlerin sayısı 7 Ekim 2023'ten bu yana 58 bin 765 kişiye, yaralıların sayısı ise 140 bin 485 kişiye yükseldi. İsrail'in geçen ocak ayında yürürlüğe giren ateşkesin ardından savaşı yeniden başlatması sonucu 18 Mart'tan bu yana ölenlerin sayısı 7 bin 938 kişi oldu.

90 hedef saldırıldı

İsrail ordusu dün öğleden sonra, hava kuvvetlerinin son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde 90 hedefi vurduğunu ve Gazze şehrinde kara operasyonlarını genişlettiğini açıkladı.

İsrail güçleri, özellikle Gazze ve Han Yunus şehirlerinin yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Beled bölgesinde bombalama ve kara operasyonlarını genişletiyor. Bu bölgede ilk kez bu kadar kapsamlı bir kara operasyonu gerçekleştiriyorlar. Daha önce, şehrin bitişiğindeki Cibaliye mülteci kampında en az üç kez operasyon düzenlemişlerdi.

FGTHYU
Filistinliler Nuseyrat mülteci kampındaki bir dağıtım noktasında yiyecek bulmakta zorlanıyor (AFP)

İsrail, mevcut operasyonların amacının “Hamas”a askeri baskı uygulamak olduğunu söylerken, Gazze'deki siviller bu saldırıların bedelini ödüyor. Bu operasyonlar sonucunda hayatını kaybeden çocukların ve kadınların görüntüleri ortaya çıkarken, “Hamas” İsrail'i halkına karşı kasıtlı katliamlar yapmakla suçluyor.

İsrailli subaylar, Yedioth Ahronoth gazetesine, özellikle Doha'da devam eden müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, operasyonlarını genişletmek için siyasi kadrodan onay beklediklerini söyledi. Gazze Şehri'nin orta ve batı kesimlerinde, çoğunluğu şehrin doğu kesiminden ve Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminden yerlerinden edilmiş yaklaşık 800 bin Filistinlinin yaşadığı bölgelerde operasyon planları olduğunu belirttiler.

Subaylar ayrıca, İsrail'in henüz kısmen girdiği Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat ve Deyr el-Belah bölgelerindeki kamplara düzenleme planları olduğunu da ifade etti.