SOHR: Türkiye, Suriye’deki yüzlerce askerini PKK’ya yönelik askeri operasyonlara katılmaları için Kuzey Irak’a sevk etmeye hazırlanıyor

2020’de İdlib’in İrm el-Cevz bölgesinde ortak devriye faaliyeti icra eden Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)
2020’de İdlib’in İrm el-Cevz bölgesinde ortak devriye faaliyeti icra eden Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)
TT

SOHR: Türkiye, Suriye’deki yüzlerce askerini PKK’ya yönelik askeri operasyonlara katılmaları için Kuzey Irak’a sevk etmeye hazırlanıyor

2020’de İdlib’in İrm el-Cevz bölgesinde ortak devriye faaliyeti icra eden Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)
2020’de İdlib’in İrm el-Cevz bölgesinde ortak devriye faaliyeti icra eden Türk-Rus askeri konvoyu (AFP)

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeybatısındaki Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde konuşlu güçlerinden birkaç yüzünü geri çekip PKK’ya yönelik askeri operasyonlara katılmaları için Kuzey Irak’a sevk etme kararı aldığı bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Suriye’nin kuzeybatısındaki Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde konuşlu Türk güçlerinin, bölgede konuşlu unsurlarından 400’ünü PKK ile savaşmaları ve PKK’ya karşı yürütülen askeri operasyonlara katılmaları amacıyla Kuzey Irak’a sevk etme kararı aldığını bildirdi.
Türk ordusu geçen yıl Kuzey Irak’ta PKK mevzilerini havadan ve karadan hedef alan ve aynı zamanda komando birliklerinin de katıldığı operasyonlar başlatmıştı. Ankara’dan yapılan açıklamalara göre, Türkiye’nin güney sınırındaki güvenlik tehditleri ve PKK varlığının ortadan kaldırılması amacıyla operasyonlar devam ediyor.
SOHR, Türk güçlerine bağlı 400 askerin yer aldığı ilk grubun Gerginliği Azaltma Bölgesi’nden çıkmak için hazırlıklarını tamamladığını belirterek, bu grubu önümüzdeki dönemde başka grupların da takip edebileceğini ifade etti. Suriye’nin kuzeybatısındaki Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde konuşlu Türk askerlerinin sayıları yaklaşık 13 bin 500’e ulaşıyor. Bölgedeki Türk askerleri İdlib, Halep, Hama ve Lazkiye kırsallarında bulunan 60’tan fazla askeri noktaya dağılmış durumda.
Suriye’deki Türk askerlerinin Kuzey Irak’a sevk edileceği yönündeki haberler, rejim güçlerinin İdlib’in güney kırsalındaki Cebel Zaviye’ye bağlı Beyneyn, El-Bare ve Fuleyfel bölgeleri ile Hama’nın kuzeybatı kırsalındaki Sehl el-Gab bölgesinde konuşlu muhalif silahlı gruplarla olan temas hatlarındaki mevzilere yönelik füze ve top atışları ile saldırılar düzenlediği bir dönemde geldi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Türk güçleri ve Ankara destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) son üç gün içinde Haseke’nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki Tel Tamir kırsalına yönelik düzenlediği bombardıman sonucu elektrik şebekesi zarar gördü ve bölgede elektrik kesintileri yaşandı.
SMO grupları Haseke’nin kuzeyindeki Tel Tamir kırsalına bağlı Derdara, Tel Şenan ve Tel Cuma köylerine yoğun top atışları gerçekleştirdi. Can kaybı olup olmadığı hakkında herhangi bir bilgi bulunmuyor.
SOHR, bir Türk insansız hava aracının (İHA) Rakka’nın kuzey kırsalındaki Ayn İsa’nın batısında yer alan Huşan köyü çevresinde askeri bir aracı hedef aldığını aktardı. SOHR’a göre İHA saldırısının gerçekleştiği bölgede maddi hasar meydana geldi. SOHR, Türk güçlerinin ayrıca Huşan köyüne top atışları düzenlediğini de kaydetti.



İran ve İsrail'in savaşa geri dönme riskine dair 4 işaret

İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
TT

İran ve İsrail'in savaşa geri dönme riskine dair 4 işaret

İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
İran ve İsrail bayrakları (Reuters)

İran ve İsrail arasındaki gerilim, bugüne kadarki en doğrudan ve yıkıcı çatışmaları olan haziran ayındaki 12 günlük savaşın ardından yüksek seyretmeye devam ediyor. Amerikan “Newsweek” dergisi, Tel Aviv ve Tahran'ın savaşa geri dönme riski taşıdığına dair dört göstergeye dikkat çekti.

Dergi, çatışmanın 13 Haziran'da İsrail'in İran'ın nükleer ve askeri hedeflerine yönelik saldırılarıyla başladığını ve bunun yüzlerce insansız hava aracı (İHA) ve balistik füzenin İsrail'i hedef aldığı yaygın bir İran tepkisini tetiklediğini bildirdi.

22 Haziran'da ABD, İran'ın önemli nükleer tesislerine hava ve füze saldırıları düzenledi. İran ise ABD Ee-Udeyd üssünü hedef alarak misillemede bulundu.

24 Haziran'da varılan ateşkese rağmen, derin stratejik ve nükleer gerilimler çözümsüz kalmaya devam ediyor.

Sana'daki Husiler, İran'la dayanışma içinde ABD ve İsrail bayraklarını yaktı (Reuters)Sana'daki Husiler, İran'la dayanışma içinde ABD ve İsrail bayraklarını yaktı (Reuters)

İran-İsrail çatışmasının tırmanmasının, Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırabileceği, küresel enerji ve güvenliği tehdit edebileceği, ABD ve Çin gibi büyük güçleri doğrudan çatışmaya sürükleyebileceği belirtildi. Ateşkes, temel ihtilaflı konuları ele almadan bırakarak yeni bir çatışmanın önünü açtı. Şarku’l Avsat’ın Newsweek’ten aktadığı analize göre son dönemdeki bazı gelişmeler, yeni bir çatışma riskinin arttığına işaret ediyor.

“Newsweek”, yeni çatışmalara yol açabilecek nedenleri inceledi.

1-Hızlı Silahlanma

İsrail tarafından zarar verilen savunmasını yeniden inşa etmeye çalışan İran, Çin'den karadan havaya füze bataryaları satın alarak her iki tarafı da yeniden silahlandırıyor.

Ayrıca Çin Savunma Bakanlığı, İran'ın eskiyen ve çoğunluğu Rus yapımı olan hava savunma sistemlerini geliştirmek amacıyla bu uçakları satın almak istediğine dair haberler arasında, "dost ülkelere" J-10 çok amaçlı savaş uçağı tedarik etme isteğini doğruladı.

Bu arada, İsrail'in Lübnan üzerindeki hava devriyelerini güçlendirdiğini, sivilleri korumak için yeni yerel güvenlik birimleri oluşturduğunu ve ön saflardaki birlikleri desteklemek için yedek kuvvetleri yeniden harekete geçirdiğini Savunma Bakanı Israel Katz doğruladı.

Amerika Birleşik Devletleri, eksilen teçhizatın yerine yenilerini koymak için İsrail'e silah sevkiyatını hızlandırdı, İsrail’e gelişmiş hassas mühimmat ve füze savunma sistemleri sağladı.

2- İran Nükleer Programının Durumu

Çatışma sırasında İran nükleer tesislerine verilen büyük hasara rağmen, önemli tesislerin kapatılıp kapatılmadığı belirsizliğini koruyor.

İran, uranyum zenginleştirmeye ve gelişmiş santrifüjler geliştirmeye devam ettiğini, nükleer hedeflerini sürdürdüğünü ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile denetimler konusunda iş birliğini askıya aldığını belirtiyor.

Trump yönetimiyle müzakerelerin geleceği ise belirsizliğini koruyor.

3- Trump ve Netanyahu'nun Yakınlaşması

Kısa bir süre önce Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'la nasıl başa çıkılacağı konusunda fikir ayrılığına düşmüş gibi görünüyordu.

Ancak son görüşmeler, Tahran'ın nükleer emelleri ve bölgesel vekillerine verdiği destek konusunda yakınlaşmalarının güçlendiğini gösteriyor.

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşini Sara'yı Beyaz Saray'da ağırladı (DPA)ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşini Sara'yı Beyaz Saray'da ağırladı (DPA)

Netanyahu, Trump'ın yaklaşımını açıkça desteklerken, "İsrail kendini savunmak için gerekli tüm önlemleri alacak" dedi.

Netanyahu, yakın iş birliklerinin bir göstergesi olarak, Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday göstererek, Ortadoğu güvenliği konusunda ortak bir cephe oluşturduklarını vurguladı.

4- Tahran Vekillerinin Artan Faaliyetleri

Yemen'deki İran destekli Husiler, son zamanlarda İsrail'e yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı; Tel Aviv yakınlarındaki bölgeleri füze ve insansız hava araçlarıyla hedef aldı ve Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı olduğu iddia edilen Yunan Eternity C ve Magic Seas adlı iki gemiyi batırdı.

Bu koordineli saldırılar, Husilerin artan askeri yeteneklerini ve İran'ın İsrail'e baskı yapma ve hayati önem taşıyan nakliye hatlarını aksatma konusundaki geniş kapsamlı stratejisini ortaya koyuyor.

Artan çatışmalar ise ABD'nin bölgede doğrudan bir askeri çatışmaya sürüklenme olasılığını artırıyor.

Sırada ne var?

İran askeri yeteneklerini güçlendirirken ve Husiler gibi vekilleri bölgesel saldırılarını artırırken gerilim yüksek seyrediyor.

Tahran diplomasiye ihtiyatlı bir ilgi gösterse de nükleer veya füze geliştirme çalışmalarını durdurmaya dair hiçbir işaret vermiyor. İsrail ise bu tehditlerle mücadele etmeye kararlı.

Newsweek'e göre, birçok cephede baskı artarken, yeni bir doğrudan çatışma riski devam ediyor.