Londra restoranları krize romantizmle meydan okuyor

Restoranlar dekorları, ambiyansları ve yemekleri ile ön plana çıkıyor.

Clos Maggiore, Londra'daki en romantik restoranlardan biri olarak biliniyor.
Clos Maggiore, Londra'daki en romantik restoranlardan biri olarak biliniyor.
TT

Londra restoranları krize romantizmle meydan okuyor

Clos Maggiore, Londra'daki en romantik restoranlardan biri olarak biliniyor.
Clos Maggiore, Londra'daki en romantik restoranlardan biri olarak biliniyor.

Londra’nın kendine has, yerel bir mutfağı yok. Ancak uluslararası mutfaklar bakımından zengin ve son on yıl veya daha fazla bir süredir her zevke ve damak tadına hitap etmeyi başarabildi. İngiltere’nin başkenti, Michelin yıldızlı restoranlara sahip. Kaliteli yemeklerde uzmanlaşmanın arttığı şehirde aynı zamanda sokak yemeklerine de odaklanılarak yeni mutfak türleri tasarlandı. Son zamanlarda da şehirde özel günleri kutlamak isteyen çiftler ve romantik bir ortam arayanlar için restoran konsepti oluşmaya başladı.
Londra’da romantik mekanlar oldukça fazla. Ancak OpenTable adlı interenet sitesine göre bazı restoranlar romantik bir ortam arayanların vazgeçilmezleri arasında. Bu restoranlar şöyle sıralanıyor:

Clos Maggiore
Turistik Covent Garden bölgesinin kalbinde yer alan bu restoran, gurmelerin özel günleri kutlaması için tasarlanmış, en romantik mekan olması nedeniyle ödül sahibi en eski adreslerden biri olarak kabul ediliyor. Böylesine romantik bir mekan olmasının ardında ise dekorasyonu, bahçesi, tavanı ve duvarları kaplayan çiçekler var. Restoranda Fransız atmosferi mevcut. Menü, en lezzetli geleneksel Fransız yemeklerini içeriyor. Rezervasyon yaparken arka tarafta, özellikle İngilizlerin ‘konservatuar’ dediği yaz odasından bir masa isteyin. Zira bu oda restoranın en güzel köşesi. Buradaki en lezzetli yemeklerden biri, güllerin altında ve mekanı aydınlatan loş ışıkta yenilen, eritilmiş beyaz tereyağlı sebas balığı.

Park Shinwa, Londra’nın öne çıkan restoranları arasında.

The NoMad London
Covent Garden'da, ünlü Bale Tiyatrosu’nun karşısında bulunan bu otel, Londra’nın en güzel yeni adreslerinden biri. Dekorasyon açısından harika bir restoranı var ve genel olarak otel içindeki restoranlara benzememesi onun için bir avantaj. Restorana, sizi bodrum katına götüren ahşap bir merdivenle ulaşıyorsunuz. Burada cam çatıdan içeri giren güneşi ve sağanak yağmuru görebiliyorsunuz. Ortam oldukça romantik. Kanepeler yeşil renkte, mekan loş aydınlatmalı ve en üst kattan sarkan kristal fenerlerle dolu bir bahçede olduğunuzu hissettiriyor. Bu restoranın avantajı, sadece akşam yemeği için değil, kahvaltı için de kısa ve güzel bir menü sunması. En lezzetli yemeklerinden biri (çok özel gözleme yemeğini unutmayalım), ekşi mayalı ekmek üzerine avokado. Akşam yemeği yemeyi tercih ederseniz kaz ciğerili tavuk ve siyah trüf mantarı tavsiye ediliyor.

Osteria Romana, geleneksel İtalyan yemeklerini sevenlerin tercihi konumunda.  

Margot
Oldukça sessiz olan bu güzel İtalyan restoranı, şehrin en ünlü tiyatrolarına yakın olması ve tiyatro rezervasyon zamanlarına uygun menüler sunması nedeniyle tiyatro severler için mükemmel bir adres. En ünlü yemekleri safranlı risotto, yengeç ravioli ve ahtapot carpaccio. Restoranın avantajı, yemeklerinden garsonlarına kadar her şeyiyle İtalyan otantikliğini sunması.

Risotto Osteria Romana

The Melusine
Deniz ürünlerinin ve balık yemeklerinin aşığıysanız ve romantik bir restoran arıyorsanız burası sizin için en iyi yer. Çünkü Doğu Londra’daki St. Catherine Rıhtımı’na bakan güzel bir konuma sahip. Yemeklerde kullanılan tüm balıklar Britanya Adaları’ndan geliyor, hepsi taze ve deniz kokuyor. Restoranda tadabileceğiniz en lezzetli ürünler istiridye, yengeçli risotto, haşlanmış patates ve pesto soslu ahtapot. Restoranın bir diğer özelliği de yaz aylarında yanaşan yatların görkemini görebileceğiniz, su boyunca açık bir verandaya sahip olması.

“The Nomad”, Covent Garden bölgesindeki en yeni adreslerden.

Osteria Romana
Arap ziyaretçilerin şehrin en ünlü alışveriş merkezi Harrods’un da bulundupu lüks Knightsbridge semtinden uzakta yaşayamayacaklarına veya burayı terk edemeyeceklerine şüphe yok. Restoran, Hyde Park ve Knightbridge’in kesiştiği noktada yer alıyor. Kimsenin başkalarıyla paylaşmak istemediği gizli bir mücevher olarak kabul edildiğinden burayı bilen pek yok. Giriş güzel ve son zamanlarda Londra restoranlarında dekorasyonda moda haline gelen yapay kırmızı güllerle süslenmiş. Restoranda, en ünlüleri saltenboca ve spagetti carbonara olan Roma mutfağından yemekler var.

Park Chinois
Mayfair’de, Barclay Caddesi’nde bulunan otel, Londra’nın en pahalı semtlerinden birinde, Novikov, Sexy Fish, El Borough, Giro ve diğer kaliteli yemek adreslerinin komşusu.
Bu restoran kendine has bir ihtişama sahip. Ortamı güzel ve yemekleri lezzetli. Yemekler Çin usulü ama oldukça modern ve füzyon mutfağı tarzında. Restoranın alt katında lezzetli yemeklerin yanı sıra canlı caz müziği de var. En popüler yemekleri arasında wagyu, dim sum ve Asya yengeç eriştesi bulunuyor.



Dünyanın en büyük toptancı pazarı, Trump’ın vergilerine karşı ne yapacak?

Yivu, küçük imalat ürünlerinin satıldığı en büyük toptancı pazarı (Reuters)
Yivu, küçük imalat ürünlerinin satıldığı en büyük toptancı pazarı (Reuters)
TT

Dünyanın en büyük toptancı pazarı, Trump’ın vergilerine karşı ne yapacak?

Yivu, küçük imalat ürünlerinin satıldığı en büyük toptancı pazarı (Reuters)
Yivu, küçük imalat ürünlerinin satıldığı en büyük toptancı pazarı (Reuters)

Dünyanın en büyük toptancı pazarı olan Çin'in Yivu kentinde esnaflar, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergileri nedeniyle fiyatları artırmak zorunda kalacağını söylüyor.

Çin’in doğusundaki Cıciang eyaletinde yer alan Yivu Uluslararası Ticaret Şehri, 4 milyon metrekarelik bir alana kurulu ve onbinlerce tedarikçinin küçük imalat ürünlerini sattığı devasa bir pazar. 

2022’de yaklaşık 70 milyar dolar değerinde ürün satılan Yivu’daki esnaflar, ABD ve Çin arasında 2018’den beri süren fakat son aylarda iyice şiddetlenen ticaret savaşına karşı hazırlık yapıyor. 

Yivu’da 30 yıldır çerçeve satan Wang Guiying, dükkanı açtığı ilk dönemden çoğu müşterisinin ABD’de yer aldığını fakat son dönemde alıcılarının Ortadoğu merkezli olduğunu söylüyor. Guardian’ın görüştüğü esnaf, “Artık işler daha da zorlaşıyor. Marjlar çok dar ve minimum kârla çalışıyoruz” diyor. 

Güzellik ürünleri satan Ma Lin de ticaretin çoğunu Ortadoğu ülkeleriyle yaptığını belirtiyor. Esnaf, Trump’ın getirdiği gümrük vergilerinin “Çin ve ABD arasındaki ticarette büyük bir kayba neden olacağını” ifade ediyor.

Yivu’daki satıcılar, ABD'nin özellikle Çin mallarına uyguladığı vergilerden ziyade Trump'ın gümrük vergilerinin yol açtığı küresel ekonomik şoktan endişeleniyor. İki ay önce üniversiteden mezun olan ve Yivu’da parfüm ihracatına başlayan 23 yaşındaki Clementine, ekonomik durumla ilgili “iyimser olmadığını” belirtiyor: 

Sanırım başka seçeneğimiz yok. Bunu kabullenmek zorundayız. Trump ne isterse yapabilir.

Yivu esnaflarından Cheng Şiaoyan da şunları söylüyor:

Diğer ülkelerin de ABD'yi takip edip benzer gümrük vergileri uygulamasından endişe ediyorum. Fiyatlarımızı yükseltmek zorunda kalacağız.

Trump, 2 Nisan’da açıkladığı gümrük vergileriyle piyasaları altüst etti. İlk etapta ABD’nin Çin’e uyguladığı toplam vergi oranı yüzde 54’e çıkmıştı. Bunun ardından Çin yüzde 34 oranında misilleme vergi getirmiş, Trump da Çin’e uygulanan vergi oranını tekrar artırarak yüzde 104’e yükseltmişti. 

CNN’in analizinde, bu ticaret savaşından uzun vadede ABD’nin zararlı çıkabileceği değerlendirmesi paylaşılıyor. Pekin yönetiminin yıllardır böyle bir senaryoya hazırlandığı fakat Washington’ın bunu yapmadığı ifade ediliyor. Son birkaç aydır yaşanan sürtüşmelerin ardından, ABD ve Çin arasında Trump’ın ilk döneminde imzalanan ticaret anlaşmasına benzer bir mutabakata varılmasının çok zor olduğu belirtiliyor. 

Trump’ın selefi Joe Biden’ın Ekonomik Kalkınma ve Endüstriyel Strateji eski özel asistanı Alex Jacquez, bu rekabette Amerikalı tüketicilerin büyük zorluk yaşayacağına işaret ediyor: 

Eğer küçük bir işletmeyseniz, özellikle ithalatla uğraşıyorsanız canınız yanacak. Bu durum, gayrisafi yurtiçi hasılayı (GSYH) etkileyecek, bunun da işgücü piyasasına olumsuz yansımaları olacak. Enflasyonist baskıyla karşı karşıya kalınacak.

Independent Türkçe, Guardian, CNN