Reuters: Elektrik fiyatlarını düşürmek için açılacak ihalede teklifler tatmin etmezse hükümet rüzgar ve güneşe desteği azaltabilir

EÜAŞ, 2025 yılı sonuna kadar üretilen elektriğin bir bölümünü satın almak için yarın açacağı ihalede teklifleri alacağını duyurmuştu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Reuters: Elektrik fiyatlarını düşürmek için açılacak ihalede teklifler tatmin etmezse hükümet rüzgar ve güneşe desteği azaltabilir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Tüketicilerin yükselen elektrik faturalarına tepkisi nedeniyle zamların bir kısmını geri alan hükümetin, elektrik sübvansiyonlarıyla bütçe gelen yükü engelleme adımları sürerken, bu kapsamda EÜAŞ'ın açacağı ihalede gelen fiyatlara göre Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması'nda(YEKDEM) değişiklik olabilir ve destek azalabilir.
Üç kaynağın verdiği bilgiye göre, ihalede gelen fiyatlar istenen düşüşü sağlamazsa, rüzgar ve güneş enerjisinin 10 yılda sıfırdan başlıca elektrik üretim kaynağı haline gelmesini sağlayan YEKDEM'de değişikliğe gidilerek bu sektöre verilen teşvikler azaltılabilir.
YEKDEM yenilenebilir elektrik santrallerinde üretilen elektriğe kısmen dolara endeksli fiyatla alım garantisi verilmesi esasına dayanıyor. Ancak YEKDEM'de verilen desteğin fiyatların düşmesine engel oluşturabileceği de düşünülüyor.
Hükümet yıl başında elektrik fiyatlarına yüzde 120'nin üzerinde zam yaptıktan sonra gelen yoğun tepki üzerine zammın bir bölümünü geri aldı. Anketlere göre, seçmen ekonomiyi ülkenin en büyük sorunu olarak görürken, kaynaklar seçmenin en ağır tepkiyi enerjideki zamlara verdiğinin altını çiziyorlar.

Hükümete maliyeti
Bu kapsamda hükümet üreticilerin sattığı elektriğin fiyatını düşürmek, böylece elektrik tüketimine uygulanan sübvansiyonun bütçeye daha fazla yük olmaması için adım attı. Enerji Bakanı Fatih Dönmez, elektrik sübvansiyonlarının geçen yıl bütçeye maliyetinin 100 milyar lira olduğunu açıklamıştı.
Bu kapsamda EÜAŞ, 2025 yılı sonuna kadar üretilen elektriğin bir bölümünü satın almak için yarın açacağı ihalede teklifleri alacağını duyurmuştu.
Tüketiciye satılan elektriğin fiyatı ancak sınırlı miktarda artırılabilirken, doğalgaz ve kalorifik değeri yüksek kömür gibi ithal kaynaklardan elektrik üretim maliyeti keskin biçimde arttı. Doğalgazın geçen yıl başlayan fiyat artışına Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile Şubat sonunda kömür de katıldı.
Uluslararası spot piyasada doğalgazın fiyatındaki (LNG) artış bir yılda yüzde 400'ü bulurken, kömürde beş ayda görülen artış yüzde 100'ü aştı.
Üretim maliyeti yüksek doğalgaz ve kömür santrallerinin etkisiyle, yurtiçi elektrik piyasasında Aralık ayında zaten 70 dolar ile zaten yüksek olan elektriğin 30 günlük ortalama MW fiyatı bu ay 100 doları aştı.
YEKDEM, Türkiye'nin doğalgaz, kömür ve akarsuların ardından dördüncü ana elektrik üretimi kaynağının oluşturmasını sağladı. Her ne kadar destek tutarı son yıllarda bir miktar azaltılmış olsa da YEKDEM sayesinde kurulan santraller geçen yıl elektriğin yüzde 19'unu üretti.
YEKDEM'in dolara endeksli gelir garantisi santrallerin yurtiçi ve dışından kolayca finansman bulmasını sağladı. Mekanizmada alım fiyatlarının düşürülmesine yol açacak bir değişiklik yeni kurulacak yenilenebilir enerji santrallerine yatırım iştahını etkileyebilir.

"Temel amaç YEKDEM’i devre dışı bırakmak”
Üst düzey bir kamu yetkilisi, hükümetin elektrik piyasasındaki fiyatları düşürmek için kararlı olduğunun altını çizerek, "YEKDEM'in EÜAŞ'ın elektrik alması sistemine girip girmeyeceği yönünde değerlendirmeler daha netlik kazanmadı. Temel amaç YEKDEM'i dışarıda bırakma... Gelişmelere göre hareket edilecek" dedi.
Yetkili, hükümetin YEKDEM'e dokunmayı, dolayısıyla yabancı yatırımcılar önünde engel oluşturacak bir adım atmak istemediğini ifade ederek, "Temel yaklaşım YEKDEM'e dokunmadan bir elektrik alım sistemi kurmak. Bu hafta (EÜAŞ ihalesinde) alınacak teklifler sonrası daha net bir karar ortaya çıkar" dedi.
Bir özel sektör kaynağı da hükümetin EÜAŞ ihalesiyle kömür ve doğalgazdan üretilen elektriğin maliyetini düşürmek istediğini, bunun başarılamaması halinde YEKDEM'in mevcut halinin tehlikeye girebileceğini belirtti. Sektör kaynağı, "Hükümet YEKDEM'e dokunmak istemiyor ancak teklifler ile üretimde ortalama maliyetin düşürülmesi sağlanamazsa bazı kararlar alınmak zorunda kalınabilir. Bu risk halen var" dedi.
Aynı özel sektör kaynağı, "Şu anda YEKDEM'de elektrik fiyatı 70 dolar civarında. Temel amaç zaten şu anda 80 doların altına inilmesi. YEKDEM düzenlemesine dokunulmaması için çaba göstereceklerdir" dedi.

İhale piyasadaki dengeleri değiştirebilir
Şu anda elektrik üreticileri ile alıcılar arasındaki anlaşmalar EPİAŞ toptan elektrik piyasasında oluşan refeans fiyatı baz alıyor. Ancak artan hammadde fiyatları ve TL'deki değer kaybıyla birlikte burada oluşan fiyatlar giderek hızlanan bir yükseliş eğilimine girdi.
Her ay yükselen bir tavan fiyatın uygulandığı piyasada fiyatlar giderek tavan fiyata yaklaşıyor. Son olarak Şubat ayında oluşan ortalama fiyat tavan fiyatın sadece %8 altında kaldı, yani elektrik üretim maliyetinin düşmemesi halinde fiyatların daha da artabileceğine işaret etti.
Türkiye'de konutlar ve küçük işletmeler EPDK'nın belirlediği sübvansiyonlu tarifeden elektrik alırken, serbest tüketici olarak nitelendirilen daha yüksek miktarda elektrik tüketenler sübvansiyonsuz, EPİAŞ piyasasında oluşan gösterge fiyata endeksli fiyattan elektrik alıyorlar.
Adının açıklanmasını istemeyen bir enerji sektörü analistinin verdiği bilgiye göre, EÜAŞ ihale ile Türkiye'de tüketilen elektriğin yaklaşık %20'sini tek seferde satın almayı planlıyor. Böylece tüketiciye sübvansiyonlu satılan elektriği olabildiğince ucuz fiyattan, kamuya asgari yük getirerek alınması planlanıyor.
Analist yeni santral yatırımları için santral sahiplerinin kâr edebilmesi gerektiğini ifade ederek, EÜAŞ ihalelerinde oluşacak fiyatın bu açıdan yakından izleneceğini söyledi.

"EPDK kararının yatırımlara olumsuz etkisi olabilir"
Düzenleyici kurum EPDK'nın geçen hafta aldığı bir karara göre de EÜAŞ'ın ihalesine katılmayan santrallerin ürettiği elektriğin satışı için azami fiyatı da EPDK tarafından kaynak bazında belirlenebilecek. Piyasada oluşan fiyat bu azami fiyatın üzerinde çıkarsa, aradaki fark üretim maliyeti yüksek santrallere transfer edilebilecek.
Dağıtım sektöründen bir kaynağın verdiği bilgiye göre, bu karar ile elektrik üretim maliyeti daha düşük olan yenilenebilir kaynaklar ve belki de yerli kömür santrallerinden toplanan parayla pahalı santrallere destek verilmesinin kapısı açılıyor. Kaynak bu kararın devreye alınması halinde yatırım iştahının olumsuz etkileyeceği belirtti.
EPDK ise elektrik fiyatlarının makul olmayan değerlere ulaşmasının önlenmesi, yaşanan kaynak maliyeti artışları nedeni ile üretim yapamayan santrallerin de desteklenerek arz güvenliğine katkısının sağlanması için önlemleri aldığını açıklamıştı.
 
Reuters, Independent Türkçe



Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
TT

Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)

İntisar Antar

Doğalgaz, Nijerya'nın bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 75'ini ve ülkenin ihracat gelirlerinin yüzde 95'ini oluşturan en önemli kaynak. Bu durum rekabete yol açarken, Nijerya’dan Avrupa'ya doğalgaz ihraç etme yöntemleri kritik jeostratejik konular haline geldi.

Cezayir ve Fas birkaç yıldır bu konudaki mega projeler için birbiriyle rekabet ediyor. Nijerya hükümetinin üst düzey yetkilileri, yıllık 30 milyar metreküp kapasiteye sahip olması beklenen ünlü doğalgaz boru hattına ilişkin çelişkili açıklamalar yapıyor.

Nijerya hem Cezayir hem de Fas ile mutabakatlar imzalayarak güçlü iş birlikleri kurma isteğinin sinyallerini verdi.

Nijerya'dan başlayıp Avrupa'ya uzanan iki proje söz konusu. Bunlardan ilki, Batı Afrika kıyısı boyunca uzanan Fas-Nijerya Doğal Gaz Boru Hattı (NMGP). İkincisi ise Nijerya, Nijer ve Cezayir'i birbirine bağlayan ve ‘Trans-Sahra’ olarak da bilinen NIGAL Doğal Gaz boru hattı. Fas ile olan gaz boru hattının su altından, Cezayir ile olan gaz boru hattının ise toprak altından geçmesi planlanıyor.

Bu iki rakip proje, özellikle doğalgaz piyasasında ve Rabat ile Cezayir arasındaki rekabet çerçevesinde enerji piyasasının yeniden düzenlenmesi bağlamında stratejik ekonomik öneme sahip. Bu projeler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ortaya çıkan enerji krizinden faydalanmayı başardı. Fas, Cezayir ve Nijerya, Avrupa kıtasının ana tedarikçisi Rusya'dan kopması nedeniyle Avrupa'ya doğalgaz tedariki için en iyi alternatifler olarak öne çıkmakta gecikmediler.

Tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi

İddialı bir şekilde doğan her iki proje de ilgili ülkelerin ekonomik umutlarını ve isteklerini taşıyor. Büyük doğal gaz rezervlerine sahip her iki ülke de Avrupa'ya ve diğer küresel pazarlara gaz tedariki için altyapıyı geliştirerek konumlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Her ikisi de bölgesel ekonomik hakimiyetlerinin yanı sıra jeopolitik nüfuzlarını güçlendirmeye ve stratejik ittifaklarını pekiştirmeye çabalıyor. Bunun yanında gaz boru hatlarının geliştirilmesi, artan enerji talebinin karşılanması ve arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bunlar arasında Avrupa ve Afrika enerji pazarlarına erişim için rekabetin yanı sıra her iki ülkenin ekonomik ve jeostratejik konumlarını güçlendirme arzuları da yer alıyor.

Jeo-ekonomik düzeyde, gaz boru hatları, projenin kesiştiği ülkelerin ekonomisini canlandırabilecek ve yeni iş fırsatları yaratabilecek büyük yatırımlar anlamına geliyor.

Ancak bu projeler aynı zamanda egemenlik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik konularını da gündeme getirirken, dikkatli ve şeffaf bir yönetim gerektiriyor.

Bu projeler Fas ve Cezayir'in yanı sıra, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS), Nijerya’ya ve Avrupalı iş ortaklarına da fayda sağlıyor. Gaz boru hattı projelerinde yer alan ulusal şirketlerin yanı sıra Sahel bölgesi, gaz boru hatlarının geçtiği ülkelerdeki diğer oyuncuları, uluslararası yatırımcıları ve çevre örgütlerini de unutmamak gerekiyor.

Cezayir'den geçen gaz boru hattının bin 37 kilometresi Nijerya topraklarında, 841 kilometresi Nijer topraklarında ve 2 bin 310 kilometresi Cezayir topraklarında olmak üzere 4 bin 128 kilometre uzunluğunda olması bekleniyor.

Merkezi Paris'te bulunan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre 3 Temmuz 2009 tarihinde imzalanan mutabakat zaptı sırasında maliyetin 10 ila 11 milyar dolar arasında olacağı tahmin edilirken, 2024 yılında bu rakamın 19 ila 20 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

Nijerya'nın Warri şehrinden başlayıp, Nijer üzerinden Cezayir'in Hassi R'Mel şehrinde sona erecek olan mevcut en büyük gaz boru hattı Trans-Akdeniz Boru Hattı’na (TransMed) bağlanabilecek gaz boru hattının Cezayir üzerinden geçmesinin maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar.

Gaz kapasitesinde yıllık 7 milyar metreküplük bir artışa olanak tanıyan bu proje, yıllık 26,5 milyar metreküplük kapasiteye eklendiğinde bu rakamın yıllık 33,5 milyar metreküpe ulaşılmasını sağlayacak. TransMed'in 550 kilometrelik bir bölümü, Cezayir toprakları üzerinden ve 370 kilometrelik bölümü ise Tunus toprakları üzerinden geçerek İtalya'ya uzanıyor.

Proje, 2023 yılında Avrupa'ya toplam tedarikin yüzde 19'unu sağlayan ve bunu yüzde 20 ila 25'e çıkarmayı hedefleyen Cezayir için stratejik bir önem taşıyor.

Enerji Bakanlığı'nın çeşitli raporlarına göre bu gaz hattı ihracat kapasitesini artıracak. Cezayir'in konvansiyonel gaz rezervlerinin 2 bin 400 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre genelleştirilmiş sübvansiyon politikası nedeniyle yüksek iç tüketim mevcut ihracata yakın seyrediyor. Yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi 2023 yılında iç tüketimin yüzde ikisinden daha azını oluştururken, 2030-2035 yıllarında bu oranın yüzde 40'a çıkarılması hedefleniyor.

Maliyetinin 25-30 milyar dolar arasında olacağı ve tamamlanmasının sekiz ila 10 yıl süreceği tahmin edilen Fas-Nijerya gaz boru hattı, yaklaşık 6 bin kilometre uzunluğunda ve büyük bir kısmı denizden geçiyor.

Afrika'nın batı kıyısı boyunca Nijerya'dan Benin, Togo, Gana, Fildişi Sahili, Liberya, Sierra Leone, Gine, Gine-Bissau, Gambiya, Senegal, Moritanya, Togo ve Batı Sahra üzerinden Fas'a uzanması planlanan boru hattı, Fas'ı Avrupa'ya bağlayacak. Aynı zamanda Nijer, Burkina Faso ve Mali gibi denize kıyısı olmayan ülkeleri besleyecek ve uzun vadede Fas-Avrupa gaz boru hattına ve Avrupa gaz şebekesine bağlanmalarını sağlayacak.

Mutabakat zaptı ECOWAS üyelerinin ve gaz hattının geçtiği tüm ülkelerin fizibilite ve teknik çalışmalara, kaynak seferberliğine ve uygulamaya katkıda bulunma taahhüdünde bulunduklarını vurguluyor. Söz konusu ülkeler mevcut aşamada hattın inşasıyla ilgili anlaşmaları imzalamanın yanı sıra Avrupa'ya ulaşabilecek gaz miktarını teyit etme ve 2018 yılının aralık ayında Senegal ile Moritanya'nın ortaklaşa yürüttüğü ‘Greater Tortue Ahmeyim LNG’ isimli sıvılaştırılmış doğal gaz projesinin geliştiricileriyle görüşmelere başlama niyetlerini ifade ettiler.

Bu projeyle Nijerya'nın gaz kaynaklarının çeşitli Afrika ülkelerine bağlanması hedefleniyor. Kuzey Batı Afrika bölgesinde Nijerya'yı Benin ve Togo üzerinden Gana'ya bağlayan Batı Afrika Gaz Boru Hattı (WAGP) ve ‘Pere Duran Farrell’ olarak da adlandırılan Mağrip-Avrupa Gaz Boru Hattı (MEG) olmak üzere halihazırda iki gaz boru hattı bulunuyor.

Maliyet hesapları ve bölgesel bloklar arasındaki tartışmalar

Cezayirli yetkililer pazarlama stratejilerini, başlangıçta 2027 yılında teslim edilmesi planlanan boru hattının tamamlanma tarihine odaklarken, Fas'ın teslim tarihi ise 2046 olarak planlanıyor.

Cezayir ayrıca boru hattındaki enerji kaynaklarının hibridizasyonunu planlayarak projesi için çevresel bir argüman da ortaya koyuyor. Güneş enerjisi ve doğalgazın bir arada olduğu hibrid enerji santralleri kurmayı planlayan Cezayir, bölgesindeki metrekare başına 2 bin kilowatt saate denk gelen yılda 3 bin 500 saat güneş ışığından elde edilecek olağanüstü enerji kaynağına dikkati çekiyor. Cezayir kendi projesinin 13 milyar dolar olarak tahmin ettiği maliyetinin şu an 19 milyar dolara yükselmiş olsa da Fas'ın projesinin ise 25 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Ayrıca kendi projelerinin sadece üç ülkeden geçtiği için teknik ve diplomatik açıdan daha uygulanabilir olduğunu savunuyor.

Fas ise projenin jeo-ekonomik potansiyeline, Atlantik kıyısında yer alan ve ekonomik faydalarından yararlanacak 13 ülkeyi kapsadığı için ekonomik açıdan daha etkili olduğunu vurgulayarak, Cezayir’in argümanlarına karşılık veriyor. Rabat, ECOWAS yetkililerinin 2022 yılının aralık ayında projenin önce bölgenin ardından ECOWAS'ın enerji ve ekonomik uyumunu sağlayacağını vurgulayarak verdikleri desteğe güveniyor. Buna karşın Cezayir, projesinin boru hattı projesinde yer alan 13 ülkeden dokuzu tarafından imzalandığını da ekliyor.

Cezayir ile petrol devi Total Energies ve Fas ile dev enerji şirketi Shell Energy arasında imzalanan bazı prensip anlaşmaları, boru hattıyla ilgili rekabetin Avrupa ve Sahra altı ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyebileceği riski oluşturuyor.