Dünya’nın jeopolitik pusulası nereyi gösteriyor?

Dünya’nın jeopolitik pusulası nereyi gösteriyor?
TT

Dünya’nın jeopolitik pusulası nereyi gösteriyor?

Dünya’nın jeopolitik pusulası nereyi gösteriyor?

Tarihçilerden bazıları, büyük güçlerin yükseliş ve düşüş süreçlerinin; coğrafi olarak yan yana olan büyük güçler arasında başlayan ve küresel düzen içinde gücü ve payları yeniden dağıtmayı hedefleyen bir çatışmanın başlaması, değişim gücüyle yerleşik gücün karşı karşıya gelmesi, yorgunluk, bitkinlik ve karşılıklı olarak yıpranmanın ardından büyük bir gücün yükselişi şeklinde seyrettiğini söylüyorlar.
Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’nda bu oldu. Almanya iki kez İngiltere ile karşı karşıya geldi. ABD, Sovyetler Birliği'nin yanında süper bir güç olarak yükseldi. Aslında 1945'ten sonra dünya düzenini kuran da ABD’deydi.
İngiliz tarihçi Paul Kennedy, en önemli eseri olan ‘The Rise and Fall of the Great Powers’ (Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri) adlı kitabında, büyük güçleri ayakta tutanın zenginlikle birlikte var olan güç olduğunu söylüyor. Kitaba göre güç, zenginliği korur ve zenginlik de güce harcanır.  Ancak zamanla ikisi arasındaki bu ilişki aşınır ve güç + zenginlik olunca yapı çöker. Bu aşınmanın ulaştığı en yüksek yer‘tepe noktası’ olarak adlandırılır.
Büyük güçler, bu tepe noktasında, kendi ulusal güvenlik stratejilerine yeniden öncelik vermeye başlarlar.

Ukrayna eski - yeni dünya düzeninin neresinde yer alıyor?
ABD'nin kurduğu dünya düzeni, 1950'li yıllardan itibaren ortaya çıkan krizlerle sarsılmaya başladı. Bu krizler arasında Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, Arap-İsrail çatışması, Küba krizi, Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve 11 Eylül 2001 terör saldırıları yer alıyor.
Bu krizler, İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya düzeninin ve ilkelerinin temelleri atılırken meydana gelmiş ve ele alınmıştır. Ancak dünya düzeninin krizlerle başa çıkma kabiliyetini zayıflatan da bu krizler oldu. Dünya düzeninin çeşitli düzenlemeleri, üzerinde anlaşmaya varılan ilkeleri ve hatta Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından yönetilen fiili kurumları vardır.
Ama dünyadaki örneğin Çin'in yükselişi ve ABD’nin nüfuzunun azalması ya da yorgunluğu gibi jeopolitik kaymalardan sonra patlak veren Ukrayna savaşı, 1945 dünya düzeninin belini kıran saman çöpü oldu.  Dünya kendini beklenmedik bir şaşkınlık içinde buldu. Yangını söndürmeyi kabul eden küresel itfaiyeci nerede? Dünya düzeninin kurumlarının kalbinde yer alan, eski düzene darbe indirmek ve içinde daha büyük bir role sahip olacağı yeni bir düzen kurmaya çalışmak için doğru zamanın geldiğine karar veren saldırganı yaptıklarından sorumlu tutacak olan küresel caydırıcı güç nerede?
Eğer bu bağlamda eski grafikteki sapma noktası Ukrayna savaşı ise artık şu andan itibaren dünya eskisi gibi olmayacak ve eski kurumlar artık olaylarla baş edemeyecek, kısacası genel bir özelliği iktidarsızlık olacak.

Peki, bunun sebebi ne?
Ukrayna'ya savaşı, ittifakların ve önceliklerin yeniden düzenlenmesine yol açtı. ABD, Rusya'nın artık sahnede olmadığına inandı ve birden ona yöneldi. Ortadoğu'nun bir kenara itildiğini düşündü ve aniden ona dönerek petrolü ve enerji kaynakları için eteğine yapıştı. Endo-Pasifik bölgesinin Çin ile 21. yüzyıl çatışmasının sahne olacağı coğrafya olduğunu düşündü, bölge bir anda öncelikleri arasında Avrupa ve Ortadoğu'dan sonra üçüncü sırada yer aldı. Ulusal Güvenlik El Kitabı’nda jeopolitik önceliklerini, Çin, Rusya, Kuzey Kore ve İran olarak sıraladı ve gelecekteki çatışmaların temeli olan AUKUS, QUAD ve diğer ittifakları kurdu.
Tüm bunları yapmakta haklıydı, ama Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) yeniden gündeme gelmesi, ABD’nin beklemediği bir durumdu. ABD Başkanı Joe Biden, neden şimdiye kadar yönetiminin Ulusal Güvenlik Stratejisini açıklamadı?
Henüz ne ABD ordusuna, ne ekonomisine ne de parasına dokunmadan vekili gerçek rakibiyle savaşmaya hazırladı ve beklenmedik bir şey olmadıkça, rakibi tükenene kadar da böyle devam edecektir.
Dünya’nin geçici hiyerarşik tablosu şöyle görünüyor:
ABD, isteksiz olan Çin'i saflara katılması için baskı yapmaya çalışan Batı'nın Rusya'ya karşı itici gücü olmanın yanı sıra AUKUS ve QUAD gibi yeni ittifaklar kurma vaadinde bulunuyor.
Çin, ABD’den taktiksel homojenlikle stratejik bir farklılaşma istiyor, ama bu nasıl olacak? Çin, dünyanın ön saflarında yer almayı, dolayısıyla ABD ile stratejik farklılaşmayı ve Rusya karşıtlığı dalgasına tamamen dahil olmamayı hedefliyor. Çünkü batı takımında yedek oyuncu olabilir.
Taktiksel homojenlik ise Ukrayna’daki sivillerin korunması, insani ve tıbbi yardım sağlanması ve istikrar ile ilgili her konuda ABD ile özdeşleşmedir. Çin'in de yurtiçinde ve yurtdışında bir takım sorunları var.  Bunlar, içeride Tibet ve Uygur azınlıklarla, dışarıda da etrafında nüfuz alanları çizme girişimleriyle ilgili sorunlar.
Son olarak, yukarıdakilerin hepsinin jeopolitik pusulası, Ukrayna sahnesinde olanlarla ilgili olabilir ve bu da Harkov, Dnipro veya Kyiv düşsün ya da düşmesin, pusulanın yönünü gösteren ibre olacaktır.

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı

Ukrayna savaşındaki jeopolitik gerçekler

Putin'in Ukrayna'daki ‘iyimser stratejisinin’ kusurları



Alaska Zirvesi: Trump, Putin'in izolasyonunu kırdı

Başkan Trump, dün Alaska Zirvesi'nin başlamasından önce Anchorage'daki Elmendorf Richardson Hava Kuvvetleri Üssü'nde Başkan Putin'i karşıladı (AFP)
Başkan Trump, dün Alaska Zirvesi'nin başlamasından önce Anchorage'daki Elmendorf Richardson Hava Kuvvetleri Üssü'nde Başkan Putin'i karşıladı (AFP)
TT

Alaska Zirvesi: Trump, Putin'in izolasyonunu kırdı

Başkan Trump, dün Alaska Zirvesi'nin başlamasından önce Anchorage'daki Elmendorf Richardson Hava Kuvvetleri Üssü'nde Başkan Putin'i karşıladı (AFP)
Başkan Trump, dün Alaska Zirvesi'nin başlamasından önce Anchorage'daki Elmendorf Richardson Hava Kuvvetleri Üssü'nde Başkan Putin'i karşıladı (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin, Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından üç yılı aşkın süren diplomatik izolasyonu Alaska'da düzenlenen "tarihi" zirveyle kırdı.

ABD-Rusya görüşmelerinin ana gündem maddesi Ukrayna meselesi olurken, 2021'den bu yana ABD ve Rus lideri arasında gerçekleşen ilk zirvede, Yeni START nükleer silahsızlanma anlaşmasının uzatılması ve Moskova'ya uygulanan ekonomik yaptırımlar gibi bir dizi başka önemli konu da ele alındı.

Rusya-Ukrayna savaşını tırmanma riski taşıyan "kan banyosu" olarak nitelendiren Trump, Nobel Barış Ödülü'ne layık küresel bir barış elçisi olarak statüsünü güçlendirecek bir ateşkes için çabalıyor. Seçim kampanyası sırasında Ukrayna'daki savaşı 24 saat içinde sona erdirme sözü veren Trump, Alaska zirvesinin sonuçlarını temel alarak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile çatışmaya nihai bir çözüm bulmak üzere "üçlü zirve" düzenlemeyi hedefliyor.

Zelenskiy, Trump ve Putin arasındaki ikili görüşmenin sonucu konusunda endişeli görünüyordu ve iki cumhurbaşkanının görüşmesi öncesinde Rusya'nın saldırılarının devam ettiğini belirtti. Telegram'da şöyle yazdı: "Müzakere günü de insanları öldürüyorlar. Bunun birçok anlamı var." "Savaş devam ediyor... Moskova'nın bu savaşı sona erdirmeye hazır olduğuna dair hiçbir belirti yok."