İsrailli bir komutan, Filistinlilerin ‘intifadaya dönmeleri halinde çok şey kaybedeceğine’ inanıyor

Fotoğraf: (Ali Jadallah/AA)
Fotoğraf: (Ali Jadallah/AA)
TT

İsrailli bir komutan, Filistinlilerin ‘intifadaya dönmeleri halinde çok şey kaybedeceğine’ inanıyor

Fotoğraf: (Ali Jadallah/AA)
Fotoğraf: (Ali Jadallah/AA)

Batı Şeria’nın merkezinde konuşlanan İsrail ordusu Binyamin Tugayı Komutanı Albay Eliav Elbaz, Filistinlilerin 2000 yılında olduğu gibi, bir intifadaya dönme kararı vermeleri durumunda, kaybedecek çok şeyleri olduğunu söyledi. Elbaz’ın uyarısı, birkaç ay önce Batı Şeria’daki Ramallah’a ‘burayı daha yakından tanımak amacıyla’ sivil kıyafetlerle gizli bir gezi düzenlediği ortaya çıktıktan sonra, İsrail Walla internet sitesine yaptığı açıklamalarda geldi.
Elbaz, son yıllarda Ramallah’ta büyük bir değişimin meydana geldiğini, bugün Filistinlilerin ‘geri dönüp intifadayı tekrarlamaya’ kararı vermeleri halinde çok büyük kayıplar vereceklerini söyledi.
Elbaz 2021 yılı Ağustos ayında, eski Ramallah Bölge Komutanı Yonatan Steinberg ile, 2000 yılında patlak veren Mescid-i Aksa İntifadası akabinde şehirde yaşanan değişimi yakından görmek için Ramallah’ın merkezinde, normal bir araç ve sivil kıyafetlerle, silah veya keşif uçakları olmaksızın bir inceleme gezisi gerçekleştirdi. 2000 yılında yaşanan intifadada, Filistin Yönetimi merkezinin ve imkanlarının kısmen tahrip edilmesinin yanı sıra Ramallah ve diğer şehirler İsrail’in işgallerine sahne olmuştu.
Ramallah, Filistin Yönetimi’nin siyasi başkentini temsil ediyor ve Devlet Başkanı’nın ofisi, evi, hükümet merkezi ve yetkililerin evleri burada bulunuyor. Şehir yıllar içerisinde, iş ve inşaat açısından büyük bir gelişmeye tanık oldu. Aynı zamanda sermayeleri ve çalışanları da kendisine çekiyor ve diğer Filistin şehirlerinden daha yüksek bir lüks seviyesi bulunuyor.
İsrailli komutan, 2021 yılı Eylül ayında Hamas Hareketi’nin hücrelerinin bulunduğundan bahsederek, Hamas’ın Batı Şeria’daki güvenlik durumunu değiştirme niyetine karşı uyarıda bulundu. Komutan “Bu hücreler, kritik bir zamanda keşfedilmemiş olsaydı, Batı Şeria’daki güvenlik durumu alt üst olurdu” diye açıkladı ve bu zamanlamayı “90’ıncı dakika” olarak nitelendirdi.
Walla haber sitesi, Elbaz’ın açıklamalarının Batı Şeria’da hakim olan sakinliğin her an tersine dönebileceğini doğruladığını belirtti.
Batı Şeria, son birkaç hafta içinde bir dizi operasyona tanık oldu. Bu durum, yaşanan diğer sıcak olayların yanı sıra, İsrail’in önümüzdeki üç ay içerisinde büyük bir gerilim yaşanması olasılığına ilişkin daha önce yaptığı değerlendirmeleri destekledi.
Üst düzey güvenlik yetkilileri bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi ve Batı Şeria, Kudüs ve ülke içinde tüm bölgelerde polis ve güvenlik güçlerinin artırılması kararı alındı.
Geçen hafta, İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet Başkanı Ronen Bar, ABD’li mevkidaşı Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray ve Savunma Bakanlığı’ndaki üst düzey yetkililerle bir araya gelerek diğer dosyaların yanı sıra Filistin topraklarındaki durumunu da görüştü.
Cuma günü, İsrail Genel Güvenlik Servisi ve polis, Kudüs’te bulunan ve Hamas’ın Türkiye’deki liderliğinden talimat alan kişilerin tutuklandığını açıkladı. Soruşturmalar kapsamında geçen ay, 4 Kudüslü (Sur Baher ve Beit Hanina’dan) terör örgütünü yönetmek ve üye olmak, vergi ihlalleri yapmak, kara para aklamak ve diğer suçlamalarla tutuklandı. Aynı zamanda, Türkiye’de ikamet eden üst düzey Hamas yetkilileri tarafından finanse edilen ve yönetilen, ülke sınırları dışındaki bazı şüphelilere ateş açıldı.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.