Mısır, Nahda Barajı krizinde su sorunlarıyla karşı karşıya

Mısır, Nahda Barajı krizinde su sorunlarıyla karşı karşıya
TT

Mısır, Nahda Barajı krizinde su sorunlarıyla karşı karşıya

Mısır, Nahda Barajı krizinde su sorunlarıyla karşı karşıya

Mısır yönetimi, su kanallarının, modern sulamanın ve depolama tesislerinin rehabilitasyonunun geliştirilmesi yoluyla, suyun yeniden kullanım projelerinin uygulanmasını yaygınlaştırarak su sorunlarını çözmek için büyük çaba sarf ettiğini açıkladı.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhhamed Abdulati, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında, çiftçilere hizmet verilmesinde ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlanmasında bu projelerin önemine değinerek, Mısır’ın, dünyada en çok su kıtlığı yaşayan ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Mısır'ın su sorunlarını çözme çabaları, Etiyopya’da inşa edilen Nahda Barajı ile doğan krizin devam etmesiyle aynı zamana denk geliyor. Zira, Mısır içme suyu ve tarım için yaklaşık yüzde 97 bağımlı olduğu Nil Nehri suyundaki payı üzerindeki barajın oluşturacağı etkinin hesabını yapıyor.
Nil nehrin üzerinde bulunan Mısır ve Sudan barajın beklenen olumsuz etkilerini sınırlamalarını garanti eden hukuki bağlayıcılığı olan bir anlaşma yapmadan önce, Etiyopya'nın Nahda (Rönesans) Baraj gölünün doldurulması veya işletilmesine ilişkin herhangi bir tek taraflı önlem almaktan kaçınmasını talep ediyor.
Mısır Sulama Bakanlığı'ndan yapılan son açıklamaya göre, Sulama Bakanı, büyük projelerin yürütme pozisyonunun gözden geçirilmesi sırasında şunları söyledi: “60 km'lik mevcut su yollarının rehabilitasyonuna ve 15 adet atık su transfer istasyonu inşaatına ek olarak, halihazırda el-Hamam'daki su arıtma tesisi için Batı Deltası'nda tarımsal atık suların taşınması projesi uygulanıyor ve uygulama yüksek oranlarda gerçekleşiyor. Ayrıca, arıtma tesisinin bir yıl içinde tamamlanması bekleniyor”.
Bu proje, arıtılmış tarımsal drenaj suyuna bağlı olarak batı delta bölgesindeki yeni tarım arazilerinin geri kazanılmasını amaçlıyor.
Bakan, Kuzey ve Orta Sina'daki ıslah alanları için Bahr el-Bakar su arıtma tesisinden gelen suyun ıslah alanlarına aktarılması projesinin yüzde 9'luk ilerlemeyle devam ettiğini belirtti. Bu projenin, Kuzey ve Orta Sina'daki yeni tarım arazilerinin geri kazanılmasını amaçladığını kaydetti. Ayrıca, Bahr el-Bakar ve el-Hamam tesisleri, yüksek tuzlu atık suları yeniden kullanıma yönlendirilmek üzere arıttığını ve bu iki projenin, kapsamlı geliştirme projeleri için model olduğunu ve suyun yeniden kullanımı ve istihdam yaratma alanında rol model olduğunu vurguladı.



Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
TT

Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)

Gazze Şeridi'nde yaşananları araştırmak için kurulan Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal) girişimi dün, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nu Gazze Şeridi’ne acilen müdahale etmeye ve felakete uğramış bölge halkına yardım etmek için askeri koruma gücü göndermeye çağırdı.

Uluslararası akademisyenler, hukukçular ve hukuk uzmanlarından oluşan girişim, kamuoyunu harekete geçirmek ve hükümetlere ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirmek’ için baskı yapmak amacıyla 2024 yılında Londra'da kuruldu.

İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında, Gazze Mahkemesi Başkanı ve eski BM Filistin Raportörü Richard Falk, mahkemenin hükümetlere ‘çok geç olmadan’ harekete geçmeleri çağrısında bulunduğunu bildirdi.

grthy7u
Gazze Mahkemesi Başkanı Richard Falk, Gazze Şeridi'ne destek etkinliği sırasında (Gazze Mahkemesi Facebook hesabı)

94 yaşındaki Amerikalı hukuk profesörü Falk, amacın ‘BM Genel Kurulu'nun Gazze Şeridi'ne insani yardım girişinin engellenmesini ve halkın sürekli olarak yok edilmesini sona erdirmek için önleyici bir silahlı müdahale düzenlemesini sağlamak’ olduğunu ifade etti.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail yerleşimlerine saldırmasından bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik şiddetli bir askeri saldırı yürütüyor. Yardım kuruluşları, bu saldırının Gazze Şeridi'nde ciddi bir insani krize yol açtığını belirtiyor.

Gazze Mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, “Dünya çapındaki hükümetleri, şimdiye kadar Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirme girişimlerini engelleyen BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için acil adımlar atmaya çağırıyoruz” denildi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde soykırım gerçekleştirdiğini veya insani yardım girişini engellediğini defalarca yalanladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaşı sona erdirme çağrılarının Hamas'ın konumunu ‘güçlendirdiğini’ söyledi.

Falk, bu adımın 1950 yılında BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ‘Barış için Birlik’ kararı veya daha yeni olan ‘Koruma Sorumluluğu’ ilkesi gibi siyasi araçlarla gerçekleştirilebileceğini belirtti.

İlk karar, BM Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliği korumada başarısız olduğu durumlarda BM Genel Kurulu'nun harekete geçmesini sağlıyor. Bu karar, Kore Savaşı'nın (1950-1953) ilk aşamalarında, Sovyetler Birliği'nin BM Güvenlik Konseyi'nde tekrar tekrar kullandığı veto hakkını aşmak için ABD'nin talebi üzerine kabul edildi.

Koruma Sorumluluğu ilkesi, 1994'te Ruanda'da yaşanan soykırım ve Bosna'daki Srebrenitsa katliamının tekrarlanmasını önlemek amacıyla 2005 yılında kabul edildi.

Filistinlilerin hakları alanında onlarca yıldır çalışan ve İsrail'e karşı tutumu nedeniyle defalarca eleştirilen Falk, “Şu anda ciddi ve kararlı bir adım atmazsak, insanları kurtarmak için çok geç kalmış olacağız” dedi.

Falk, Gazze Mahkemesi’nin bu davayı önümüzdeki ay New York'ta yapılacak BM Genel Kurulu gündemine dahil etmeyi umduğunu söyledi.

Uluslararası güçler, zulmü durdurmak için askeri müdahalenin haklı olup olmadığı konusunda bölünmüş durumda. Silahlı müdahaleyi reddedenler, bunun diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmek için bir bahane olduğunu düşünüyor.

Öte yandan Uluslararası Af Örgütü dün İsrail'i Gazze Şeridi halkını aç bırakmak için ‘kasıtlı bir politika’ izlemekle suçladı, ancak İsrail bu suçlamayı defalarca reddetti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, 2023 yılında Hamas'ın İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırı sonucunda çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü.

Buna karşılık İsrail'in saldırısı, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde yönettiği ve BM tarafından güvenilir kabul edilen Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre, çoğu sivil olmak üzere 62 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.