Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hamideti: Ulusal hükümetin seçilmesinin ardından kışlalara dönmeye hazırız

Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) önceki gün Kızıldeniz eyaletinde kalabalığa hitap ediyor (SUNA)
Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) önceki gün Kızıldeniz eyaletinde kalabalığa hitap ediyor (SUNA)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hamideti: Ulusal hükümetin seçilmesinin ardından kışlalara dönmeye hazırız

Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) önceki gün Kızıldeniz eyaletinde kalabalığa hitap ediyor (SUNA)
Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) önceki gün Kızıldeniz eyaletinde kalabalığa hitap ediyor (SUNA)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), seçilmiş hükümetin gelmesinin ardından askerlerin kışlalara dönmeye hazır olduğunu vurguladı.
Egemenlik Konseyi’nden dün (cumartesi) yapılan açıklamaya göre Hamideti, seçimle sonuçlanacak ulusal uzlaşının ardından yönetimi vatanseverlere teslim etme taahhüdüne bağlı olduklarını belirtti.
Hamideti önceki gün Port Sudan kentinde toplanan kabile mensuplarına hitaben yaptığı konuşmada, “Seçim sandıkları yoluyla seçilmiş hükümetin gelmesinin ardından kışlalara döneceğiz. Bunun dışında, yönetimi, maaşlarını büyükelçiliklerden alanlara teslim etmeyeceğiz. Bırakın kışlalara, evlere bile dönmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
Feshedilen hükümetin izlediği politikayı eleştiren Hamideti, hükümetin ülkenin yıkımına ve Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) verdiği hibelerin durmasına yol açan yöntemler uyguladığını kaydetti. Hamideti, ‘iktidar koltuklarına dönmek için ucuz yöntemlere başvurarak ülkenin ilerlemesini engelleyen’ bazı politikacıları eleştirerek, bu politikacıların Suudi Arabistan ve BAE’nin Sudan’daki geçiş sürecini desteklemek için verdiği hibeleri durdurarak halkın çıkarlarına karşı geldiklerini ve tekrar geri gelip dış desteği durduracaklarını söyledi.
Hamideti, sokaktaki göstericilerin, lağvedilmesini ve orduya entegre edilmesini istediği Hızlı Destek Güçleri’ne komuta ediyor.
Demokratik Birlik Partisi (DBP) Başkanı Muhammed Osman el-Mirgani, “Sudan, onu tehlikelerden ve risklerden korumak için herkesin kapsamlı bir ulusal uzlaşmaya doğru ilerlemesini gerektiren hassas bir tarihi dönemden geçiyor” dedi. Hatmiyya tarikatının mürşidi olan Mirgani, şu ana kadar ortaya konulan tüm girişimlerin ortak paydalarını bir araya getirerek hazırladığı ulusal girişimi siyasi partilere sunduğunu belirterek, partilerden bu girişime sahip çıkılmasını talep etti.
DBP Başkanı, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve halkın tüm bileşenlerine, Aralık Devrimi’nin hedeflerini gerçekleştirmek için hiç kimseyi ötekileştirmeyen ve kadın ile gençlerin temsil gücünü olumlu etkileyen birleştirici bir Sudan-Sudan diyaloğu başlatma çağrısında bulundu. Şehitlerin ruhlarına bir vefa göstergesi olarak adalet ve cezadan kurtulmama ilkesinin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Mirgani, Haziran 2019’da onlarca kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin yaralandığı ve kaybolduğu protestoları dağıtma suçunu soruşturma sonuçlarının ilan edilmesini istedi. Mirgani, “Ulusal ve parti çalışmalarına katkımızı sürdürme çabasıyla yakında yurda döneceğimi ilan ediyorum” dedi.
Oğlu Cafer es-Sadık’ı Sudan’a dönme ve DBP içinde birliği sağlama çalışmalarını takip etmekle görevlendirdiğini bildiren Mirgani, tüm DBP kadrolarına, DBP’de birliği sağlamanın ve Sudan halkının adalet, barış ve özgürlüğe yönelik umutlarını ve beklentilerini gerçekleştirmek için tüm ulusal meselelere katkı sunmanın ilk aşaması olarak, ortak koordinasyon içinde çalışma çağrısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Mirgani’nin bu açıklamalarına paralel olarak, halk örgütlerinden oluşan Direniş Komiteleri gelecek hafta ‘Sudan Şehirleri Ayaklanıyor’ sloganıyla protestoların dozunu artırmak amacıyla bir takvim yayınladı. Takvime göre bu haftaki protestolar perşembe günü yapılacak ‘milyonluk gösteri’ ile sona erecek.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.