DSM Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed: Türkiye Afrin’den çıkarılmalı

Demokratik Suriye Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed
Demokratik Suriye Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed
TT

DSM Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed: Türkiye Afrin’den çıkarılmalı

Demokratik Suriye Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed
Demokratik Suriye Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed

Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed, uluslararası toplumdan Türk ordusu ve desteklediği silahlı grupların Suriye’nin Afrin kenti üzerindeki hakimiyetine son verilmesini talep etti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Ahmed, “İşgal altındaki bu bölgenin (Afrin’in) Türkiye’den kurtarılması bir borçtur. Ahlaki ve vatani sorumluluğumuzdur” dedi.
Ahmed, Zeytin Dalı askeri operasyonunun üzerinden dört yıl geçmesi münasebetiyle yaptığı açıklamada, “Bu işgalin etkileri sanki dört asırlık olduğu izlenimi veriyor; çünkü yakıp yıkma politikası tüm hızıyla sürüyor” ifadelerini kullandı.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplumun Halep’in kuzey kırsalındaki Afrin kentinin sakinlerine karşı sorumluluklarını görmezden geldiklerini belirtti. Abdi, mesajında, “İşgalin üzerinden 4 yıl geçti, Birleşmiş Milletler Kurulu ve uluslararası toplum Afrin sakinlerine karşı sorumluluklarını hâlâ görmezden geliyorlar” ifadesini kullandı. Türk ordusunun Afrin üzerindeki hakimiyetine son verilmesi, Türkiye destekli tüm güçlerin çıkarılması, kent sakinlerinin güvenli bir şekilde topraklarına ve evlerine geri dönmesi gerektiğine işaret eden Abdi, “Bu, bizim meselemiz ve sorumluluğumuzdur. Bu aynı zamanda insanlığa inanan herkesin meselesidir” dedi.
Muhalif Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) dün resmi internet sayfasında yayınladığı açıklamada, evlerinde kalma kararı alan Afrin sakinlerinin durumuna işaret etti. Açıklamada, “Afrin ve kırsalında toprağına sarılan herkes, Türkiye destekli silahlı grupların işlediği çeşitli ihlallere ve suçlara maruz kalıyor. Bu durum on binlerce bölge sakinini evlerini terk etmeye zorladı.
ENKS Başkanı Mela Suud, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Türkiye destekli bu gruplar, oradaki (Afrin’deki) Kürt varlığını hedef alan bir demografik değişiklik gerçekleştirmek amacıyla Suriye’nin diğer bölgelerinde yerinden edilen çok sayıda aileyi (Afrin’e) yerleştirdi” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kuzeydoğu Suriye’deki saha temsilcisi Matthew Pearl, ENKS Başkanlığı’ndan bir heyetle birlikte cuma günü Suriye’nin Kamışlı kentini ziyaret etti. Heyetteki üyelerin aktardığına göre Pearl, Kamışlı’daki temasları sırasında, ABD yönetiminin, kuraklığın ve yıllardır süren yıkıcı savaşların yol açtığı sorunları hafifletmek amacıyla Fırat’ın doğusundaki bölgelerin sakinlerinin kalkınmasını desteklemek için bu bölgeler üzerindeki Ceaser (Sezar) Yasası yaptırımlarını hafifletmeye çalıştığını söyledi. ABD yönetiminin Suriye hükümetine karşı tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığını ve siyasi çözüm ile 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararına bağlı kalmaya devam ettiğini vurgulayan Pearl, Kürt siyasi hareketleri arasındaki görüşmelerin ABD Dışişleri Bakanlığı ekibinin önceliğini oluşturduğunu ve tüm tarafları diyalog masasına dönmeye ikna etmek için çalışacaklarını ifade etti.
Mela Suud, Pearl ile görüşen Kürt heyetin, siyasi sürecin ve Anayasa Komitesi’nin aktifleştirilmesi, ABD’nin bölgeyi Ceaser yaptırımlarından muaf tutması ve bu çabaların Kuzeydoğu Suriye sakinlerinin Ekonomik ve geçim koşullarındaki kötü gidişatı hafifletilmesiyle sonuçlanmasının önemine vurgu yaptığını aktardı. Mela Suud, “Ayrıca ENKS üyelerine yönelik devam eden ihlalleri, üyelerin PYD yönetimine bağlı güvenlik makamları tarafından tutuklanmalarını, tüm siyasilerin ve basın mensuplarının serbest bırakılmasının ve garantilerin yer aldığı belgedeki maddelerin uygulanması ve maddelere bağlı kalınmasının önemini dile getirdik” diye konuştu.



Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
TT

Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)

Beş kişilik bir ailenin reisi olan Ebu Yusuf bu bayramı da buruk geçirdi. Yokluk ve yoksulluk onu da diğer tüm Suriyeliler gibi derinden etkiledi. “Bayramda mutlu olmak istedik ama olamadık. Bayramlaşmak için birçok akrabaya gidemedim. Sadece erkek ve kız kardeşime gittim. Çoğu insan benim gibi, yokluktan dolayı psikolojik olarak yorgun” diyen 40 yaşındaki Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada üç çocuğunun bayram ihtiyaçlarının az bir kısmını dahi karşılayamadığını belirterek şunları söyledi:

 Artık bayramlarda sevinme imkanımız yok. Mutluluk çok paranın olmasını gerektiriyor ancak çoğu kişide bulunmuyor. Allah şartları düzeltsin, eski günlerdeki gibi bayramlarda neşeyi geri getirsin...

Ebu Yusuf, yüzünde üzüntü ile ‘lanetli savaştan’ önceki yıllardaki bayramların sevincini hatırlayarak, aile fertlerinin bayram namazından hemen sonra en büyüğün evinde toplandıklarını ve ardından diğer akrabalarıyla bayramlaşmak için yola çıktıklarını, Şam sokaklarının bayramlaşmak için dışarı çıkan insanlarla dolduğunu anlattı. “Şimdi sokaklara bakın, çocuklar dışında neredeyse boş” dedi. Halkın büyük çoğunluğu, Suriye hükümetinin, yoksulluk sınırının altında olan bölgelerinde yaşıyor. Devlet sektörü çalışanlarının aylık maaşı 150 bin lirayı geçmiyor. Beş kişilik bir aile, özellikle gıda maddelerindeki fiyatlardaki çılgın artış nedeniyle ayda dört milyon liradan fazlasına ihtiyacı duyuyor.

sdgf
Şam’da şeker satan bir dükkan. (AFP)

Şam sakinlerinin Kurban Bayramı kutlamaları için yaptıkları hazırlıklar, orta sınıfın yok olmasının ardından sınıf farklılıklarının ve geçim eşitsizliklerinin artan boyutunu gösterdi. Şarku’l Avsat, bayramdan önceki birkaç gün boyunca, bayram ihtiyaçlarını satın alındığı Şam pazarlarının kalabalık hali yerinde gözlemledi. Hazırlıklar vatandaşların maddi imkanlarına göre değişiklik gösteriyordu. Ebu Muhammed’in anlattıklarını, Şam’ın güneyinde tek oğluyla birlikte yaşayan yaşlı kadın Ümmü Samir de doğruladı. Gözyaşlarını tutmaya çalışan kadın, Şarku’l Avsat’a bayramın ilk üç gününde kapısını sadece üç kızının çaldığını belirterek şunları söyledi:

Bayramlar, maddi durumdan dolayı sıkıcı hale geldi. Komşular sessiz, kapılar çalınmıyor ve kimse kimsenin bayramını kutlamıyor. Bina girişinde veya asansörde birbirlerini görürlerse selam verirler ama ziyafet hazırlıkları çok az olduğu için nadiren biri diğerini davet eder.

Yaşlı kadın, yoksulluğun birçok aile reisi için psikolojik bir baskı oluşturduğunu vurgulayarak pek çok kişinin artık bir fincan kahve ya da bir bardak meyve suyu ikram edemediğini kaydetti. “Böyleyken, bayramdan nasıl mutlu olacaksınız?” diye sordu.

sde
Şam’da bayramın ilk gününde çocukların sevinci. (AFP)

Bu zor şartların gölgesinde bazıları, lise öğretmeni Mahmud’un da yaptığı gibi sosyal medya aracılığıyla akraba ve komşularının bayramını kutlamakla yetindi. Mahmud, Şarku’l Avsat’a şunları aktardı:

Bu daha iyi, çünkü durum çok zor. Birine giderseniz ve onun mali gücünün olmadığını biliyorsanız, utanmasına neden olabilirsiniz.

Ancak tüm bunlar yine de Şam sakinlerinin hepsinde bayram sevincinin tamamen kaybolduğu anlamına gelmiyor. Zira sayıca çok az da olsa varlıklı kişiler ve zenginler, bayram geleneklerini yeniden canlandırmak için çalışıyor. İsmini vermek istemeyen bir toplum araştırmacısı, Şarku’l Avsat’a, Suriyelilerin büyük çoğunluğunun her geçen gün daha da kötüleşen yaşam koşulları nedeniyle yorgun hissettiğini ve sürekli endişe içerisinde yaşadığını belirtti. Bunun her geçen gün daha da kötüleşen psikolojik durumlarını etkilediğini, sadece ziyafetlerle değil, ruhları neşelendirecek her şeyden mahrum kalmalarına neden olduğunu vurgulayan araştırmacı, bu dayanılmaz durum nedeniyle birçok Suriyelinin psikolojik tedaviye ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Hükümete bu duruma acilen bir çözüm bulma çağrısında bulundu.