Mısır DEAŞ işbirlikçilerini yargılıyor

Mısır: DEAŞ ile iş birliği yapmakla suçlanan 8 kişi hakkında hüküm 15 Mayıs’ta verilecek

Kahire’deki Yüksek Yargı Kurumu – Arşiv (Şarku'l Avsat)
Kahire’deki Yüksek Yargı Kurumu – Arşiv (Şarku'l Avsat)
TT

Mısır DEAŞ işbirlikçilerini yargılıyor

Kahire’deki Yüksek Yargı Kurumu – Arşiv (Şarku'l Avsat)
Kahire’deki Yüksek Yargı Kurumu – Arşiv (Şarku'l Avsat)

Mısır’daki olağanüstü Yüksek Devlet Güvenlik Mahkemesi, ‘DEAŞ terör örgütü ile iletişim kurmak, kurum ve tesislere yönelik düşmanca operasyonlar düzenlemeyi planlamak’ ile suçlanan 8 sanık hakkında 15 Mayıs’ta yeni bir oturum düzenleyecek.
Yüksek Devlet Güvenlik Savcılığı, soruşturmaların sonunda sanıkları 2012’den 2018’e kadar olan dönemde Mısır içerisinde ve dışında ‘söz konusu suçları işlemekle’ suçlayarak ceza yargılamasına sevk etti. Söz konusu sanıkların ikisi, Mısır içindeki örgüte bağlı bir terör grubunun üyelerini finanse etmek üzere, terör örgütü DEAŞ ile iletişim kurmak ve ülke dışındaki diğer kimliği belirsiz teröristlerle anlaşma yapmakla suçlanıyor.
Soruşturma sonuçlarına göre sanıklar, o dönemde ülkedeki hayati tesisler, yani Ras Carcub limanı, Sidi Gabir ve Ramses tren istasyonları hakkında bilgi toplamanın yanı sıra, terör faaliyetleri için gerekli fonları sağlamayı kabul etti.
Savcılığın soruşturmalarında ayrıca, planlanan terör faaliyetlerinin uygulanması çerçevesinde sanıkların yukarıda belirtilen tesislerin hedef alınmasıyla ilgili fon ve bilgilerin teslimini tamamlamak için iletişime geçtikleri ifade edildi.
Suçlamalar arasında, ‘kamu düzenini bozmak, toplumun güvenliğini ve çıkarlarını tehlikeye atmak, bireylere zarar vermek, terör faaliyetlerini yaymak, hayatlarını, özgürlüklerini, kamu ve özel haklarını, anayasa ve kanunla güvence altına alınan diğer özgürlük ve hakları tehlikeye atmak, toplumsal barışa ve milli güvenliğe zarar vermek, kamu makamlarının ve devlet menfaatlerinin çalışmalarını engellemek, anayasa, kanun ve yönetmeliklerde yer alan hükümlerin uygulanmasını engellemek’ amacıyla, şiddet, güç, tehdit dilini temsil eden silahlı ve tekfirci bir terör örgütüne (DEAŞ terör örgütü) liderlik etmek de yer alıyor.
Soruşturmalara göre ‘sanıkların tamamının terörist amaçların bilincinde olarak terör örgütünü finanse etme suçları işlemesinin’, ‘terör suçları işlenirken kullanılmak üzere örgüte fon ve bilgi aktarmanın’ ve ‘terör suçları işlemeye yönelik bir suç anlaşmasında dahil olmanın’ yanı sıra sanıklardan bazıları, terör planlarının uygulanmasına hazırlık olarak terör örgütü DEAŞ hakkında askeri, güvenlik ve teknik eğitim aldı.



Suriye’de SDG bölgelerinden diğer bölgelere petrol akışı yeniden başlıyor

Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)
Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye’de SDG bölgelerinden diğer bölgelere petrol akışı yeniden başlıyor

Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)
Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin kuzeydoğusunda Suriye Demokratik (SDG) kontrolündeki bölgelerden ülkenin iç kesimlerine ham petrol akışı, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık'ta devrilmesinden bu yana durdurmuştu. Yeniden başlayan ham petrol akışı, ekonomik ve siyasi durumda yakın zamanda bir ilerleme kaydedileceğinin bir göstergesi olarak görüldü. Öte yandan Şam, Avrupa Birliği'nin (AB) enerji, ulaşım ve bankacılık sektörlerine uyguladığı yaptırımları önümüzdeki pazartesi günü askıya almasını bekliyor.

Suriye basını, SDG ile yeni Suriye hükümeti arasında petrol akışına ilişkin imzalanan ön anlaşma çerçevesinde onlarca ham petrol tankerinin el-Malikiye kırsalındaki Tel Ades terminalinden Humus ve Baniyas'taki rafinerilere yeniden ham petrol taşımaya başladığını bildirdi. Haseke ve Deyrizor illerindeki petrol sahalarından Şam'daki rafinerilere düzenli olarak gönderilen günlük ham petrol miktarının 5 bin varili aşması bekleniyor. Ancak bu miktar Şam'ın kontrolündeki bölgelerin aylık beş milyon varilin üzerinde olduğu tahmin edilen petrol ihtiyacının sadece bir kısmını karşılıyor.

Suriye'nin kuzeydoğusundan ülkenin iç kesimlerine ham petrol akışı, Şam ile SDG arasında çatışmaların önlenmesi ve SDG üyelerinin Suriye ordusuna katılarak ‘birleşik bir Suriye’ içinde ülke yönetimine dahil olması amacıyla siyasi müzakerelerin sürdüğü bir dönemde yeniden başladı.

scdfvgrt
Humus’taki petrol rafinerisi (Arşiv)

Reuters'ın daha önceki bir haberine göre Şam, devam eden yaptırımlar ve mali riskler nedeniyle açtığı ihalelere büyük ithalatçıların hiçbiri başvurmadığı için yerel aracılar vasıtasıyla petrol ithal etmekte zorlanıyor.

Şam, Avrupa'nın enerji, ulaştırma ve bankacılık sektörlerine  uyguladığı yaptırımların askıya alınmasının görüşüleceği yarın yapılması planlanan AB Konseyi toplantısını bekliyor.

Şam, ekonomik döngüyü yeniden başlatmak için ekonomisi hedef alan uluslararası yaptırımların kaldırılmasına umuyor. Her ne kadar Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiği konusunda Avrupa'da bir fikir birliği olsa da daha önce Fransız Haber Ajansı AFP'ye konuşan Avrupalı bir yetkili, bazı ülkelerin ‘terörün finansmanına’ yol açabileceği endişesiyle Suriye'nin bankacılık sektörüne yönelik yaptırımların kaldırılması konusunda anlaşmazlık olduğunu söylemişti.

Suriye Ekonomi Bakanı Basil Abdulhanan ile AB Komisyonu'ndan bir heyetin Şam'da bir araya gelerek ekonomik durumu ve ekonomik kalkınma yollarını değerlendirdiği ve Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını ele aldığı son toplantının ardından, finans sektörüne yönelik yaptırımların kaldırılmasına ilişkin beklentiler arttı.

Raporlar, Avrupalıların yaptırımların bir takvim dahilinde ‘adım adım askıya alınması’ ilkesini benimsediğini gösteriyor. Buna göre ya AB yaptırımları kademeli olarak kaldıracak ya da tam tersi olacak. Avrupalılar, Suriye toplumunun tüm kesimlerinin geçiş dönemine dahil edilmesini, kadınların katılımının sağlanmasını ve haklarına saygı gösterilmesini, vatandaşlık haklarını garanti altına alan yeni bir anayasa hazırlanmasını ve özgür seçimlerin yapılmasını istiyorlar.

Şarku’l Avsat'a konuşan Şam'daki kaynaklar, Suriye'nin mevcut durumunda bu koşulların sağlanmasının zor bir görev olduğunu belirttiler. Durumun henüz güvenlik düzeyinde istikrara kavuşmadığını ve bunun da istikrara bağlı olduğunu belirten kaynaklar, bunun da ekonominin iyileşmesine, ekonominin iyileşmesinin ise yaptırımların kaldırılmasına bağlı olduğunu vurguladılar.

Kaynaklar, Avrupa tarafından uygulanan yaptırımların hafifletilmesi bu kısır döngüyü kıracağını ve hükümetin Suriyelilerin yaşam koşullarını iyileştirmek için gerçek adımlar atmasını sağlayacağını, zira halen maaşları ödeyemediğini ve iç barış için gerçek bir tehdit oluşturan yüz binlerce kişiyi işten çıkarma ikilemini çözemediğini ifade ettiler.

scdfvg
Şam sokaklarında yakıt pet şişelerde satılıyor (Şarku’l Avsat)

27 ülkeden oluşan AB, 2011 yılının mayıs ayında, halk protestolarının acımasızca bastırılması karşısında Beşşar Esed rejimine geniş kapsamlı yaptırımlar uygulamış, yaptırımlar birkaç kez uzatılmış ve başta Suriye petrolünün ve petrol ürünlerinin ihracatının yasaklanması ve yatırımların kısıtlanması olmak üzere Suriye ekonomisinin büyük ve temel alanlarını kapsayacak şekilde genişletilmişti. Bankacılık alanında, Suriye Merkez Bankası'nın AB ülkelerindeki mal varlıkları donduruldu ve Suriyeli finans kuruluşlarının Avrupa'da şube ya da şirket açmaları engellendi. Esed rejimiyle bağlantılı yüzlerce kişi, yetkili ve kuruluşun mal varlıklarının dondurulmasını ve seyahat yasaklarını da içeren yaptırımlar, Suriye ekonomisinin kötüleşmesine ve yolsuzluğun yayılmasına katkıda bulundu.

BM tarafından cuma günü yayınlanan bir raporda, Suriye ekonomisinin mevcut büyüme oranlarında devam etmesi halinde 2080 yılından önce 2011 öncesi gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) seviyesine ulaşamayacağı uyarısında bulunuldu. Rapora göre iyileşme süresinin on yıla indirilmesi için yıllık ekonomik büyümenin altı kat artması gerekiyor. GSYİH, son 14 yılda değerinin yarısından fazlasını kaybetti ve her on Suriyeliden dokuzu yoksulluk sınırının altında yaşıyor.