Yemen ekonomisindeki bölünmüşlük son bulacak mı?

Ekonomistler, Yemen ekonomisinin bölünmesine son verilmesi çağrısında bulunuyor

Sana’da bir hastanenin önündeki Yemenliler (Reuters)
Sana’da bir hastanenin önündeki Yemenliler (Reuters)
TT

Yemen ekonomisindeki bölünmüşlük son bulacak mı?

Sana’da bir hastanenin önündeki Yemenliler (Reuters)
Sana’da bir hastanenin önündeki Yemenliler (Reuters)

Yemen’den, Birleşmiş Milletler’den (BM) ve ABD’den ekonomi uzmanları, Yemen’deki savaşın yol açtığı ekonomik krize çözüm için çabalamanın gerekli olduğunu aynı zamanda mali sistemdeki mevcut bölünmeyi (Merkez Bankası ve ulusal para biriminde) sona erdirmek ve şehirler arası emtia akışının engellerle karşılaşmamasını güvence altına almak amacıyla Husi milisler tarafından kapatılan ticaret yollarının açılmasına odaklanılması gerektiğini vurguladı.
Uzmanlar iki çalışma ekibi oluşturmak üzere anlaştı. Bunlardan ilki, Bankacılık Komitesi, Ekonomik Reform Ekibi, Ticaret Odaları ve Merkez Bankası olmak üzere tüm paydaşların katılımıyla, parasal bölünme sorununun çözümlerine yönelik vizyonlar belirlemek için görev alırken, ikinci ekip ise, mal ve emtiaların sevkiyat sorunları ve zorluklarıyla ilgili, tüm taraflarla istişare ve koordinasyon içerisinde vizyon ve çözümler sunmak için çalışacak.
Bu karar, Özel Sektöre Yönelik Ekonomik Reform Ekibi, Uluslararası Özel Sektör Projeleri Merkezi, Almanya merkezli Berghof Vakfı ve BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg arasındaki ortak koordinasyona binaen Ölü Deniz’deki 3 günlük bir toplantı sırasında geldi.  Özel Sektöre Yönelik Ekonomik Reform Ekibi, Berghof Vakfı ekibi ve BM Yemen Özel Temsilcisi’nin ekonomi ekibi, ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi’nin ekonomi ekibi, Avrupa Birliği ekibi, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) temsilcileri ile birlikte Yemen’in yaşadığı ekonomik krizi görüştü.
Görüşmeye katılanlar, savaşın yol açtığı ekonomik krizin çözümü için diğer yolların yanı sıra, ekonomi yolunun belirlenmesini ve bunun öncelikli olmasını vurguladılar. Aynı zamanda, uluslararası toplumun, Yemenli taraflardan gelmesi gereken çözümleri desteklemeye her zamankinden daha fazla kararlı olduğu belirtildi.
Katılımcılar kapsamlı tartışmaların ardından, ilk aşamada özel sektörün iki ana sorununa çözüm ve vizyon belirlenmesine odaklanılması konusunda anlaştılar. Bunlardan ilki, Yemen’de para birimi ve bankacılık sistemi üzerindeki etkileri hafifletmek ve dolayısıyla Yemen’in tüm nüfusunun ekonomik ve yaşam koşulları düzeltmek için, finansal ve parasal sistemdeki bölünmeyi sona erdirmeye dayanıyor. Diğeri ise, mal ve hizmetlerin sevkiyat sistemlerine dayanıyor. Bu Yemen’e yapılan deniz, hava ve kara taşımacılığının yanı sıra emtiaların Yemen’e varışından tüketiciye ulaşmasına kadar ülkenin her yerinde iç nakliyesini de içeriyor.
Katılımcılar ayrıca, toplantıda kendilerine verdikleri taahhüdü uluslararası toplumla uygulamak üzere bir entegre zaman çizelgesi belirledi. Bu bağlamda iki ekip belirlendi. Bunlardan ilki, Bankacılık Komitesi, Ekonomik Reform Ekibi, Ticaret Odaları, Merkez Bankası ve ulaşım konusundaki tüm paydaşların katılımıyla, son derece ciddi bölünme sorununa çözümler için bir vizyon belirlemek ile görevlendirilirken, diğeri tüm taraflarla istişare ve koordinasyon içerisinde, ulaşım sorunları ve zorluklarıyla ilgili vizyon ve çözümler sunması için oluşturuldu.
Katılımcılar, iki tarafın çalışmalarının dayandırılacağı temeller ve kurallar üzerinde de anlaştılar. Söz konusu temeller ve kurallar arasında, Yemen’in tek bir ülke olduğu, çözümlerin ülkenin tüm bölgelerini kapsaması gerektiği, Yemen para birimi bir olduğu, Yemen’in tüm bölgelerinde ulusal para biriminin tanınması gerektiği, tüm Yemen’de aynı güç ve değerlere sahip olunması gerektiği ve Yemen halkının çıkarlarının her şeyin üstünde olması gerektiği yer alıyor.
Katılımcılar Yemen’in tanık olduğu tüm ekonomik zorlukları ve bunların özel sektör ve Yemen halkı üzerindeki yansımalarını da tartıştılar. Bu kapsamda, 2020 yılında özel sektör tarafından geliştirilen stratejik planının, 2022 yılına kadar değerlendirilmesi ve gözden geçirilmesi, sonrasında  güncel gelişmeler ışığında yeniden düzenlenmesini ve bir sonraki oturumun toplantısına sunulmasını onaylandı.
Özel Sektöre Yönelik Ekonomik Reform Ekibi toplantının sonunda, savaş sırasında gösterdiği çabalarına ilişkin bir sunum yaptı, sunumda 4 eksene odaklanıldı. Söz konusu 4 eksende, ekibin ekonomik politikaları etkileme çabaları, yardım çabaları, ekonomik blokların ve koalisyonların oluşumuna katkıları ve bazı ekip üyelerinin kapsamlı ulusal diyaloğa katılım deneyimi yer alıyordu.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.